• Sonuç bulunamadı

Havacılıkla İlgili Askerî ve İktisadi Gelişmeler

TÜRK HAVA MECMUASI

3. Türk Hava Mecmuasında Yer Alan Yurt Dışı Havacılık Faali- Faali-yetleri

3.2. Havacılıkla İlgili Askerî ve İktisadi Gelişmeler

Dış haberler olarak yer almış olan yazılar, sadece uçuş denemelerini, mesafe rekorlarını ve başarıları içermemiştir. Basın hayatında yer alma amacı doğrultusunda havacılık askerî ve iktisadi içerikli haberlerine de yer verilmiştir. Askerî ve iktisadi içerikli haberler, genel itibariyle Türkiye ile diğer devletlerin sahip olduğu hava gücünün karşılaştırılarak destekle-rin artırılması amacıyla okuyucuya sunulmuştur.

İktisadi haberlere konu edilen Yunanistan, Lehistan, İtalya, Alman-ya, Fransa ve Amerika gibi ülkelerde oluşan hava gücüne sahip olabilmek için tahsis edilen bütçeler sıklıkla ele alınmıştır. Böylece okuyucuların bilgi sahibi kılınarak havacılığa verilen önem ortaya konulurken Tayyare Cemiyeti’ne yapılacak desteklerin ve gelirlerin artırılması hedeflenmiştir.

Bahse konu askerî ve iktisadi içerikli haberler, bazen yurt dışı metninden birebir çeviri şeklinde yurt dışı haberi olarak verildiği gibi bazen de yurt içi haberler başlığı altında sunulmuştur. Bu farklılığın sebebinin her konu edilen haberle derginin havacılık farkındalığı yaratma çabasından ve baş-ka bir veriye ulaşılamadığında da sayfaların boş bırakılmaması düşünce-sinden kaynaklandığı değerlendirilmiştir. Bu durumda derginin çıkış ve edinilen haberlerin geçerlilik süresi, içerikteki haberlerin özümsenerek

okuyucuya sunulması ve kamuoyunun hazırlık seviyesinin de göz önünde tutulduğu düşünülmüştür. Komşu ve dönemin gelişmiş devletlerinin hava gücü ve alandaki faaliyetlerinin sunulduğu bu haberlerle Türk halkı üze-rinde etkili olunacağı ve bu şekilde havacılık sektörünün istenen seviye-ye ulaştırılabileceği fikri çerçevesinde bir yayın politikası izlenmiştir. Bu doğrultuda yayımı yapılan haber metinlerine ek olarak havacılığı geliştir-mek üzere girişilen yardım toplama ve yeni kaynaklar bulma çalışmala-rının son derece titizlikle yerine getirilmesi gerektiği ile İngiltere, Fran-sa, İtalya ve Yunanistan gibi ülkelerin havacılık için ayırdıkları bütçenin Türkiye’ye nazaran çok daha yüksek olduğu sıklıkla vurgulanmıştır (Türk Hava Mecmuası, 1926/6: 24). Bu tarz ifadeler ve haberler ile karşılaştır-ma ortamı sağlanarak yapılacak yardımların artırılkarşılaştır-ması yönünde rekabet ortamı oluşumuna da hizmet edilmiştir. Sıklıkla hava gücü ve imkânı ol-mayan milletlerin savaşlarda ve gelecekte yenilgiye mahkûm olacakları söylemleri bu haberler eşliğinde sunulmuştur. Bu ifadelerle oluşturulan subliminal mesajlar, askerî ve iktisadi haberlerin yan söylemlerini de kap-samıştır.

