• Sonuç bulunamadı

Bu ay rüya iþaretleri baþlýðýyla iþleyeceðimiz konuyla kitabýmýzý sona erdiriyor, gelecek ay, sizlerle baþka bir konuda buluþmayý diliyoruz

Geçmiþ yaþamlarla ilgili rüyalarýn dinamiði spon-tan geçmiþ yaþam

anýlarýyla aynýdýr. Önceki bölümlerde bu anýlarý tam olarak belirleyebilmek için dikkat etmeniz gereken dört iþaret bunlar için de geçerlidir.

1. Canlý ve Tutarlý

Geçmiþ yaþamlarýyla ilgili rüya gören kiþiler,

bu rüyalarýn çok canlý olduklarýný söylerler. Bu tarz rüyalar çarpýcý dere-cede gerçek ve keskin-dirler. Öylesine canlýdýrlar ki etkisinden günlerce, haftalarca ve bazen de yýl-larca kurtulamazsýnýz.

Sýradan rüyalarýn aksine geçmiþ yaþamlarla ilgili rüyalar daima tutarlý ve gerçekçi bir senaryoya

sahiptirler ve ayrýca ince ayrýntýlar ve aksiyonlarla doludurlar. Rüyada yal-nýzca belli fragmanlar görülse bile bunlar, tutarlý bir hikâyenin parçasý olduklarýný hemen belli ederler.

2. Tekrar Eder

Geçmiþ yaþamlarla ilgili rüyalarýn bir çoðu aradan bir süre geçtikten sonra

SEVGÝ DÜNYASI

37

yeniden görülürler. Genellikle hikâyenin ayný yerinde durur ve yeniden ayný yerden baþlarlar. Bu týpký bir video filmini yeniden seyretmeye ben-zer. Kiþi bazen hareket etmeyen imajlar da göre-bilir. Bazý imajlar ise hikâyenin en çözümsüz bölümünde yani kriz anýn-da donarlar. Bu durum, kiþinin geçmiþ hayatýnda yaþadýðý en travmatik aný yansýtýyor olabilir. Ya da rüya önemli bir gerçek açýða çýkmadan hemen önce son bulur.

Örneðin benim Nazi Soykýrýmý ile ilgili gördüðüm rüyalar da ayný canlýlýða sahipti. Her seferinde baþýnda þapka bulunan paltolu bir hanýmý sýrtýnda bir çanta taþýyarak bir bulvardan aþaðýya doðru yürüdüðünü görü-yordum. Bu rüyayý (yani ayný sahneyi), aklým er-meye baþladýðýndan itibaren görmeye

baþlamýþtým. Yetiþkinliðe adým atmamdan itibaren de rüya kaldýðý yerden devam etmiþ, bu kez kendimi Alman görevliler-le buluþmak üzere bir hükümet binasýna yürürken görmeye baþlamýþtým.

Bazen bu rüyalar çocuk büyümeye baþladýktan sonra daha az görülmeye baþlar ve sonunda da biter.

Ama her zaman deðil. Tekrar eden rüyalar çocuklukta baþlayabilir ve yetiþkinliðe adým atýldýk-tan sonra epey yýllar devam edebilir de. Deðiþmeyen tek þey, rüyalarýn canlýlýðý ve tutarlýðýdýr. Öyle ki kiþi her seferinde ayný duygu-larý hisseder. Birazdan bu tarz rüyalarýn nasýl bir kabusa dönüþebildiklerini ve kiþinin ciddi þekilde nasýl uykusuzluk çekme-sine neden olduklarýna tanýk olacaksýnýz.

Elbet ki canlý ve tutarlý rüyalarýn hepsi geçmiþ yaþamlarla alakalý olmayabilir de. Þimdiki hayatýnýzda yaþadýðýnýz bir korku da sýrasýnda kabuslar görmenize neden olabilir.

