• Sonuç bulunamadı

Son y llarda ast m ile ilgili olarak yap lan çal malar bron inflamasyonu üzerinde yo unla m t r. Gere inde N2 agonist ile tedavi edilen asemptomatik, hafif veya orta dereceli ast mda bile hava yollar nda önemli derece inflamasyon saptanm t r (17, 49, 128). Gümral ve arkada lar atak ve stabil dönemde tekrar de erlendirdikleri ast ml 16 hastada, atak s ras ndaki, beyaz küre say s n , stabil dönemden anlaml olarak yüksek saptam lard r (129). Silvestri ve arkada lar çal malar na 14 a r, 22 hafif-orta ast ml hasta ile ya ve cinsiyeti uygun 20 tane atopik olmayan sa l kl gönüllü alm lard r (130). Beyaz küre say s ast ml larda sa l kl lardan yüksek saptanm t r. Çal mam zda Silvestri’nin çal mas na benzer ekilde ast m atakl ve stabil ast ml grubun beyaz küre say s ortalamalar , sa l kl grubun beyaz küre say s ortalamas ndan yüksek saptand (p=0,000, p=0,201). Gümral ve arkada lar n n çal mas na benzer ekilde, atak s ras nda ölçülen beyaz küre ortalamalar n n atak sonras dönemde anlaml olarak azald saptand (p=0,045). Joseph ve arkada lar ise, hafif ve orta persistan ast ml hastalarla, sa l kl kontrol grubu aras nda beyaz küre say lar n kar la t rd klar nda anlaml fark saptamam lard r (86). Biz de çal mam zda Joseph ve arkada lar gibi, stabil ast ml grupla, sa l kl kontrol grubu aras nda beyaz küre say s ortalamalar aç s ndan anlaml fark saptamad k. Ast m atakl grupta, ortalama beyaz küre say s ile hastanede kal süresi aras nda anlaml ili ki saptanmad .

Silvestri ve arkada lar n n çal mas nda iddetli ast ml lar n nötrofil say s sa l kl lardan yüksek saptanm t r (130). Çal mam zda Silvestri ve arkada lar n n çal mas na benzer ekilde, ast m atakl ve stabil ast ml grubun nötrofil say s ortalamalar , sa l kl grubun nötrofil say s ortalamas ndan yüksek saptand , fakat bu yükseklik stabil ast ml grup ile sa l kl kontrol grubu aras nda anlaml de ilken, ast m atakl grup ile sa l kl kontrol grubu aras nda anlaml saptand (p=0,003).

Ayr ca atak s ras ndaki nötrofil ortalamas n n, atak sonras stabil dönemde anlaml olmasa da azald saptand . Ordonez ve arkada lar akut ciddi ast m nedeniyle entübe 10 hasta ile akci er d cerrahi olacak 14 hastada entübasyon tüpünden al nan trakeal aspirat örne inde IL-8 düzeylerini ve nötrofil ve eozinofil say lar n ölçmü lerdir. Kontrollere göre ast ml hastalar n trakeal aspirat örne inde nötrofil ve eozinofil düzeylerini anlaml olarak artm saptam lard r. Hastalar n ço unda nötrofil say s %50’den fazla saptanm t r. IL-8 düzeyini de kontrollere göre anlaml

ekilde artm saptam lard r ve nötrofil say s ile korelasyon gösterdi i belirtilmi tir. IL-8 nötrofil kemoatraktan d r ve yazarlar n çal mas nda ast ml hastalar n trakeal aspirat nda normalden 19 kat fazla bulunmu tur ve bu hastalar n trakeal aspirat nda da nötrofil say s normalden 10 kat fazla saptanm t r. Ordonez ve arkada lar n n çal mas nda trakeal aspirat örne indeki IL-8 düzeyinin, nötrofil say s ve mekanik ventilasyon süresi ile pozitif korelasyon gösterdi i saptanm t r. Kronik stabil ast mda eozinofillerin önemli yeri varken, akut ciddi ast mda nötrofillerin önemi vurgulanmaya ba lanm t r (131). Çal mam zda ast m atakta nötrofillerin önemini destekler ekilde, nötrofil say s ile hastanede kal süresi aras nda orta düzeyde anlaml ili ki saptand (r=0,42, p=0,021) .

Walker ve arkada lar , steroid tedavisi almayan 17 ast ml hasta ile sa l kl olgular n kan ve BAL s v s ndaki T lenfosit aktivasyonu ve eozinofil düzeylerini kar la t rd klar nda, ast m iddetiyle lenfosit ve eozinofil düzeyleri aras nda korelasyon saptam lard r (132). Çal mam zda Walker ve arkada lar ndan farkl olarak, üç grup aras nda lenfosit ortalamalar kar la t r ld nda anlaml fark saptanmad . Ayr ca atak s ras ndaki ve atak sonras ndaki lenfosit ortalamalar kar la t r ld nda anlaml fark saptanmazken, ortalama lenfosit say s ile hastanede kal süresi aras nda da anlaml ili ki bulunmad .

Gümral ve arkada lar atak ve stabil dönemde tekrar de erlendirdikleri ast ml 16 hastada, atak s ras ndaki eozinofil oran n , stabil dönemden anlaml olarak yüksek saptam lard r (129). Currie’nin yay n nda, ast mda periferik kan eozinofillerinin artt ve inhale steroid tedavisi sonras eozinofillerin azald tan mlanm t r (16). Çal mam zda Gümral ve Currie’nin çal malar n destekler ekilde, atak s ras ndaki eozinofil ortalamas n n, atak sonras stabil dönemde anlaml olarak azald saptand

(p=0,043). Bousquet ve arkada lar ast mda eozinofilik inflamasyonun rolünü de erlendirdikleri çal maya, 19’u iddetli ast m olan 43 kronik ast ml hasta ve 10 sa l kl olgu alm lard r. Ast m n klinik iddeti ile korele olacak ekilde periferik kan eozinofillerinde anlaml bir art saptam lard r (42). Joseph ve arkada lar , hafif ve orta persistan ast ml hastalarla, sa l kl kontrol grubu aras nda eozinofil yüzdelerini kar la t rd klar nda anlaml fark saptamam lard r (86). Silvestri ve arkada lar hafif, orta ve iddetli ast ml lar n eozinofil say s n sa l kl lardan yüksek saptam lard r (130). Çal mam zda Silvestri ve arkada lar n n çal mas na benzer ekilde, Bousquet ve Walker’ n çal malar n da destekler ekilde, ast m atakl ve stabil ast ml grubun eozinofil say s ortalamalar , sa l kl grubun eozinofil say s ortalamas ndan yüksek saptand . Bu yükseklik stabil ast ml ve sa l kl grup aras nda anlaml de ilken, ast m atakl ve sa l kl grup aras nda anlaml saptand (p=0,025). Bununla birlikte ast m atakl grupta, ortalama eozinofil say s ile hastanede kal süresi aras nda anlaml ili ki saptanmad .

Benzer Belgeler