• Sonuç bulunamadı

III. TRABZON’DA YAYLACILIK VE YAYLA HAYATI

3.5. Halk Dili ve Edebiyatıyla İlgili Unsurlar

3.5.1. Adlar, Lakaplar

3.5.1.1. Adlar

Yörede yeni doğan çocuklara göbek adı koyma geleneğine rastlanmamıştır. Çocuğun adı, doğumundan bir müddet sonra (Bu süre aileye göre değişebilmektedir.) “Ezan Verme” adı verilen ad koyma töreniyle birlikte çocuğun kulağına ve çevresine duyrulmuş olur.

Yörede erkek çocuklarına genel olarak, baba tarafından olan ölen dedenin ismi verilmektedir. Zamanla bu teamül yavaş yavaş geçerliliğini yitirmektedir. Dede hayatta ise onun adının toruna verilmesi iyi karşılanmamaktadır. Dedenin isminin toruna verilmesinin nedeni, onun hatırasını devam ettirmek olduğu belirtilmektedir. Aynı şekilde kız çocuklarına da babaannenin ismi verilebilmektedir.

Yöredeki yaylalara verilen isimler, genellikle bir efsaneye dayalı olan veya yaylanın herhangi bir özelliğinden kaynaklanmaktadır. Bir efsaneye dayalı olarak isim alan yaylalara en güzel örnek Hıdırnebi Yaylası ve Kadırga Yaylası’dır. (Efsaneler bölümde bu konu daha ayrıntılı ele alınacaktır.) Değişik özelliklerine göre adlandırılan yaylalara örnek olarak şunlar verilebilir:

Sisdağı Yaylası, çok sisli olduğu için bu adı almıştır.

Acısu Yaylası, yaylanın içindeki acı olup şifalı olduğu belirtilen sudan adını almıştır. Beypınarı Yaylası, yayladaki “Beypınarı” adlı sudan ismini almaktadır. Bu su bir “Bey” tarafından bulunup halka sunulduğu için “Beypınarı” diye anılmaktadır.

Sultan Murat Yaylası, Sultan Murat’ın doğuya yaptığı sefer sırasında burada konaklaması nedeniyle bu ismi almıştır.

Karadağ Yaylası, bulunduğu yerdeki dağdan ismini almıştır.

Cami Boğazı Yaylası: Sultan IV. Murat doğuya yaptığı sefer dönüşünde Cuma namazı kılmak için İpek Yolu üzerinde bulunan yaylaya bir metre yüksekliğinde taş duvarla çevrili bir açık hava camii yaptırır. Yolların geçiş noktasında olan bu caminin bulunduğu yaylaya ondan sonra “Cami Boğazı Yaylası” denir.

Çukur Yaylası (Şolma): Yaylaya “çukur” ismi bulunduğu mevkiden dolayı verilmiştir. Yayla adlarının yanında yayladaki çeşitli adlar da ya bir efsaneye göre ya da bir özelliğine göre adlandırılmaktadır. Bu tür şekilde adlandırılan yerlerden bazıları şunlardır: Hançerli Evliya, Oruç Bozan Suyu, Ziyaret Kayası, Argolos Çimeni, Şıh Kıranı, Evliya Tepesi, Soğuksu, Şahin Kayası, Sulu Irmak, Bol çeşme.

Yaylalarda, mesleklerine göre insanlar aşağıdaki genellemelere göre adlandırılır.

Çobanlara “reis”, yaylayı kışın bile koruyan kişelere “korucu” ya da “koruk”, imamlara “hoca”, ev yapan veya bu tür işlerle uğraşan kişilere “usta” denmektedir. 1940’lı ve 1960’lı yıllarda “kervancı” ve “katırcı” kelimeleri de meslek adı olarak kullanılmaktaydı. Bunlar, yaylalara şehirden ihtiyaç maddelerini getiren, yaylalardaki süt ürünleri şehirlere götürüp satan kişilere verilen addı. Şimdi ise bu meslekler

kaybolmuş durumdadır. Yaylalarda turizmin yaygın hale gelmesi ve yaylaların yazın geçirilebileceği bir tatil beldesi haline gelmesiyle, yeni yeni meslek adları da kullanılmaya başladı. Bunlar; kahveci veya çaycı, fırıncı, kasap, bakkalcı gibi adlardır. Yörede akrabalara verilen adlar aşağıdaki şekildedir:

Yaşlı kişilere “emice” ya da “dayı” denmektedir. Yaştaşlara adı ile hitap edilir.

