• Sonuç bulunamadı

2.6 Sürdürülebilirlik Bağlamında Çevresel Kaynak Yönetimi

2.6.6 Hasar Görebilirlik (Vulnerability)

Hasar görebilirliğin birçok farklı tanımı bulunmaktadır. Özetle, bir sistemin, nüfusun ya da bireyin hasar görebilirliği, tehdit ya da tehlikeden zarar görme kapasitesiyle ilişkilendirilmiştir [10]. Kavramın tanımında disiplinlerarası farklılıklar da mevcuttur. Sosyal bilimciler olguyu, değişim ya da strese karşı baş etmede bireylerin kapasitesini etkileyen sosyo-ekonomik faktörler olarak görürken, iklim bilimciler hava ve iklim odaklı olayların gerçekleşme ihtimalleri ve etkileri üzerinden tanımlamalar yapmaktadır [104][105]. Bu kapsamda araştırmaların, belirli iklim odaklı bir olay ya da afetin sistem üzerinde yaratacağı (potansiyel) zararı ya da afet yaşanmadan önce sistemin durumunu incelemeye yöneldiği görülmektedir. Örneğin, deniz seviyesindeki artışın geleceğe dair projeksiyonunun yapılması yoluyla sel riski altında olan nüfusun belirlenmesi üzerine iklim değişimi etkilerini çalışan araştırmalar bulunmaktadır. Bu tür araştırmalar daha çok afete maruz kalan nüfusa yoğunlaşmış, nüfusun afetin gerçekleşmesi sonucu başetme kapasitesine değinmemiştir.

IPCC (Intergovernmental Panel on Climate Change – Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli) ise fiziksel ya da biyofiziksel hasar görebilirliği afete maruz kalma olasılığı ve hassasiyetin fonksiyonu olarak görmektedir. Bu nedenle afetler ve etkileri üzerine

46

geliştirilen bu yaklaşımda, afetin türü, afetin gerçekleşme sıklığı ve olasılığı, insanların maruz kalma ölçüsü ve sistemin afete karşı hassasiyeti ile hasar görebilirlik belirlenmektedir. Yaklaşım, hasar görebilirlik göstergeleri olarak maddi hasarlar, insan ölüm oranı, üretim maliyetleri ya da ekosistem hasarı gibi afetin neden olduğu yıkımları yani sonuçlarını ölçmeye odaklanmaktadır. Smit ve Pilifosova [106] benzer şekilde iklim değişimine karşı hasar görebililirliği koşullara adapte olmak için gerekli sosyo ekonomik beceri olarak görmek yerine çevresel değişimlere maruz kalmayla değerlendirmiştir.

Diğer taraftan hasar görebilirliği sistemin içsel durumu üzerinden belirleyen çalışmalar, çevresel değişimlerin etkilerinin yaratacağı sonuçlara maruz kalacak grup ya da bireyler ile ilişkilendirdikleri sosyal hasar görebilirliği; yoksulluk, eşitsizlik, gıda dağılımı, konut kalitesi gibi faktörler üzerinden değerlendirmektedir. Fakat konut ya da bina kalitesi bazı afetler için önem kazanırken (sel, fırtına vb.) bazıları için önemli bir gösterge olmayabilir (kuraklık gibi). Her ne kadar hasar görebilirliğin neye karşı olduğu sorusu gündeme gelse de farklı türdeki afetlere toplumsal ve bireysel hasssiyetin anlaşılmasında yoksulluk, eşitsizlik, sağlık, hizmetlere ve kaynaklara erişim, sosyal durum gibi genel bileşenlerin de belirleyici olduğu söylenebilir [104] [107].

Wisner vd. [108] hasar görebilirliği doğal afetlerin etkilerine karşı direnmek, baş etmek ya da yeniden toparlanmak için birey ya da grupların karakteristiği ve kapasitelerini etkileyen durumları olarak ifade etmekte, birey ve toplumların karakteristiğini ise cinsiyet, sağlık durumu, yaş, meslek, sosyal ağlarla bağlantı vb. sınıflandırmalara göre tanımlamaktadır [108].

Özetle, literatürde dayanıklılık ve ileriki bölümlerde yer alacak olan uyum kapasitesi gibi kavramların tanımlarındaki belirsizliğin ya da fikir birliğine varılmış tek bir tanımın olmamasının hasar görebilirlik kavramı için de geçerli olduğu görülmektedir. Tanım yapılmasında yaşanan zorluk hasar görebilirliğin mühendislikten, psikolojiye, antropolojiye kadar uzanan birçok farklı disiplin içinde yer alması ve çalışılmasından da kaynaklanmaktadır.

47

Dayanıklılık -Hasar Görebilirlik Değerlendirmeleri ve Ölçüm Yöntemleri

Dayanıklılık ve hasar görebilirliği ölçmeye yönelik yöntemlerde birden çok göstergenin endeksleme yoluyla değerlendirilmesi yaklaşımının sıklıkla kullanıldığı görülmektedir [109] [110]. Farklı sistemler arasında karşılaştırmalar yapmayı sağlayan endeksleme yönteminde bireylerin ve toplumların sosyal, ekonomik durumlarını da değerlendirmeye alarak temel bileşenler analizi gibi değişkenleri korelasyonlarına göre bir araya getiren tekniklerden yararlanılmaktadır [111].

