• Sonuç bulunamadı

HZ OSMAN’IN KUŞATILMASI VE ÖLDÜRÜLMESİNDE KUR’AN

C. Mısır’da Muhaliflerin Siyasi Faaliyetlerinde Kur’an’ı Kullanmaları

IV. HZ OSMAN’IN KUŞATILMASI VE ÖLDÜRÜLMESİNDE KUR’AN

Eyaletlere gönderilen müfettişlerin olumlu raporlarına rağmen toplumdaki sıkıntı devam ediyordu. Kufe’de muhaliflerin başlattığı isyan kısa zamanda halifeye karşı isyana dönüşmüş, halifenin kabileler üzerindeki otoritesi sarsılmıştı. Bu durumdan cesaret alan diğer eyaletlerdeki muhaliflerinde kendilerine güvenleri gelmiş olacak ki fiili harekete geçme hususunda cesaretlenmişlerdir. Yine aynı şekilde Medine’deki ashabın halifeyi eleştirmeleri ve yönetimden memnuniyetsizlikleri de muhalifleri cesaretlendirmekteydi.682

Halife ilkin muhalifler ile misak yapmak adına elçilerin huzurunda hatalarını kabul edip tövbe etmiş, taleplerine göre istedikleri kişileri atamışsa da bu durumun onlarda beklediğinin tam tersine etki göstermesinden olacak yukarıda bahsettiğimiz üzere muhaliflere cevabi olarak yazdığı mektubunda tavrını tamamen değiştirmiş hatta tutumlarından ve söylemlerinden vazgeçmeleri için onları uyarmıştır. Halifenin böyle bir tavır sergilemesi muhaliflerin halifeye karşı faaliyetlerine sebep olmuştur.

Bütün bu yaşananların etkisiyle olacak –yönetim aleyhine şikâyetlerin artması ve ashab ileri gelenlerinin tenkitleri- halife bürokratlarıyla bir görüşme yapma ihtiyacı duymuş, bu amaçla da Hicretin 34. yılı hac mevsiminde bütün valileri başkente çağırmıştı.683 Gerçekleştirilen toplantıda Hz. Osman ülkedeki karışıklıkların

ortadan kaldırılabilmesi için ne gibi tavsiyelerinin olduğunu sorması üzerine valiler

682 Taberi, age., II, s.615-617. 683 Apak, age., s.263.

143 söz alarak görüşlerini beyan etmişlerdir. Halifeye bildirilen görüşlerin arasında onların elebaşlarının öldürülmesi, diğerlerinin sınır boylarına savaşlara gönderilmesi ve atalarının kesilmesi gibi tedbirler bulunmaktaydı.684 Hükumet ve üyeleri

tarafından toplantı kesin bir karara bağlanamadan sona ermişti fakat muhalif kanadında durumlar gittikçe kızışmakta idi. Kufeli muhalifler bir toplantı yaparak durumu değerlendirip halifeyi iktidardan uzaklaştırmayı kararlaştırdılar.685 Hatta bu

toplantıda hazır bulunan Kümeyl b. Ziyad ile Umeyr b. Dabi’i gönüllü olarak halifeyi öldürmek için Medine’ye gittiler, ancak planladıkları suikastı gerçekleştiremeden döndüler.686

Kufeli muhaliflerin halifeyi iktidardan uzaklaştırmak için aldıkları karar, onları diğer şehirlerde bulunan muhaliflerle haberleşerek iş birliği yapmaya sevk etmiştir. Kufe, Mısır ve Basra’daki muhaliflerin temsilcileri, 34/655 yılı hac mevsiminde Mekke’de bir araya gelerek halifenin durumunu görüştüler ve halifenin Kur’an ve sünnet’in yolundan ayrıldığı ve buna engel olmaları gerektiği hususunda anlaştılar.687 Şehirlerine dönüp muhalifleri organize ederek gelecek yıl hacca

gidiyormuş gibi Medine’ye gelip birlikte halifeye baskı yapmayı kararlaştırdılar.688

İbn Kuteybe’nin kaydettiğine göre hilafet hakkında söz sahibi olan sahabiler, garnizonlardaki Müslümanlara gönderdikleri mektuplarda halifenin Kur’an’ı, peygamberin ve ilk iki halifenin sünnetini terk ettiğini, kendilerinin haklarını çiğnediğini, feylerini ellerinden aldığını ve zalim bir melik olduğunu belirterek, onları kendilerine yardım için Medine’ye çağırdılar.689

684 Valiler toplantısında muhalifler hakkında yapılan öneriler ve alınan kararlar hakkında bkz. Apak,

age., s.264.

