• Sonuç bulunamadı

A

lparslan’ýn babasý Çaðrý Bey, etrafýndakileri daima uyarýrdý. “Su uyur, düþman uyumaz.” düþün-cesindeydi. Her zaman çok dikkatli ve hazýrlýklý olmak gerektiðini söylerdi. Tuðrul Bey de “Tedbirli olmak en büyük silâhtýr.” diyordu.

Çaðrý Bey, gece atýna atlayýp obanýn etrafýný dolaþýr, etrafý kontrol ederdi. Hava iyi olduðu za man, yanýna Alparslan’ý da alýrdý. Son günler de babasýnýn etrafý daha sýk kontrol etmesi Alparslan’ýn dikkatinden kaçmadý. Alparslan, babasýnýn konuþ-malarýndan Cend Emiri Þah Melik’in Selçuklulara zarar vermek için fýrsat kolladýðýný anlamýþtý.

Zifirî karanlýk ve çok soðuk bir geceydi. Rüzgâ-rýn ýslýk çalan sesi ve köpek havlamalarý iþi tiliyordu.

Çaðrý Beyi yine uyku tutmadý. Etrafý dolaþýp nöbetçilere bakmak için çadýrýndan dýþarý çýktý.

Bir anda dýþarýda, köpek havlamalarý, baðrýþmalar, at kiþnemeleri ve kýlýç þakýrtýlarý birbirine karýþtý.

Dýþarýdan Çaðrý Beyin, Türkmen yiðitlerine sesleniþi du yuldu. Derken, dýþarýdaki sesler önce hafifledi, sonra kesildi. Zaten vuruþma çok sürmedi,

hazýrlýklý olan Türkmen yiðitleri, baskýný yapanlarý geldiklerine geleceklerine piþman etmiþti.

Yakalanan baskýncý askerlerden bazýlarý ko -nuþturuldu ve baskýný kimlerin yaptýrdýðý da öðrenildi. Çaðrý Beyin tahmini doðru çýkmıştý.

Baskýný yaptýran, Selçuklu Türkmenlerinin gittik-çe güçlenmelerinden endiþe eden Cend Valisi Þah Melik’ti. Þah Melik’in, böyle bir baskýn hazýrlýðý yaptýðýný önceden haber alan Çaðrý Bey, zamanýnda aldýðý önlemlerle kayýp vermedi ve Þah Melik’in adamlarýný gafil avladý. Fakat maalesef diðer oba-larda Selçuklularýn kaybý çoktu.

Baskýndan sonra Selçuklular, Cend þehrinin kendileri için tehlikeli olduðunu anladýlar. Hora-san’a gitmenin güvenli olacaðýna karar verdiler.

Bu ka rarýn verildiði kurultayda Alparslan’ýn babasý Çaðrý Bey, þu düþünceleri dile getirmiþti:

“Hem Peygamber Efendimiz böyle yapmamýþ mýydý? Müslümanlarýn; Mekke’li müþriklerin zul-münden kurtulmasý için, önce Habeþistan’a sonra da Medine’ye hicret etmelerini istememiþ miydi?

Mü’minlerin dinlerini koruyup, ibadetlerini ser-bestçe yapabilmeleri için bunun gerekliliðini orta-ya koymamýþ mýydý? Bu hicret vesilesiyle sahabi-ler dinsahabi-lerini daha geniþ bir alana yayma fýrsatýný yakalamýþlardý.”

Demek ki hicret, sonuçlarý yönüyle bir rahmet-ti. Bu düþünceyle Selçuklularýn Horasan’a göçü ailesinin hayatta kalan en büyüðü olarak, elinizi öpmeye ve hayýr dualarýnýzý almaya geleceðim.”

diyerek amcasýnýn bulunduðu þehre ordusuyla hare-ket etti. Musa Yabgu’ya büyük hürmette bulun-du, tavsiyelerini ve hayır dualarını aldı. Gittikçe ünlenen Selçuklularýn, Çaðrý Bey komutanlýðýnda Horasan’a geliþi, elbette Gaznelileri hoþnut etmedi.

Gazne Sultaný güçlenmekte olan Selçuklulardan korkuyordu. Horasan’daki Türkmenlerin onlarý destekleyeceðini biliyordu. En iyisi bir yolunu bulup onlarý Horasan’dan atmaktý. Ama gücü buna yetebilecek miydi?

