• Sonuç bulunamadı

Aynı Yaylada Haftadan Haftaya Birbirini Takip Eden Şenlikler

III. TRABZON’DA YAYLACILIK VE YAYLA HAYATI

3.8. Şenlikler, Bayramlar, Kutlamalar

3.8.1. Yayla Şenlikleri

3.8.1.3. Aynı Yaylada Haftadan Haftaya Birbirini Takip Eden Şenlikler

Bu tür yayla şenlikleri haftanın belirli bir gününde yayladakilerin ihtiyaçlarını karşılamak için köydekilerin yaylaya gelmesiyle yapılır. Gelenler bir gün boyunca kemence, davul-zurna veya kaval eşliğinde türkü söyleyip horon ederler, eğlenirler. Gelenler yaylada bir gün kaldıktan sonra yayladan aldıkları yağ ve değişik türdeki peynirlerle köylere inerler. Bu şenlikler, ilk şenliğin yapıldığı günü takip eden dört hafta boyunca haftada bir gün (Bu gün ilk şenliğin yapıldığı gün olur.) köydekilerin yaylaya ihtiyaç maddesi getirmeleriyle tekrarlanır. Bu tür şenliklere, Maçka’ya bağlı Şolma ve Hema Yaylaları’nda rastlanmaktadır.

Yaylada yapılan şenliklerin gelenekten gelen fakat zamanla unutulan nedenleri bulunmaktadır. Bazı yaylalarda şenliklerin geleneksel gerekçeleri unutulup sadece eğlenceye yönelik hale geldiği görülmektedir. Yayla ve çevresindeki kişiler için büyük bir ticaret zamanı haline gelen şenliklerin oluşmasındaki etmenlerden bazıları şunlardır: 1) Köydeki işlerin bitmesiyle köydekilerin yaylaya gelmesiyle yapılan şenlikler.

2) Herhangi bir yaylacılık faaliyetinin sona erdirilmesiyle yapılan şenlikler. Bu tür şenlikler genellikle yayladaki otların biçilip toplanması sonucunda yapılmaktadır. 3) Yaylada olanlara, köydekiler tarafından belirli ihtiyaç maddelerinin getirildiği zaman yapılan yayla şenlikleri.

4) Herhangi bir olayı, yaylada bulunan şehitleri veya yaylada mezarı bulunan önemli bir kişiyi anmak için yapılan törenler, şenlikler.

5) Bir efsaneden kaynaklanan yayla şenlikleri.

6) Sonradan turistik amaçlar doğrultusunda oluşturulan yayla şenlikleri.

Yayla şenlikleri gün geçtikçe binlerce insanın katıldığı büyük eğlence yerleri haline gelmektedir. Şenlikler sırasında yaylalar o kadar kalabalık hale gelir ki yollar arabalarla, yayla çimenleri ise insanlarla dolar. Böyle büyük bir organizasyonun düzenlenmesi yaylalarda değişik şekillerde yapılmaktadır. Büyük yayla şenlikleri, genellikle yerel yönetimler tarafından kurulan komitelerce düzenlenir. Bu komiteler kaymakam, belediye başkanı, yörenin folklor derneği başkanı, o yaylaya çıkan köyün muhtarlarından oluşmaktadır. Şenliğin seyri konusundaki bütün düzenlemeler bu komitelerce yapılmaktadır. Yerel yönetimler tarafından komite oluşturulmayan durumlarda o yaylaya çıkan köylerin muhtarları kendi aralarında bir komite oluşturarak şenlik düzenlemesini yapar. Bazen bu komitelere o yörede hatırı sayılı kişiler de alınabilmektedir. Bazı yayla şenliklerinin düzenleyicisi yoktur. Onların oluşumu, düzenlenmesi geleneklere göre yapılır, disiplini ise her obanın deneyimli büyükleri tarafından sağlanır.

Şenlik günleri her yaylada sevgi çiçeklerinin açtığı, sevda türkülerinin söylendiği, dağların şenlendiği, gökyüzünün güldüğü günlerdir. Şenlik alanı, genellikle pazar yeri yakınlarında veya yaylanın merkezindedir. Şenlikler, bazen yaylanın merkezine uzak boş, geniş bir çimenlikte yapılır. Şenlikler, her yıl aynı yerde yapılmaktadır. Yaylanın pazar yeri yoksa bile şenliğin olduğu günler, yayla çimenleri naylonlarla çadırlarla kurulmuş küçük çadır dükkanlarla doludur. Belirli bir düzen içinde kurdurulan bu çadırlar, şenlik boyunca gelenlere, giyecek, yiyecek, yaylaya özgü ürünler satmaya çalışırlar.

