• Sonuç bulunamadı

İşimdeki duygusal sorunlara serinkanlılıkla yaklaşırım

- Duyarsızlasma (D):

5. İşim gereği karşılaştığım bazı kimselere sanki insan değillermiş gibi davrandığımı fark ediyorum.

11. Bu işin beni giderek katılaştırmasından korkuyorum.

15. İşim gereği karşılaştığım insanlara ne olduğu umurumda değil.

22. İşim gereği karşılaştığım insanların bazı problemlerini sanki ben yaratmışım gibi davrandıklarını hissediyorum.

2.10.2.1. Maslach Tükenmişlik Envanterinin Güvenirliliği

Bu araştırmada kullanılan MBI ölçeğinin geçerlik ve güvenirlik çalışmaları Ergin (1993) tarafından yapılmıştır. Güvenirlik iki yöntemle incelenmiştir. Bunlardan ilki, ölçeğin her üç alt boyutu için iç tutarlılığın hazırlanmasıdır. Toplam 552 doktor ve hemşireden oluşan denek grubundan elde edilen verilerin söz konusu üç alt boyuta ilişkin Cronbach Alpha katsayıları şu şekildedir. Duygusal tükenme 0,83; Duyarsızlaşma 0,65; Kişisel başarı 0,72. Ölçeğin güvenirliği bir de test/tekrar-test yöntemiyle incelenmiştir. Bunun için ilk uygulamadan 2-4 hafta sonra 99 deneğe ulaşılmıştır. Ölçeğin alt boyutlarına ilişkin tekrar test güvenirlik katsayıları ise Duygusal tükenme 0,83; Duyarsızlaşma 0,72; Kişisel başarı 0,67. şeklindedir (Ergin, 1993: 145).

2.10.2.2. Maslach Tükenmişlik Envanterinin Geçerliliği

Bu araştırmada kullanılan MBI ölçeğinin yapı geçerliği, Ergin tarafından faktör yapısının incelenmesi yoluyla incelenmiştir. Bu doğrultuda yapılan faktör analizi önce 5 doğal faktör ortaya koymuşsa da, bunların üç faktörde yığıldığı görülmüştür. Bu nedenle, varimax rotation yapılarak yeniden değerlendirilmiştir. Bunun sonucunda, üç temel faktör ortaya çıkmıştır. Bu da, MBI ölçeğinin Türkçe uyarlamasının, özgün İngilizce ölçek ile tamamen tutarlı olduğunu ortaya koymuştur. Bu faktörler;

1-Duygusal Tükenme (1, 2, 3, 6, 8, 13, 14, 16, 20)

3-Kişisel Başarısızlık, alt faktörleridir (4, 7, 9, 12, 17, 18, 19, 21) (Ergin, 1993: 145-146).

2.10.2.3. Maslach Tükenmişlik Envanterinin Cevaplanması

Araştırmada kullanılan Maslach Tükenmişlik Envanteri 22 sorudan oluşmaktadır. Maslach Tükenmişlik Envanterinin cevap seçenekleri likert tipine uygun olarak hazırlanmış ve 0-4 arasında değişen değerlerle ifade edilmiştir. Envanteri dolduran kişilerden soru maddesinde belirtilen duyguyu yaşama yoğunluğuna göre cevaplaması istenmektedir. Araştırmaya katılan kişiden, soruda belirtilen duyguyu yaşama yoğunluğunu belirten seçeneği işaretlemesi istenmektedir.