Selçuklular, Gaznelilere önce bir mektup gön-dererek yersiz yurtsuz kaldýklarýný, haksýz yere Cend Emirinin baskýnýna uðradýklarýný söylediler.

Hayvanlarýna otlak aradýklarýný, Gaznelilere hiz-met ve yardým etmeleri karþýlýðýnda, Horasan’da kalmak istediklerini uygun bir dille ilettiler.

Daha sonra, Gaznelilerle bu konuyu görüþmek üzere Horasan Valisine bir heyet gönderildi. Selçuklu heyeti, Koca Umur Gazi’nin baþkanlýðýnda Horasan Valisinin huzuruna çýktý. Selçuklu heyetine ne iste-diklerini soran Gazne Valisine Koca Umur:

– Beyim, bizler Selçuklu Türkmenleriyiz. Cend Emiri gece baskýnýyla halkýmýza sýkýntý veriyor.

Kendi topraklarýnda hayvanlarýmýzý otlatmamýzý istemiyor. Savaþmaktan yana olmadýðýmýz için biz de Horasan’a göçtük. Ýzninizle Horasan’da eð -leþmek, hayvanlarýmýzý otlatmak isteriz, dedi.

Vali, Koca Umur’u küçümser bir tavýrla:

– Buna karþýlýk bize ne vereceksiniz?

Koca Umur:

– Sizlerle dost olur, dostunuza dost der, düþ-manýnýza kýlýç çalar, size yardým ve hizmet ederiz.

Vali kýzgýnlýkla:

– Bunlar yetmez, bize vergi ve haraç verecek-siniz.

Koca Umur’un yüz hatlarý gerildi. Sert bir ifa-deyle valiye:

– Vergi sizin hakkýnýz. Ancak bizler Müslüman ve Türkmeniz. Selçuklular hiç kimseye haraç ver-mez, deyince vali,

– Herkesten olduðu gibi sizden de haraç alýrýz, diyerek Koca Umur’u tersledi.

Bunun üzerine Koca Umur:

– Müslüman, Müslümandan haraç alýr mý? Biz kâfir miyiz ki haraç verelim? Sultan Mahmut zama-nýnda bile, Selçuklu Türkmenlerinden haraç alýnmadý.

Biz haraç vermeyiz, deyince Horasan Valisi de:

– Tez, Horasan’ý terk edin. Ya Horasan’ý terk edersiniz ya da ölümlerden ölüm beðenirsiniz, dedi.

Koca Umur, valinin bu sözlerine ibretli bir karþýlýk verdi:

– Ölüm, yalnýz bizler için deðil, bütün insanlar için haktýr. Ama ölmeyi de bilmek gerek. Bizler barýþý severiz. Ama gerekirse þerefimiz için, düðüne gider gibi yiðitçe ölüme gitmeyi de biliriz!

Gazneliler bu görüþmeden sonra, Selçuklularýn üzerine ordu gönderdiler. Barýnmak için yer ve yurt arayan Selçuklularýn, bu ölüm-kalım savaşını ne pahasýna olursa olsun, kazanmaktan baþka bir çareleri yoktu.

Selçuklular, büyük bir kararlýlýkla Gazne Ordusu’na saldýrdýlar ve savaþýn en kýzýþtýðý anda, yeniliyormuþ gibi sahte bir geri çekilme ve anî bir manevra ile Gaznelileri kuþatarak maðlûp ettiler.

Selçuklular Allah’ýn izniyle galip gelmiþlerdi.

Zafer sonrasýnda, akýllý bir devlet ve siyaset adamý olan Tuðrul Bey, Gazneli Sultan Mesut’a bir mektup gönderdi. Mektubunda bu savaþý hiç istemediklerini, inançlarýnýn, “Müslüman din kardeþiyle savaþmayý reddettiðini” açýkladý. Ayrýca vali tara fýndan tahrik edilip savaþa zorlandýklarýný, kendilerinin istemeye-rek de olsa ailelerini ve evlerini korumak amacýyla savaþmak zorunda kaldýklarýný belirtti.

ZAFERE DOÐRU

B

u savaþtan sonra Selçuklular, Horasan’ý yurt edindiler. Çaðrý Bey Merv’e, Tuðrul Bey Niþabur’a, amcalarý Musa Yabgu da Serahs’a yerleþerek devle-ti yönetmeye baþladýlar.

