• Sonuç bulunamadı

AÇISINDAN MUKAYESESİ (XVIII-XIX ASIRLAR) Aııtmamat KARIE

MÜNASEBETLERİ A TARİHÇE

B. HOKAND HANLIĞI VE OSMANLI DEVLETİ MUNASEBETİ

Hokand Hanlığı’nın 167 yıllık geçmişinde Osmanlı Devleti ile olan münasebetlerinin birçok açıdan ele almamız mümkündür. Bunların başında Hokand Hanlığı’nın bağımsızlık kazanmasının ardından

10 Hokand Hanlığı’nın coğrafî yapılanma açısından takip ettiği süreç konusunda bkz; Yuri Bregel, An Historical Atlas of Central Asia, Leiden-Boston: Brill, 2003, s. 63.

11 Bkz; Hâlibay b. Mambet (Muhammed), Orus Leşkerinin 1269-1272 Senelerde Kılgan Futuhatları, Yay. Haz., N.

Veselovskiy, S. Petersburg: Parovaya Skoropeçatnaya P. O. Yablonskago, 1894, s. 9-19; Ziyabidin Magzunî, (Maksım), Fergâna Handarının Tarıhı, Çev; Moldo Sabır Dosbolov- Omor Sooronov, Bişkek: Turar Basımevi, 2007, s. 50; Beysembiev, Tarih-i Şahruhî Kak İstoriçeskiy İstoçnik, s. 159.

12 Kırgızların özellikle Türk hanlıkları devrindeki komşu hanlıklarla olan münasebetleri konusundaki geniş için bkz;

Timurlan Omorov, Kırgızların Türkistan Hanlıkları İle Münasebetleri (XV.-XIX.YY. Arası), T.C. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih (Genel Türk Tarihi Anabilim Dalı), Ankara-2013, (Basılmamış Doktora Tezi); Yine

bkz; Yoska, Erhan, “Muhammed Ali Han Dönemi (1822-1842) Hankand Hanlığı ile Osmanlı Devleti İlişkileri”,

History Studies International Journal of History, Volum 3/3, 2011, ss.396-408.

13 Hâkimhon, Muhammed Muntahabu’t-tavârih, Çev; Ş. Vahidov, Taşkent: Yangi Asr Avlodi Yayınları, 2009, s. 203;

Мuhammad Niyoz Hokandî, İbratü’l-Havâkin (Таrihi Şahruhî), Таşkent: Тuron Zamin Ziyo, 2012, s.119; İshakhon İbrat, Таrihi Fargona, Таşkent: Маnaviyot, 2005, s. 8-9; Beysembiev, Таrihi Şahryhî kak istoriçeskiy istoçnik, s.104- 105; Mırzo Olim Mahdum Hoci, Tarih-i Türkistan, Taşkent: Yangi Asr Avlodi, 2009, s. 89-90.

14 Bu konudaki geniş bilgi için bkz; Erhan Yoska, “Muhammed Ali Han Dönemi (1822-1842) Hankand Hanlığı ile Osmanlı Devleti İlişkileri”, History Studies International Journal of History, Volum 3/3, 2011, ss.396-408.

15 Ziyabidin Magzunî, (Maksım), Fergâna Handarının Tarıhı, Çev; Moldo Sabır Dosbolov- Omor Sooronov, Bişkek:

Turar Basımevi, 2007, s. 50, 221-222; İshakhon Töre İbret, Tarihu Fergâna, Taşkent: Maanaviyat Yayınları, 2005, s. 9; Üçler Bulduk, Hokand Hanlığı ve İbret’in Fergâna Tarihi (Ankara: Berikan Yayınevi, 2006), s. 26.

16 Hokand Hanlığı’nın ister dış ister iç siyasetteki düşüş sürecini ele alan Ziyaev’in eserine bakmakta fayda var. Bkz;

Hamid Ziyaev, Türkistan’da Rus Hâkimiyetine Karşı Mücadele, Çev., A. Çelikbay, Ankara: Türk Tarih Kurumu, 2007.