2.10.2.4. Maslach Tükenmişlik Envanterinin Puanlanması

Maslach Tükenmişlik Envanteri‘nde yapılan puanlama sonucunda toplam puan ve alt ölçek puanları elde edilmektedir. Maslach Tükenmişlik Envanteri‘ni oluşturan üç alt ölçeğin puanları her madde için 0- 4 puan arasında değerlendirilir, her alt ölçek için ayrı ayrı toplanarak kişinin alt ölçeklerden aldığı puanlar hesaplanır. Duygusal Tükenme ve Duyarsızlaşma alt boyutları olumlu, Kişisel Başarı alt boyutu ise olumsuz ifadeler içermektedir. Olumsuz ifadelerin ters yönde puanlanmaları gerekmektedir. Bu nedenle Duygusal Tükenme (DT) ve Duyarsızlaşma (D) alt ölçeklerinden yüksek puanlar , Kişisel Başarı (KB) alt ölçeğinden düşük puanlar almak tükenmişliği ifade etmektedir. Buna göre DT ve D alt ölçeklerini oluşturan maddeler; ” hiçbir zaman = 0, çok nadir = 1, bazen = 2, çoğu zaman = 3, her zaman = 4 “ şeklinde, KB alt ölçeğini oluşturan maddeler ise ters puanlama ile “ her zaman = 0, çoğu zaman = 1, bazen = 2, çok nadir = 3, hiç bir zaman = 4 “ şeklinde puanlanır. Bu şekilde alt ölçek puanları hesaplanır. Bu üç alt ölçeklerden alınan puan arttıkça tükenmişlik düzeyi de artmaktadır.

2.10.2.5. Maslach Tükenmişlik Envanterinin Puanlarının Yorumu

Maslach Tükenmişlik Envanterinin alt ölçeklerinden alınan puanlar yorumlanırken

Duygusal Tükenme alt boyutunda, 27 puan ve üzeri yüksek, 17-26 puan arası normal, 0-16 puan arası ise düşük bir tükenmeyi ifade eder. Duyarsızlaşma alt boyutunda, 13 ve üzeri puan yüksek, 7-12 puan arası normal, 0-6 puan arası ise düşük düzeyde bir duyarsızlaşmayı ifade eder. Son olarak Kişisel Başarı alt boyutunda ise, 0-31 puan arası yüksek, 32-28 arası normal, 39 ve üzeri düşük bir kişisel başarısızlık boyutunu anlatır.

2.11. Verilerin Analizi

İlk aşamada Maslach Tükenmişlik Envanteri ve kişisel bilgi formu ayrı ayrı değerlendirilmiş, eksik ya da yanlış dolduran akademik personeller örneklemden çıkartılmıştır.

Araştırmanın bağımsız değişkeni akademik personellerin özlük nitelikleridir( cinsiyet (kız, erkek), yaş (21-30, 31-40, 41-50, 51-60, 60 ve üzeri), medeni durum (bekar, evli), mesleki kıdem ( 1-5 yıl, 5-10 yıl, 11-15 yıl, 16-20 yıl, 21 ve üzeri yıl), öğrenim durumu (yüksek lisans, doktora), unvan (araştırma görevlisi, öğretim görevlisi, yardımcı doçent, doçent, profesör), fakülte ve meslekten duyulan doyum( az, orta, çok)). Bağımlı değişkeni ise mesleki tükenmişlik düzeyleridir. Verilerin istatistiksel analizi bağımsız değişkenin bağımlı değişkenler üzerindeki etkilerini ortaya koyacak bir model içinde ele alınmıştır. Verilerin analizi için SPSS 15.0 paket programı kullanılmıştır.

Mesleki tükenmişlik ile bazı özlük nitelikleri arasındaki farklılaşmanın belirlenmesinde ortalamalar arasındaki farkın önem kontrolü t testi ile yapılmıştır. Mesleki tükenmişliğin akademik personelin bazı özlük niteliklerine göre farklılaşıp farklılaşmadığı varyans analizi ile kontrol edilmiştir. Farklılaşmanın gözlendiği durumlarda farklılaşmanın kaynağını bulmak için değişkenlerin puan ortalamaları arasındaki farkın önem kontrolü Tukey testi ile yapılmıştır.