Çalışmada okuyucular aracılığıyla topluma verilmek istenen mesajla-ra derginin yazarları da katkı sağlamıştır. Süleyman Nazif, “Hak Mudhi-kesi” başlığı ile oluşturduğu bir yazısında tayyare ve havacılığın önemin-den bahsetmiştir. Yunanistan’ın emelleri ile rekabet oluşturan ancak aynı hedefleri besleyen İtalya’nın Anadolu üzerindeki işgale dönük arzularına değinmiştir. İtalya’nın belirlediği politikaları uygulamaya geçirme nokta-sında en büyük dayanağının sahip bulunduğu hava kuvveti olduğunu be-lirtirmiştir: “İtalya’nın en ziyade istinat ettiği hava donanmasıdır. Binler-ce tayyare ile takviye edeBinler-ceği harekât-ı askeriyesinden muvafık olacağına kanaat edeceği gün, derhal üzerimize atılacak.”(Türk Hava Mecmuası, 1926/3: 5). İtalya’nın çıkarları doğrultusunda belirlediği saldırgan dış poli-tikasına karşılık Türkiye’nin izlediği hareket tarzını ise şu cümlelerle dile getirir: “Fakat Türk uyumuyor. Vesait-i taarruzuna aynı aletlerle müdafaa etmekte bir an tereddüt etmeyecek… Bizim program dâhilinde bir hava donanması teşkiline teşebbüsümüz bir sene ya oldu ya olmadı. Bugün eli-mizde bize ümit ve düşmana endişe veren bir filo var. Fabrika ve usta ile işçilerde bir taraftan tekâmül ediyor. İtalya, isterse vatanımıza bir kundak daha sokmaya çalışsın. Garbi Asya’nın şimali Afrika bulunmadığını göre-cektir.” (Türk Hava Mecmuası, 1926/3: 5).

Dönem olarak İtalya’nın Türkiye’yi işgale hazırlandığı yönündeki ha-berlerin ulusal basında çok fazla yer edinmesi üzerine Süleyman Nazif’in dergide yer bulan “İtalya ve Biz” adlı yazısında ise tayyareler ve yerli tay-yare imaline verilen önem dile getirilmiştir. Bu doğrultuda Nazif, endişe-ye kapılmadan havacılığın gelişimine gayret edilmesi ve alanın gerektirdi-ği silah, alet ve donanımla her türlü tehlikenin üzerinden gelinebilecegerektirdi-ğine vurgu yapmıştır. Aynı yazısında derginin ve Tayyare Cemiyeti’nin amacı

düzleminde hava kuvveti ve gereklerinin eksik bırakıldığı noktada sadece kara gücü ile istikbalin teminat altına alınamayacağına da göndermelerde bulunmuştur: “Nefesimiz kadar silahımıza da itimad edelim. Biz toprağın üstünde ne mertebe metin ve pür-azim olursak olalım, ufuklardan kanat-larını sallayarak geçecek bir tayyare donanması o azmi, o metaneti bu toprakla yeksan eder.” (Türk Hava Mecmuası, 1926/6: 4). Nazif, İtalyan istilası vb. haberlerin ulusal yazılı basının sayfalarını değil, imalathane-lerin faaliyetimalathane-lerini, üretimimalathane-lerini arttırması gerektiğini ise şiddetle savun-muştur: “Bu gibi havadis, matbuat sütunlarının değil, Eskişehir, Kayseri fabrikalarıyla diğer imalathanelerimizin faaliyetini arttırsın.”(Türk Hava Mecmuası, 1926/6: 4).

Dergi, havacılık alanındaki tüm gelişmeleri özellikle devletler nez-dinde verme ve kıyas yapabilme boyutuyla bir yayın politikası izlemiştir.

“Yunanistan’da (Tayyare İnşasına Mahsus Atina Civarında Bir Fabrika Açılmıştır - Atina Sefirimiz - İngiltere’de Kurten Siper-i Sükutu’nun Tecrü-beleri” (Türk Hava Mecmuası, 1926/7: 20), “Lehistan Tayyareciliği (Türk Hava Mecmuası, 1926/5: 10-14), “Almanya - Tayyarelerde Telsiz Telgraf Cihazı ve Telefon - İngiltere ve Hava Muharebesi” (Türk Hava Mecmuası, 1926/15: 19), “Müthiş Rakamlar Karşısında Almanya’nın 1927 Senesin-de Tayyareciliğin Teşkilatına 45 Milyon Altın Tahsis Etmesi” (Türk Hava Mecmuası, 1927/22: 1), “İki Alman Tayyareci Amerika’ya Gidiyor (Me-safe Rekorunu Kırmak Tecrübesinde Muvaffak Olan iki Alman Tayyareci Ayrı Ayrı Tayyarelerle Almanya’dan Amerika’ya Hareket Edebilecek Mi?”