Aradan iki yýl geçmiþti. Alparslan geçen sürede bütün savaþ tekniklerini öðrenmiþ, güçlü, çevik bir delikanlý olmuþtu.

Horasan’ý yurt edinen Selçuklular için þimdi yeni bir tehlike kapýdaydý. Gazneli Devleti’nin hükümdarý Sultan Mesut, Selçuklularýn üzerine büyük bir orduyu sürmenin hazýrlýklarý içindeydi.

Aslýnda Selçuklular da her türlü savaþa hazýrdýlar.

Fakat Gaznelilere, iki Müslüman devletin birbi-riyle savaþmasýnýn uygun olmayacaðýný anlatmak istiyorlardý.

Selçuklular, aldýklarý karar gereðince Sultan Mesut’a barýþ teklif ettiler. Kendilerine baský ve zulüm yapýlmadýðý sürece barýþ içinde yaþamak istediklerini belirttiler. Ancak Sultan Mesut, Sel-çuklularýn barýþ teklifini geri çevirdi. Barýþ teklifleri

geri çevrilen Selçuklular, ya savaþý kazanarak Gaznelilerin baskýsýndan kurtulup yer ve yurt sahi-bi olacak ya da yok olacaklardý.

Savaþ meclisi hemen toplandý. Tuðrul Bey, dünyanýn en büyük ordusuyla savaþýp Selçuklularýn geleceðini tehlikeye atmayý doðru bulmadýðýný söyledi. Sözlerine Horasan’dan Azerbaycan’a doðru hicret edip Anadolu sýnýrlarýnda yerleþerek Bi zans’a doðru akýnlarda bulunmanýn daha uygun ola-caðýný ekledi. Çaðrý Bey ise Selçuklularýn, Gazne Ordusu ile karþýlaþmalarýnýn kaçýnýlmaz olduðunu vurguladý.

Sultan Mesut, Selçuklular’a gönderdiði mek-tupta Hindistan’dan yüz bin kiþilik orduyla bu iþi tamamen çözmek için geldiðini söylüyordu. Bir cihan devleti kurma düþüncesinde olan Selçuk lu-larýn kendilerine olan güveninin artmasý ve kimseye

“Korkup kaçtýlar.” dedirtmemeleri gerekiyordu.

Taktik gereði, çöle çekilmek ve Gazne Ordu-su’nu yorduktan sonra da anî baskýnlarla sonuç almak daha uygun olacaktý.

Çaðrý Bey; Gaznelilerin, Ýslâm’ýn emri olan barýþ teklifini reddetmelerinin onlarýn egemenliðini sona erdireceðini anlattý. Selçuklularýn bir cihan dev-leti kurabileceðini, korkmamalarý ve sabretmeleri gerektiðini söyledi. Sonra da savaþ plânýný izah etti.

“Savaþ meclisi”, savaþmadan çöle çekilmenin doðru olmadýðýna ve Çaðrý Beyin savaþ taktiðinin uygulanmasýnýn isabetli olacaðýna karar verdi.

Savaþ, bütün şiddetiyle baþladý.

Alparslan da komutanlardan biri olarak cephedeki yerini almýþtý. Silâh ve harp hocasý Sav Te -kin’den öðrendiði Türklerin Bozkýr taktiðinin bu savaþta uygulanýp uygulanmayacaðýný merak ediyordu. Tahmini, bu savaþta Bozkýr taktiðinin kullanabileceði yönündeydi. Hafif birliklerden oluþan yirmi bin kiþilik Selçuklu Ordusu çok çabuk hareket ediyor, vur-kaç taktiði ve anî baskýnlarla düþmaný yýpratmaya çalýþýyordu. Taktik gereði, Tuðrul Bey, baþlangýçta Sultan Mesut’un komuta ettiði merkezdeki kuvvetlerine karþý saldýrýya geçti.

Bir süre vuruþtuktan sonra, geri çekilmeye baþladý.

Selçuklu Ordusu, yenilmiþ izlenimi vermek için çöle çekildi.

Sultan Mesut, geri çekilmeye baþlayan Selçuklu kuvvetlerini hýzla izlemeye baþladý. Böylece hem Selçuklu kuvvetlerini sarsacak hem de ordusunun su ihtiyacýný karþýlayacaktý. Su kuyularý Dandanakan Hisarý’na yakýndý. Su kuyularýna ulaþan Sultan Mesut bir de ne görsün... Kuyular, Selçuklular tarafýndan tamamen kullanýlmaz hâle getirilmiþti.

