• Sonuç bulunamadı

Hikmet Bayur ve arkadaşlarının beyannamesi:

4.8. Demokrat Parti’nin Son Ġktidar Dönemi ( 1957 – 1960)

4.8.2.3. Vatan Cephes

4.8.4.1.4. Harp Okulu Öğrencilerinin YürüyüĢü

Üniversite olayları ile başlayan gösteriler Harp Okulu öğrencilerinin yürüyüşü ile zirve noktasına ulaşmıştır. Feroz Ahmad, Harp Okulu öğrencilerinin yürüyüşünü “21 Mayıs’taki Harp Okulu öğrencilerinin gösterisi hükümetin prestijine ağır bir darbe vurdu. Öğrenci gösterileri sorumsuz gençliğin faaliyetleri olarak göz ardı edilebilirdi. Fakat Silahlı Kuvvetlerin gelecekteki subaylarının bir gösterisi başka bir durumdu.” şeklinde yorumlar490

. Öğrenci olayları sırasında saflarını belli eden Harp Okulu öğrencileri, 21 Mayıs‟ta bir gösteri yapan öğrenciler, üniversitelilerin yaptıkları gösteriler sırasında tutuklanan subay ve öğrencilerin serbest bırakılması, sıkıyönetimin kaldırılması ve hükümetin istifa ederek derhal seçimlere gitmesi yönündeki isteklerini belirtmişlerdir. Hükümet olaylar karşısında Fakülte ve Yüksek okulların kapılması yönünde emir verdi. Genel Kurmay Başkanı‟nın verdiği emir üzerine öğrenciler dağılmaya başlamıştır.

489

Albayrak, M a.g.e s.538.

490

168 Harbiye yürüyüşünün ertesi günü Sıtkı Yırcalı, Mustafa Zeren, Kamil Gündeş ve Rıfkı Salim Burçak izlenen politikanın tamamen terk edilmesini tavsiye ederek DP Genel İdare Kurulu‟nun toplanmasını sağladılar491

.

Sıtkı Yırcalı bu olayları şu şekilde aktarmıştır: Ben Demokrat Parti Genel İdare Kurulu’nun son olarak Çankaya’da yaptığı toplantıda şu teklifte bulundum; “ 1. Tahkikat encümeni derhal kaldırılmalıdır. 2. En kısa zamanda seçimlere gidilmelidir. Bunda çekinilecek bir şey yok. Seçimleri gene biz kazanacağız. 3. Hükümet derhal istifa etmelidir.” Şimdi aklınıza “ Sıtkı Yırcalı Başbakanlık mı düşünüyor?” gibi bir soru gelebilir. Size bütün samimiyetimle temin ederim ki kesinlikle böyle bir şey düşünmüyorum. Zaman mevki, koltuk düşünülecek zaman değil. Esat Budakoğlu ile görüştük. Kurulacak hükümette görev almayacağız. Adnan Bey parti’nin başında kalır, çok yoruldu. Hükümetten ayrılınca biraz dinlenir. İleride daha güçlü olarak hükümetin başına gelir.”

Köşkteki bu konuşmam bitince Celal ( Bayar) Bey kalktı “ Ben İstanbul’a gidiyorum” diyerek hepimizin elini sıktı ve köşkten ayrıldı.

“Çocuklar bu memlekette yarın sabah bir ihtilal olabilir. Allah’a dua edelim bu ihtilali Ortadoğu ve Afrika ülkelerindeki gibi yüzbaşılar, binbaşılar, albaylar değil de aklı başında, tecrübeli, memlekette dirlik düzenliği sağlayacak kimseler yapsın. Fakat ordu da bölünürse bu felaket olur492. Sıtkı Yırcalı‟nın felaket olarak tabir ettiği ihtilal ertesi gün gerçekleşir, hem de tam korktuğu gibi askerlerin gerçekleştirdiği bir ihtilal olur.