17 Baymırza Hayit, Türkistan Devletleri Millî Mücadeleleri Tarihi, Ankara: Türk Tarih Kurumu, 1995, s. 65-66; s.

82,90-91; Hâlibay b. Mambet (Muhammed), Orus Leşkerinin 1269-1272 Senelerde Kılgan Futuhatları, s. 5, 19-20; Zaytsev, V. N., İstoriya 4-go Turkestanskago Lineynago Bataliona s Kartoy za Period s 1771-1882 god-Kak Material

k Opisaniyu Dvijeniya Russkih v Srednyuyu Aziyu, Taşkent: yy, 1882, s. 13-19, 45-47; Mehmet Saray, Modern Kırgızistan’ın Doğuşu, Ankara: Detamat Tanıtım, Tasarım, Matbaacılık, 2004, s. 60-61; Şimşir, N., Rus Devleti Tarihi, 1. Baskı, İstanbul: IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2010, s.143; Macit Hasanî, Turkiston Boskini, Taşkent: “Nur”,

1992, s. 7; Macit Hasanî, Yurt Boynidagi Kiliç Yoki İstilo, s. 54-55, Vâlihanov, Ç., Sobrannie Soçinenie, Alamatı: Glavnaya Redaksiya Kazâhskoy Sovetskoy Ensiklopedii, 1984, c. 5, s. 364.

18 Beysembiev, Tarihi Şahruhi Kak İstoriçeskiy İstoçnik, s. 128-129.

19 H. N. Bababekov, İstoriya Kokanda, Таşkent: Fan, 2006, s. 91; Еjegodnik Ferganskoy oblasti, Novıy Margelan:

İzdanie Ferganskogo oblastnogo statistiçeskago komiteta, 1902, s.4-6; Serebrennikov, A., Kokandskiy Pohod 1875-

39 hemen Osmanlı Devletine tabii olduğunu bildiren nişanı yer almaktadır.20 Buna karşılık Osmanlı Devleti yeni padişaha Osmanlı mührü, tuğrası, bayrağı ve padişah kılıcı gibi anlamlı sembolik hediyeler göndermesi de söylenilebilir. Bu fermanlar sonucunda her iki devlet arasındaki münasebetler yeni bir çığırla gelişmeye devam etmiştir. Özellikle askerî, eğitim, ekonomik, savaş konusunda lojistik destek, vb.21 birçok alanda göze çarpar ilişkiler geliştirilmiştir. T.C. Cumhurbaşkanlığı Arşivi’nden hareketle, Hokand Hanlığı’nın Osmanlı Devleti’nden tecrübesinden ötürü, her geçen gün birer tehdit konusu olmaya devam eden Rus İstilası sürecinde, özellikle askerî alanda yeni bir savaş taktiği eğitimi konusunda talepte bulunduğunu söyleyebiliriz. Daha sonraki süreçlere denk gelse de, burada Enver Paşa’nın oradaki dağılan Türk hâlkını, kısa bir sürede bir araya getirme projesinin uygulanmaya çalışılması örnek gösterilebilir.22 Aynı süreçte, yani 1848-1865 yılları içerisinde yeni bir jeopolitik yapılanma konusunda, istilacı Ruslara karşı nasıl bir tutum sergileme hususunda lojistik destekler almıştır. Ondan önceki dönemlerde ise Hokand Hanlığı’nın dinî alandaki kitapları temin etme ve özellikle fizik, kimya ve biyoloji gibi ilim dallarında uzmanlar istemesi konusundaki yazışmalar da mevcuttur. Hokand Hanlığı ve Osmanlı Devleti arasındaki münasebetleri her açıdan analiz etme konusunda; Erhan Yoska, “Muhammed Ali Han Dönemi (1822-1842) Hokand Hanlığı ile Osmanlı Devleti İlişkileri”, (History Studies International Journal of History, Volum 3/3, 2011, ss. 396-408); Abdulkadir Macit, “19. Asırda Hokand Hanlığı ile Osmanlı Devleti Arasındaki Münasebetler”, III. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi-Bildiriler Kitabı I, (ss.123-136); Abdulkadir Macit, “Osmanlı Devleti ile Hokand Hanlığı Münasebetleri”, (İLEM Yıllık, S. 4, 2009) gibi çalışmalardan istifade edilebilir.

