• Sonuç bulunamadı

Hayvan Zehirlenmeleri

III. TRABZON’DA YAYLACILIK VE YAYLA HAYATI

3.11. Halk Veterinerliği

3.11.11. Hayvan Zehirlenmeleri

Çoğu zaman hayvan zehirlenmeleri hayvanın yememesi gereken otları yemesinden kaynaklanır. Örneğin, halkın “sumah” adı verdiği bitkinin hayvan tarafından yenilmesi hayvanın zehirlenmesine neden olur. Bunun gibi çeşitli bitkiler hayvanların zehirlenmelerine neden olmaktadır. Yaylalarda zehirlenme sonrasında çeşitli tedavi yolları kullanılır. Bunların bütününe bakıldığında hepsi de hayvanı kusturmaya yönelik tedavi usulleridir. Hayvanın zehirlendiği ağzının köpürmesinden ve uyuşukluğundan anlaşılır. Yaylada zehirlenme sonrası uygulanan tedavi usullerinden bazıları şu şekildedir:

* “Lora” ya da “livor” adı verilen bitkinin bibili (tohumu) siyah haldeyken toplanıp suda pişirilir. Bu su zehirlenen hayvana içirilir.

* Ekşi ayrana tuz atılıp, hayvana içirilir.

* Zehirlenen hayvanın ağzına tavuk yumurtasının akı çiğ şekilde verilir. Ardından hayvana süt içirilir.

* Zehirlenen hayvanın ağzına katı bir şerbet yapılarak dökülür. Bunun iyi olmadığı inancı son yıllarda bu tedavinin terk edilmesine neden olmuştur.

* Zehirlenen hayvanın ağzına çamurlu su dökülür ve içmesi sağlanır.

* Zehirlenen hayvanın ağzına kömür veya kül suyu dökülür ve içmesi sağlanır. * Nişadir bir bardak suda iyice eritilerek hayvana içirilir.

* Yaban kirazının kabuğu soyularak suda kaynatılır. Bir müddet kaynayan bu su, soğuyunca hayvana içirilir.

Genellikle bu tip karışımlar daha önceden hazırlanarak bir şişeye konulur. Zehirlenme olaylarıyla karşılaşılınca, zaman kaybedilmeden tedaviye başlanır.

3.11.12. Ot Vurması

Halk arasında bir zehirlenme çeşidi kabul edilen “ot vurması” nın nedeninin hayvanın çok ot yemesi inanılır. Kuvvetli ve kilolu hayvanın ot vurmasına daha çok yakalandığı çobanlar arasında söylenmektedir. Ot vurmasının en fazla olduğu dönem, yazın taze otların çıktığı dönemdir. Sadece küçükbaş hayvanlarda görülen ot vurmasının tedavisinde ilk önce hayvanın uyuşukluğunu önlemek için hayvan soğuk suyla yıkanır veya soğuk su dolu bir yere sokulur. Başka bir uygulama ise ot vuran hayvanın koşturulması, hareketli hale getirilmeye çalışılmasıdır. Bazen hayvanın kulağı kesilerek kanının akıtılmasıyla hayvan kurtarılmaya çalışılır.

3.11.13. Doğum

Hayvan doğumlarında, küçükbaş veya büyükbaş hayvanlar için yapılan uygulamalar aynıdır. Fakat küçükbaş hayvan doğumları genelde sorunsuz ve müdahale edilmeye gerek olmadan gerçekleşir.

Doğuracak hayvan devamlı olarak izlenir. Doğum anının çok yaklaştığı hayvanın yatmasından anlaşılır. Eğer yavru normal bir şekilde geliyorsa hiç müdahale edilmeden doğum gerçekleşir. Yavrunun normal şekli ön ayakları ile burnunun önce gelmesidir. Büyükbaş hayvanlarda, yavrunun ön ayakları yarıya kadar gelince hayvana kolaylık olsun diye bu ayaklardan tutularak yavaşça çekilir.

