• Sonuç bulunamadı

TOPLUMSAL HAREKETLERE MÜDAHALEDE ÇAĞDAŞ YÖNETİM

3.ÇAĞDAŞ YÖNETİM YAKLAŞIMLARI

3.5. Öfke Yönetimi

Öfke, kişilerin herhangi bir engellenme ile karşılaşmasının, herhangi bir saldırıya uğramasının, kırılmasının, incinmesinin, tehdit edilmesinin sonucu olarak ortaya çıkan bir duygudur (www.bilgi.edu.tr, 19.12.2020).

Öfke, tatmin edilmemiş taleplere, istenmeyen sonuçlara ya da karşılanma-yan beklentilere karşı ortaya çıkan bir duygudur (Karadal, 2009:4). Nova-co öfkeyi dört bileşeni dikkate alarak tanımlamaktadır. Bu bileşenler fiz-yolojik, duygusal, davranışsal ve bilişsel bileşenlerdir. Duygusal bileşen, öfkeye neden olan durumlarla karşılaşıldığında verilen duygusal yanıttır.

Davranışsal bileşen ise öfkeye neden olan durumlar karşısında ortaya çıkan mücadele ya da baş etme mekanizmasıdır. Bilişsel bileşen kişilerin dünya-ya karşı olan düşmanca tavırları dünya-ya da olumsuz inançlarını ifade etmek-tedir (Karadal, 2009:7). Öfke herkeste, yaşadığı birtakım olumsuzluklar karşısında ortaya çıkan bir duygu, aynı zamanda herkesin gösterdiği ya da gösterebileceği doğal bir tepkidir. Öfke, çoğu defa düşmanlık, saldırganlık ya da hiddet gibi duygu ve tepkilerle ele alınmaktadır. Özellikle öfke ve saldırganlık sıklıkla bağlantılı olarak ele alınmaktadır. İkisi arasında bir ilişki vardır. Ancak ikisi aynı şey değildir. Öfke bir duygu iken saldırgan-lık bir davranıştır. Öfke aslında bir problem değildir. Diğer duygular gibi doğaldır. Sağlıklı ve uygun bir şekilde ifade edildiğinde yapıcı olabilen bir duygudur. Ancak öfke daha ileri boyutlara gider ve saldırıya dönüşürse bir problem haline gelir.

Öfke birtakım durumlar sonucunda ortaya çıkmaktadır. Bunlardan ilki; saygısızlıktır. Kişilerin düşünce, duygu, inanç, gelenek, göreneklerine saygısızlık yapılması öfkenin doğmasına neden olmaktadır. İkinci bir et-ken tehdittir. Bireyler et-kendilerine, yakınlarına yönelik herhangi bir tehditle karşı karşıya kaldıklarında öfkelenirler. Başka kişilerin öfke ve saldırganlı-ğı öfkeye neden olan diğer bir etkendir. Öfkeye neden olan bir diğer etken yaşamsal değişikliklerdir. Ölümler, ilişkilerin sona ermesi, evden ayrıl-mak, üniversite ortamına girmek gibi unsurlar kişilerin öfkelenmelerine

neden olan önemli yaşamsal değişikliklerdir. Bunlarla birlikte ihtiyaçların karşılanmaması, kıskançlık, haksızlığa uğrama, sosyo-ekonomik durum-lar, mükemmeliyetçilik, başarısızlık, hatalı disiplin uygulamaları, engel-lenme, istenmeme, reddedilme, kışkırtma gibi nedenler de öfkeye neden olmaktadır (Karadal, 2009:10; Öz, 2008:12-13).