2.12. Tükenmişlik İle İlgili Yapılan Araştırmalar

Torun (1995) tükenmişlik, aile yapısı ve sosyal destek arasındaki ilişkiyi araştırmış ve bazı sonuçlara ulaşmıştır. Ailede uyum ve sosyal destek kaynaklarından yararlanma

düzeyi arttıkça tükenmişlik azalmaktadır. Çocuk sayısının artması ile katı kuralların azaldığı, evlilerde başkalarına yönelik ilginin artması ve daha anlayışlı tavır sergilemesi; tükenmişlik ve aile yapısı ilişkisini daha net ortaya koymaktadır. Meslek ile diğer demografik değişkenler arasında duygusal tükenme ile ilgili bir fark elde edilmemiştir. Duygusal tükenme örneklem ortalamalarında düşük, sosyal destek boyutlarında ise yüksek bulunmuştur. Duygusal tükenme açısından gruplar arasında pek fark bulunmazken; tükenmişlik, canlılık, katılık ve başkalarına ilgi boyutlarında meslek, yaş, çalışma süresi, gelir düzeyi, çocuk sayısı, cinsiyet, medeni durum ve unvan değişkenleri üzerinde belli bir etkiye sahip olduğu saptanmıştır.

Örmen (1993) ‘’Tükenmişlik Duygusu ve Yöneticiler Üzerine Bir Uygulama’’ konulu çalışmasında, İstanbul’da bulunan 6 bankada (Dışbank, AlBaraka, Garanti Bankası, İktisat Bankası, Türk Ekonomi Bankası ve Pamukbank) çalışan, 150 yöneticiye anket uygulamıştır. Yöneticilerin tükenmişlik duygusu cinsiyet, medeni durum, eğitim düzeyi, yaşı, çalıştığı işletmedeki konumu, toplam çalışma süresi, iş yerindeki çalışma süresi, değiştirdiği toplam ii yeri sayısı değişkenlerine göre incelenmiştir. Ulaştığı sonuçlara göre, bireysel düzeyde bazı kişilik ve özgeçmiş niteliklerinin tükenmişliğe yol açtığı; kişinin genç, deneyimsiz, kendine güveni yetersiz, aile bağları zayıf, hedefleri ve amaçları belirsiz olduğunda tükenmişlik olasılığının yüksek olduğu görülmüştür. Ayrıca aşırı iş yükü, esnek olmayan kurallar, kötü yönetim, yetki yetersizliği, meslektaşlar ve yöneticilerle çatışmalar, çalışanların en çok şikâyetçi oldukları ve tükenmişliğin tüm alt boyutlarının oluşmasını sağlayan unsurlar olarak saptanmıştır.

Ergin (1992), “Doktor ve Hemşirelerde Tükenmişlik ve Maslach Ölçeğinin Uyarlanması” isimli araştırmasında bazı bulgulara ulaşmıştır: Kadınlar erkeklerden daha çok duygusal tükenme yaşamaktadırlar. Kişisel başarı boyutunda ise erkeklerin kişisel başarı duygusu kadınlardan daha yüksek bulunmuştur. Ayrıca çalışma süresi arttıkça tükenmişlik azalmaktadır. Hemşirelerde duyarsızlaşma boyutu bekârlarda evlilerden daha yüksektir. Doktorlarda ise duyarsızlaşma ve duygusal tükenme bekârlarda evlilerden daha fazla olduğu tespit edilmiştir.

Aksoy (2007), özel eğitim öğretmenlerinin tükenmişlik düzeyini araştırdığı çalışmasında, duygusal tükenme alt boyutunda cinsiyet, medeni durum, öğretmenlik mesleğini kendi özelliklerine uygun bulma, çalıştıkları ortamdan memnun olma, yöneticilerin yaptıkları görevle ilgili olarak taktir görme, ödül ve ceza sisteminin çalışılan kurumlarda adil olarak işlemesi, mesleğin toplumda hak ettiği yeri bulması ve velilerle ilgili olumsuzlukların yaşanması; duyarsızlaşma alt boyutunda cinsiyet, medeni durum, öğretmenlik mesleğini kendine uygun bulma ve isteyerek yapma, çalıştıkları ortamdan memnun olma, yöneticilerin de yaptığı işle ilgili olarak taktir görme, yakınları arasında özel eğitime ihtiyacı olan birinin olması, mesleğin toplumda hak ettiği yeri bulması, velilerle ilgili sorun yasama; kişisel başarı alt boyutunda medeni durum, öğretmenlik mesleğini isteyerek yapma, öğretmenlik mesleğini kendine uygun bulma, sosyoekonomik durum, çalışma hayatında iş arkadaşlarından destek görme değişkenlerine göre farklılık gösterdiği tespit edilmiştir.