(Türk Hava Mecmuası, 1927/30: 1499) başlıkları altında verilen haberlerle okuyucu üzerinden toplumsal farkındalık oluşturulmaya gayret edilmiştir.

Bu doğrultuda dergi yayın ekibi, dünyanın her bölgesinden havacılığa dair tüm gelişmeleri takip etme ve güncelliği ile okuyucuya ulaştırma nokta-sında büyük çaba sarf etmiştir. Dönemin iletişim şartları düşünüldüğünde bu faaliyetin zorluğu açık bir şekilde görülebilmiştir. Mecmuada sürekli takibi gereken ve gelişim aşamasında olan askerî havacılık, genel şekli ile başyazılarda konu edilmiştir. İlk başyazı ise Şakir Hazım tarafından kaleme alınmıştır. Şakir Haşim’in iki dizi halindeki askerî havacılık yazı serisi, derginin 19. ve 20. sayılarında başyazı olarak yayınlanmıştır. Bu yazılarda havacılığın seviyesi, gelişmeleri ve hedefleri ele alınmış, oku-yucuya sunulmuştur. Hazım, özellikle yaşanan son savaşlarda etkisi ve seyri değiştiren gücü fark edilen havacılık ve sanayisinin hızla geliştiği ile yeniliklerin alana sağladığı katkıları belirtmiştir (Türk Hava Mecmu-ası, 1927/15: 1). Alana kazandırılan yeniliklerden askerî olanları, özellikle seçip onlarla ilgili bilgileri sunmuştur. “Bir ve İki Kişilik Tayyarelerle Âli Bombardıman Tayyarelerinin Kabiliyet-i Harbiyeleri Etrafında Tedkikat-ı Fenniye” alt başlığıyla dergide yayınlanan yazılarında Hazım, tanıtım amacıyla askerî tayyare tiplerinden bahsetmiş ve üçe ayırmıştır: bir kişilik avcı, iki kişilik keşif, çok kişilik bombardıman. Yapmış olduğu bu

tasni-fin ardından “Avcı Tayyarelerinin Ehemmiyeti” başlığı altında sınıf olarak ayırdığı tayyare tiplerine ait incelemelerine yer vermiştir. Bu yazı serisi, 19. sayıda “Avcı Tayyarelerinin Ehemmiyeti” ile “Bir ve İki Kişilik Avcı Tayyareleri” başlıkları ile yer bulurken, 20. sayıda yayımlanan son kısmı ise “Tayyarelerde Sürat Faikıyeti, Çok Kişilik Tayyarelerin Kabiliyeti, İki Kişilik Tayyarelerin Halefleri ve İlk Avcı Tayyareleri” şeklinde okuyucuy-la buluşmuştur Şakir Hazım’ın kaleme aldığı yazıokuyucuy-larda, askerî havacılığın temel öğesi olan bu tip tayyareleri tanıtıp bilgi vermesi onların geleceğin savaşlarında kullanılacağına olan inancından türemiştir: “…görülüyor ki sanai-i havaiyenin nail olduğu terakki sayesinde büyük yenilikleri do-ğurmaya başlamıştır… Bu yenilikler ise bilhassa muhaberat-ı müstakbele için fazla şayan-ı nazar, azim bir kıymet ve hamiyeti haiz bulunmaktadır.”

(Türk Hava Mecmuası, 1927/15: 1).

Derginin 32. sayısında askerî havacılık ile ilgili bir diğer başyazı ise imzasız-isimsiz yayımlanmıştır. Bu yazıda havadan gelecek tehlikele-rin bertaraf edilebilmesi için mutlak surette hava üsletehlikele-rinin kurulması ve buraların zamanın teknik ve aletleri ile teçhiz edilmesi konu edilmiştir.