Öfkenin üç temel boyutundan söz edilebilir. Bunlar fizyolojik, biliş-sel ve duygusal ve davranışsal ve tepki boyutlarıdır. Öfkenin fizyolojik boyutuna bakıldığında, öfkenin kaynağı olan durumun ortaya çıkmasıyla birlikte kişilerde ortaya çıkan değişikleri içermektedir. Vücut sistemlerin-de meydana gelen sistemlerin-değişiklikler öfkenin fizyolojik boyutu içerisinsistemlerin-de yer almaktadır. Kalp atışları, hormonlar, sinir sistemi, kasların kasılması, ne-fes daralması gibi pek çok fiziksel durum öfke ile meydana gelen fizyo-lojik durumlardır. Bilişsel ve duygusal boyuta bakıldığında, öfkeye neden olan durumlara aşırı duyarlılık, haklılık-haksızlık, doğruluk-yanlışlık gibi durumların ön plana çıktığı görülmektedir. Duygusal ve bilişsel boyutta bireylerdeki üç temel düşünce yapısının varlığı ifade edilmektedir. Bu üç temel düşünce yapısı özellikle öfke düzeyi yüksek bireylerde söz konusu olmaktadır. Bu düşünce yapıları şunlardır:

 Hata yapmayla ilgili duyarlılık ve tahammül edememe,

 Kişilik değerlerinin korunmaya çalışılması. Burada daha çok kişi-nin başka insanlar gözündeki değeri söz konusu olmaktadır.

 Olaylara katı bir bakış açısı taşıyan olumsuz kişilik değerinden uzak durmak için öznel bir doğrunun savunulması gerektiği inancı.

Öfkenin davranış ve tepki boyutuna bakıldığında ise, öfke yaşayan kişinin bunu nasıl ifade ettiği ve öfkesiyle nasıl baş etmeye çalıştığı ile kar-şılaşılmaktadır. Kişilerin öfkelerini nasıl ifade ettikleri onların algılayış ve kavrayışlarıyla yakından ilgilidir (Öz, 2008:17-18; Karadal, 2009:17-18).

Her insan öfkelenebilir. Öfkelenen insanlar bu öfkelerini çeşitli şe-killerde gösterebilirler. Öfkeyi ifade etme şekilleri temelde üçe ayrılabilir.

Bunlar, öfkenin içe yönelmesi, öfkenin dışa yönelmesi ve öfkenin kontrol edilmesidir. Öfkenin içe yönelmesinde, daha ziyade pasif tepkiler söz ko-nusudur. Somurtma, küsme gibi tepkiler öfkenin içe yönelmesinin ifade-sidir. Bu durumda kişiler öfkelerini kabul etmekte zorlanmaktadırlar. Öf-kenin dışa yönelmesinde daha aktif tepkiler söz konusudur. ÖfÖf-kenin sözlü ifade edilişi öfkenin dışa yönelmesindeki en sık tepkidir. Öfke biraz da kontrolsüz bir şekilde dışa yansıtılmaktadır. Öfkenin kontrol edilmesi, en zor olan durumdur. Çünkü öfke kontrolü en zor olan duygulardan biridir.

Duygunun ortaya çıkışı, şiddetinin artması ani ya da çok kısa sürede ger-çekleşmektedir (www.bilgi.edu.tr, 19.12.2020).

Öfkenin birtakım özellikleri vardır. Bu özellikler aşağıdaki gibi ifade edilebilir (Karadal, 2009:5):

 Öfke içsel bir duygudur. Planlanan bir eylem sonucunda ortaya çıkmaz.

 Herkes öfkelenebilir. Öfkeyi göstermek zor değildir. Öfkenin çok çeşitli ifade ediliş şekilleri vardır.

 Öfke kişiyi daha kuvvetli kılabilir ancak daha incinebilir hale de getirebilir.

 Öfkelenildiğinde gösterilen tepkiler yaşam boyunca öğrenilmiş davranışlardır.

 Öfke, haksızlık, saygısızlık, engellenme gibi durumlarda aniden ortaya çıkan bir duygudur.

 Öfkenin bastırılması ya da hemen ortaya çıkar çıkmaz dışarı yan-sıtılması yanlıştır.

 Öfke evrensel bir duygudur.

