• Sonuç bulunamadı

Hitit Devleti Dönemi (M.Ö 1700-1200)

II. BÖLÜM

2. Hitit Devleti Dönemi (M.Ö 1700-1200)

Göller Yöresi’ndeki Hitit varlığı gerek Hitit belgeleri gerekse Hitit dönemi yerleşmeleri ile ortaya konulabilir. Konya’nın batısında yer alan Akşehir, Tuzlukçu, Ilgın, Doğanhisar gibi yerlerin kapladığı alanın Hitit kaynaklarında Pitaşşa olarak geçen ve Hitit sonrası dönemde Phrygia Paroreus olarak bilinen bölge olduğu kabul edilmektedir (Bahar, 2005: 85). Merkezi nokta olarak Beyşehir Gölü’nün kuzeydoğusunda yer alan Pitaşşa, (Tanrıver, 2018: 712) antik dönemdeki Pisidia ile kabaca aynı coğrafi alanı kapsamaktadır (M. Alparslan ve M. Alparslan, 1999: 14). Orta Anadolu ile Batı Anadolu arasında geçişi sağlayan bu bölge Hititler ile Arzavalılar’ın da geçiş bölgesini oluşturmaktadır. Bu bölgede Hitit dönemine ait 43 yerleşme bulunmaktadır. Bu durum söz konusu dönemde bölgede bir yerleşim yoğunluğu yaşandığını işaret etmektedir (Bahar, 2005: 85).

Beyşehir, Seydişehir, Derebucak ve Höyük’ü içine alan kesim Hitit Döneminde Hülaia Nehri Ülkesi’nin batısındaki Pitaşşa ile sınır olmalıdır. Bahsi geçen bölge Torosların kuzeyinde Suğla ve Beyşehir göllerinin doğudan batıya bir cep şeklinde uzandığı kesimdir. Bölge, doğu-batı yollarının olduğu kadar Orta Anadolu’dan Akdeniz’e uzanan doğal yol ve geçitlerin de bulunduğu bir alandır. Bölgede yer alan Fasıllar ve Eflatunpınar anıtları Hitit varlığının en önemli kanıtlarını meydana getirmektedir. Ayrıca kuzeydeki dağların Konya Ovası’na bakan eteğinde Hatip-Kurunta, kuzeybatısında Batı Anadolu’ya açılan yollar üzerinde Köylütolu ve Yalburt gibi anıtların yer alması bölgedeki Hitit varlığının diğer delilleridir. Yalburt’tan doğuya doğru Çobankayası, Kaleköy, Karaköy yakınından Köylütolu Anıtı ve oradan dağlık alanı güneye doğru aşan Aşağı Çiğil Geçidi’nden Çiftlik Özü, Selki, Eflatunpınar Anıtı, doğuya doğru Fasıllar Anıtı tarihi doğal yolu göstermektedir(Bahar, 2005: 86).

Adı geçen anıtlardan başka bölgede Hitit İmparatorluk dönemine ait Ilgın-Yalburt ve Kadınhanı-Köylütolu gibi anıtlar da mevcuttur. Bu anıtlardan Yalburt’u üzerindeki hiyeroglif yazıtlardan anlaşılacağı üzere Hitit kralı IV. Tuthalia yaptırmıştır. Çünkü burada IV. Tuthalia’nın Batı Anadolu’ya yaptığı sefer hakkında bilgi vardır. Ancak Köylütolu anıtının ona ait olduğunu gösteren bir ifade olmadığı gibi burasının Tarhuntaşşa ile Pitaşşa arasında bir sınır kenti olduğu düşünülmektedir. Bu anıtların çeşitli işlevleri olmasına karşın, yapılma nedenlerinin başında su gelmektedir. Bu anıtlarla su kaynakları, Anadolu’da hiçbir dönemde

66

olmadığı kadar, kutsanıp anıtsallaştırılmıştır. Bu sebeple “su anıtları” olarak adlandırılan bu anıtların yapılış amaçlarının başında su gelmektedir. Nitekim anıtların önemli ticari ve askeri yol güzergahlarında olmaları da Hititler için söz konusu yerlerin ne kadar stratejik noktalar olduğunu göstermektedir. Orta Anadolu’nun merkezinde yer alan Hititlerin batıya uzanan yolları üzerinde yer alan anıtlar özellikle Batı Anadolu’da büyük bir konfederasyon olan Arzava seferleri için hayati öneme sahip olmuştur. Bölgede Fasıllar ve Eflatunpınar Güneybatı Anadolu’ya; Gavurkale(Ankara-Haymana), Köylütolu ve Yalburt Anıtları ise Hititlerin batıya açılan kapıları durumundadır (Bahar, 2011b: 172-173).