Yazının girişinde askerî havacılığa eklenen yeniliklerle gelişen sektörün, savaşların sonucunu belirlenmesinin yanında şeklini de değiştirdiğinden bahsedilmiştir. Dönemi itibariyle değerlendirildiğinde bu tespit ve çıka-rımın büyük bir öneme sahip olduğu düşünülmüştür. Yine aynı yazıda böylesine gelişen askerî havacılığa karşı savunma şekil ve yöntemlerinde de yeniliklere gidilmesi ile korunma yollarının geliştirilmesi için kapsam-lı araştırmalara gidilmesi belirtilmiştir (Türk Hava Mecmuası, 1927/18:

253). Bu doğrultuda tesis edilen hava üslerinin savaş esnasında “Mukabil tayyare taarruzları iki taraf hava kuvvetlerinin şiddetli harplerde tutuş-malarına vesile olurken üss-i havailerin de devamlı bombardımanlara maruz kalmaları tabii bulunacaktır.” (Türk Hava Mecmuası, 1927/18:

253) şeklinde sürekli bir tehdit ve bombardıman altında bulunacağı ifade edilmiştir. Yazıda saldırı altında kalan hava üslerinin savunma tedbirleri ile ilgili geniş bilgilere yer verilmiştir. Bu doğrultuda savunmaya geçen hava üssünün korunması için mutlak surette ihtiyat kuvveti olarak yedek avcı tayyarelerinin bulundurulması gerektiği dile gelmiştir. Ancak bunun kesin sonuç alıcı bir önlem olmadığı da yazıya eklenmiştir. Bu yedek hava kuvveti yanında hava savunması için yerde konuşlu top ve makineli tüfek unsurlarının da bulundurulmasının zarureti üzerinde durulmuştur. Tüm bu tedbirlere rağmen büyük yatırımlar sonucunda kazandırılan hava üs-lerinin zarar görebileceği ile gelecek saldırılara karşın iki çözüm önerisi yapılmıştır: “Binaenaleyh birçok paralar sarfedilerek vücuda getirilmiş üss-i havaileri münfreid bir meydandan ziyade (Yekdiğerini topçu ve ma-kineli tüfenk ateşi, sanayi sis ile müdafa edebilir müteaddid meydanlar-dan vücuda getirmek) ve (üss-i havaiyede taht’el arz tamirhaneleri, bomba ve gazlara karşı tahaffuz mahalleri, depolar vücuda getirmek ve tayyare

kuvvetini taht’el arz galerilerde muhafaza eylemek) lazımdır.” (Türk Hava Mecmuası, 1927/18: 254). Yer verilen yazı da dönemin çok ilerisinde bir öngörü ile hava üslerinin yeraltına yapılıp hava taarruzlarına karşı korun-ması ortaya atılarak bu durum okuyucunun dikkatine sunulmuştur. Bu amaçla oluşturulacak yeraltı galerilerinin bir dağ veyahut tepeye konuş-landırılmasının, koruma sağlayarak saldırı veya savaş halinde savunma karargâhı olarak kullanılabileceği de aktarılmıştır.

Dergide askerî havacılık ile ilgili yer verilen başka bir yazıda ise insan kaynağının önemine vurguda bulunulmuştur. Oluşturulacak hava kuvve-tinin en önemli unsuru ve sürekliliğinin teminatı olarak yetişmiş insan gücü üzerinde durulmuştur: “Fenne, ilme, irfana istinad eden her meslek gibi tayyarecilik de tekâmülünü değil hatta mevcudiyetini mesleki kudret ve ihtisasa sahip eşhasa borçludur; tabir-i diğer ile tayyarecilik mevcudi-yetini, tekâmülünü ancak kudret-i meslekiyesi olan eşhas ile temin eder.”