Spielberger öfkeyi ikiye ayırarak ele almaktadır. Bunlar durumluk öfke ve sürekli öfkedir. Durumluk öfke öznel bir öfkedir. Zaman içeri-sinde değişiklik gösteren ve çevredeki uyarıcılara bağlı olan öfkedir. Bu nedenle de özneldir. Durumluk öfke geçici bir durumdur. Öznel duyguları ve fizyolojik değişiklikleri içermektedir. Sürekli öfke ise daha kuvvetli bir öfke yaşantısıdır. Öfkeye yatkınlık söz konusudur. Sürekli öfke durumluk öfkenin ne sıklıkta yaşandığını göstermektedir (Karadal, 2009:8)

Öfke insanın yaşamında hem olumlu hem de olumsuz etkilere sahiptir.

Öfke genellikle yıkıcı olabilmekte ya da saldırgan davranışlara yol açabil-mektedir. Ancak bunlarla birlikte birtakım olumlu etkileri de söz konu-su olmaktadır. Bu olumlu etkiler aşağıdaki gibi sıralanabilirler (Karadal, 2009:13-14; Öz, 2008:22):

 Öfke kişilere enerji veren bir duygudur.

 Öfke bireyi uyandıran ve canlandıran bir duygudur.

 Öfke insanların durumlarını değiştirmeleri için kişileri motive et-mektedir.

 Öfke kişilerin sınırlarını ve arzularını gösteren bir haritadır. Bir iç sestir.

 Öfke devam eden bir davranışın uyarıcı etkisini azaltır. Bu neden-le de acıya engel olur.

 Diğer kişilere yönelik olumsuz duyguların açığa çıkmasını sağlar.

 Kaygıyı dış çatışmaya çevirerek, ego tehdidine karşı kendini savunur.

 Stresle başa çıkmada başlangıçta bir kışkırtıcı olarak işe yarar.

Öfkenin olumsuz etkilerine bakıldığında ise aşağıdaki sonuçlar ortaya çıkmaktadır:

 Öfke sağlıksız bir hal aldığında kişilerarası ilişkilere zarar ver-mektedir.

 Kişiler yıkıcı ve saldırgan davranabilirler.

 Öfke kişilerin aşırı tepkiler göstermesine neden olabilir.

 Öfkeliyken kişi kendi suç ve sorumluluklarını kabul etmeyip baş-kalarını suçlayabilir.

 Öfke ruh sağlığının yanı sıra fiziksel sağlığı da olumsuz yönde etkileyebilir.

 Öfke kişilerin sağlıklı bir şekilde düşünmesine engel olabilir.

Esas itibari ile öfke bir işaretçidir. Neyin işaretçisidir diye bakıldığın-da kişinin kendisinden ya bakıldığın-da karşısınbakıldığın-daki bireylerden kaynaklanan duygu ya da durumların işaretçisidir. Öfke söz konusu ise, kişinin beklentileri karşılanmıyor olabilir, kişi haksızlığa uğramış olabilir, kişinin hakkı yeni-yor olabilir, kişiye kendini geliştirme, ispat etme şansı verilmiyeni-yor olabilir.

İşte öfke tüm bu durumların işaretçisi olabilir.

Öfke, olumlu, olumsuz yönleri olan bir işaretçidir. O halde bu işa-retçi iyi bir şekilde yönetilip olumlu yönleri ön plana çıkarılabilir. Öfke yönetiminde öfkenin optimum düzeyde tutulması için gerekli faaliyetlerin yapılması söz konusudur. Öfkenin tamamının ortadan kaldırılmaya çalı-şılması ya da ortaya çıkışına engel olunması, öfkeye neden olabilecek du-rumların varlıklarını devam ettireceği anlamına gelecektir. Bunun yerine öfkenin kaynağına inilerek sorunlar bulunabilir. Öfke optimum seviyeye indirilebilir. Toplumsal hareketlerde öfke önemli bir unsurdur. Bu nedenle öfkenin doğru şekilde yönetilmesi ve kontrol altında tutulması istenmeyen sonuçların ortaya çıkmasını önleyecektir.