Akçamete, Kaner ve Sucuoğlu (2001) ”Tükenmişlik, İş Doyumu ve Kişilik” isimli araştırmalarında, engelli çocuklarla çalışan 153, engelli olmayan çocuklarla çalışan 261 öğretmenden veri toplanmıştır. Araştırma sonucunda, engelli olmayan çocuklarla çalışan öğretmenlerin hem toplam tükenmişlik hem de duygusal tükenme ve duyarsızlaşma puan ortalamaları engelli çocuklarla çalışan öğretmenlerin puan ortalamalarından daha fazladır. Cinsiyet ve medeni durum değişkenleri açısından, duygusal tükenme ve duyarsızlaşma boyutları ile toplam tükenmişlikte, bekarların evlilerden daha fazla tükenmişlik yasadıkları, evli kadınların evli erkeklerden daha fazla duygusal tükenme yasadıkları bulunmuştur. Medeni durum ve yaş değişkenleri açısından, medeni durumun tükenmişliğin duyarsızlaşma boyutunda farklılığa neden olduğu tespit edilmiştir.

Izgar (2001)’in “Okul Yöneticilerinde Tükenmişlik, Nedenleri, Sonuçları ve Başa Çıkma Yolları” konulu çalışmasının evrenini, Aksaray, Nevşehir, Niğde, Karaman ve Konya illerinde bulunan Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı lise ve ilköğretim okulu müdürleri oluşturmaktadır. Çalışmanın evrenini 420 okul müdürü oluşturmaktadır. Araştırmada elde edilen sonuçlar incelendiğinde, yaş değişkeni açısından duyarsızlaşma

alt boyutunda anlamlı bir fark gözlenmezken, duygusal tükenme ve kişisel başarı alt boyutlarında anlamlı bir fark gözlenmiştir. Medeni durum değişkeni ve duyarsızlaşma düzeyleri arasında anlamlı ilişki bulunmamış ancak duygusal tükenme ve kişisel başarı alt boyutlarında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Branş ve duygusal tükenme düzeyi arasında anlamlı bir ilişki saptanırken, kişisel başarı ve duyarsızlaşma düzeyi arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Eğitim durumu, cinsiyet, mesleki kıdem, okuldaki öğretmen sayısı değişkenleri ile duygusal tükenme ve duyarsızlaşma düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki gözlenmezken, kişisel başarı düzeyi arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Okuldaki öğrenci sayısı ile tükenmişlik düzeyleri arasında ters yönlü anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Okul yöneticilerinin yöneticilik kıdemleri, sahip oldukları çocuk sayısı ve çalıştıkları okul türü değişkenleri ile duygusal tükenme ve kişisel başarı düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmazken duyarsızlaşma düzeyi arasında anlamlı bir ilişki gözlenmiştir.