II. OSMANLI DEVLETİ VE HOKAND HANLIĞI’NDAKİ HUKUK SİSTEMİNİN KAYNAKLARI OLARAK ŞERÎ VE ÖRFÎ HUKUK

Yaklaşık yedi asırdır günümüz Müslüman devletlerinin ekseriyetini yöneten Osmanlı İmparatorluğu’nun hukuk sistemi konusunda bilginler arasında görüş ayrılığı vardır. Bazı bilim adamlarınca öne sürülen fikirlere göre Osmanlı Devleti’ndeki hukuk sistemi tamamen şeriata dayanan bir sistemdi. Hatta bu sistemi de padişahlar bizzat kontrol ediyordu.23 Ancak, bu görüş, aslında birçok tartışmayı da beraberinde getirmiştir. Osmanlı Devleti’nin hukuk yapısı şeriata dayanmakla birlikte aslında bunun yanında örfî hukuk da geçerliydi.24 Yani, İslam diniyle tanışmadan önce de, tarihte genel olarak bütün Türk ulusunun devlet anlayışı, bu anlayışın temelini teşkil eden örf ve âdete dayandırılan hukuk yapısı vardı.25 Zaten Osmanlı

20 M. Saray, Rus İşgali Devrinde Osmanlı İle Türkistan Hanlıkları Arasındaki Siyasî Münasebetler (1775-1875), Ankara:

Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1994, s. 37, 38, 40; Bulduk, Hokand Hanlığı ve İbret’in Fergâna Tarihi, s. 22; Beysembiev, Tarihi Şahrûhi Kak İstoriçeskiy İstoçnik, s. 159.

21 Abdulkadir Macit, “19. Asırda Hokand Hanlığı ile Osmanlı Devleti Arasındaki Münasebetler”, III. Türkiye Lisansüstü

Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı I, s.129-132.

22 İlyas Kara, Türkistan’da Bir Bozkurt: Enver Paşa, Ankara: Kripto, 2018.

23 M. Akif Aydın, “İslam Hukukunun Osmanlı Devletinde Kanun Hukukuna Doğru Geçirdiği Evrim”, Türk Hukuk

Tarihi Araştırmaları, Sayı I, İstanbul, Bahar 2016, s.14-15; Ekrem Buğra Ekinci, “Osmanlı Devleti’nde Mahkemeler ve Kadılık Müessesesi Literatürü”, Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, Cilt 3, Sayı 5, 2005, s. 426-427.

24 Bu konudaki geniş bilgi için bkz; Hâlil Cin, – Ahmet Akgündüz, Türk Hukuk Tarihi, 3. Baskı, İstanbul: Osmanlı

Araştırmaları Vakfı, 1995, c. 1; Mehmet Akif Aydın, “Osmanlılar: Hukukî-Adlî Yapı”, DİA, C. 33, İstanbul, 2007, ss. 515-521.

25 Türk hukuk tarihini en kapsamlı bir şekilde ele alan Arsal’ın esas tezi bu yöndedir. Bu konuda bkz; Sadri Maksudi

40 Devleti’nin asırlarca ayakta kalabilmesinin sırrı da, bir nevi o geleneğin devam ettirilmesinde, yani

hem şeriat hem örfî hukuk yapısının iyice mezcedilerek tatbik edilmesinde saklıydı.