4.8.4.1.5. 27 Mayıs 1960 Ġhtilali

Türk Silahlı Kuvvetleri 27 Mayıs 1960‟ta “Kardeş kavgasına meydan vermemek ve demokrasiyi içine düştüğü buhrandan kurtarmak” maksadıyla ülke yönetimine el koyduğunu duyuruyordu493. Bu haber sabaha karşı saat üçte

radyolardan Alparslan Türkeş‟in sesiyle halka duyurulmuştur.

Ancak haberlerini daha önce basan gazeteler 27 Mayıs‟ta Adnan Menderes‟in Eskişehir Ticaret Odası‟nda Adnan Menderes adına verilen bir ziyafette, Adnan

491

Karakaplan, a.g.t., s. 128.

492 Reşit Kıpçak, Tanyol Kıpçak, Belks Life, yıl:1, sayı:6, Eylül- Ekim 2012, s. 19.

169 Menderes‟in altın madalya aldığı haberini vermişlerdir494. Saat gece yarısı on iki

sularında madalyasını alan Menderes daha sonrasında ise Eskişehir‟den kaçmak zorunda kalmıştır. Adnan Menderes ve Hasan Polatkan Kütahya yolunda yakalanarak Ankara‟ya getirilmiş ve diğer devlet adamları gibi askeri muhafaza altına alınmıştır.

İhtilal lideri 3 Mayıs„ta mecburi izne çıkarılan Kara Kuvvetleri eski Komutanı Cemal Gürsel„di. Gürsel ihtilale başkanlık etmeyi kabul etmiş ama ihtilalin düzenine ilişkin ayrıntılara katılmamıştı. İhtilal başarıya ulaştığında İzmir„deki evinden askeri uçakla Ankara„ya geldi ve devlet başkanlığı makamına oturdu495

.

Başbakanlık görevini üzerine alan ve buna göre Başvekil ve Milli Müdafaa Org. olan Cemal Gürsel 29 Mayıs‟ta yeni hükümeti kurmuştur. Yayınlanan Tebliğe göre hükümet kurulurken, vazife alacakların herhangi bir partiye mensup olmayan fakat dünya ve memleket çapında şöhret yapmış olmalarına dikkat edilmiştir496

.

Subayların çoğu adil ve hür seçimler yapıldıktan sonra kışlalarına dönmek ve iktidarı yeniden politikacılara bırakmak istiyordu. Ancak, hukuk profesörleri bu fikre karşıydı. İktidarı askerler ele geçirmişti ama 27 Mayıs hareketini bir devrime, bir “aydınlar devrimi”ne dönüştürenler entelektüellerdi497

.

4.8.4.1.5.1. Balıkesir’de Ġhtilal

Balıkesir basınında 28 Mayıs 1960 tarihli muhalif gazeteler darbeyi bir milli bayram edasıyla yorumlamışlardır. Tarafsız bir gazetenin eksikliğini giderme gayesiyle ortaya çıkan, basın ve iktidar çekişmesinde safını kesin olarak belirlemiş ve muhalefet saflarında yer almış olan Ateş, ihtilali hürriyet olarak yorumlamıştır. “Türk Ordusu İdareyi ele aldı, 26 Mayıs 1960 Perşembe gecesi sabaha karşı saat 3‟te millete seslenen radyo, “idareyi muvakkat bir zaman için Türk Silahlı Kuvvetleri ele almıştır.” müjdesini verdi. Bu müjdeden sonra tebliğler birbirini takip etti. Şanlı Türk ordusunun şerefli kumandanları idareyi ele aldı. Radyolardan yükselen milli marşlar hürriyet âşıklarının gözlerini yaşarttı, göğüslerini iftiharla kabarttı. Türk ordusu bir kere

494 Reşit Kıpçak, 22 Mart 2014.tarihli görüşme kaydı. 495 Zürcher, a.g.e. s. 352.

496 „‟Org. Gürsel Yeni Hükümeti Kurdu‟‟, Balıkesir Postası, 30 Mayıs 1960, s.1. 497

AHMAD, Feroz, (2006), Bir Kimlik PeĢinde Türkiye, Sedat Cem, Karadeli (Çev.), İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, s. 148.