(Türk Hava Mecmuası, 1928/40: 504). Yazının devamında da hava kuv-vetinin bir başka devletin gücü ile mücadele edebilmesinde ve üstün gele-bilmesinde en önemli gücün insan olduğu vurgulanmıştır. Bu doğrultuda İngiltere’nin alanda öncü olduğu ve personel kaynağı tesis etmede büyük gelişmeler kaydettiği ile Fransa’nın her yıl düzenli olarak yüz elli makinist yetiştirdiği bilgisi verilmiştir. Bu verilerin ardından havacılık alanının ge-lişimi yönünde Türkiye’nin de personel öneminin ve havacılık sektörünün gelişimi için her fedakârlığın gösterilmesinin farkında olduğuna değinil-miştir: “İddia ediyoruz ki bu kaidenin isabet-i fevkaladesini gören memle-ketlerden birisini de Türkiye Cumhuriyeti teşkil eylemektedir.”(Türk Hava Mecmuası, 1928/40: 504).

Sivil ve askerî havacılığın birbirinin katalizörü ve taşıyıcı sistemi ol-duğunun farkında olan dergi, başyazılarında sektörün iki hattına da yer vermeyi ihmal etmemiştir. 44. Sayıda sunulan bir başyazıda havacılığın bu iki alanı üzerinde durulmuştur. Sivil havacılık alanında da gelişen bir milletin önemi üzerinde durulan bu yazıda gelişmiş ve güçlü bir hava kuv-vetinin yolunun buradan geçtiği ele alınmıştır. Tayyarenin ulaştığı tekno-loji boyutuyla birçok vasıta ile rekabet halinde bulunduğu ve kısa bir süre-de hepsini geçeceği konu edilmiştir. Tayyarelerin bugün itibariyle birçok Avrupa ülkesinde özellikle nakliye amacı olmak üzere diğer araçlardan ziyade kullanılmaya başlandığına vurgular yapılmıştır. Tayyarelerin kul-lanım amaçları şu cümlelerle ifade edilmiştir: “Bugün Avrupa, tayyare nakliyat hatları haritasını, gözümüzün önüne alsak adeta bir örümcek ağı kadar sık ve çok olduğunu müşahede ederiz.”(Türk Hava Mecmuası, 1928/41: 553).

Dergide yer verilen başka bir yazıda ise sivil havacılığın askerî tay-yareciliği ne şekilde desteklediği, “Askerî tayyarecilik kuvveti maddeten ve manen besleyen ona kuvvet ve resânet ver memleketin sivil

tayyareci-lik teşkilatı, sivil tayyare müessesesidir.” (Türk Hava Mecmuası, 1928/41:

552) cümleleriyle anlatılmıştır. Bahse konu yazıda sivil havacılık öncü-lerinin arasında yer alan ülkeler olarak Almanya, Fransa ve İngiltere’den bahsedilmiştir. Ayrıca barış zamanlarında Belçika’nın askerî tayyareleri-ni posta ve nakliye faaliyetlerinde, daha büyük kapasiteli bombardıman tayyarelerini ise yolcu taşımada ikiz maksatlı kullandığı vurgulanmıştır (Türk Hava Mecmuası, 1928/41: 553). Bu tarz uygulamaların havacılığın iki kolunu da geliştirmesinin yanında ülke ekonomisine büyük katkı sağ-layacağı konusu da yinelenmiştir. Bunun yanında özellikle Türkiye gibi ulaşım alt yapısı yetersiz ve her türlü nakliyeden yoksun devletlerin askerî tayyarelerden bu şekilde yararlanmasının önemi belirtilmiştir. Askerî ha-vacılığın gelişiminin sivil alanın desteği ile olabileceği şu şekilde yansı-mıştır:“… sanayi-i havaiye, memleket hava kuvvetlerinin millî menabi’i yani sarsılmaz bir mevcudiyete malikiyetini ifade ederken sivil tayyareci-liğin de o memleket kuvva-i havaiye-i askerîyesinin temelsiz, esassız olma-dığını arz ve irâe eder.”(Türk Hava Mecmuası, 1928/41: 553).