Hokand Hâlığı’nın tarihçesi kısmında değindiğimiz gibi genel olarak Hanlık etnik açıdan Özbek, Kırgız, Kazak, Tacik hâlkı arasında kurulan bir devletti. Ağırlıklı olarak Özbek ve Tacik hâlkının daha çok yerleşik hayatın olduğu vadilerde yaşaması, onların İslam dininin hayatın tüm alanında tatbik etmesini (İslam diniyle yaşamasını) kaçınılmaz kılmıştır. Bu nedenle bu bölgedeki hâlkın hukuk yapısı daha çok şerî hukuk yapısına sahipti. Bu sebeple yerleşik hâlkın şeri mahkemeleri hukuk yapısının neticesi olarak iş görmüştür.26

Ancak, Hanlık döneminde Kırgız ve Kazak hâlkının daha çok göçebe hayat tarzını benimsediği de bir gerçektir. Bu da onların mescid, medrese, tekke, zaviye, hangah gibi şehir hayatının olmazsa olmaz müesseselerinden uzak kalmasına sebep olmuştur. Bu fikir onların tamamen İslam’dan haberi olmayan şamanlardı varsayımına götürmemelidir. Çünkü onların da kendi arasındaki husumet ve kavgaları çözüme bağlama sistemi vardı. O da örfî hukuk idi. Bölgedeki Talas Savaşı’ndan beri oluşan örfî hukukun kökleri zaten İslam’a dayanıyordu. Bu sebeplerden ötürü gayri ihtiyarî bile olsa, aslında Kırgız ve Kazak hâlkı ağırlıklı olarak şeriattan daha çok, özellikle örfî hukuka bağlı kalmış,27 hatta bu fikrimizi Çarlık Rusya’nın Hanlığı istilası sürecini kolaylaştırma amacında, bozkırlardaki Kırgız ve Kazakları şehir hayatına adapte etme süreci de desteklemektedir. Bu konuda “Göçebeleri Şeriatla Yönetme Projesi” konulu ilmî çalışmalar da yok değildir. İstilacı güçlere en ağır darbeyi vuran göçebelerdi. Bunun en bariz örneği, Kırgızistan’ın güneyindeki Oş Vilâyeti’nin Alay bölgesinin datkası Kurmancan Datkay’dır.28

Özetle, Osmanlı Devleti’nin hukuk yapısının kaynağını hem şeriat hem örfî hukuk olarak göstermemiz yerinde olacaktır. Hatta geniş topraklardaki Müslüman tebaasına mezhep farlılığından dolayı, çoğu zamanlarda o bölgenin örf-adetini iyi belleyen kâdı ve müftüleri göndermesi de, aslında Osmanlı Devleti’nin hem şeriatı hem örfî, yani reel hukuku da önemsediğini göstermektedir. Hokand Hanlığı’ndaki hukuksal yapıyı da, kısaca yerleşik hayatı benimseyen Özbek ve Taciklerin daha çok şeriat kurallarına dayandığını, konargöçer hayat tarzını benimseyen Kırgız ve Kazakların ise daha çok reel hayattaki örfî hukuka dayandığını söylememiz yerinde olacaktır.

III. SAFRANBOLU VE HOKAND HANLIĞI SERİYYE SİCİLLERİNİN KISACA TANITIMI Safranbolu şehrine ait şer‘iyye sicillerin İSAM kütüphanesinin “Kadı Sicilleri”29 veri tabanındaki bilgilere göre 47 adet olduğu tespit edilmiştir. Bunlardan 17 adedi üzerinde yüksek lisans ve doktora gibi ilmî araştırmalar yapılarak YÖK sistemine yüklenmiştir. Bu siciller üzerinde

26 Fahrettin ATAR-Aiitmamat Karıev, “Hokand Hanlığı’ndaki Yargı Kurumları Üzerine Kısa Bir Bakış”, İslam Hukuku

Araştırmaları Dergisi, sy. 28, 2016, s. 297-298.

