• Sonuç bulunamadı

1.4. İş-Aile Çatışması Kavramı

1.4.2. İş-Aile Çatışmasının Türleri

Araştırmacılar iş-aile çatışmasının çift yönlü doğasını anlamanın dışında çatışmanın yapısal farklılıklarını dile getirerek onları üç farklı grupta ele almışlardır. Bunlar: Zaman, gerginlik ve davranış temelli çatışmalardır (Poelmans, 2001, p. 5; Esson, 2004).

17

1.4.2.1. Zaman Esaslı Çatışma

Zamana bağlı çatışma; bir rolün icrası için ayrılan zaman unsurunun diğer rolün beklentilerini gerçekleştirmeyi olanaksız hale getirmesi şeklinde ifade edilmektedir. Bir rolün beklentileri karşılanırken öteki bir role ilişkin zihinsel meşguliyet devam ettiğinde de zamana bağlı çatışma yaşanabilmektedir (Özmete ve Eker, 2012, s. 3). Yani bir rolün taleplerini karşılamaya zaman ayrıldığında diğer rolün ifasının zorlaşması zaman baskısı nedeniyle çatışmanın yaşanmasına sebep olmaktadır (Esson, 2004). Zaman kavramının insan için tüketilen en değerli kaynaklardan biri olduğu düşünülebilir.

Bireylerin hayat boyu yerine getirmeleri gereken birçok rolü bulunmaktadır. Bu rollerden biri için harcanması gereken zamanın diğer roldeki faaliyetlere tahsis edilmesi yani bir rolün getirdiği zaman baskısının, diğer rolden kaynaklanan beklenti ve sorumlulukları engellemesi durumunda zaman temelli çatışma yaşanması mümkün olmaktadır (Kaya, 2008, s. 275). Buradan hareketle zaman esaslı iş-aile çatışmasında en temel ve belirleyici unsur zamandır yani çatışmanın nedeni zamanın kısıtlı olmasıdır denilebilir.

Bir role ayrılan zaman miktarının fazlalığı diğer rolün gereklerini yeterince yapmayı engellediğinde ya da bir role katılımın diğer role katılımı güçleştirdiğinde veya o rol için daha az zaman ayrılmasına sebebiyet verdiğinde çatışma gerçekleşecektir (Frone and Rice, 1986, p. 5). Azalan bu zaman o rolün gereklerinin tam olarak yerine getirilmesini zorlaştıracak ve bunun sonucunda da birey zaman temelli çatışma yaşayacaktır.

Yapılan çalışmalarda aileden işe olan olumsuz etkilerin, aile sorumluluklarının işteki performansı engellediği yönündedir. Örneğin çocuk bakımı ya da çocukların rahatsızlığı gibi durumlar aileden işe yönelik olumsuz etkilerdir. İşten aileye yönelik olumsuz etkiler de, iş aktivitelerinin aile yükümlülüklerini yerine getirmeyi engellediğinde görülmektedir (Yüksel, 2005, s. 303). Başka bir çalışmada ise iş gezilerinin, uzun mesailerin ya da eve iş getirerek aile için ayrılması gereken zamanda işle ilgili aktivitelerin yer almasının işin aile üzerinde zaman temelli baskı

18

yarattığı dile getirilmektedir (Poelmans, 2001, p. 5). Netice itibariyle bireylerin hayatları boyunca yerine getirmek zorunda oldukları birçok rolleri bulunmakta ve tüm bu rolleri yerine getirme çabası ise yaşam boyu devam etmektedir.

1.4.2.2. Gerginlik Esaslı Çatışma

Gerginliğe bağlı çatışma; psikolojik çatışma olarak da nitelendirilebilmektedir. İş veya aile rolünün neden olduğu olumsuz psikolojik sonuçların diğer rolün sağlıklı bir biçimde yerine getirilmesini engellemesinden kaynaklanmaktadır (Çarıkçı, 2001, s. 340) . Duygu-temelli çatışma olarak da nitelendirilen gerginliğe bağlı çatışma, bir rolün gereklerini karşılarken yorgunluk, halsizlik ve huzursuzluk gibi duyguların diğer rolün ifasını zorlaştırdığında yaşanmaktadır (Turgut, 2011, s. 158). İşyerinde bedenen ya da duygusal açıdan tükenmişlik hisseden bireyin eve geldiğinde anne-baba-kardeş ya da evliyse eşine- çocuğuna karşı sorumluluklarını yerine getirmek için kendinde enerji bulamaması bu duruma örnek olarak verilebilir.