Girgin (1995), ilkokul öğretmenlerinin tükenmişliğine yol açan değişkenlerin analizini yaptığı araştırmasında, mesleği sürdürme nedeni, mesleği isteyerek seçip seçmeme, meslektaşlardan destek, üstlerden takdir görme durumu, mesleğinde toplumda hak ettiği yeri bulup bulmadığı kanısı, eğitim sisteminden memnun olup olmama gibi faktörlerin duygusal tükenmeyi etkilediği sonucuna varmıştır. Girgin, duyarsızlaşmayı etkileyen faktörler olarak da cinsiyet, çalışılan yıl, eğitim sisteminden memnun olup olmama durumu, mesleğin sosyal anlamda değerini bulup bulmadığı kanısı ve metropolde ortaya çıkan sosyo-ekonomik düzeyler duyarsızlaşmayı etkileyen faktörler olarak bulunmuştur. Araştırmada kişisel başarıyı etkileyen değişkenler olarak da çalışma yılı, okuldaki pozisyon, mesleği devam ettirme nedeni, üstlerden takdir görme durumu, çalışılan sosyo-ekonomik düzey bulunmuştur. Çalışılan yıl arttıkça başarı puanlarının arttığı, mesleğini sevdiği için yapan ve sürdüren öğretmenlerin, yönetici durumunda olan öğretmenlerin mesleki başarı puanlarının yüksek olduğu, mesleğini isteyerek seçen öğretmenlerin duygusal tükenme puanlarının düşük olduğu, mesleği kendisine uygun bulanların toplam tükenmişlik puanlarının diğer gruplardan yüksek olduğu şeklinde bulgulara ulaşılmıştır.

Friedman (1995) İsrail‘de 821 ilk ve orta dereceli okul müdürleri ile tükenmişlik düzeylerini belirlemek amacıyla bir araştırma yapmıştır. Friedman Okul Müdürleri Tükenmişlik Ölçegi‘ndeki maddeler üç boyutta ele alınmıştır. İlk olarak bitkinlik boyutunda yöneticinin fiziksel, duygusal, bilişsel tükenmişliği ile ilgili, ikinci olarak uzak durma boyutunda yöneticinin duygusal ve kişisel olarak personele, problemlere, yeni fikirlere, önerilere uzak durmasını betimleyen ve üçüncü olarak küçümseme boyutunda ise yöneticilerin; öğretmen, öğrenci ve velilere karsı olumsuz davranışları, onların çabalarını ve yeteneklerini küçük görmeleri ile ilgili maddeler vardır. Araştırma sonucunda aşırı iş yükü, görev belirsizliği, çatışma, rol performansında idari ve teknik yetersizlik, kaynak kullanımında karşılaşılan baskı, kaynak bağımlılığı, insan gücü ve kaynak kullanımında gösterilen başarısızlık stres yapıcı faktörler olarak; aile ve yöneticilerle olan ilişkiler ise stres yapıcı ilişkiler olarak belirlenmiştir . Bu bulgular; stres yapıcı örgüt, ilişki ve görevlerin yüksek düzeyde mesleki tükenmişliğe ve ruhsal çöküntüye yol açtığı vurgulanmıştır.

Croom (2003) “Tarım Eğitimi Alanında Eğitim Yapan Öğretmenlerde Tükenmişlik” konulu çalışmasında, Amerika Birleşik Devletlerinin güneydoğusu’nda bulunan üç eyalette tarım eğitimi alanında çalışan 248 öğretmene Maslach Tükenmişlik Envanteri uygulamıştır. Öğretmenlerin %76’sını erkek öğretmenler ve % 24’ünü bayan öğretmenler oluşturmaktadır. Tarım eğitimi alanında çalışan öğretmenler yaptıkları iste orta seviyede duygusal tükenme ve yüksek seviyede kişisel başarısızlık yasarken, öğrencileri ve iş arkadaşları ile olan ilişkilerinde düşük seviyede duyarsızlaşma yasamaktadır. Cinsiyet değişkeni ve tükenmişlik arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Yaş ve mesleki kıdem değişkenleri ile duyarsızlaşma düzeyi arasında anlamlı bir ilişki bulunurken, duygusal tükenme ve kişisel başarı alt boyutlarında anlamlı bir ilişki tespit edilememiştir.

Betoret (2006)’in yaptığı çalışmada ortaokul öğretmenleri üzerinde öğretmenlerin stres kaynakları, yeterlik, baş etme kaynakları ve tükenmişlik yaşantıları incelenmiştir. Araştırmada öğretmenler, okul ortamındaki uygulamalarına sınırlamalar getirildiğinde,

müdahale edildiğinde ya da engellendiğinde tükenmişliğin oluştuğunu belirtmişlerdir. Buna karşılık olarak sonuçlar daha yüksek yeterliğe sahip olan öğretmenlerin daha fazla baş etme kaynağına sahip olduğu ve bunun neticesinde tükenmişlik seviyelerinin düşük olduğunu ortaya çıkarmıştır (Akt.Çimen, 2007:64).