170 daha tarihi bir vazifede bulundu. Bugün demokrasimizin içine düştüğü buhran dolayısıyla Türk Silahlı Kuvvetleri bir kardeş kavgasına meydan vermemek gayesiyle idareyi eline aldı.

Kurulan Milli Birlik Komite Başkanı olan ordumuzun gözbebeği Orgeneral Cemal Gürsel hitap ediyordu: Milleti hırslı politikacıların elinden kurtarmak için güvendiğimiz Türk Silahlı Kuvvetleri idareyi eline almış bulunmaktadır498.”

Yine muhalif gazete Türk Dili de darbeyi aynı coşkuyla karşılamıştır. Başlıklarını sadece milli bayramlarda kırmızıyla veren Türk Dili ihtilali de bir milli bayram edasıyla karşılamış ve 28 Mayıs‟ta ordunun idareyi ele almasını kırmızı başlıklarla halka duyurmuştur. Devam eden günlerde bayrak motifleriyle gazeteyi süslemiş ve yapılan ihtilali bir kurtarıcı gibi göstermeye devam etmiştir. “Reisicumhur, Başvekil, Bakanlar muhafaza altında”

“Türk ordusu tarihi vazifesi başında499” Balıkesir Postası ise ihtilalin getirilerine

uygun bir biçimde yorumsuz olarak verdiği haberlerde Türk Silahlı Kuvvetlerinin idareye el koyduğunu bildirmiş ve Cemal Gürsel‟in beyanatlarına yer vermiştir.

“Bütün Türkiye‟de idareyi Türk Silahlı Kuvvetleri ele aldı”

“Orgeneral Cemal Gürsel, Türk Silahlı Kuvvetleri Başkumandanı ve Türk Milli Birlik Komitesi Başkanı oldu”

İktidarı döneminde Demokrat Parti‟nin kalesi olarak tabir edilen Balıkesir şehri dönemin gazetelerine bakıldığında, ihtilali de büyük bir olgunlukla karşılamıştır. Türk Dili gazetesince; “ Balıkesir halkı durumu sükûnetle, vakarla karşılamıştır. Böylece Balıkesirliler uyanıklığını, vatanseverliğini bir kere daha göstermişlerdir. Milli Birlik Komitesi‟nin tebliğlerinde bildirdiği gibi Balıkesir vilayetinin mülki ve askeri idaresini şehirdeki Ordu Donatım Eğitim Merkezi Komutanı Tuğgeneral Kerim Akalınlı üstlenmiştir500.”

30 Mayıs‟ta bildirildiğine göre; Balıkesir, Çanakkale, Manisa ve İzmir valilikleri Ege Bölgesi Milli Kuvvetler Başkanlığı emrine bağlanmış ve bu makamlar mahalli garnizon kumandanlıkları tarafından yürütülmeye başlanmıştır501

.

Son seçimlere kadar DP‟nin üstünlüğünü hiçbir partiye vermeyen Balıkesir halkı ihtilal sonrasında askeri de aynı coşkuyla karşılamıştır. Balıkesir Yüksek Tahsil

498 „‟Türk Ordusu İdareyi Ele Aldı‟‟, Ateş, 28 Mayıs 1960, s.1. 499Türk Dili, a.g.y.

500 „‟Balıkesir Halkı Olayları Vatanseverlikle, şuurla Karşıladı‟‟, Türk Dili, 28 Mayıs 1960, s.1.