3. Kiþi Kendisini Farklý Birisi Olarak Görür

Geçmiþ yaþamlarla ilgili rüyalar baþka bir hayata ait olduklarý için, rüyayý gören kiþi kendisini baþka bir yerde ve baþka bir zamanda farklý birisi olarak deneyimleyebilir. Geçmiþ hayatýnda

þimdikinden farklý bir cin-siyette ve farklý bir yaþta olabilir. Böylece bu rüyanýn o güne kadar gör-müþ olduðu diðer rüyalar-dan oldukça farklý bir rüya olduðunu hemen anlar.

Ben de sýkça gördüðüm

ayný rüyada kendimi yabancý bir þehirde modasý geçmiþ giysiler içinde görüyordum. Bu kiþi benden farklýydý ama yine de o kiþinin ben olduðumu hissediyordum.

4. "J'ai Peur! Ou Est Ma Mere?"

Geçmiþ yaþam anýlarýnýn rüyalarda görülebildiðinin en belirgin iþareti, kiþinin rüyasýnda bilmediði bir dilde konuþmasýdýr. Aþaðýdaki vaka Dr. Frederick Lens tarafýndan "Yaþamlar" kitabýnda anlatýlmýþtýr:

"Gecenin tam ortasýnda altý yaþýndaki kýzýmýn oda-sýndan gelen garip bir ko-nuþmayla uyanmýþtýk. Eþimle yataðýmýzdan hemen kalkarak kýzýmýzýn odasýna koþtuðumuzda onun sessizce uyuduðunu görmüþtük. Þaþýrmýþ bir þekilde yeniden odamýza dönmek üzere hareket et-tiðimizde kýzýmýz rüyasýn-da konuþmaya baþlamýþtý. Ýlginç olan þey, kýzýmýzýn daha önce hiç bilmediði bir lisan olan Fransýzca ile konuþmasýydý.

Bu konuþmalar diðer gecelerde de devam etti. Ne eþim ne de ben Fransýzca biliyorduk. Bu nedenle onun ne konuþ-tuðunu anlayamýyorduk. Sonunda kýzýmýzýn gece konuþmalarýný bir teybe

almaya karar verdik. Sonra da kaseti alýp, evimizin yakýnýnda bulu-nan lisenin Fransýzca hocasýna dinlettik. Bu hoca bize kýzýmýzýn annesini aradýðýný söyledi. Geçmiþ yaþamýnda köyleri Almanlar tarafýndan ele geçirilmiþ ve annesini bir daha görememiþti. Demek ki kaybolmuþtu ve çok üzüntülüydü.

Tüm bunlardan yola çýkarak kýzýmýzýn geçmiþ hayatýnda bir Fransýz köyünde yaþamýþ

olduðunu ve muhtemelen bir Dünya Savaþý sýrasýnda hayatýný kaybetmiþ olduðu sonucunu çýkardýk."

Geçmiþ Yaþamlarla Ýlgili Kabuslar Belki de Sizden Çözüm Bekliyordur

Çocuklarýn geçmiþ yaþamlarýyla ilgili kabus-larýnýn üzerine gidilmez ve çözümlenmez ise, kor-kulara, uykusuzluða, dü-þük öz-saygýya ve diðer problemlere yol açabilir. Bu nedenle anne ve baba-lara çok iþ düþmektedir. Çocuklarý sürekli olarak kabus gördüðünde, anne ve babalar onlarý yumuþak sözlerle teskin etmelidir-ler. Bu tarz kabuslarýn geçmiþ yaþamlarla alakalý olabileceklerini her zaman dikkate almalýdýrlar.