Brouwers, Tomic ve Evers (2002), Hollanda’da orta öğretimde görülen köklü değişikliklerin etkisini araştırmak amacıyla çalışmalar yapılmıştır. Bunlardan biri ise öğrenci merkezli bir yaklaşım olan, öğretmenlerin sadece öğrencilerin bağımsız çalışmalarına ve yaratıcı düşünmelerine yardımcı oldukları, öğrencilerin kendi akademik başarılarının sorumluluğunu üstlenmelerini sağlamak amacıyla benimsenen “study home” sisteminin, bu sistemi uygulayan öğretmenlerin tükenmişlik seviyeleri üzerindeki etkisi incelemiştir. Araştırma sonucunda yeterlik inançlarının, tükenmişliğin duyarsızlaşma ve duygusal yorgunluk boyutlarıyla olumsuz, kişisel başarı boyutu ile olumlu ilişki içinde olduğunu saptanmıştır. Elde edilen sonuçlar ışığında yeterlik algılarının tükenmişlik düzeyleriyle ilişkili olduğu, yüksek yeterliğe sahip olan öğretmenlerin yeni sistem ve uygulamaları denemeye ve uygulamaya daha fazla hazır ve istekli oldukları neticesine varılmıştır (Akt.Çimen,2007:65).

BÖLÜM III

BULGULAR, SONUÇ ve ÖNERİLER

Bu bölümde akademisyenler ile ilgili kişisel bilgiler ve alt problemlere ilişkin bulgular ve son bölümde araştırmaya ilişkin sonuçlar ve öneriler bulunmaktadır.

3.1. Bulgular

Akademisyenlerin tükenmişlik alt boyutlarına ilişkin algılarının cinsiyete göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek için T testi yapılmış ve sonuçları aşağıda Tablo 9’da verilmiştir.

Tablo 9: Kadın ve Erkek Akademik Personelin Mesleki Tükenmişlik Puanları Arasındaki T Testi Karşılaştırmasına İlişkin Tablo

Mesleki Tükenmişlik alt boyutlar Cinsiyet n X S t P Duygusal Tükenmişlik Kadın 55 10,09 6,18 1,59 P>0,05 Erkek 96 8,54 5,48 Duyarsızlaşma Kadın 55 3,58 3,58 ,29 P>0,05 Erkek 96 3,43 3,43

Kişisel Başarı Kadın 55 9,07 3,33 ,08 P>0,05

Erkek 96 9,02 3,85

Tablo 9 incelendiğinde mesleki tükenmişliğin alt boyutlarından duygusal tükenmişlik boyutunda bayan akademik personelin puan ortalaması 10,09 erkek akademik personelin puan ortalaması ise 8,54 bulunmuştur. Bayan ve erkeklerin puan ortalamaları arasındaki t değeri 1,59 olarak hesaplanmıştır. Duygusal tükenmişlik boyutunda bayan ve erkek akademik personelin t değerleri arasında anlamlı bir fark ortaya çıkmamıştır. Puan ortalamalarına göre bayan akademik personelin duygusal tükenmişlik düzeyi erkek akademik personele göre daha yüksektir.

Duyarsızlaşma alt boyutunda ise bayan akademik personelin puan ortalamaları 3,58 erkek akademik personelin puan ortalamaları ise 3,43’tür. Bayan ve erkeklerin puan ortalamaları arasındaki t değeri ,29 olarak hesaplamıştır. Duyarsızlaştırma boyutunda bayan ve erkek akademik personelin t değerleri arasında anlamlı bir fark ortaya çıkmamıştır. Puan ortalamalarına göre bayan akademik personelin duyarsızlaşma düzeyi erkek akademik personele göre daha yüksektir.

