• Sonuç bulunamadı

6331 sayılı Kanunun en önemli özelliği, çalışma hayatında kamu-özel sektör ayrımı yapmadan tüm çalışanların sağlık ve güvenliklerinin sağlanmasını amaçlamış olmasıdır. Dolayısıyla kamu işyerlerinde istihdam olunan ve bir iş sözleşmesine da- yalı çalışanlar ile kamu hukuku statüsüne göre çalışanlarla ilgili iş sağlığı ve güven- liği önlemlerinin alınmaması durumunda, kamu işverenlerinin hukuki ve cezai so- rumluluğunun yanında, idari sorumlulukları da bulunmaktadır.

396 TUNÇOMAĞ/CENTEL, s.141. 397 BAYCIK, s.161.

Nitekim kamu işyerleri de iş sağlığı ve güvenliği denetimine tabidir. Denetim, 6331 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasının izlenmesi ve teftişi, iş sağlığı ve güvenliği yönünden teftiş yapmaya yetkili Bakanlık iş müfettişlerince yapılır. Bu Kanun kapsamında yapılacak teftiş ve incelemelerde, 4857 sayılı Kanunun 92, 93, 96, 97 ve 107 nci maddeleri uygulanır (İSGK m.24/1). Kamu işverenleri, iş müfettiş- lerinin görevlerini layıkıyla yapmaları için kendilerine her çeşit kolaylığı göstermek, bu yoldaki isteklerini geciktirmeksizin yerine getirmekle yükümlüdürler (İşK m.92/2).

Tüzel kişiliği olsun ya da olmasın tüm kamu kurum ve kuruluşlarında iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına aykırı bir durumun tespit edilmesi durumunda, idari para cezası uygulanır (İSGK m.26/2).

Kamu çalışanları kısa vadeli sigorta kollarına tabi olmadıkları için iş kazası ve meslek hastalıklarına maruz kalmaları halinde, Sosyal Güvenlik Kurumuna kamu işverenince bildirim zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak kamu işvereni olan sağlık hizmeti sunucuları tarafından kendisine bildirilen meslek hastalıklarını, öğrendiği tarihten itibaren üç iş günü içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirme yükümlülüğü vardır (İSGK.m.14). Sağlık hizmeti sunucuları kendilerine intikal eden iş kazalarını, yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucuları ise, meslek hastalığı tanısı koydukları vaka- ları en geç on gün içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirmekle yükümlüdürler399

.

I. İdari Para Cezaları

6331 sayılı Kanun m.26’da, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili hükümlere aykırılık halinde uygulanacak idari para cezaları düzenlenmiştir400

. İşverene yüklenebilecek cezai sorumluluk, 4857 sayılı Kanun ile 6331 sayılı Kanundan kaynaklanmaktadır. Buna göre, kanun ve bu kanuna dayanarak çıkarılan yönetmelik hükümlerine aykırı olarak gerekli iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almayan işverenlere, idari para ce- zası uygulanmaktadır (m.26).

399 Bu bildirimleri yerine getirmeyen sağlık hizmeti sunucuları veya yetkilendirilen sağlık hizmeti

sunucularına 2015 yılı Ocak ayı itibariyle 2466 TL idari para cezası uygulanacaktır.

6331 sayılı Kanuna göre verilen idari para cezaları, adli değil, idari nitelikli ce- zalar olup, gerekçesi belirtilmek suretiyle Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürünce veri- lir. Kanunun m.14’de belirtilen bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyenler için uygulanan idari para cezaları hariç olmak üzere bu Kanuna göre tahsil edilen idari para cezaları, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili eğitim ve araştırma-geliştirme projeleri- ne ilişkin harcamalarda kullanılır. Bu amaçla ihtiyaç duyulan ödenek, Bakanlık büt- çesinde öngörülür (m.26/6).