Bazı doğumlarda yavrunun kafasının veya ayağının bükülmesi doğumun gerçekleşmesini engeller. Bu durumda doğum konusunda bilgili kişiler el ile yavrunun

ayağını veya kafasını doğum yapan hayvanın içinde düzeltmeye çalışır. Böylece yavru el veya parmaklarla düzenli şekle sokularak doğum gerçekleştirilir.

Bazen de yavrunun ayağı annesinin kuyruk sokumuna takılır. Bu durumda da el ile veya parmak ile yavrunun geliş şekli düzeltilir. El ile yavrunun geliş şeklini düzeltmeye halk arasında “el salma” denilmektedir. El salma neticesinde yavru yine zor geliyorsa hayvanın (yavrunun) çenesine veya ön ayaklarına ip takılarak yavaşça çekilip doğum gerçekleştirilir. Eğer doğum çok imkansız bir şekle girmişse o zaman doğumu yaptıran kişinin tavsiyesi üzerine veteriner hekim çağrılır.

Doğum olduktan sonra hayvanın göbeği kendiliğinden çekilip, kurur. İnsanlar tarafından herhangi bir müdahale yapılmaz. Yavrular anne tarafından yalanarak temizlenir. Daha sonra kuzular annesinin sütünü emer. Buzağı ise annesinden sağılan süt ile beslenir.

3.11.14. Kırık – Çıkıkların Tedavisi

Büyükbaş hayvanlardaki kırık durumunda, kemiklerin kaynaması zor olduğundan bu tür hayvanlar genellikle kesilir. Bunun için kırık ve çıkık tedavisi genellikle küçükbaş hayvanlar için kullanılır.

Çıkık tedavisi şöyledir: Çoban veya bu durumlardan anlayan kişi, çıkan organı çekerek yerine getirir. Daha sonra yerine getirmiş olduğu organı çıkan yerinden bir bez parçasıyla dikkatlice ve sıkıca bağlar. 1-2 gün otlağa çıkarılmadan beslenen hayvanın sargısı çözüldüğünde tedavi sona erer.

Kırık tedavisi şöyledir: Kırılan yer bu işten anlayan tarafından belirlenir. Daha sonra suyla veya sabunlu suyla kırılan kemiklerin uçları yerine (eski şekline) getirilir. Daha sonra zift veya yumurta ile yoğrulmuş buğday unu karışımı buraya sürülerek ince tahtalarla desteklenmiş biçimde bez parçasıyla sıkıca bağlanır.7-8 gün hayvan sürüye katılmadan ahılda beslenir. Küçükbaş hayvanlarda kemiklerin kaynaması normalde yedi

günde olduğundan bu sargı bir hafta sonra çözülür. En fazla dokuz gün içinde hayvan normale dönmüş olur.

3.11.15. Dini Yöntemlerle Tedavi

Dini usullerle tedavi hayvanların nazar alması durumunda kullanılır. Nazar; bazı kişilerin, hayvanların ürünlerini veya güzelliğini gördükten sonra onları gözleriyle etkilemesinden ortaya çıkan bir tür hastalık gibi algılanır. Hayvanlar nazar alınca, sütü kesilir, huysuzlanır ve benzeri anormal hareketler gösterir. Nazarın tedavisi ise şu şekillerde yapılır: Nefesi kuvvetli olarak bilinen hoca veya dindar kişilere tuz okutularak bu tuz hayvanın yalına veya yiyeceğine karıştırılarak ona yedirilir. Başka bir uygulama ise hocalara “nuska” yazdırılarak nazar alan hayvanın boğazına takılır. Genellikle bu tür dini usullerle nazarın tedavi edildiğine inanılır.

Nazardan korunmak için hayvanların boğazlarına mavi boncuklar, içinde çıra bulunan nuskalar, değişik renklerle bezenmiş süslemeler takılır.