Kişisel başarı alt boyutunda bayan akademik personelin puan ortalaması 9,07 erkek akademik personelin puan ortalaması ise 9,02’dir. Bayan ve erkeklerin puan ortalamaları arasındaki t değeri ,08 olarak hesaplanmıştır. Kişisel başarı alt boyutunda bayan ve erkek akademik personelin t değerleri arasında anlamlı bir fark ortaya çıkmamıştır. Puan ortalamalarına göre bayan akademik personelin kişiler arası başarı düzeyi erkek akademik personele göre daha yüksektir.

Akademik Personelin tükenmişlik alt boyutlarına ilişkin algılarının medeni duruma göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek için bağımsız gruplar t testi yapılmış ve sonuçları aşağıda Tablo 10’da belirtilmiştir.

Tablo 10: Medeni Durumuna Göre Akademik Personelin Mesleki Tükenmişlik Puanları Arasındaki T Testi Karşılaştırmasına İlişkin Tablo

Mesleki Tükenmişlik alt boyutlar n X S t P Duygusal Tükenmişlik Bekar 40 11,07 5,47 2,55* P<0,05 Evli 111 8,39 5,74 Duyarsızlaşma Bekar 40 4,60 2,95 2,90* P<0,05 Evli 111 3,09 2,77

Kişisel Başarı Bekar 40 10,22 3,15 2,42* P<0,05

Evli 111 8,61 3,75

P*<0,05

Tablo 10 incelendiğinde mesleki tükenmişliğin alt boyutlarından duygusal tükenmişlik boyutunda bekar akademik personelin puan ortalaması 11,07 evli akademik personelin puan ortalaması ise 8,39 olarak bulunmuştur. Bekar ve evli akademik personelin puan ortalamaları arasındaki t değeri 2,55 olarak hesaplanmıştır. Bu sonuç .05 manidarlık düzeyinde anlamlı bulunmuştur. Puan ortalamalarına göre bekar akademik personelin duygusal tükenmişlik düzeyi evli akademik personele göre yüksektir.

Duyarsızlaşma alt boyutunda ise bekar akademik personelin puan ortalaması 4,60 evli akademik personelin puan ortalaması ise 3,09 olarak hesaplanmıştır. Bekar ve evli akademik personelin puan ortalamaları arasındaki t değeri 2,90 olarak hesaplanmıştır. Bu sonuç .05 manidarlık düzeyinde anlamlı bulunmuştur. Puan ortalamalarına göre bekar akademik personelin duyarsızlaşma düzeyi evli akademik personele göre daha yüksektir.

Kişisel başarı alt boyutu incelendiğinde ise bekar akademik personelin puan ortalaması 10,22 evli akademik personelin puan ortalaması 8,61 olarak bulunmuştur. Bekar ve evli akademik personelin puan ortalamaları arasındaki t değeri 2,42 olarak

bulunmuştur. Bu sonuç .05 manidarlık düzeyinde anlamlı bulunmuştur. Puan ortalamalarına göre bekar akademik personelin kişisel başarısı evli akademik personele göre daha yüksektir.

Akademik Personelin tükenmişlik alt boyutlarına ilişkin algılarının öğrenim durumuna göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek için bağımsız gruplar t testi yapılmış ve sonuçları aşağıda Tablo 11’de belirtilmiştir.

Tablo 11: Öğrenim Durumuna Göre Akademik Personelin Mesleki Tükenmişlik Puanları Arasındaki T Testi Karşılaştırmasına İlişkin Tablo

Mesleki Tükenmişlik alt boyutlar Öğrenim Durumu n X S t P Duygusal Tükenmişlik Yüksek lisans 49 11,12 6,39 3,05* P<0,05 Doktora 102 8,13 5,22 Duyarsızlaşma Yüksek lisans 49 3,67 2,63 ,53 P>0,05 Doktora 102 3,40 3,01

Kişisel Başarı Yüksek

Benzer Belgeler