Yalburt Anıtı’nı da içinde barındıran ve kabaca bugünkü Göller Yöresi’ne tekabül eden Pitaşşa’nın, kuzeyde Akşehir, Kadınhanı ve Sarayönü; güneyde Yalvaç, Gelendost, Höyük ve Beyşehir çevresini ayıran Sultan Dağları’ndan (Phrygia Paroreus) meydana geldiği tahmin edilmektedir. Bu dağlık alanın güneyinde Fasıllar ve Eflatunpınar Su Anıtı, Eflatun Höyük, Bayat Höyük ve Görünmez Höyük bulunmaktadır. Bu alan Güneybatı Anadolu ve Batı Anadolu ile Orta Anadolu arasında, başka bir ifadeyle Hitit Ülkesi ile Arzava Ülkeleri arasında yer almaktadır. Hülaia Nehri Ülkesi ile Pitaşşa arasında sınır tespiti yapmaya yönelik çalışmalar sonucu yerleşmelerin çoğunun Hülaia’ya ait olduğunun anlaşılması, bu bölgenin sınırlarının Sarayönü, Ilgın, Doğanhisarı ve Ilgın’a güneyde ise Beyşehir ve Höyük ilçelerine kadar uzandığını göstermektedir (Bahar, 2005: 95-96; Bahar, 2001: 189).

Göller Yöresi ile Hitit bağlantısının kurulmasına imkan veren bir diğer yerleşme Tarhuntaşşa’dır. Tarhuntaşşa kentinin konumlandırılması konusunda araştırmacılar Çukurova’dan Orta Anadolu’ya kadar olan geniş bir alan için görüş belirtmişlerdir. Ancak, son yıllarda Konya Ovası’nda Kızıldağ, Hatunsaray ve Hatip üzerinde daha çok durulmaktadır. Bu öneriler arasında özellikle Hasan Bahar tarafından ortaya konulan Hatip’in Tarhuntaşşa olduğu fikri önem arz etmektedir. Hatip kayalığının kuzey yönünde Hitit kralı Kurunta’ya ait bir anıt vardır. Bu anıtın yer aldığı yerin hemen altında Konya Ovası’nı sulayan ve günümüzde şehrin su ihtiyacını karşılayan önemli bir kaynak bulunmaktadır. Hatip kayalığının 500 m kuzeyinde bulunan Hatip Höyük ve 6 km mesafedeki Karahüyük kültürlerinin oluşmasında bu su kaynağı önemli rol oynamıştır. Ayrıca Hatip kalesi, Beyşehir- Suğla havzasına uzanan önemli yolların başlangıcında olması açısından öneme sahiptir. Bu yollar, Hitit döneminin önemli anıtları olan Beyşehir Eflatunpınar ve Seydişehir Fasıllar anıtlarına bağlanmaktadır. Hatip, Orta Anadolu’nun Akdeniz’e açılan giriş kapısı durumundadır. Konya Ovası’nı doğudan batıya bağlayan antik yollar da buradan geçmektedir (Bahar, 2005: 97-98). Öte yandan Hititlere ait tunç bir tablette Tarhuntaşşa’nın sınırları

67

hakkında bilgiler vardır. Bu bilgilerden Kaştaraya Nehri’nin (Kestros/Aksu Irmağı) kuzeyde Hatti Ülkesi sınırları içerisinde kalan Pitaşşa’ya kadar uzandığı anlaşılmaktadır (Doğan- Alparslan, 2011: 52).

Hitit öncesi Güney ve Batı Anadolu’da varlığı bilinen ve Arzawa Konfederasyonu ile Tarhuntaşşa halklarını oluşturan insanların Luvi kökenli olduğu sanılmaktadır. Bu yüzden Pisidia halklarının da Luvili olduğu tahmin edilmektedir. Zira bölgede onlara ait kentlerin isimleri Luvice olan –ss, -nt, -nd takılar almışlardır. Bölgedeki Luvi varlığı M.S. 6. yüzyıla kadar sürmüştür (Bahar, 2018: 592).

Benzer Belgeler