501 “Balıkesir- Çanakkale, Manisa ve İzmir valilikleri Ege Bölgesi Milli Kuvvetler Başkanlığına bağlandı”,

171 gençleri, ordu lehine bir gösteri yürüyüşü yapmışlardır. Milli Kuvvetler Caddesi‟nden Cumhuriyet meydanına inmişler ve marşlar söyleyerek 52 Evler semtine doğru yürüyüşe devam etmişlerdir. Bu sırada sivil halk da öğrenci yürüyüşlerine katılmış ve kalabalık bir gurup oluşturmuşlardır. Bu sırada evlerinde bulunan halk da balkon ve pencerelerden göstericileri desteklemişlerdir. Omuzlarına aldıkları subay ve erlerle Muharrem Hasbi Koray Lisesi‟nin önüne gidip burada İstiklal Marşı okuyan topluluk daha sonra dağılmıştır502

.

Üniversite olayları içerisinde de yerini alan Balıkesir yüksek tahsil gençliği ihtilal sonrası ordu ve halka teşekkür mesajı göndermişlerdir. Buna göre: “ hürriyet mücadelemizin ilk heyecanını tadarak BENGİ parolasıyla bu mücadeledeki vazifesine başlayan Balıkesir Yüksek Tahsil Gençliği bütün mücadele devamınca şuurlu ve mevcut olarak hukuk fikrinin müdafii oldular. Görülmemiş bir tesanütün sembolü olan Bengi parolası bütün gençliğin hayranlığını kazanan Balıkesir Yüksek Tahsil Gençliği‟nin hürriyet mücadelesinde daima beraber olmasını temin etmiştir. Kamplardaki arkadaşlarını bu sayede ve şanlı ordumuz mensuplarının yardımıyla kurtarmaya muvaffak olmuş, bir müddet kamplarda kalanları ise tespit ederek devamlı bir irtibat sağlamıştır.

Bengi hürriyet parolasının ve hakkın düşmez kulları olan Balıkesir Yüksek Tahsil Gençliği en mukaddes hislerle bağlı bulunduğu üniversite ve okullarından uzaklaştırılınca mücadelelerine hürriyetperver muhitimizde devam etmiştir.

Tehditlere aldırmadan, tahriklere kapılmadan yalnız milli şuur ve vicdanın seferberliğinde haklı olduğuna inandığı ve canını vermekten çekinmediği davasına hizmete devam etmiştir.

Hak bildikleri yolda şerefle yürüyen Balıkesir Yüksek Tahsil Gençliği eşsiz bir sağduyunun sahibi olan hemşerilerine ve kendilerine inanarak yardımlarını esirgemeyen mahalli zabıta kuvvetlerine candan teşekkürü bir borç bilir.

Büyük Atatürk‟ün etrafında onun fikriyle mücehhez olan Yüksek Tahsil Gençliği şanlı ordumuzun kati ve nihai zaferine kadar davalarına inanmış olmanın huzuru içinde mücadelelerine devam etti.

Büyük Atamız‟ın gösterdiği yoldan imanla yürüyerek bugüne ulaştı. Şehit arkadaşlarının kanıyla kızaran ellerini halkımızın sevinç gözyaşlarıyla yıkadı.

172 Bundan sonra da mücadelesine, mücadele arkadaşı, hürriyet müdafili şanlı ordumuzun yanında yer alarak Atatürk parolasıyla devam etmek kararındadır. Bu mücadelede artık ilim ve cehalet karşı karşıyadır. Balıkesir Yüksek Tahsil Gençliği şanlı ordumuzun emniyet telkin eden süngüsüyle açtığı kalemini memleket selametine kullanacaktır.

Büyük Ata‟nın emanetini korumaktan şeref duyuyoruz. Bengi parolası daima bir tesanüt sembolü olarak hatıralarımıza intikal etmiştir.

Atasına, milletine, ordusuna inanan Yüksek Tahsil Gençliği hakkın ve hürriyetin yılmaz müdafiidir.

Bu davada bizimle beraber olan büyük Türk millerine ve şanlı ordumuza en derin şükranlarımızı ve saygımızı ifade ederiz. Balıkesir Yüksek Tahsil Talebe Cemiyeti İstanbul Şubesi503.”

4.8.5. Demokrat Parti’nin Son iktidar yıllarının Balıkesir Basınına Göre