İş sağlığı ve güvenliği mevzuatına aykırılık, mevzuatın öngördüğü yükümlü- lüklere aykırı davranmak anlamına gelir. Bu kapsamda, önlem almak, önlemleri ek- sik almak, gerekli araç ve gereçleri sağlamamak, iş sağlığı ve güvenliği organizasyo- nunu oluşturmamak mevzuata aykırılığın somut örnekleri olarak gösterilebilir401. İş sağlığı ve güvenliği mevzuatında öngörülen yükümlülükleri yerine getirilmemesi durumunda, idari para cezasının muhatabı doğrudan işverendir. Her ne kadar işveren vekilleri bu kanunun uygulanması bakımından işveren sayılsalar da, iş sağlığı ve güvenliği yükümlülüklerine aykırılık halinde, idari para cezalarından dolayı sorumlu- lukları bulunmamaktadır (m.3/2, 26)402

. Çünkü Kanunun m.26’sı yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde sorumlu olarak işvereni belirlemiştir. Ancak işverenin kendisini temsil eden ve zararın oluşmasında kusuru bulunan işveren vekillerine ödediği para cezasını rücu etmesi de mümkündür. Burada işçi sıfatını taşıyan işveren vekilinin, para cezasına sebebiyet vererek özen borcunu ihlal ettiğinden işveren veki- linin kusuru oranında talepte bulunabilecektir403

.

Diğer taraftan, idari para cezaları kamu işverenlerine de uygulanabilecektir. Kamu idareleri her türlü iş sağlığı ve güvenliği önleminin alınması için yeterli öde- nek ve imkânı sağlamasına rağmen bu konuda sorumlu kişiler (yöneticiler) bunu kul-

401 AYDIN, Ufuk/EZER, Burcu, İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatına Aykırılık Sebebiyle Uygulanan

İdari Para Cezalarına İlişkin Sorunlar, Çalışma ve Toplum Dergisi, 2014/4 s.15.

402 Aksi yönde: SÜMER, S.169. Sümer’e göre, “…iş sağlığı ve güvenliği hükümlerine aykırılık halin-

de ceza sorumluluğu, işveren veya işverenin sağlık ve güvenlik önlemlerini alma görevini kendisine yüklediği işveren vekili üzerindedir”.

lanmayarak idari para cezasının uygulanmasına sebep olmuşlarsa, kamu işvereni o sorumlu kişiye ödenen para cezasını rücu edebilecektir404

.

Ayrıca 6331 sayılı Kanun ve ilgili yönetmeliklerinde işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve ortak sağlık ve güvenlik biriminden hizmet alınmasının işverenin sorum- luluğunu ortadan kaldırmayacağı düzenlenmiştir (m.4/2). Bununla birlikte iş sağlığı ve güvenliği profesyonellerinin iş sağlığı ve güvenliği konusunda işverenlere karşı sorumluluğu da (m.8/3) unutulmamalıdır 405.

İşverenlerce kendilerinden hizmet satın alınan iş sağlığı ve güvenliği profesyo- nelleri her ne kadar işverenlerine karşı özen borcundan kaynaklanan hukuki sorumlu- lukları varsa da, bunların işyerindeki eksiklik, aksaklık ya da kanuna aykırılık sebe- biyle uygulanan idari para cezalarının muhatabı olmaları söz konusu olmayacaktır406

. 6331 sayılı Kanunda idari para cezasına itiraza ilişkin bir düzenleme bulun- mamaktadır 407

. Bu itibarla işverenler, iş sağlığı ve güvenliğine aykırılık halinde, kendilerine verilen idari para cezalarına karşı 5326 sayılı Kabahatler Kanunu m.27’ye göre, söz konusu yaptırım kararının tebliğ ve tefhim tarihinden itibaren en geç on beş gün içinde sulh ceza hâkimliğine itiraz başvurusunda bulunabilirler. 5326 sayılı Kanunun m.28/10’göre, 3000 TL dâhil para cezalarında sulh ceza hâkimlerinin verdikleri kararlar kesindir. Bu miktarın üzerinde verilen kararlara karşı itiraz edile- bilecek yargı merci yargı çevresinde bulunan Ağır Ceza Mahkemesi’dir. Ağır Ceza Mahkemesine yapılacak bu itirazın süresi ilk derece mahkemesinin tebliğ ve tefhim tarihinden itibaren 7 gündür. Öte yandan doktrinde sulh ceza hâkimliklerinin iş hu- kukuna ilişkin konularda görevli mahkeme niteliğinde olmasının isabetli bir yaklaşım olmadığı ileri sürülmekte, çalışma hayatında özellikleri ve uzmanlık ölçütleri bakı- mından bu konuda iş mahkemelerinin görevlendirilmesinin daha isabetli olacağı sa- vunulmaktadır408 . 404 YILMAZ, Mehmet, s.50. 405 AYDIN/EZER, s.21. 406 AYDIN/EZER, s.21. 407 TULUKÇU, s.741.