Derginin 47. sayısında yer verilen bir başka başyazıda tayyarenin kul-lanım yaygınlığının her geçen gün arttığı ile sağlık ve ilim alanlarındaki kullanımlarına değinilmiştir. İlmi olarak gazete, kitap, dergi gibi kaynak-ların iletilmesinden ve taşınmasından, sağlık alanında ise hasta–doktor buluşmasının hızla sağlanabilmesi anlatılmıştır. Sivil tayyareciliğin bu kullanımları ile Türkiye de oluşturacağı olumlu ortam da konuya dâhil edilmiştir: “Acaba memleketimizin hiç olmazsa böyle mahdut bir kısmında böyle bir teşkilat vücuda getirilmesi ve bu vesile ile hem sıhhat-ı umumi-yenin hem de halka tayyarelerin ne kadar müfit bir vasıta olduğu gösteri-lerek tayyare cemiyetine daha büyük yardım temin edilmesi mümkün değil midir?”(Türk Hava Mecmuası, 1928/43: 600).

Derginin 56. sayısında Ali Rıza imzasıyla bir başyazıya yer verilmiş-tir. Yazıda, hava posta teşkilatının işlev, hız ve faydalarını gören, öğrenen halkın mutlaka bu imkânlardan istifade etmek üzere bir gayrete girişe-ceği dillendirilmiştir (Türk Hava Mecmuası, 1928/56: 820). Yazar, hava posta teşkilatının ihdas edilmesiyle ülkenin her yerine postaların hızla ve kolaylıkla ulaşabileceğini belirtmiştir. Hatta yazar bu konuda Avrupalı devletleri değil İran’ı örnek vermiştir: “Yanı başımızdaki İran’da (Tahran ile İran Denizi) arasında hava postaları işliyormuş.” (Türk Hava Mecmu-ası, 1928/56: 820). Ayrıca bu yazıda hava postacılığının toplumsal hayatın gelişimine, ekonomiye ve ülke savunmasına sağladığı katkılar ve önemi üzerinde durulmuştur.

Yer verilen başka bir başyazıda ise sivil havacılığın sosyal amaçlı kul-lanımına değinilmiş, Paris’te düzenlenen Vinsen Mitingi hakkında bilgi verilirken uçakların hava gösterilerine de değinilmiştir. Verilen bilgiler ışığında havacılık alanının birleştirici yönü ön plana çıkarılmıştır. Bu yazı

ile de derginin yayın amacına hizmet edilmiş ve havacılık her yönü ile halka tanıtılmaya ve benimsetilmeye çalışılmıştır(Türk Hava Mecmuası, 1927/19: 26).

Dergide yer alan ve askerî tayyareciliği konu edinen başyazıların ge-nel ve ortak özelliği, hava kuvvetinin önemine değinmiş olmaları şeklinde belirmiştir. Atfedilen önem ise hava kuvvetinin güçlü olana zafer bahşetti-ği çerçevesinde biçimlenmiştir. Bu doğrultuda tayyarelerin gelecekte çok önemli bir yere sahip olacağı ile milletlerin geleceğinin bu kuvvet eşliğin-de belireceği farkındalığının kazandırılmasına yönelik bir yayın politikası izlendiği görülmüştür. Bunun yanında başta gelişmiş havacılığa verilen önem ve gelinen seviye kıyaslamaları yapılarak, halkın ne yönde çaba gös-termesi gerektiğine ışık tutulmaya çalışılmıştır. Derginin konu edindiği sivil havacılık yazıları ise genel olarak bu alanın tanıtımı ve hangi sek-törlerde nasıl ve ne maksatla kullanıldıklarının içerikleriyle okuyucuya yansımıştır. Sivil havacılığın ülke ekonomisine sağlayacağı katkılardan sıklıkla bahsedilmiştir. Gelişim için oluşturulacak bir sivil tayyare teş-kilinin fabrikalar kuracağı ve istihdam ile üretici konumu güçlendirece-ği hatırlatılarak ülkeye sağlayacakları üzerinde durulmuştur. Ayrıca si-vil tayyareciliğin, askerî alanı besleyeceği ve geliştireceği üzerine yoğun vurgular yapılmıştır. Bu doğrultuda derginin, yazıları vasıtasıyla gelişmiş sivil havacılık teşkilatının güçlü bir hava kuvveti oluşturacağı fikrini yay-gınlaştırma yolunda gayret sarf ettiği görülmüştür.

