• Sonuç bulunamadı

HMK’da Düzenlenen Zamanaşımı Sürelerini Durduran Nedenler

2. HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNUNDA DÜZENLENEN ZAMANAŞIMI SÜRELERİ,

2.2. HMK’da Düzenlenen Zamanaşımı Sürelerini Durduran Nedenler

Alacaklının alacağını talep etmesi bazı hallerde imkânsız olabilmekte veya ertelenmek durumunda kalabilmektedir. Bu tür durumlara genel olarak zamanaşımı süresinin durması denilmektedir407. Zamanaşımı sürenin durması; ilgili süresinin başlayamaması veya işlemeye başlayan sürenin durarak zamanaşımı süresinin durma süresi boyunca uzaması anlamına gelmektedir408.

Hukukumuzda zamanaşımı sürelerini durduran ve kesen nedenler Borçlar Kanunu’nda genel olarak düzenlenmiştir. HMK’da ayrıca zamanaşımını durduran veya kesen nedenlere ilişkin düzenleme bulunmamaktadır409. Hukuk yargılamalarına ilişkin zamanaşımı sürelerinin durma nedenleri 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) 153 vd maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak belirtmek gerekir ki başka kanunlarda da zamanaşımı sürelerini durduran sebepler bulunmaktadır. Örneğin konkordoto mühletinin verilmesi ve iflasın açılması zamanaşımını durduran sebepler arasında gösterilebilir.

Zamanaşımını durduran sebepler TBK’nın 153’üncü maddesinde sayılmaktadır.Hükme göre durma sebepleri :

1. Velayet süresince, çocukların ana ve babalarından olan alacakları için.

406 ÜNLÜ USTA, s.56.

407 YİĞİT, s.33.

408 Ak, s.120.

409 Yavuz Nihat, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu Şerhi, 2.baskı, Adalet Yayınevi, Ankara 2017, s.569

125 2. Vesayet süresince, vesayet altında bulunanların vasiden veya vesayet işlemleri sebebiyle Devletten olan alacakları için.

3. Evlilik devam ettiği sürece, eşlerin diğerinden olan alacakları için.

4. Hizmet ilişkisi süresince, ev hizmetlilerinin onları çalıştıranlardan olan alacakları için.

5. Borçlu, alacak üzerinde intifa hakkına sahip olduğu sürece.

6. Alacağı, Türk mahkemelerinde ileri sürme imkânının bulunmadığı sürece.

7. Alacaklı ve borçlu sıfatının aynı kişide birleşmesinde, birleşmenin ileride geçmişe etkili olarak ortadan kalkması durumunda, bu durumun ortaya çıkmasına kadar geçecek sürece.” şeklinde yedi fıkra olarak düzenlenmiştir.

TBK’nın m.153/1 fıkrasına göre çocukların anne veya babadan olan alacağı varsa bu alacağa ilişkin dava hakkı zamanaşımı süresi, velayetin devamı süresince duracaktır410.

Aynı şekilde vesayet altında olan kişinin vesayeti altında olduğu vasiden veya vesayet işlemleri nedeniyle Devletten olan alacaklarını talep hakkına ilişkin zamanaşımı süreleri vesayet süresince duracaktır411.

TBK 153/3 gereğince evlilik devam ettiği müddetçe eşlerin birbirinden olan alacaklarına ilişkin talep haklarının zamanaşımı süresi evlilik süresince duracaktır412. TBK 153/4 maddesi gereğince ise hizmet ilişkisi devam ettiği sürece, hizmetliler, kendilerini çalıştıranlardan talep hakkının zamanaşımı süresi hizmet ilişkisi devam ettiği sürece duracaktır. Yargıtaya göre bu hükmün uygulanabilmesi için, hizmetli ile

410 OĞUZMAN- ÖZ ,s.345.

411 ODYAKMAZ Zehra, Hukukta Zaman ve İdari Yargıda Makül Süre Sorunu, Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, C. 1, ss. 3-28, Ankara 2010, s.5.

412 OĞUZMAN-ÖZ, s. 346.

126 çalıştıran arasındaki hizmet ilişkisinin resmi kayıtlara dayanması, çalışan ile çalıştıran arasında hizmet sözleşmesi olması ve çalışmanın ev işlerine ilişkin olması gerekmektedir413.