27 Hokand Hanlığı’nda uygulamada olan reel örfî hukukun müesseseleşmiş yapısı, işleyişi, örf-âdet ile şeriat bağlantısı,

Kazaklardaki Jeti Jargı ve Kırgızlardaki Ereje yasaları konusundaki geniş bilgi için bkz; Aiitmamat Karıev, “Kırgız Biy Mahkemeleri Hakkında Kısa Bir Analiz (XVIII-XX yy.)”, MÂNÂS Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, 2017, Cild-6, Sayı: 4, ss. 89-101.

28 T. Omurzakova, Кurmancan Datka: Epoha, Liçnost, Deyatiya, Бишкек: 1996.

29 Kadı sicilleri’nin içeriği ile ilgili bk. Ayhan Işık, “İstanbul Müftülüğü Bünyesindeki Arşivler”, Arşiv Dünyası,

2007, S. 10, s. 11-20; Işık, “Şeriyye Sicilleri Arşivi”, Ağa Kapısından Şeyhülislamlığa istanbul Müftülüğü, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, 2019, s. 233-243.

41 Mustafa Zahit Gümüşoğlu, Ahmet Erkartal, Yonca Şahin, Kemal Temel, Vedat Çetin, Mehmet Tetik, Zübeyde Soytürk, Abdullah Tanrıverdi, Rıdvan Atak, Erkan Özçiçek, Yusuf Taştan, Mehmet Eryükseldi, Şefaattin Deniz, Mehmet Koç, Fatma Nur Onur, Gülnaz Okumuş, Hamza Yıldız, Emre Karakaya, Hatice Ceylan, Okan İpekçi ve Bayram Canbaz tarafından yüksek lisans çalışması yapılmıştır. Ayrıca 2131, 2136, 2146, 2142, 2147, 2114, 2113, 2152, 2155 ve 2156 nolu defterin transkripsiyonları yapılmış ve yayınlanmıştır. Ayrıca miras hukuku alanında 2133,30 214431 ve 214932 numaralı siciller özel proje kapsamında yayınlanmıştır. Değişik konuları ele alan 211633 ve 213334 numaralı siciller de farklı proje kapsamında basılmıştır. Geri kalan Safranbolu sicillerinin kısmen üzerinde çalışmaların devam ettiği ve bazılarının da henüz araştırma konusu olmadığı görülmektedir.35

Genelde Orta Asya özelde Hokand Hanlığı şerî sicillerinin günümüze kadar mühafaza edilme süreci maalesef iyi bir maziye sahip değildir. Çünkü yaklaşık bir asırlık SSCB döneminde, özellikle ondan önceki çarlık Rusya İmparatorluğu döneminde, o bölgenin en kıymetli eserleri her türlü yollarla götürülerek günümüz Rusya kütüphanelerinin raflarına konulmuştur. 1960 yılındaki “Orta Asya Eserlerinin İâdesi” kanunuyla, o defterlerin tamamı iade edilmese de, cüzî bir kısmı tekrardan Orta Asya ülkelerine verilmiştir. Geri verilen defterler ve daha öncesinde yerli hâlkın elinde bulunan dinî nitelikli eserler maalesef arşivlerde değil, o zorlu süreçte sandıklarla birlikte gömülerek toprak altında muhafaza edilmeye çalışılmıştır. Yukarıda sayılan sebepler başta olmak üzere biyolojik koşullardan etkilenme ve zamanın getirdiği tahribat dolayısıyla bu defterlerin çözünürlük kalitesi azalmıştır.