685 Ayar, age., s.179.

686 Taberi, age., II, s.682-683. Halifeye suikast düzenleyip onu öldürme düşüncesi ona karşı duyulan

öfkenin ve nefretin ne boyutta olduğunu göstermektedir. Hz. Osman’ın öldürülmesi fikrini ortaya atanlar arasında Halife’ye muhalif Kureyşliler, Mısır’daki muhalif gruplar (ki bunlar halifenin kanının helal olduğunu söylemekteydiler) ve Kufe’li muhalifler yer almaktaydı.

687 Ayar, age., s.180. 688 Ayar, aynı yer.

689 İbn Kuteybe, age., s.59; Ayar, age., s.181. Söz konusu mektupların Hz. Ali, Talha, Zübeyr ve Hz.

Aişe tarafından yazıldığına işaret eden rivayetler bulunmakla birlikte bu mektupların ne zaman yazıldığı da kesin olarak bilinmemektedir. Daha sonra şura üyelerine gelen muhalifler, onlara kendilerine yazdıkları mektuptan söz etmişlerdir.

144 Mısırlılarla sürekli mektuplaşmakta olan Kufe ve Basralı muhalifler de Hicretin 35. yılı Şevval ayında (Nisan M.656) başkente doğru harekete geçtiler.690

Eyaletlerden gelenler asıl niyetlerinin hac yapmak olduğunu söylüyorlardı. Fakat onlar Mekke’ye gitmek yerine, Medine yakınında bulunan Zuhuşub mevkiinde buluştular.691 Hz. Ali’nin692 tavsiyesi üzerine şehre girmeyen muhaliflerin

kaynaklarda şura üyelerinin kendilerine destek vermeleri adına Kufeliler’in Zübeyr b. Avvam’ı, Mısırlıların Hz. Ali’yi, Basralıların ise Talha b. Ubeydullah’ı halife yapmak istedikleri ancak yaptıkları teklifleri sahabilerin reddettikleri nakledilmektedir.693

Rivayete göre Hz. Osman Kendisinin Kur’an ahkâmına aykırı davrandığını düşündükleri Mısırlı muhaliflerle görüşmüş, onlar kendisinden mushafı getirtmesini ve Yunus suresini okumasını istemişlerdi. Halife bu sureyi okumaya başlayıp şu ayeti okuyunca onu durdurmuşlardı: “De ki: “Peki, Allah’ın size ihsan ettiği rızıklardan bir kısmını helal bir kısmını haram yapmanıza ne dersiniz?” De ki: “Allah mı sizin böyle yapmanıza izin verdi, yoksa siz Allah’a iftira mı

ediyorsunuz?”694 Sonra halifeye, “El koyduğun topraklar hususunda sana Allah mı

izin verdi, yoksa Allah’a karşı yalan mı uyduruyorsun?” diye sormuşlardı. Halife önce onlara bu ayetlerin devamını695 okumalarını isteyip ayetlerin iniş sebebini

açıklamış, sonra onlara himayı696 (toprak tahsisi) Hz. Ömer’in zekât develeri için

690 İbnü’l-Esir, age., III, s.23; Apak, age., s.267.

691Medine’ye Kufe’den 200 kişilik bir grubun, Basra’dan 150 ve Mısır’dan ise 400 ile 1000 arasında

değişen muhalif grubun geldiği kaydedilmektedir. Taberi, a.g.e. II, s.652; İbn Kuteybe, age., s.62.

692 Hz. Ali Mısırlılar’a Medine’ye asıl geliş sebeplerini sorduğunda, onlar başkentte toplanmaları için

kendisinden mektup aldıklarını söylemişlerdi. Bkz. Apak, age., s.268. Görünen o ki toplumda karışıklık meydana getirmek isteyen bazı kimseler, vilayetlerdeki muhalif unsurları Medine’de bir araya getirmek için bazı sahabe önderlerini bu minvalde kullanmışlardır.