II. İşin Durdurulması

İşyerinde işin durdurulması 6331 sayılı Kanun ve bu Kanuna dayanılarak çıka- rılan İşyerlerinde İşin Durdurulmasına Dair Yönetmelikte düzenlenmiştir (m.25) 409

. Nitekim İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa göre, kamu-özel işyeri ayrımı gözetil- meksizin üç durumda işin durdurulması mümkündür.

İlk olarak işyerindeki bina ve eklentilerde, çalışma yöntem ve şekillerinde veya iş ekipmanlarında çalışanlar için hayati tehlike oluşturan bir husus tespit edildiğinde; bu tehlike giderilinceye kadar, hayati tehlikenin niteliği ve bu tehlikeden doğabilecek riskin etkileyebileceği alan ile çalışanlar dikkate alınarak, işyerinin bir bölümünde veya tamamında işin durdurulacağı hüküm altına alınmıştır (m.25/1).

İkinci olarak çok tehlikeli sınıfta yer alan maden, metal ve yapı işleri ile tehli- keli kimyasallarla çalışılan işlerin yapıldığı veya büyük endüstriyel kazaların olabile- ceği işyerlerinde, risk değerlendirmesi yapılmamış olması durumunda işin durdurula- cağı düzenlenmiştir (m.25/1).

Üçüncü olarak da, çok tehlikeli sınıfta yer alan ve ihale ile alınan işlerde; tek- nolojik gelişme, iş gücü kapasitesinin artırılması, üretim metotlarında yenilik gibi bir kısım unsurlar sağlanmadan üretim ve/veya imalat planlarına, iş programlarına aykırı hareket edilerek üretim zorlaması nedeniyle hayati tehlike oluşturacak şekilde çalış- ma biçimlerinin, işin durdurulma sebebi sayılacağı ifade edilmiştir (m.25/7).

Buna göre, iş sağlığı ve güvenliği bakımından teftişe yetkili üç iş müfettişinden oluşan heyet, iş sağlığı ve güvenliği bakımından teftişe yetkili iş müfettişinin tespiti üzerine gerekli inlemeleri yaparak, tespit tarihinden itibaren iki gün içerisinde işin durdurulmasına karar verebilir. Ancak tespit edilen hususun acil müdahaleyi gerek- tirmesi halinde; tespiti yapan iş müfettişi, heyet tarafından karar alınıncaya kadar geçerli olmak kaydıyla işi durudur (m.25/2)410

.

İşin durdurulması kararı, ilgili mülki idare amirine ve işyeri dosyasının bulun- duğu Çalışma ve İş Kurumu il müdürlüğüne bir gün içinde gönderilir. İşin durdurul-

409 RG.30/03/2013/28603. 410 TULUKÇU, s.738, 739.

ması kararı, mülki idare amiri tarafından kolluk kuvvetleri marifetiyle yirmi dört saat içinde yerine getirilir. Ancak, tespit edilen hususun acil müdahaleyi gerektirmesi nedeniyle verilen işin durdurulması kararı, mülki idare amiri tarafından kolluk kuv- vetleri marifetiyle aynı gün yerine getirilir (m.25/3).

İşveren, işin durdurulması sebebiyle işsiz kalan çalışanlara ücretlerini ödemek- le veya ücretlerinde bir düşüklük olmamak üzere meslek veya durumlarına göre baş- ka bir iş vermekle yükümlüdür(m.25/6). Bu durumda iş sözleşmesine tabi çalışanlar açısından işçi ve işveren arasındaki iş sözleşmesi varlığını devam ettirmekte ve bu- nun sonucu olarak taraflar arasındaki hak ve borçlar varlığını sürdürmektedir. Başka bir deyişle işçinin iş sözleşmesi sona ermemektedir411

. Diğer taraftan kamu işyerle- rinde işin durdurulması durumunda kamu çalışanlarının statü hukukuna tabi olmaları nedeniyle iş görmeseler dahi aylık ücretlerini almaya devam etmelerini engelleyen bir düzenleme bulunmamaktadır. Kaldı ki kamu işverenlerinin kamu çalışanlarını farklı işyerine atamalarını/nakillerini yaparak her zaman istihdam etme imkânı bu- lunmaktadır.

Ayrıca Kanunda yapılan son değişikle, işyerinde durdurulan işlerde izinsiz ça- lışma yaptıran işveren veya işveren vekillerine üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası verileceği hüküm altına alınmıştır (m.25/8)412.