Çocuklarýnýza nasýl tepki vermelisiniz? Geçmiþ yaþam rüyalarýna týpký geçmiþ yaþam anýlarý gibi davranmalýsýnýz. Aný bir kez gün yüzüne çýktý-ðýnda ve iyice bilindiðinde etkisi azalýr. Ancak burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta geçmiþ yaþamla ilgili travmatik bir olayýn sadece görülme-si yeterli deðildir. Geçmiþ yaþam kabuslarý çocuðu-nuz uyanýk halde iken bu konuda konuþana kadar bilinçaltýnda saklanýrlar. Rüya bilince çýktýðýnda spontan bir aný gibi dav-ranmaya baþlar. Bu neden-le çocuðunuzu rüyasý hakkýnda konuþmasý için cesaretlendirmelisiniz. Yaþadýðý deneyimin için-deki gerçeði ayýrt etmeli ve onun duygularýný açýk bir þekilde ifade etmesine olanak tanýmalýsýnýz. Sonra da artýk þimdiki hayatýnda olduðunu, eski hayatýyla en ufak bir alakasýnýn bulunmadýðýný, bu hayatýnda güvende olduðunu ve çok sevildiði-ni söylemelisisevildiði-niz.

Baþka Kabuslar

Joan çocukluðundan beri kabuslar görüyordu. Anne ve babasý bu sorunu çözebilmek amacýyla pro-fesyonel birisine baþvur-maya karar verdiler. Ne yazýk ki, profesyonel diye

bilinen kiþiler geçmiþ yaþamlar hakkýnda en ufak bir eðitim almýþ kiþi-ler deðilkiþi-lerdi. Bu nedenle verecekleri tavsiyelerin veya yazacaklarý reçete-lerin Joan'ýn çocukluðun-dan beri gördüðü korkunç kabuslarý ortadan kaldýr-maya yetmeyeceði aþikâr-dý. Joan'ýn kabuslarý otuz yýldan fazla sürdü. Sonun-da New York'ta yaþayan ve adý Thelma Freedman olan bir psikiyatrist ile tanýþtý. Doktor, onu görür görmez hastalýðýnýn geçmiþ yaþamýyla ilgili olabileceðini söyledi. Dr. Freedman, Joan'ýn vaka-sýný "Regresyon Terapisi Dergisi"nde yayýnladý. O halde Joan'ýn vakasýný bir de Dr.Freedman'ýn aðzýn-dan dinleyelim:

"Hastam, Joan, otuzlu yaþlarýnýn ortalarýnda bulunan evli ve üç çocuk sahibi bir kadýndý. Has-tam, bu yaþýna gelene kadar gördüðü korkunç kabuslar nedeniyle bana gelmiþti. Kabustan kan ter içinde uyanýyor ve odasýný esrarengiz þekilde gümü-þümsü mavi bir ýþýðýn kapladýðýný görüyordu. Odanýn diðer yanýnda ise bir adam hiç kýmýldama-dan duruyordu. Adamýn üzerinde eski püskü ve modasý geçmiþ giysiler bulunuyordu. Bu figür hiç hareket etmiyordu ama

SEVGÝ DÜNYASI

39

ona yüzünün ön tarafýna doðru indirdiði þapkasýnýn altýndan dikkatlice bak-týðýný hissediyordu. Joan bu adamý görür görmez çýðlýk atmaya baþlýyordu. Böylece adam kayboluyor, odanýn içindeki tuhaf ýþýk da soluklaþarak, sonunda yok oluyordu.

"Joan 3 ya da 4 yaþýnda iken, anne ve babasý aile doktorlarýyla temasa geçerek bu soruna çare aramýþlardý. Doktor, anne ve babaya endiþelen-memeleri gerektiðini çünkü bu durumun en geç bir kaç yýl içinde sona ere-ceðini söylemiþti.

"Ancak, Joan sekiz yaþý-na geldiðinde bile kabus-lar ayný hýzla devam ettiði için aile bu kez bir çocuk psikiyatristine danýþmaya karar verdi. Joan her hafta düzenli olarak bu doktoru ziyaret etmesine raðmen, sorunu bir türlü geçmedi. Sonunda doktor, Joan'ýn hayli akýllý, saðlýklý, par-lak ama hayal gücü son derece zengin bir kýz olduðunu söyledi. Bu nedenle aileye, endiþelen-melerini gerektirecek bir sorun olmadýðýný, bunun bir kaç yýl içinde kendi-liðinden biteceðini belirtti.