693 İbn Sa’d, age., III, s.69-70; Taberi, age., II, s.652-653; Ayar, age., s.182. 694 Yunus 10/59.

695 Ayetin devamı şöyledir: “Allah’a karşı yalan uyduranların kıyamet günü (akıbetleri) hakkındaki kanaatleri nedir? Şüphesiz Allah insanlara karşı lütuf sahibidir. Fakat onların çoğu şükretmezler.”

Yunus 10/60.

696 Hima, özel mülkiyet alanında olmayan bir arazinin hayvan otlatmak üzere kamu yararına tahsisi ve

kamu yararına tahsis edilen arazidir. Geniş bilgi için bkz. Hacı Mehmet, Günay, “Hima”, DİA, XVIII, İstanbul 1998, s.52-55; Demirci makalesinde, Hz. Osman zamanında Hima topraklarının niçin bu kadar şikâyet konusu olduğunun açık olmadığını belirtmekle birlikte görünürde devletin hima alanlarını genişletmesinden şikayet edildiğini ekler. Ayrıca burada eski kabile kurumu olan himaların devletleştirilmesi karşısında, statülerini ve iktisadi temellerini kaybeden kabileciliğin tepkisinden bahsedilebileceğini ekler. Geniş bilgi için bkz. Demirci, “Hz. Osman Devri Fitne Olaylarının Sosyoekonomik Boyutları”, s. 168-169.

145 yaptığını, kendisi hilafete gelince zekât develerinin artması üzerine himayı genişlettiğini ifade etmiştir. Ardından Mısırlıların halifeye ayetler okuyarak eleştirilerde bulundukları, halifenin de onlara okudukları her ayetin devamını okumalarını söyleyip bu ayetlerin iniş sebeplerini açıkladığı ve onun verdiği cevaplar karşısında susmak durumunda kaldıkları rivayet edilmektedir.697

Buradan rivayetin doğruluğuna bakarak iki noktaya değinmek mümkündür. Bunlardan ilki Mısır’dan gelen muhalif grupların Kur’an ayetlerini referans almada sadece kendi durumlarını destekleyen kısımları okuyarak parçacı bir anlayışla hareket ettikleri ikincisi ise halifenin okunulan her ayetin devamını isteyerek iniş sebebini açıklaması üzerine halife’ye karşı tutumlarında müspet bir değişikliğin olduğudur. Yine aynı şekilde buradan muhaliflerin kendileriyle halife arasında - başvurdukları yöntem eksikliklerine rağmen- Kur’an’ı hakem yapmak istedikleri de söylenebilir.

Hz. Osman Medine çevresinde konuşlanan muhalif grupların tehdit ve tehlike oluşturdukları düşüncesiyle Hz. Ali’yi onlarla kendi adına anlaşma yapması için görevlendirmiş, Hz. Ali’de ashab ileri gelenleriyle birlikte muhaliflerin yanına giderek onlarla anlaşma yaparak geri dönmelerini sağlamıştır. Yapılan anlaşmaya göre, sürgün edilen kimse yerine dönecek, maaşı/atiyyesi kesilen kimseye yeniden maaş verilmeye başlanacak, maaşlar artırılacak, dağıtımda eşitlik ilkesine riayet edilecek, güvenilir ve güçlü kimseler vali tayin edilecekti.698 Ayrıca Mısırlılar’ın da

talebi karşılanarak Abdullah b. Sa’d azledilip yerine Muhammed b. Ebu Bekir vali tayin edilmiş, bu şekilde Mısırlılar valileriyle birlikte geri dönmüşlerdir. Aynı anda Kufe ve Basralılar da Medine’yi terk etmişlerdi.699

Hz. Osman’a karşı muhalif tutum sergileyenlerin yalnızca garnizonlarda yaşayan bazı grupların olmadığı aynı şekilde başkent Medine’de de halifeye açıkça tavır alıp muhalefet edenler bulunmaktaydı. Taberinin Vakıdi’den bir kaydına göre