Yaşça büyük erkeklere veya büyük erkek kardeşe “aka”, yaşça büyük bayanlara veya büyük kız kardeşe “abula” denilir.

Küçük kardeş büyük erkek kardeşin hanımına “yenge” diye hitap eder.

Akraba olsun veya olmasın yaşı biraz ilerlemiş kadınlara gençler, “yenge” veya “tize” demektedir.

Babanın kız kardeşine “hala”, erkek kardeşine “emice” denilmektedir. Annenin kız kardeşine “tize”, erkek kardeşine “dayı” denilmektedir. Annenin babasına “dede” annesine “anneanne” denilir.

Babanın babasına “dede” veya “büyükbaba”, annesine “büyüknene” denilmektedir. Anneye “ana”, babaya “baba” diye hitap edilir.

3.5.1.2. Lakaplar (Lağuplar)

Yaylalarda kullanılan lakaplar genellikle o kişinin belli bir özelliğini yansıtmaktadır. Belirli bir anlam ifade etmeyen lakaplar da bulunmaktadır. Yörede tesbit edebildiğimiz belli başlı lakaplar şunlardır:

Yolcu Reis: Hayvancılıkla uğraştığı ve devamlı yaylaya gidip geldiği için bu lakap verilmiştir. Başka bir nedeni ise yaylaya çıkılacağı zaman o, yolun ve havanın durumundan iyi anladığı, yayla göçüne öncülük ettiği için ona bu lakap verilmiştir. Kıbık Temel: Bir gözü kısık olduğundan dolayı “kısık” anlamında “kıbık” lakabı verilmiştir.

Kırmızı Ahmet: Çok sinirli olup, sinirlendiğinde yüzü kırmızı olduğundan bu lakap verilmiştir.

Ali Bey: Bir kamyoneti varken onu satıp “chovrelet” bir taksi aldığı için bu lakap ona verilmiştir.

Kuşçu: Kuş avcılığını çok seven ve devamlı avcılık yapan biri olduğu için bu lakap verilmiştir.

Mahsum (Maksum): Çok az konuşan, kendi halinde biri olduğundan bu lakap verilmiştir.

Kav Hasan: Solak olan bu kişiye, askerde: “Hedefi vuramazsın.” dediklerinde, “Sen bana tüfek ve mermi ver de bak hedefi kav diye ortasından vurmuyorum mu?” dediğinden “Kav” lakabı ona takılmıştır.

Fırıncı Ali: Fırıncılık mesleğini yaptığı için bu adama bu lakap verilmiştir. Kürt Mehmet: Doğuda askerliğini dört yıl yapan ve hiç izin kullanmayan bu kişiye, memleketine döndüğünde kararmış ve esmerleşmiş olduğundan bu lakap takılmıştır. Kara Yusuf: Çok aşırı esmer olduğundan bu lakap takılmıştır.

Kavlak Nuri: Kavak ağacı gibi çok uzun olduğundan bu lakap takılmıştır.

Mahalle Kocakarisi: Çok konuşan ve çok gezen biri olduğundan bu lakap takılmıştır. Turist Eyüp: Çok iyi konuşamadığından dolayı bu lakap verilmiştir.

Bodur Yusuf : Kısa boylu ve şişman olduğu için bu lakap takılmıştır.

Tin Temel: Biraz kekeme olduğundan dolayı ve konuşurken sallandığı için bu lakap takılmıştır.

Kırkayak: Düzenbaz bir adam olduğundan bu lakap takılmıştır.

Köpekçi: Köpekleri ve köpeklerle ava çıkmayı çok sevdiğinden bu lakap takılmıştır. Yörede derleyebildiğimiz diğer lakaplar şunlardır: Körağa, Kakli Ahmet, Azizoğlu, Çıngul – Çurna, Kamali, Filiz, Korucu, Lurit, Mülali, Cüvelioğlu, Ciloğlu, Hamurcuoğlu, Çakal Ahmet, Civa İsmail, Akrep Ali, Çarukçi, Maltibor, Sert Osman, Çornak (Çubuk fasulyesinin sarıldığı çubuğa çarnak denir.), Poza, Kırkayak, Takyonaz, Yetim, Karabey.