"Ancak, Joan on'lu yaþlarýna geldiðinde kabusu iki haftada bir

görmeye devam etti. Hem o, hem de ailesi artýk bu duruma alýþmaktan baþka çarelerinin olmadýðýna karar vermiþlerdi ki odada duran adam figürü her kabusta Joan'ýn yataðýna doðru biraz daha yaklaþ-maya baþladý. Bu eskisin-den de kötü bir durumdu, aile bu kez baþka bir psi-kologa gitti. Doktor, Joan üzerinde bir çok testler gerçekleþtirdi, onunla çocukluðu hakkýnda uzun-ca konuþmalar yaptý. Bu doktor da sonunda Joan'ýn hayli saðlýklý ve akýllý bir kýz olduðuna karar verdi.

"Joan 20 yaþýna geldiðinde bile kabuslar sona ermemiþti. Doktorlar bu kez ailesinden ayrý bir yerde oturmasýný ve özgürlüðünü eline almasý gerektiðini söylediler ona. Kabuslarý bu þekilde sona erebilecekti.

"Joan sonunda evlenmiþ, ancak kocasý onun

gördüðü kabuslardan son derece rahatsýz olmaya baþlamýþtý. Bu nedenle de onu yerel bir ruh saðlýðý merkezine götürmüþtü. Burada üç hafta boyunca terapi gören Joan'a anksiyete teþhisi konul-muþ ve yatýþtýrýcý ilaçlar verilmiþti. Uzmanlar bu sorunun bir kaç yýl içinde sona ereceðinden çok emindiler.

"Sonunda Joan, kýz kar-deþinin de ýsrar etmesiyle bana geldi. Kýz kardeþi Joan'ýn hipnoz tedavisiyle iyileþeceðine inanýyordu. Joan ise öylesine çaresizdi ki, her þeyi denemeye ha-zýrdý. Esasýnda bu tarz te-rapilere pek inanmadýðý için gördüðü kabuslarýn geçmiþ hayatýyla ilgili ola-bileceðini düþünmemiþti.

"Joan'ýn odasýnda gördüðü adam, yýllar içinde yataðýna adým adým yaklaþmýþtý. Artýk

yataðýnýn çok yakýnýnda duruyor ve yine ayný þek-ilde Joan'a bakmaya devam ediyordu. Bu adamýn kendisine doku-nacaðýný hissediyor ve dokunduðu zaman neler olabileceðini çok iyi bili-yor ve müthiþ korkubili-yordu.

"Doðruyu söylemem gerekirse, Joan'ýn anlattýk-larýndan dolayý onun henüz bir çocuk iken bir cinsel istismara maruz kaldýðýna inanmýþ, bunun geçmiþ hayatlarla ilgili olabileceðini hesaba kat-mamýþtým. Joan kolayca hipnoza girdi. Trans esnasýnda o adamý görmesini istedim ondan. Hemen yaptý. Adam yine ayný þekilde, týpký kabusundaki gibi onun yanýnda durdu. Adam, Joan'a doðru þapkasýnýn altýndan baktýðý için,

verdiðim telkinlerle adama doðrudan kendi gözlerine bakmasýný söylemesini istedim. Joan, adamýn bunu yerine getiremediðini ancak ondan bir þey istediðini hissettiðini söyledi. Joan ona, bunun ne olduðunu sordu ama adam yine cevap vermedi. Adam ne konuþuyor ne de doðrudan Joan'ýn gözlerinin içine bakabiliyordu.