697 Taberi, Tarih, II, s.655; Ayar, age., s.183.

698 Ayar, age., s.183. (Belazuri, Ensab) Ebu Mihnef’in rivayetine göre anlaşma maddeleri şunlardı:

Halife onlara Allah’ın kitabı ve nebisinin sünnetine göre muamele edecek, atası kesilene atası verilecek, korkan kişi güvende olacak, sürülen yerine dönecek, sınır boylarında tutulmayacak ve fey (atıyye) artırılacak. Zilkade ayında yapılan bu anlaşmaya Hz. Ali ve beraberindeki sahabiler şahit oldular. Bkz. Ayar, age., s.183. (Belazuri, Ensab)

146 Mısırlılar anlaşma yaparak Medine’den ayrıldıktan sonra Hz. Osman, Mescid’de minbere çıkıp Cuma hutbesini irad ederken, cemaatten birisi ayağa kalkıp ona “Allah’ın kitabını uygula!” diye seslenmiştir. Bu şahıs halifenin emriyle oturmuş, fakat bu eylemini üç kere tekrarlamıştır. Bunun üzerine Hz. Osman Mescid’dekiler tarafından çakıl yağmuruna tutulmuş, minberde bayılıp düşmüş ve evine götürülmüştür. Halkın halifenin kapısı önünde toplanması üzerine, halifenin görevlilerinden birisi elinde bir Mushaf ile kapıya çıkarak dışarıda toplanan halka şöyle seslenmiştir:700 “Dinlerini parça parça edip fırka fırka olanlar yok mu, senin

onlarla hiçbir alakan yoktur. Onların işi Allah’a kalmıştır.701

Hz. Osman ve Ümeyyeoğulları kendilerine karşı yapılan eylemlerin arkasında Hz. Ali’nin olduğunu hilafete gelmek için onları kışkırttığını düşünmekteydiler.702

Nitekim Hz. Ali mescitte bayılıp evine götürülen halifeyi ziyarete gittiğinde baygın yatmakta olan halifenin çevresinde toplanan Ümeyyeliler hep bir ağızdan Hz. Ali’yi suçlayarak şöyle demişlerdir: “Ey Ali! Bizi sen batırdın, Müminlerin emirine yapılanları sen yaptın! Allah’a andolsun ki, sen isteğine ulaşırsan kesinlikle dünya başına yıkılacak.” Onların bu suçlama ve tehditleri karşısında Hz. Ali halifenin evini terk etmiştir.703 Gerek Ümeyyeoğulları’nın gerekse halifenin kendisine karşı benzer

suçlamalarına Hz. Ali’nin, “Artık tek çarem güzelce sabretmektir. Dediğinize ancak Allah’tan yardım istenir.”704 ayetiyle cevap verdiği belirtilmektedir.705 Hz. Ali’nin

burada Hz. Yusuf’un iftiraya uğradığında verdiği cevabı vermesi yapılan suçlamanın doğru olmadığına dair bir gönderme mahiyetindedir.

Mısırlılar Medine’den üç günlük bir mesafe uzaklaştıkları sırada yanlarından geçmekte olan bir köleyi durdurmuşlar ve üzerinde Mısır valisi Abdullah Sa’d’a muhaliflerin önde gelenlerinin öldürülmesini ve diğerlerinin de ağır bir şekilde cezalandırılmasını emreden halifenin mektubunu buldular. Bunun üzerine ihanete uğradıklarını düşünen muhalifler halifenin kanının artık helal olduğu düşüncesi ile Medine’ye geri dönmüşlerdi. Bu arada Kufe ve Basralı muhaliflerin de geri

700 Taberi, age., II, s.260. 701 En’am 6/159.

702 Ayar, age., s.184. 703 Taberi, age., II, s.661. 704 Yusuf 12/18.

147 geldikleri görüldü. Hz. Ali Mısırlılara Medine’ye niçin geri geldiklerini sorunca, eski vali tarafından kendilerinin öldürülmelerini emreden halife mektubunu gösterdiler. Basra ve Kufelilere de aynı suali yönelten Hz. Ali, onlardan da asıl niyetlerinin halifeyi azletmek olduğu cevabını aldı.706

Hz. Ali, eyaletlerden gelenlerle yaptığı görüşmenin ardından yanına Muhammed b. Mesleme’yi de alarak mektup olayını Hz. Osman’a aktarırlar.707 Hz.