TBK m.153/5 maddesi gereğince alacaklının, alacağı üzerinde intifa hakkı olduğu takdirde, intifa hakkı devam ettiği sürece dava açma zamanaşımı duracaktır414.

Zamanaşımını durduran nedenlerden biri de TBK 153/6 maddesinde düzenlendiği şekilde eğer alacaklının alacağını Türk Mahkemelerinde ileri sürme imkânı kalmamışsa, bu süre boyunca dava zamanaşımı süresi duracaktır. Ancak hemen ifade etmek gerekir ki alacağın Türk Mahkemelerinde hangi hallerde ileri sürülemeyeceği düzenlenmemiştir415. Alacağın Türk mahkemelerinde ileri sürülememesinin zamanaşımını durdurması hususunda değinilmesi gereken başkaca hususlar da mevcuttur. İlk olarak; 1961 tarihli Diplomatik İlişkiler Hakkındaki Viyana Sözleşmesi ve 1963 tarihli Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi diplomasi memurlarının kişisel dokunulmazlıkları, cezai dokunulmazlıkları, medeni dokunulmazlıkları ve tanıklığa zorlanamamaları hakkında düzenlemeler getirmiştir416.

1961 tarihli Sözleşmenin 1’inci maddesinin e bendine göre diplomatik ajan; misyon şefi veya misyonun diplomatik kadrosunun bir üyesi olarak kabul edilmektedir.

Diplomatik ajan devletin medeni yargısından bağışıktır.Ancak bu bağışıklık sınırı Devlet adına değil de özel bir kişi olarak vasiyeti tenfiz memuru, mirasın idarecisi, kanunî mirasçı veya vasiyet olunan sıfatiyle ilgilendiği mirasa ilişkin bir davadan yargı bağışıklığından söz edilemeyecektir.1963 tarihli Sözleşme’nin 43’üncü maddesinde düzenlenen konsolosluk memurları ve Konsolosluk hizmetlilerinin, resmî görevlerinin yerine getirilmesi sırasında işledikleri fiillerden dolayı kabul eden Devletin adlî ve idarî makamlarının yargısına tabi olmayacağını hususu da her ne kadar yargı bağışıklığının bir yansıması olarak addedilse de istisna kapsamında açıkça veya

413 Yargıtay 7.H.D. 09.04.2013, E.2013/2406, K. 2013/6001 www.lexpera.com.tr E.T. 08.01.2021.

414 OĞUZMAN-ÖZ, s. 347.

415 SÜRAL Ceyda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisine Etkisi, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, C. 26, S. 100, ss. 168-216, Ankara 2012, s.172.

416 Türkiye, 4.9.1984 tarihinde 1961 tarihli Sözleşmeye (RG. 12.9.1984, S. 18513), 20.5.1975 tarihinde 1963 tarihli Sözleşmeye (29.5.1975, RG. 29.5.1975, S. 15249) katılmıştır.

127 zımnen gönderen Devletin vekili sıfatıyla akdetmediği bir mukaveleden doğan veya kabul eden Devlet ülkesinde bir taşıt aracının, bir geminin veya bir hava taşıtının sebebiyet verdiği zarar yüzünden üçüncü bir kişi tarafından açılan hukuk davalarında yargı bağışıklığı uygulanmayacaktır417.

Yine TBK 153/6 kapsamında değinilmesi gereken bir başka husus da doğal afet,salgın veya toplumsal olaylar karşısında Türk mahkemelerinde açılamayan bir davada zamanaşımının akıbetidir. Türk mahkemelerinde açılması gereken bir davanın salgın, hastalık, genel afet veya toplumsal olaylar gibi olağanüstü haller kapsamında açılamamasının zamanaşımı sürelerini durdurması gerektiği öğretide kabul edilmektedir418.

TBK 153/7 maddesine göre ise alacaklı ve borçlu sıfatının aynı kişide birleşmesi durumunda birleşme halinin ileride geçmişe etkili olarak ortadan kalkması durumunda, bu durumun ortaya çıkmasına kadar geçecek sürede zamanaşımı süresi duracaktır.

Zamanaşımı süresi durduğunda, durmayı gerektiren haller ortadan kalktığı andan itibaren kalan zamanaşımı süresi kaldığı yerden işlemeye devam edecektir419.