Sonuç

Türk Tayyare Cemiyeti’nin amaçları doğrultusunda bir yayın poli-tikası izleyen Türk Hava Mecmuası; sosyal, siyasi ve ekonomik yönleri ağırlıklı olmak üzere havacılıkla ilgili yurt içi ve yurt dışı haberlerini oku-yucusuyla paylaşmıştır. Çalışmada, yurt dışından basına yansıyan önemli hava olayları ile ilgili haberler, tematik olarak ilki yeni hava denemeleri ve başarılar, ikincisi havacılıkla ilgili askerî ve iktisadi gelişmeler olmak üzere incelenmiştir.

İlk sırada “Yeni Hava Denemeleri ve Başarılar” başlığı altında de-ğerlendirilen haberler, derginin neredeyse her sayısında yer almıştır. Bu kapsamda özellikle Atlas Okyanusu ve Büyük Okyanus’un tayyare ile geçilme çabaları detaylandırılarak anlatılmıştır. Uçuş girişimlerinde bu-lunan pilotlara, onlara sponsor olan kişi ve kurumlara verilen ödüllere, başarılar ve rekorlarla sonuçlanan denemelere, bunların yanında yaşanan kaza gibi olumsuz gelişmelere de haberlerde yer verildiği görülmüştür.

Dergide konu edilen rekor ve uçuş denemeleri ile sonuçları yanında oluş-turulan hava hatları ve tayyarecilerin bu noktadaki fikirleri, yapılan ve yapılacak olan hava nakliye kongreleri, ülkelerin hava kuvvetlerine yap-tıkları takviyeler, tayyarelerle ilgili önemli teknolojik gelişmeler de ha-ber olarak sunulmuştur. Paylaşımların ana amacını ise gelişimlerin halka

duyurulması, ulaşılan seviyenin gösterilmesi ve gelişmiş devletlerle aynı noktaya gelinebilmesi için maddi desteğin artırılması teşkil etmiştir. Her deneme sonucunda elde edilen başarı, ulaşan ülkeler için zafer olurken diğerleri için de yeni hedefler oluşturmuştur. Dergi ise bu doğrultuda hal-kın havacılığa olan ilgi ve desteğini artırmaya yönelik bir yayın politikası izlemiştir. Toplumda havacılık farkındalığı oluşturma amacı çerçevesinde derginin, haber ve yazılarında kadın tayyarecilere de önem verdiği gö-rülmüştür. Kadın tayyarecilerin eğitimleri de dâhil olmak üzere her türlü uçuş faaliyetleri, girişimleri ve başarıları haberlere konu edilmiştir.

“Askerî ve İktisadi Gelişmeler” başlığı altında ele alınan ikinci sıra-daki haberler de dergide ciddi bir oranda yer kaplamıştır. Haberlerin ortak özelliğini ise hava kuvvetinin öneminin sürekli vurgulanması oluştur-muştur. Atfedilen önem ise hava kuvvetinin güçlü olana zafer bahşettiği çerçevesinde şekillenmiştir. Derginin, tayyarelerin gelecekte çok önemli bir yere sahip olacağı ile devletlerin sürekliliğinin bu kuvvet eşliğinde

“Askerî ve İktisadi Gelişmeler” başlığı altında ele alınan ikinci sıra-daki haberler de dergide ciddi bir oranda yer kaplamıştır. Haberlerin ortak özelliğini ise hava kuvvetinin öneminin sürekli vurgulanması oluştur-muştur. Atfedilen önem ise hava kuvvetinin güçlü olana zafer bahşettiği çerçevesinde şekillenmiştir. Derginin, tayyarelerin gelecekte çok önemli bir yere sahip olacağı ile devletlerin sürekliliğinin bu kuvvet eşliğinde