• Sonuç bulunamadı

İbn Abbâs’ın İctihadında Kullandığı Metod

II. ARAŞTIRMANIN SINIRLANDIRILMASI

2.2 İBN ABBÂS’IN İCTİHAD ANLAYIŞI VE FIKIH YÖNTEMİ

2.2.1 İbn Abbâs’ın İctihadında Kullandığı Metod

İbn Abbâs tarafından yapılan içtihadlarda, İslâm Hukuku’nun amaçları diyebileceğimiz zaruriyyât, hâciyyât ve tahsîniyyât esaslarını göz önünde bulundurmuş olduğunu, yaptığımız incelemelerin bir neticesi olarak rahatlıkla söyleyebiliriz. Diğer taraftan İslâm Hukuku’ndaki olaylar karşısında hukukun amacını gerçekleştirmede esas alınacak anlayış ve temel tavrı simgeleyen prensiplerin de içerik olarak bu içtihadlarda gözetildiğini ifade edebiliriz.

İbn Abbâs’ın içtihad yöntemi, genel olarak bakıldığında, kendisinden önce zikredilen diğer müctehid sahabenin usulüyle büyük oranda örtüşmektedir. Abbâs’a bir mesele arz edildiğinde öncelikle Allah’ın kitabına bakar onda bulamazsa Hz. Peygamberin sünnetine bakardı. Kuran veya sünnetten herhangi birisinde meselenin hükmünü bulduğunda bunu tereddüt geçirmeden alırdı. İster re’ye muvafık ister muhalif olsun bu durum fark etmezdi. İbn Abbâs bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Kim, (hükmü) ne Allah’ın Kitabı’nda bulunan, ne de hakkında Rasûlullah’ın (s.a.v.) bir uygulaması (sünneti) geçmemiş olan bir görüş ortaya atarsa, Allah’a (c.c.) kavuştuğunda, bundan dolayı ne olacağı bilinmez.”147 İkinci olarak Kur’an ve sünnette bulamadığı hükmü Hz. Ebubekir ve Ömer’in içtihadlarında arardı. Çünkü ona göre bu ilk iki halifenin verdiği hükümlerin çoğu meşverete dayanmaktaydı.148

Şayet onların da görüşlerinde bulamazsa Hz. Ali’nin bu konuda bir görüşü olup olmadığına bakardı. Bunda da bulamazsa bu sefer sahabeden ileri gelenlerden birinin görüşünü seçerdi. Bunu da yaparken kendi özel usulüne ve içtihad anlayışına uygun olarak yapardı. Onun bu konudaki yöntemi şuydu. Aldığı görüşü Arap dil kurallarına arz ederek bunlara muvafık olup olmadığına bakardı. Buna misal olarak kardeşlerle beraber anneye miras konusundaki görüşü verilebilir. O, bu görüşünde cumhur sahabeye muhalefet etmiş Nisa

147 Dâremî, Mukaddîme, I, 259, (160). 148 Aynı Eser, I, 265, (168).

46

Suresinde geçen149 “ihve”(ةوخإ) lafzının cem’i siğada olduğu ve bunun en azının üç olacağını hükmetmiştir.

İbn Abbâs, itibar ettiği ve aldığı görüşü arap dil kurallarına uygunluğunu araştırdıktan ve uyguladıktan sonra şeriatın genel kaidelerine arz ederdi. Şayet onlara uygun görürse alır görmezse terk ederdi. Daha sonra da aldığı veya alacağı görüşü salim akla dayanan usule arz ederdi. Şayet uygun görürse alır görmezse terk ederdi. Buna örnek hamilelik müddeti konusundaki görüşüdür. Hz. Ömer zamanında vaki olan bir meselede altı aylıkken doğum yapan bir kadının recm edilmesi konusunda ibn Abbâs bu konuda kadın sana Allah’ın kitabıyla karşı çıkar. Şu iki ayetle: (… َنْعِض ْرُي ُتاَدِلاَوْلاَو َةَعاَضَّرلا َّمِتُي ْنَأ َداَرَأ ْنَمِل ِنْيَلِماَك ِنْيَلْوَح َّنُهَد َلاْوَأ) “Anneler, çocuklarını iki tam yıl emzirsinler. Bu, emzirmeyi mükemmel şekliyle uygulamak isteyenler içindir…”150