Şenlik hazırlığı, şenliğin olacağı günden birkaç gün öncesinden başlar. Şenlik alanının obalara göre düzenlenmesi, çadırların belirli bir düzen içinde kurdurulması, horon edilecek alanların belirlenmesi, insanların ihtiyaçları için gerekli hazırlıkların yapılması gibi etkinlikler şenlik gününden önce hazır hale getirilir. Son yıllarda şenlikler için yerel

yönetimler tarafından afiş bastırılarak şehirdeki çeşitli yerlere astırılmaktadır. Bu şenliğin daha kalabalık, daha eğlenceli geçmesini sağlamak için bir uğraştır. Şenlik tarihi yaklaştığında gurbetten gelen dost ve akrabalar şenliğin yapılacağı yayladaki tanıdıkların evlerine konuk olurlar. Köylerde olanlar, sandıklardan yerel giysilerini çıkartıp şenlik sabahı için hazırlarlar. En güzel, en iyi giysilerini giyen kız, kadın ve erkekler şenlik sabahı köylerden toplu halde davulla, zurnayla, kemençeyle çalınan ezgiler eşliğinde, silah sesleriyle yayla yollarına düzülür. Dernek yerlerine özel bir düzenle girilir. Erkekler önde, kadınlar arkada el ele, kol kola sıralar oluştururlar. Önde giden yönetici genellikle atlı olur. Yöneticinin ardı sıra silah ata ata, horon oynaya oynaya dernek alanına girilir. Yeni gelenlerle önceden gelenler çalgılar eşliğinde dernek ortasında kurulan büyük horonda bütünleşir. Obalar; en görkemli, en düzenli şekilde dernek yerine girmek ve gittikleri yolun açılması için, elinde değnek bulunan yol açıcılar eşliğinde ilerler. Yaylada bulunan bütün obaların dernek yerine girişleri yukarıdaki şekildedir. Bundan sonra usta horoncuların girebildiği 150-200 kişi kadar olabilen büyük horon halkasında insanlar ezgiler eşliğinde horon oynarlar. Belli bir müddet sonra her oba veya köy kendi horon yerini belirleyerek orada toplanır.

Yayla derneğinde kemence veya davul-zurna eşliğinde horonlar akşama kadar sürer. Seyirciler, genellikle küçük çocuklarla, yaşlılardır. Kadınların kendi aralarında horon tuttuğu yayla şenlikleri de vardır. Bazen kadın-erkek karışık olan horon halkaları da kurulur. Yayla şenlikleri insanların giydiği geleneksel giysilerle bir renk deryasını andırır. Genç kızlar genellikle parlak, sarı, kırmızı, turuncu renklerden oluşan giysiler giyerken, yaşlı kadınlar ise koyu, kahverengi ve siyah renkli giysileri tercih ederler. İzleyiciler, horon oynayanların rahat görüldüğü tepelerde ve çimenlerde bir kilim ve benzeri bir unsurun üzerinde oturarak şenliğin tadını çıkarırlar. Şenlik zamanı o kadar kalabalık olur ki yayla derneği ve civarındaki çimenlerin üzeri insan ve arabalarla dolu olur.

Derneklerin kendilerine özgü gelenek ve görenekleri vardır. Dernek alanında önceden kurulan “salaş” adlı barakaların bazısı aşevi, bazısı kır kahvesi, bazısı özel eğlenme ve dinlenme yeri olarak kullanılır. Aşevi olarak kullanılan salaşların önünde kocaman kazanlarda yahni pişirilir. Yahni yenmeden dernekten dönülmez. Bazı salaşlarda

muhabbet sofraları kurulur. Kemençe eşliğinde türkücüler yayla ile ilgili sevda, sevgi konulu türküler söylerler. Çadırların önünde yakılan mangallarda taze etler kızartılır. Kemence, davul-zurna eşliğindeki ezgilerle ve sevgi dolu türkülerle, sevinç dolu naralarla hem yenilir, hem içilir, hem de eğlenilir. Birbirleriyle görüşemeyen arkadaşlar ve akrabalar buluşarak özlem giderirler. Dernek alanlarında en çok tüketilen yiyecek türü ettir. Yayla derneği zamanı çadırlarda hizmet veren kasaplar binlerce insanın yiyecek ihtiyacını karşılamak için hummalı bir şekilde çalışırlar.

Dernek alanları akşama doğru yavaş yavaş boşalır. Uzaklardan, yakınlardan gelenler geldikleri gibi çalarak, söyleyerek, köylerinin veya obalarının yolunu tutarlar. Geride kalan hatıralarla, bir sonraki yılın özlemiyle söylenen dernek türküleridir.

E Sisdağı, Sisdağı, Eritemedin kari, Bu yıl da böyle gitsin, Yureğumun efkarı. E Karaptal Karaptal, Geçtim senden bu sene. Kızlarla geleceğum, Gelecek sene gene. Hıdırnebi Kayasi, Ne bakayisin bağa. Orağun yedisinde, Gene gelirim sağa.