Orta Asya ülkeleri bağımsızlıklarını kazandıkları 1990 senelerinden itibaren, üzerinde titizlikle çalışmaları başlatılan mâzimizin temel kaynakları olan şeri‘yye sicilleri, öncelikle bölgedeki müzelerde, ilimler akademisinin arşiv ve dokümantasyon bölümlerinde, her ülkedeki merkezî kütüphanelerde, bazı üniversite kütüphanelerinde yer almaya başlamıştır. Ancak bu defterlerin 70 senedir ateizmle yetiştirilen nesiller tarafından kısa sürede araştırılması mümkün olmamıştır. Bu nedenle sicillerin araştırılması da gecikmiştir. Bugün elimizdeki Hokand Hanlığı kâdı sicilleri de, yukarıda zikrettiğimiz gibi “FOKM: Fergana Vilâyeti İl (Eyalet) Müzesi”nde (Bundan sonra FOKM şeklinde kullanılacaktır) muhafaza edilmektedir. Bu belgeler yukarıdaki mezkûr sebeplerden dolayı defter hâlini kaybetmiş ve sadece tek yaprak şeklindeki belgelere dönüşmüştür. Bunların elimizde bulunanlarının sayısı yaklaşık 200 civarında defter olup, 2005 senesindeki numaralandırma sistemi esas alınarak, bunların bazılarının kısmen okunması imkânsızlaşan belgelerdir. Kısaca mevcut Hokand Hanlığı sicilleri yaklaşık 200 civarında olup, hayatın bütün alanlarındaki

30 Recep Karacakaya-İsmail Yücedağ-Nazım Yılmaz, Safranbolu Şer‘iyye Sicili: 2133 Numaralı Defter, İstanbul:

Safranbolu Araştırmaları Merkezi Yayınları, 2013.

31 Recep Karacakaya-İsmail Yücedağ-Nazım Yılmaz, Safranbolu Şer‘iyye Sicili: 2144 Numaralı Defter, İstanbul:

Safranbolu Araştırmaları Merkezi Yayınları, 2013

32 Recep Karacakaya-İsmail Yücedağ-Nazım Yılmaz, Safranbolu Şer‘iyye Sicili: 2149 Numaralı Defter, İstanbul:

Safranbolu Araştırmaları Merkezi Yayınları, 2013.

33 Recep Karacakaya-İsmail Yücedağ-Nazım Yılmaz, Safranbolu Şer‘iyye Sicili: 2116 Numaralı Defter, İstanbul:

Safranbolu Araştırmaları Merkezi Yayınları, 2013.

34 Recep Karacakaya-İsmail Yücedağ-Nazım Yılmaz, Safranbolu Şer‘iyye Sicili: 2123 Numaralı Defter, İstanbul:

Safranbolu Araştırmaları Merkezi Yayınları, 2013.

35 Bu konuda daha önce üzerinde çalışmaları yapılmış ve basılmış sicillerden, Karabük Üniversitesi Merkez

42 davalarla ilgili meseleler, o davalara cevaben verilmiş hükümler, hükümlerin delilleri, kullanılan

fıkhî eserlerin adları, kararı veren organların isimleri ve mühürleri mevcuttur.36

IV. ŞERÎ MAHKEMELERİN YAPISI VE İŞLEYİŞİ AÇISINDAN MUKAYESE EDİLİŞİ A. ŞERÎ MAHKEMELERİN YAPISI AÇISINDAN MÜKAYESESİ

Hokand Hanlığı devlet olarak merkezî, askerî ve dinî şeklindeki üçayaklı sistem üzerine kurulmuştur. Bunların içinden merkezî sistemin başında “Atalık” yer alıyordu. O, Türkçe’deki “Atabek” kelimesinin karşılığı anlamına gelen ve saraydaki bütün emniyet, meclis ve toplantılar, mektuplaşma, vergilerin toplanması gibi işlerden sorumluydu.37 Askerî bölümün başında da “Laşkarbaşı” vardı. Askeriyedeki savaş hazırlıkları, savaş taktikleri, kısaca savaşla ilgili tüm konulardan sorumluydu.38 Hanlığın idarî sistemi içerisinde en önemli bölüm dinî bölüm idi. Bu bölümün başında ise “Şeyhülislam” yer alıyordu. Kısaca, şeyhülislam da hanlıktaki bütün dinî konulardan sorumluydu.39