ayeti ile ( ُهُلْمَحَو اًرْهَش َنوُث َلاَث ُهُلاَصِفَو) “...Çocuğun anne karnında taşınması ve sütten kesilmesi otuz ay sürer...”151 ayeti. Buna binaen hamlin en az müddeti altı aydır. Hâlbuki Bakara suresi 233. ayette bunun yirmi dört ay olarak tespit etmiştir. O bu konuda dil kaidelerine şeriatın umumi maksatlarına ve selim aklın verilerine göre hareket etmiştir. Üçüncü olarak İbn Abbâs Kur’an’da ve sünnette bir meselenin hükmünü bulamadığında sahabe görüşlerinden birisine, muvafakat etmediğinde ise kıyas yaparak içtihad ederdi. Hz. Ali’nin hakem olayındaki durumu ile ilgili haricilerle yaptığı münazarada kıyas yaptığını görüyoruz. Onun yaptığı kıyaslara bir diğer örnek de Zeyd bin Sabit’in kıyas konusundaki muhalefetinden dolayı eleştirmesidir. Kardeşlerle nenenin miras meselesinde Zeyd bin Sabit’i eleştirerek “Zeyd bin Sabit Allah’tan korkmuyor mu ki oğlun oğlunu oğul gibi kabul ediyor da babanın babasını baba gibi kabul etmiyor.” Bu da mahza kıyastır. İbn Abbâs “Nebî (s.a.v.) yiyecek maddelerinin kabzdan önce satıiını yasakladı” hadisini rivayet ettikten sonra “her şeyin yiyecek gibi olduğunu sanıyorum” demiş ve kıyas yoluyla hükme varmıştır.

İbn Abbâs maslahata dayanarak da içtihad ediyordu. Mesela maiatın içine az bir necaset karışsa da onun satılabileceğine dair ruhsat vermesi bunun bir örneğidir. Çünkü ona göre bu ayni necaset değildir. Dolayısıyla ondan faydalanmaya ruhsat vardır. İbn

149 Nisa, 4/11. 150 Bakara 2/233. 151 Ahkaf 46/15.

47

Abbâs bazen de bir görüş beyan eder, sonra onu terk ederdi. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.152

İbn Abbâs, içtihadlarında hüküm çıkarırken tabi olduğu, fıkıh ve fıkıh usûlü açısından önemli sayılan bazı esaslar ve kaidelerle ilgili çok sayıda örnek bulunmaktadır. O, kendi döneminde içerik olarak varolduklarına inandığımız bu kaidelere tabi olarak hüküm çıkarıyordu.

İbn Abbâs’ın içtihad ederken bir takım kaidelere, kural ve ilkelere tabi olarak hükme vardığına dair verilebilecek bir örnek kada’yla ilgilidir. İbn Abbâs’a getirilen bir davada, iki kadın bir odada deri dikiyorlardı. Bunlardan biri avucuna bîz batırılmış olarak dışarı çıktı. Bunu diğerinin yaptığını iddia etti. Dâva İbn Abbâs’a götürüldü. İbn Abbâs dedi ki: “Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurmuşlardı: “Eğer insanlara sırf iddialarıyla, (delil olmadan) talep ettikleri verilseydi, insanlar başkalarının kan ve mallarını istemeye kalkarlardı. Ancak iddia sahibine beyyine gerekmektedir. İddiayı inkâr edene de yemin gerekmektedir. (Bu kadına) Allah’ı (yalan yere yemin etmenin günahını) hatırlatın. Ona şu âyeti okuyun: “Allah’ın ahdini ve yeminlerini az bir pahaya değişenler, işte bunlar için ahirette hiçbir nasib yoktur.”153

Kadına bu hatırlatıldı. Bunun üzerine kadın suçunu itiraf etti.”154

Bu hadisede İbn Abbâs’ın görüş beyan ederken hadisle istidlal ederek bu tür davalar ile ilgili son derece önemli bir kurala dayandığını görüyoruz.

İbn Abbâs’ın içtihad ederken bir takım kaidelere, kural ve ilkelere tabi olarak hükme vardığına dair verilebilecek bir diğer örnek; Hz Peygamber, (s.a.s.) ölçümü yapılmadan (bir rivayete göre kabzedilmeden) yiyecek maddesinin satışını yasaklamıştır.155 İbn Abbâs bu

hadisi rivayet ettikten sonra “her şeyin yiyecek gibi olduğunu sanıyorum” demiş ve kıyas yoluyla hüküm çıkarmıştır.

152 Memduhoğlu, Sahabenin İctihad Anlayışı, s. 215-216. 153 Âl-i İmrân 3/77.

154 Buhârî, el-Câmi’u’s-Sahîh, Tefsir, Al-i İmran, Rükün 6, (4277); Müslim, Sahîh, Akdiye III, 1336, (1711).

155 “Kabzetmeden” şeklindeki rivayetler: Buhârî, el-Câmi’u’s-Sahîh, Buyû, III, 68, (2132); Müslim,

Sahîh, Buyû, III, 1159 (1525); “Ölçümü yapılmadan” şeklindeki rivayetler: Müslim, Sahîh, Buyû,

48

2.2.2 İbn Abbâs’ın İctihadında Deliller