"Tam bu noktada Joan'a, bu adamla yaþamýþ olabi-leceði her hangi bir ço-cukluk deneyimi olup olmadýðýný sordum. Joan bu soruma olumlu yanýt verince onu çocukluðuna götürdüm. Ben bu sorunun çocukluðunda yaþamýþ olabileceði bir kötü dene-yimden kaynaklandýðýný düþünüyor ve bunun Joan'ýn geçmiþ yaþamýyla alakalý olabileceðini aklý-ma getirmiyordum.

"Joan'ý çocukluðuna götürmüþtüm ama Joan ilginç bir þekilde bana geçmiþ hayatýyla ilgili ayrýntýlar vermeye baþlamýþtý. 1800'lü yýl-lardý. Bir Ýngiliz sahil kasabasýnda büyümüþtü. On beþ yaþýna geldiðinde, dul annesi tarafýndan kasabanýn en zengin adamlarýndan birisiyle evlenmeye zorlanmýþtý. Adam kýrklý yaþlarýndaydý ve kabuslarýnda karþýsýna

çýkan kiþiydi. Ýþini ve var-lýðýný miras býrakabileceði bir evlat ve yaþlýlýðýnda kendisine bakým yapabile-cek bir kadýn istediðini iti-raf etmiþti. Ne yazýk ki Joan bu hayatýnda adama bir evlat verememiþti. Aradaki yaþ farkýndan dolayý da kocasýndan git-gide soðumaya baþlamýþtý. Sonunda korkulan oldu. Joan gönlünü genç bir balýkçýya kaptýrarak, kasabadan kaçtý. Yeni kocasý onu Ýspanya'ya götürdü. O, artýk bir balýkçýnýn karýsýydý. Üste-lik de hemen hamile kalmýþ ve bir kýz bebek dünyaya getirmiþti.

"Ancak Joan'ýn Ýspanya'-daki yaþamý da tümüyle mutlu deðildi. Kocasý köy-deki diðer adamlar gibi balýk tutmaya gidiyor ve bazen haftalarca geri dön-müyordu. Günlerden bir gün kýzýný da alarak çiçek toplamak amacýyla denize bakan tarlalara gitti. Tam bu sýrada eski kocasýnýn ona doðru geldiðini gördü. Köydeki kadýnlar (ki bun-lar Joan'a hiç alýþa-mamýþlar ve onu hiç sevmemiþlerdi) adama yolu göstermiþlerdi. Eski kocasý ona epeyce hakaretler ettikten sonra onu hýrpalamaya ve tekme atmaya baþladý. Köydeki kadýnlar da ona eþlik ederek yerde bulduklarý taþlarý ona doðru

fýrlat-maya baþlamýþlardý. Sonunda Joan hayatýný kaybetmiþti. Ölmeden önce tek hatýrladýðý þey kocasýnýn þapkasýnýn altýn-dan ona bakmasýydý. Adamýn gözleri görün-müyordu ama baktýðýný hissediyordu. Denizin üzerinden yansýyan gün ýþýðý ise gümüþümsü mavi bir renk almýþtý.

"Joan'ýn geçmiþ hayatýn-daki kocasýyla bitirilme-miþ bir iþleri vardý demek ki. Her ikisinin de birbir-lerini affetmeleri gereki-yordu. Joan eski kocasýný bu kez ismiyle çaðýrdý. Her ikisi de birbirlerine doðru yaklaþtýlar. Adam Joan'ýn ellerini tuttu ve onunla konuþtu. Sonra da gülümseyerek, uzaklaþýp gitti. Joan hýçkýrýklarla aðlayarak ona "Güle güle" dedi.

"Hipnoz seansýnýn ardýn-dan Joan kuþ gibi hafi-flemiþ biçimde ayaða kalktý. Eski kocasýnýn artýk onu rahatsýz etmeyeceðini söyledi. Joan gerçekten de haklý çýktý. O gün

bugündür artýk o korkunç kabusu görmüyor.

"Joan hayatýnýn daha erken yýllarýnda eski yaþamlarýna dönüþ yapa-bilseydi, bu kadar çok beklemek zorunda kalmayacaktý."