• Sonuç bulunamadı

Milli hasıla, çalışmada ve diğer tartışmalarda uzmanlar ve diğerleri tarafından genellikle ele alınan önemli ve yaygın ekonomi kavramları olarak ele alınır, benzer ekonomik ilişkilerin algılanması bizim de milli geliri, sınırlarını ve ölçüm yöntemini iyi anlamamızı gerektirir; milli gelir hesabının değerlendirilmesi, milli gelirin büyük bir önemi olduğu sonucunu desteklemektedir.

Ekonomik faaliyetin bir aynası olarak ele alınır ve bu vasıtayla devlete hızlı bir değer kazandırır çünkü devlet düzeyinde ekonomik sektörlerdeki her bir sektörün göreceli

önemini anlamamızı sağlar ve böylelikle ekonomideki zayıflığın ve gücün yeri ve bunun yanı sıra ekonomiyi büyüyebilecek ve geliştirebilecek gelişim planlarının uygulanmasındaki katkısı anlaşılabilir.

Buna göre, milli gelir genellikle yıl bazında olan belirli bir zaman zarfında toplum üyelerinin gelirlerinin bir toplamı olarak tanımlanabilir; bu tanımın dört unsura sahip olduğu görülmektedir:

 Gelirler toplamı; gelir, belirli bir süre zarfında bireylerin elde ettiği ve gerek harcamayı gerek tutmayı kontrol edebilecekleri herhangi bir miktardır. Ve gelir nakit veya ayni olabilir.

 Bireyler; tüm sıradan kişiler ve de özel ve kamuya açık şirket ve hükümet gibi mallar anlamına gelir.

 Toplum; bireylerin taşıdığı Kişisel kimlik unsuru altında bireylerin belirli bir topluma ait olduğunu dikkate almanın gerekliliğini temin eder çünkü toplum içerisinde yaşayan yabancı bireylerin gelirleri milli hasıla hesaplamasına dahil edilmez fakat dışarıda yaşayan vatandaşların gelirleri milli hasıla hesaplamasına dahil edilir.

 Belirli bir süre zarfında, milli gelir belirli bir süre zarfına özel olan kesintisiz bir nakit akışıdır çünkü geçen yıldan elde edilmediği veya önceki yıldan kalmadığı sürece bir yıllık bir milli gelir kısmı olmadığı söylenebilir.

Daha önceki sonuçlardan yola çıkarak, kamu gelir eşitliğinin ifade ettiği üzere, milli gelir ekonomiyi oluşturan dört ana sektörün harcamaları ile temsil edilir: Aile Sektörü (Tüketim Sektörü), İşletme sektörü (Yatırım Sektörü), Kamu Hizmeti Sektörü (Gider Sektörü Yönetimi), Net yabancı ticari işlemler (Yabancı Sektör). Aile Sektörü ve İşletme Sektörü (Şekil 1-3’de gösterildiği üzere) olmak üzere iki sektör olarak basit bir ekonomi biçimini ele alırsak, Aile Sektörü sahip olduğu ve kullandığı ürün unsurları yerine gelir üzerinden kazanır ve İşletme Sektörü üretim unsuruna (gelir) olan katkısı ile değerine eşit bir ürün meydana getirir. Bu konuda bizler, aile sektörünün gelirinin tamamını üreticinin mallarına ve hizmetlerine harcadığına ve harcamanın gelire eşit olduğuna ve bunun ayın zamanda üretim değerine eşit olduğuna inanıyoruz.

Şekil 3.1. Ekonomik sistemdeki akış karteli

Doğrusunu isterseniz, bir birikimin söz konusu olduğu anlamına gelen, aile sektörünün bütün gelirini harcamadığı gerçeğini göz önünde bulundursak dahi bu temel ilişki değişmeyecektir ve hükümet giderlerini oluşturan malların ve hizmetlerin sipariş edilmesi kısmında yer alır ve gelir belirleyici vergilerin bir bölümünden yararlanır. Ekonomi genellikle mallar ithal ederek ve yerel malların bir kısmını ihraç ederek dış dünya ile alışverişte bulunur; bu gibi bir ekonomide, aile sektörü tüm gelirini malların ve hizmetlerin üretimi için harcamaz fakat yerel mallara yönelik üretim harcamaları arasında gelirini dağıtır, hükümete Vergiler öder ve gelirinin bir kısmını birikime ayırdığı için yabancı mallar ve hizmetlerin ithalatına harcar.