Gazne Ordusu çok hýzlý hareket eden Selçuklu birlikleri karşısında sık sık yer deðiþtirmek zorunda ka lýyordu. Filler bu yer deðiþtirme sýrasýnda çok yoruldu.

Çölde ot bulamayýnca aç ve susuz kalan filler, taþkýnlýk yaparak etraflarýna zarar vermeye baþladý.

Çölde kavurucu bir sýcaklýk vardý. Yorgun, aç ve susuz düþen Gazne Ordusu’nda, karýþýklýk, istek-sizlik ve çözülme baþgösterdi.

Ayrýca Gazne Ordusu’nda bulunan dört yüze yakýn Türk köle Selçuklu saflarýna geçti. Önemli bilgiler vermeleri de Selçuklu Ordusu’na büyük bir moral kaynaðý oldu.

Çaðrý Beyin savaþ meclisinde söyledikleri doðru çýkmýþ ve Gazne Ordusu’nun düzeni bozulmuþtu.

Gazne ordu birlikleri birbirinden kopunca, Sultan Mesut ve Tuðrul Beyin kuvvetleri karþý karþýya kaldý.

Çok geçmeden Çaðrý Beyin kuvvetleri yýldýrým hýzýyla sað taraftan, sol kanattaki Selçuklu birlikle-ri de sol taraftan harekete geçti ve Gazne Ordusu çembere alýndý.

Alparslan’ýn yüzü gülüyordu. Ýstediði olmuþ ve Gazneliler oyuna gelmiþti. Kendini tutamayarak yüksek sesle baðýrdý:

“Hilâl harekâtý ve Kurt kapaný oyunu!..

Alparslan’ýn tahmini doðru çýkmýþtý. Selçuk-lular “Hilâl Harekâtý” da denilen “Bozkýr Savaþ Taktiðini” baþarýyla uygulamýþlardý. Askerî bir deha olan Çaðrý Beyin belirlediði savaþ plânýnýn hatasýz uygulanmasý, Gazne Ordusu’nu sarsmýþtý.

Baþka çaresi kalmadýðýný anlayan ve ümidi tüke-nen Sultan Mesut, yüz kiþilik seçme Gazne süva-risiyle Merv Ovasý’ndaki savaþ alanýndan Berkdiz Kalesi’ne doðru uzaklaþtý.

Mayýs’ýn yirmi ikisinde baþlayan savaþ, altý gün sürmüþ ve Selçuklularýn galibiyetiyle so nuç-lanmýþtý.

Selçuklu liderleri Çaðrý ve Tuðrul Beyler, at larýndan inerek Dandanakan Zaferi’ni kazanma-larýndan ötürü, þükür namazý kýldýlar ve Yüce Allah’a dua ettiler.

Cuma gününe denk gelen bu zaferin kazanýl-masýndan sonra, Tuðrul Bey, savaþ alanýnda kuru-lan tahta çýkarýldý ve Selçuklu Sultaný ilân edildi.

Büyük atalarý Selçuk Bey’in adýyla anýlan Selçuklu Devleti, bu zafer sonrasýnda resmen kurulmuþ oldu.

Baþta Çaðrý Bey olmak üzere bütün Selçuk beyleri, Tuðrul Beyi Horasan hükümdarý olarak

selâmladýlar. Çaðrý Bey, halk arasýnda belki Tuðrul Beyden daha çok seviliyordu. Kendisi sultan ola-bilecekken o, Selçuklu ailesinin birliðini korumak için kardeþi Tuðrul Beyi tahta geçirerek, onun sultan olmasýný saðladý. Kardeþi Tuðrul Beyi; siya-set ve devlet yönetiminde eþi bulunmaz büyük bir yetenek olarak görüyordu.

Tuðrul ve Çaðrý Beyler, bu savaþtan sonra dev-let yönetiminde atalarý Bilge Kaðan ile Kül Tigin’i örnek aldýlar. Fetih ülküsüyle ülke topraklarýný geniþleterek ulaþtýklarý her yerde barýþý ve adaleti tesis etmeye çalýþtýlar.

Benzer Belgeler