Osman yemin ederek kendisinin böyle bir olaydan kesinlikle haberinin olmadığını söyledi. Oysa ele geçirdikleri köle, binek ve mektuptaki mühür, mektubun hilafet makamı tarafından yazıldığını göstermekteydi.708 Bunun haberini alan asiler, “nasıl

olur da, birisi kalkar, senin köleni senin zekât mallarından bir deve üzerine bindirip bir mektup verir ve mektubu senin mührünle mühürleyip valine gönderirken senin haberin olmaz? Sen ya gerçekten doğru söylüyorsun, ya da yalan. Şayet yalan söylüyorsan, haksız yere bizim öldürülmemizi emrettiğin için görevden alınman gerekir. Şayet doğru söylüyorsan, zaaf göstermenden ve böyle işler çevirenlere karşı gaflet içinde bulunmandan dolayı istifa etmen gerekir” diyerek Hz. Osman’dan görevini terk etmesini istemişler ancak Halife de Allah’ın kendisine giydirdiği bu elbiseyi kesinlikle çıkarmayacağını, fakat yaptıklarından tövbe ederek geri döneceğini ifade etmiş, muhalifler ise azlini sağlamadan ve ya kendisini öldürmeden Medine’yi terk etmeyecekleri niyetinde olduklarını dile getirmişlerdir.709 Bunun

üzerine asiler halifenin evini kuşatma altına alarak istifa etmesi için baskı yapmaya başladılar.710

Mısırlılar’ın vali tarafından öldürülmelerini emreden mektubu yazan kişinin Hz. Osman olmadığı açıktır. Çünkü o, isyancıların zor kullanılarak dağıtılmasını tavsiye eden arkadaşlarına, “kim can mukabilinde veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaktan dolayı olmayarak bir cana kıyarsa, o bütün insanları öldürmüş gibi olur.”711 ayetiyle cevap vererek böyle bir yolu tercih etmemişti.712 Bundandır ki

706 İbnü’l-Esir, age., III, s.138. 707 İbnü’l-Esir, a.g.e.., III, s.138. 708 Taberi, age., II, s.655-656, 666-667. 709 İbnü’l-Esir, age., III, s.138.

710 Taberi, age., II, s.666-667; Ayar, age., s.185. 711 Maide 5/32.

148 insan öldürmek noktasında bu denli hassas düşünen ve davranan halifeden valisine Mısırlı muhalif önderlerini öldürmesine dair mektup yazması ihtimal dâhilinde olmasa gerektir.

Hz. Osman’ın mektup olayıyla bir alakasının olmadığını belirtmesi üzerine Muhammed b. Mesleme bunun Mervan’ın çevirdiği bir iş olduğunu belirtmiştir.713

Ancak Mervan’ın mektubu yazma ihtimali tartışmalı olmakla birlikte pek de mümkün gözükmemektedir. Zira Mervan böyle bir işe kalkışacak olsa ilk kendisinden şüphe edilecek ve zan altında kalacaktı. Peki, o zaman bu işte nasıl bir iş vardı? Bu soruya açıklık getiren Hizmetli, makalesinde hadisenin Hz. Osman’a ve onun şahsında devlete yöneltilmiş ve ince şekilde planlanmış bir komplo gibi görünmekte olduğunu söyler.714 Hizmetli, Mısırlı muhaliflerin dönüş yolunda iken

yanlarından geçmekte olan binitli adamın onların dikkatlerini çekmek ve kendisiyle ilgilenmeleri adına hareketlerde bulunarak adeta nereye ve niçin gittiğinin sorgulanmasının yapılmasını istercesine davrandığından söz eder. Devamında ise gizli ve önemli bir göreve gönderilen elçinin vazifesinin, hiçbir kimse tarafından tanınmamak ve bilinmemektir der.715 Bu durumdan yola çıkarak birilerinin artık Hz.