Hasar görebilirliği ölçmeye yönelik göstergeler ele alınan konuya göre çeşitlilik göstermektedir. Örneğin; Kenya’da gıda güvensizliğine karşı hasar görebilirliği ölçmeye yönelik Dünya Gıda Programı; yaşam beklentisi, yetişkin okuma yazma oranı, suya erişim, pazarlara yakınlık, tarım dışı gelir gibi göstergeleri kullanmıştır [112].

Abson vd. [113],tarafından gerçekleştirilen Güney Afrika’da çevresel değişimlere karşı sosyo-ekolojik hasar görebilirlik mekânsal dağılımını inceleyen araştırmada göstergeler üzerinden faktör analizi (temel bileşenler analizi) kullanılarak bütünleşik endeksler oluşturulmuştur. Kullanılan parametreler tarımsal üretimi etkileyen; toprak bozulması, yağış miktarı, bebek ölüm oranı, yetersiz beslenme oranı, altyapı yetersizliği, yoksulluk, erişim gibi göstergeler olarak belirlenmiştir. Geniş mekânsal büyüklükte yapılan değerlendirmelerde hasargörebilirliğe neden olan faktörler çeşitlilik göstermektedir. Bu nedenle hasar görebilirlik değerlendirmelerinde belli konu odaklı geliştirilen araştırmalar yoğunluk kazanmaktadır.

MacQuarrie (2012), havza sistemlerinin dayanıklılığını belirlerken SES modeline göre eşikler, hasar görebilirlik, stres kaynakları, uyum kapasitesi bileşenlerini dayanıklılığın fonksiyonu olarak görmüş ve bu unsurlar üzerinden dayanıklılığı belirlemiştir. Dayanıklılığı ölçmek amacıyla nüfus, yoğunluk, kırsal nüfus, yoksulluk oranı, işsizlik, kadın işsizlik oranı, suya erişim, sağlık hizmetlerine erişim, elektrik kaynaklarına erişim değişkenleri kullanılmıştır [114].

Pierce vd. (2011), dayanıklılık ile sürdürülebilir plan ve politikaları arasında ilişkiyi anlamaya yönelik 40 Amerikan kentsel alanı üzerinde yaptığı araştırmada dayanıklılık endeksini motivasyon, kapasite ve bilgiye dayandırmış, sürdürülebilirlik plan ve politikalarını irdelemek üzere kent planlarında içerik analizi gerçekleştirerek

48

sürdürülebilirlik taahhütlerinin plan ve politikalarda ne kadar yer aldığını incelemiştir. Motivasyon, kapasite ve bilgi gibi niteliksel bileşenlerin ölçümü ise, sera gazı salınımlarını azaltma sorumluluğu, kişi başı patent sayısı, sosyal sermayenin varlığını sorgulayan anketler üzerinden gerçekleştirilmiştir. Sonuç olarak dayanıklılık düzeyi yüksek ve toplumcu politik kültüre sahip yerleşmelerin sürdürülebilirlik plan ve politikalarına daha çok ağırlık veren ve geliştiren alanlar olduğu görülmüştür [115]. Brooks vd. (2005), çevresel değişimlere karşı sosyo kültürel hasar görebilirlik ölçümünde kullandığı ulusal düzeydeki verilerden bazı örnekler şu şekildedir:

Ekonomiyi değerlendirmek amacıyla kişi başı GSMH, sağlık ve beslenme için kişi başı sağlık harcamaları, eğitim için eğitim harcamaları oranı, yönetişim için nüfusa oranlanmış iç mülteciler, coğrafya için kıyı çizgisi uzunluğunun toplam alana oranı, tarım için tarım çalışanı oranı, ekoloji için korunan alan yüzdesi ve teknoloji ölçümü için de AR-GE yatırımları oranı gibi göstergeler kullanılmıştır [116].

Genel olarak literatürde yer alan araştırmalardan anlaşıldığı üzere hasar görebilirliğe ilişkin birçok araştırmanın iklim odaklı değişimlerin yarattığı kuraklık,sel, deniz seviyesi yükselmesi, kasırgalar vb. afetlerin yarattığı bozunmalara odaklandığı, iklim dışı çevresel değişimler ya da sosyo ekonomik değişimlerin daha az değerlendirildiği görülmektedir [117]. Fakat beşeri aktivitelerin yarattığı arazi kullanım değişimi, kirlilik, kaynak tüketimi gibi faktörlerin yereli etkileme düzeyinin küresel iklim değişimi kadar yüksek olduğu iddia edilmektedir [118]. Bu kapsamda Lahsen vd. (2010), hasar görebilirliğin geniş bir çerçevede nedenlerinin tespitinde sadece iklim değişimine bağlı değil, aynı zamanda sosyal ve çevresel streslerin analizini de içermesi gerektiğini vurgulamaktadır [119].

Ek olarak, hasar görebilirlikte geçmiş ve mevcut durum ya da mevcut durum- gelecek karşılaştırmaları, mekânsal olarak hasar görebilirliliği en yüksek bölgenin ortaya konması için kıyaslamalar gerçekleştirmek amacıyla yapılan çalışmalar da bulunmaktadır [120].

49