Hanlıktaki şerî mahkemelerin yapısı ise şeyhülislama bağlı “Kâdıkelanlık” çatısı altında yer alıyordu. Kısaca Kâdıkelan Hanlıklaki tüm yargı işlerinden sorumluydu. Onun emri altındaki şerî mahkemeler ise şehir, kent, köy statüsündeki türlere tabi idi.40 Şerî mahkemelerde en üst derecede kâdı, ondan bir alt derecede a’lam, onun bir altında da müftî (Türkçe’deki müftü değil, sadece meselenin fetva boyutuna bakan din âlimi), en alt derecede de mırza yer alıyordu.41 Yukarıda da zikrettiğimiz gibi örfî hukuku esas alan biy mahkemelerin başında biy-mânâplar, onlara yardımcı olarak hizmet veren aksakallar (yaşlı olmakla beraber bilgili ve tecrübeli kişiler), en alt dereceli unvanlara sahip olan ciğitler (yiğitler/pehlivanlar) yer alıyordu.42

Osmanlı Devleti’nde birçok yargı mercileri olmuştur. Onları kısaca; Divân-ı Humâyun, Veziriazam Divanları, Kazaskerlik Kurumları, Hisbe Teşkilatı, Yeniçeri Ağası, Kaptan-ı Derya şeklinde özetlememiz mümkündür. Bir de bu müesseselerin yanı sıra şerî mahkemeler de vardı. Toplumdaki dinle ilgili tüm dava türleri ise bahsettiğimiz şerî mahkemelerde görülüyordu. Bu müessesenin yapısıysa diğer yargı mercilerinden daha sistematik olmasıyla ayrıcalık arz ediyordu. Şerî mahkemeler Şeyhülislamlık kurumunun çatısı altında iş yürütmüştür. Mahkemenin başında kâdı, onun altında kendisinin konular üzerinde istişare ettiği müşavir, müşavirin altında da olası bir durumda kâdının yerine geçerek mahkeme işlerine bakabilecek yetkiye sahip olan naib yer almıştır. Naibten sonraki rütbede de kâtip yer alıyordu. Daha sonraki derecelerde de kassâm, muhzır ve

36 Bu konuda birazdan paylaşacağımız sicillerin muhafaza edildiği yeri ve onların rakamlarını takip ederek daha geniş

bilgilere ulaşabilmek için bkz; FOKM (Ferganskoy Kravediçeskiy Oblastnoy Muzey) ve aşağıda zikredilecek sicil rakamları.

37 Beysembiev, Т.К., Коkandskay istoriografiya, Аlmata: ТОО “Print-S”, 2009, s. 23. 38 Beysembiev, Коkandskay istoriografiya, s. 22.

39 Fayzullah Otahanov, “Кukon Honligidagi Dinî Unvonlar va Mansablar”, İmom Buharî Saboklari, 2010/3, s. 214. 40 Hokand Hanlığı’ndaki şerî mahkemelerin özellikle statüde başkent, şehir, kent, köy şeklinde teşkilatlanması

konusunda geniş bilgi edinmek için bkz; K. Davletşin, Otçet Kapitana Davletşina po Komandirovka v Turkestanskiy

Krae i Stepniya Oblasti dlya Oznoklemniya s Deyatrlnost Narodnıh Sudov, Sain Petersburg: M. M. Stasyuleviç

Yayınevi, 1901.

41 Fahrettin Atar-Aiitmamat Karıev, “Hokand Hanlığı’ndaki Yargı Kurumları Üzerine Kısa Bir Bakış”, İslam Hukuku

Araştırmaları Dergisi, sy. 28, 2016, s, 298-302.

42 Aiitmamat Karıev, “Kırgız Biy Mahkemeleri Hakkında Kısa Bir Analiz (XVIII-XX yy.)”, Manas Sosyal Bilimler

43 mübaşirler bulunuyordu. Şerî mahkemeler diğer karar mercilerinden işte bu sistematik yapısıyla farklılık göstermektedir.43