Osman meselesini neticelendirmek adına bir atağa geçtiklerini söylemek mümkündür. Dolayısıyla mektup meselesinde, Hz. Osman’ın azledilmesi veya ortadan kaldırılmasını hedef alan ve önceden hazırlanmış bir plan olduğu anlaşılır.716

Hz. Osman muhasara edildikten sonra kuşatmanın da şiddetlendiği günlerde evinden çevredeki halka, ailelere sesleniyor, onlara nasihatlerde bulunuyordu. Bunu yaparken de Kur’an’dan ayetler okuyarak çağrısını temellendirmeye çalışıyordu. Bu konuşmaların birinde Hz. Osman, onlara kendisini öldürmemelerini, eğer öldürürlerse ebediyen birlikte namaz kılamayacaklarını, yine topluca cihad yapamayacaklarını, ihtilafa düşeceklerini söylemiş ve şu ayeti okumuştur:717 “Ey

halkım! Bana muhalif olmanız sakın sizi Nuh halkının yahut Hud halkının veyahut Semud halkının başına gelen felaketler gibi bir musibete uğratmasın. Lut kavmi ise

713 İbnü’l-Esir, age., III, s.38; İbn Kuteybe, age., s.64-65. 714 Hizmetli, agm., s.156.

715 Hizmetli, agm., s.154. 716 Hizmetli, agm., s.154-155.

149 zaman ve mekân bakımından zaten uzağınızda değil, bari onların başına gelen

felaketten ibret alın.”718 Bir başka konuşmasında ise Hz. Osman, kendisine haksızlık

yapmamalarını zira hatalarından tövbe ettiğini, insanın hata edebileceğini, bunu anlayışla karşılamalarını şu ayeti okuyarak dile getirmiştir:719

“Çünkü Rabbimin merhamet edip korudukları hariç, nefis daima fenalığı

ister, kötülüğe sevk eder. Doğrusu Rabbim bağışlayıcı ve merhametlidir.”720

Hz. Osman, muhalifler tarafından evi muhasara edilip dışarı çıkmasına ve halkla iletişim kurmasına engel olununca, gerek muhaliflere gerekse diğer Müslümanlara mesajını yazılı olarak iletmek durumunda kalmıştır.721 Yine Hz.

Osman’ın bu çerçevede yazdığı, içinde çok sayıda ayetin de bulunduğu, halka uyarı ve tavsiyeleri yanında hatalarından dolayı özür dilediğini ve tövbe ettiğini ifade eden mektubu da yer almaktadır.722

Hz. Osman bu mektubunda, Allah’ın Müslümanlara nimetler verdiğini, İslam’ı öğrettiğini, açık deliller gösterdiğini, bol rızık verdiğini, düşmana karşı yardım ettiğini, onları delaletten hidayete erdirdiğini, küfürden çıkardığını, nimetler içinde yüzdürdüğünü hatırlatarak başlamış sonra “Yüce Allah hak kelamında şöyle buyurmaktadır” diyerek şu ayetleri kaydetmiştir723:

“Hâsılı O, Kendisinden dilediğiniz her şeyi verdi. Öyle ki Allah’ın size verdiği nimetleri birer birer saymaya kalkarsanız, mümkün değil, onları toptan

olarak bile sayamazsınız. Gerçekten insan zalim ve nankördür.”724

“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten nasıl sakınmak gerekirse öylece sakının. Ona layık olduğu tazimi gösterin ve ancak O’na teslim olan Müslüman olarak can verin. Hepiniz toptan, Allah’ın ipine (dinîne) sımsıkı sarılın, bölünüp ayrılmayın. Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman idinîz de Allah kalplerinizi birbirine ısındırmış ve onun lütfu ile kardeş oluverdinîz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oraya düşmekten de sizi O

718 Hud 11/89.

719 İbn Kuteybe, age., s.66; Ayar, age., s.186. 720 Yusuf 12/53.