Poelmans (2001) çalışmasında bireyin sahip olduğu olumlu ve olumsuz bir takım duyguların iş ve aile alanına yayılarak her iki alana birden etki ettiğini belirtmektedir. Strese bağlı olarak yaşanan olumsuz duygular ise; bireyin hem günlük hayatını hem de iş hayatını etkileyen önemli faktörlerdendir.

Örneğin aile ortamında eşler arasındaki bir tartışmanın ya da çocuğu ile ilgili problem yaşayan bir ebeveynin bu durumu çalışma ortamına, şefine ya da arkadaşlarına yansıtması bireyin üstlendiği aile rolünün iş rolüne engel olduğu anlamına gelmektedir. Olumsuz duygular; kişinin hem günlük hayatını hem de iş hayatını etkilemektedir. Bireylerin performansları ve verimlilikleri iş yerinde kendilerini nasıl hissettikleriyle alakalı olmaktadır (Yıldız ve Kocaman, 2009, s. 10; Özdevecioğlu ve Çakmak Doruk, 2009, s. 73). Dolayısıyla gerginlik yaratan stres, yorgunluk gibi negatif duyguların bir alandan diğerine geçiş yaparak her iki alanı da etkisi altına alacağı belirtilmekte (Voydanoff, 2004, p. 277) ve yazında bu duruma yayılma teorisinin etkileri şeklinde açıklık getirilmektedir.

19

1.4.2.3. Davranış Esaslı Çatışma

Davranışa bağlı çatışma, çalışan bireyin iş ya da aile hayatında üstlendiği sorumluluklara ilişkin davranışların diğer yaşam alanında yaptığı davranışlarla uyum göstermemesi halinde ortaya çıkmaktadır. İş ve aile hayatına ilişkin farklı rollerden birbiriyle uyumsuz ve farklı davranışların beklenmesi bireyin üzerinde baskı hissetmesine yol açmakta ve bunun sonucunda davranışa bağlı çatışma ortaya çıkmaktadır. Çünkü bireyden her rolü için o rolün gerektirdiği biçimde davranması beklenmektedir (Ahmad, 2008, p. 58; Özmete ve Eker, 2012, s. 3). Bu da bize beklentinin her zaman uygun bir davranış sergilemeyi gerektiremeyeceğini düşündürebilir.

Bir rolün gerektirdiği özel davranış biçimi diğer bir rolün gerektirdiği davranışa ilişkin taleplerle uyuşmayabilmektedir. Örneğin, erkek bir çalışanın işyerinde kendine son derece güvenen, duygusal açıdan tutarlı, bir nebze saldırgan ve olaylara karşı objektif olması beklenebilir. Diğer yandan aile bireyleri bu kişinin kendileriyle iletişim halindeyken daha ılımlı ve hassas davranmasını bekleyebilmektedirler. Eğer bir kişi farklı rollerin beklentilerini karşılamak için davranışlarını ayarlayamazsa, roller arasında çatışmanın yaşanması kaçınılmaz olacaktır. Çünkü bir role katılım zihinsel bir meşguliyet gerektirirken diğer bir role katılım birey için fiziksel bir çabanın harcanmasını gerekli kılabilmektedir (Frone and Rice, 1986, p. 5; Kaya, 2008, s. 275). Bu noktada kişilik özelliklerinin de davranışların belirlenmesinde etkin rolü olduğu söylenebilir.

Örneğin, iş yaşamında tercih edilen mantık ve rekabete yönelik davranışlar ile aile yaşamında beklenen duygusallık ve fedakârlığa dönük davranışlar birbirleriyle uyumsuzdurlar ve bireyler bir rolden diğerine geçerken davranışlarında uygun değişikliği yapamadıklarında davranışa bağlı çatışma yaşamaları muhtemel olmaktadır. Kişinin doğru zamanda doğru davranış biçimini seçip uygulamasının kişisel yetkinliklerine bağlı olduğu tahmin edilmektedir (Turgut, 2011, s. 158). Sonuç itibariyle bireyleri birbirinden farklı kılan en temel özelliklerin başında yaşamları boyunca edindikleri değerler gelmektedir. Bireyler sahip oldukları bu

20

değerlere bağlı olarak çeşitli davranışlar geliştirmektedirler (Alakavuklar ve Arbak, 2009, s. 52). Bireyin kişisel yetkinliklerine bağlı olarak geliştirdikleri davranışların da rolleri üzerinde başarılı olup olmadıklarını gösteren önemli bir unsur olacağı tahmin edilmektedir.