3.2.1. Gayri Safi Yurtiçi Hasıla Kavramı

“GSYİH bir ülkenin ekonomisini ölçmenin en iyi yoludur. GSYİH ülkedeki tüm insanların ve şirketlerin ürettiği her şeyin toplam değeridir. Vatandaş olmaları veya yabancı ülkelere ait şirketler olması fark etmez. Eğer ülke sınırları dahilinde yer alıyorsa, hükümet üretimlerini GSYİH olarak değerlendirir.”*

3.2.2. Gerçek Gayri Safi Yurtiçi Hasıla Kavramı

Enflasyonunun ölçülmesini kapsayan ekonomik bir değerlendirme, belirli bir süre zarfındaki bir ekonomik sistemin ürettiği malların ve hizmetlerin piyasa değerini düzenler. Bir işletme, ürünlerinin başarılı olup olmayacağını belirlemelerine yardımcı olabilecek o ülke dahilindeki yaşam standardını ifade etmek için bir ulusun gerçek GSYİH’nı kullanabilir.

3.2.3. Nakit Milli Gelir Kavramı

Belirli bir süre zarfındaki (yıl) Piyasa fiyatlarına bölünen birtakım ekonomik üretim olarak malların ve hizmetlerin nihai değeridir çünkü bu miktar, fiyatların kamu düzeyindeki düşüşten dolayı kriz döneminde gerçek değerinden daha düşük olabilir ve bu aynı şekilde bu üretimin bu değeri fiyatlarda büyüme olması halinde gerçek değerinden daha yüksek olacaktır ve bu nedenle kamu fiyatları düzeyinde artış olacaktır; böylelikle, GSYİH, devam eden Pazar fiyatı ile hesaplanması durumunda nakit GSYİH olarak adlandırılır ve bu vasıtayla, ülke mali bir büyüme veya kriz dönemine geçiş yaparsa, nakit milli değeri gerçek değerini ifade etmeyecektir ve eğer biz bu değerin gerçeğe yakın olmasını istiyorsak, büyüme döneminde artan fiyatların etkisini ve kriz dönemlerinde düşen fiyatların etkisini ortadan kaldırmalıyız ve bu da genellikle belirli bir yılın seçilip ardından bu yılın temel yıl olarak adlandırılması ile yapılır; kamu fiyatları düzeyindeki değişimin etkisinden kurtulmak için milli hasılanın hesaplanmasında kullanılan ölçüm sayısının hesaplandığı, malların ve hizmetlerin o yılki fiyatı kullanılarak milli hasıla hesaplanır ve bu durumda, uzun yıllar için bu üretimler arasındaki milli hasılayı kıyasladığımız zaman doğru standarda yol açan, “Gerçek Mili Hasılayı” bu yolla hesaplayan değer adını veriyoruz (Reynolds, S49-50).

3.2.4. Gerçek Mili Gelir Kavramı

“baz yıl fiyatları ile ifade edilen, belirli bir yılda bir ekonominin ürettiği bütün malların ve hizmetlerin değerini yansıtan enflasyona ayarlı bir ölçümdür ve sıklıkla “sabit fiyatlı”, “enflasyona göre düzeltilen” GSYİH veya “sabit dolarlı GSYİH” olarak ifade edilir.”** Tüm bunlardan yola çıkarak, gerçek GSYİH’ya ulaşmamız için, o yıldan elde edilen GSYİH’nın hesaplanan değerini o yılın onuncu ölçüm sayısına bölmemiz gerektiği açıkça görülmektedir; genel olarak, milli hasılanın gerçek değerinin milli gelirin nakit değerinden daha düşük olduğu ve bunun nedeninin baz yıl kullanılarak fiyat düzeyindeki büyümenin etkisinin ortadan kaldırılması olduğu aşikardır; burada bizler, GSYİH’nın gerçek değer boyutunun gerçek baz her değiştiğinde farklı olduğunu fark ediyoruz.

3.2.5. Net Milli Gelir Kavramı

“bir ulusun yıllık mallar ve hizmetler çıktısının toplam değeri eksi bu çıktının üretiminde kullanılan sermaye varlıklarının değeridir”*, fakat her üretim birimi her geçen yol aynı düzeyde üretimine devam edecektir; bütün gelirinin ürün unsurlarına dağıtmamalı, tüketim mekanizmalarının bakımı ve yenilenmesi için bu gelirinin bir kısmı ayrılmalıdır. Bu açıklama ile bizler, net milli hasılanın sermaye tüketimine baskı yapacak gerekli miktar ayrıldıktan sonraki GSYİH’dan geriye kalan kısım olduğunu söyleyebiliriz.

3.3. Gayri Safi Yurtiçi Hasılayı Ölçme Yöntemleri (Hafez Saıla Amr, 2010, P 40-