721 Ayar, age., s.187. 722 Taberi, age., II, s.685. 723 Taberi, age, II, s.685. 724 İbrahim 11/34.

150 kurtarmıştı. Allah size ayetlerini böyle açıklıyor, ta ki doğru yola eresiniz. Ey müminler! İçinizden hayra çağıran, iyiliği yayıp kötülükleri önlemeye çalışan bir topluluk bulunsun. İşte selamet ve felahı bulanlar bunlar olacaklardır. Kendilerine kesin delillerin gelmesinden sonra bölünüp ihtilafa düşenler gibi olmayın. Onlar için

büyük bir azap vardır.725

“Ey iman edenler, herhangi bir fasık size haber getirecek olursa, onu iyice tahkik edin, doğruluğunu araştırın, Yoksa gerçeği bilmeyerek, birtakım kimselere

karşı fenalık edip sonra yaptığınıza pişman olursunuz.”726

“İyi düşünün ki Allah’ın Resulü sizin aranızda bulunmaktadır. Şayet o birçok işte size uysaydı, haliniz yaman olurdu. Ama Allah size imanı sevdirdi ve onu kalplerinizde güzelleştirdi; inkârdan, fasıklıktan ve isyandan ise sizi iğrendirdi. İşte Allah’tan bir lütuf ve nimet olarak doğru yolda yürüyenler onlardır. Allah her şeyi

hakkıyla bilir, tam hüküm ve hikmet sahibidir.”727

“Önemsiz bir menfaat karşılığında Allah’a verdikleri ahdi ve yeminlerini bozanların ahirette hiçbir nasipleri yoktur. Kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacak. Onların yüzlerine bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır.

Onların hakkı çok acı bir azaptır.”728

“Sana biat edenler, gerçekte Allah’a biat etmektedirler. Allah’ın eli hepsinin ellerinin üstündedir. Kim sözünden dönerse, kendi aleyhine olarak döneklik eder.

Ama kim Allah’a verdiği sözünde durursa, Allah ona pek büyük mükâfat verir.”729

Yukarıdaki mezkûr ayetlerin meallerinden halifenin Müslümanlara vermek istediği mesajlara dair bir okuma yaptığımız zaman onların durumu içselleştirilmesine ve bilinçli bir şekilde hareket etmelerine dair uyarılarda bulunduğu görülmektedir. Halife onların Allah’ın nimetlerine şükretmeleri ve nankörlükte bulunmamaları, Allah’a tam bir itaat ve teslimiyet içinde olmaları, birlik ve beraberliklerini korumalarını ve bölünüp parçalanmamaları, insanlar arasında iyiliğin hâkim olması için çalışmalarını, Allah’a verdikleri sözlere bağlı kalmalarını, 725 Maide 5/7. 726 Hucurat 49/6. 727 Hucurat 49/7-8. 728 Al-i İmran 3/77.. 729 Fetih 48/10.

151 güvenilmeyen kişilerin verdikleri bilgiye araştırmadan itibar etmemelerini, Allah’a verdikleri sözlerden ve yeminlerden dünya menfaatleri için dönmemelerini, biat ederken verdikleri söze sadık kalmalarını, buyruklara uymadıkları takdirde ahirette cezalandırılacaklarının mesajını vermiştir.

Taberinin kaydettiği mektupta şu ayetlerde yer almaktadır:730

“Onun için gücünüz yettiğince Allah’a karşı gelmekten, haramlara girmekten sakının, hakkı dinleyip, itaat edin ve kendi iyiliğinize olarak hayır yolunda mal harcayın! Kim nefsinin hırsından ve cimriliğinden kendinî kurtarabilirse asıl felaha erenler işte onlardır.”731

“Bir de sözleşme yaptığınızda Allah’ın huzurunda verdiğiniz sözü yerine getirin. Allah’ı kefil ederek bağlandığınız yeminleri te’kid ettikten sonra bozmayın.

Hiç şüphe yok ki Allah yaptığınız her şeyi bilir.”732

“Yeminlerinizi aranızda bir aldatma ve fesat aleti yapmayın ki sonra ayağınız sapasağlam bastıktan sonra kayabilir, insanları Allah yolundan alıkoymanız sebebiyle kötülüğün cezasını tadarsınız, ahirette de size pek büyük bir azap olur. Allah’a verdiğiniz sözü değersiz bir menfaat karşılığında satmayın. Zira ahirette