• Sonuç bulunamadı

koruyu-culu¤u'nu (hamiyeti), cahiliye-nin 'öfkeli soy koruyuculu¤u-nu' k›l›p-k›flk›rtt›klar› zaman, hemen Allah; elçisinin ve mü'minlerin üzerine '(kalbi teskin eden) güven ve yat›flma duygusunu' indirdi ve onlar›

"takva sözü" üzerinde 'kararl›-l›kla ayakta tuttu." Zaten onlar da, buna lay›k ve ehil idiler.

Allah, herfleyi hakk›yla

bilen-dir. (Fetih Suresi, 26)

"Öfkeli Soy Koruyuculu¤u": Irkç›l›k 145

D D

ünya üzerinde gerçekleflen pek çok bölgesel savafl›n, iç savaflla-r›n ya da çat›flmalasavaflla-r›n alt›nda farkl› ›rklar aras›nda süregelen düflmanca duygular yatmaktad›r. Birçok ülkede ha-len devam etmekte olan beyaz ›rk›n siyah

›rka karfl› sald›rgan tutumunda, yak›n ta-rih içinde milyonlarca insan›n ölümüyle sonuçlanan Nazi kökenli Ari ›rk fikrinde ya da Afrika'daki ülkelerde görülen kabile çat›flmalar›nda karfl›m›za ç›kan, iflte bu

"soy koruyuculu¤u"dur. Bu anlay›fl içinde bir ›rk›n di¤erinden fiziksel ya da zeka aç›-s›ndan üstün oldu¤u, üstün olan›n di¤eri-ne sayg›, sevgi, merhamet duymas›n›n ge-reksiz oldu¤u, hatta ikisinin bir arada bu-lunmas›n›n bile yanl›fl olaca¤› düflünülür.

Oysa bu, son derece çarp›k ve vahflice bir yaklafl›md›r. Çünkü bu anlay›fla göre fark-l› halklar›n var olmalar›na gerek yoktur ve tüm "farkl› olanlar" ortadan kald›r›lmal›-d›rlar.

Kuran ahlak›nda ise farkl› halklar›n ve kabilelerin yarat›lmas›n›n nedeni insanla-r›n birbirleriyle tan›flmalar› olarak bildiri-lir. Bu çeflitlilik Allah'›n yarat›fl›ndaki bir güzelliktir. Bir insan›n daha uzun boylu, birinin k›sa boylu olmas›, bir kiflinin teni-nin beyaz di¤eriteni-nin sar› renk olmas›n›n hiçbir önemi yoktur. Bunlar Allah'›n tak-dir etmesiyle olmufltur ve her bir

yarat›l›fl-ta çok büyük güzellikler, hikmetler ve incelikler sakl›d›r. ‹nanan bir insan tek üstünlü¤ün takva ile yani Allah korkusu, Allah'a imandaki üstünlük-le oldu¤unu çok iyi bilmektedir. Allah Hucurat Suresi'nde bu gerçe¤i flu flekilde bildirir:

Ey insanlar, gerçekten, Biz sizi bir erkek ve bir difliden yaratt›k ve birbiri-nizle tan›flman›z için sizi halklar ve kabileler (fleklinde) k›ld›k. fiüphesiz, Allah Kat›nda sizin en üstün (kerim) olan›n›z, (›rk ya da soyca de¤il) takva-ca en ileride olan›n›zd›r. fiüphesiz Allah, bilendir, haber aland›r. (Hucurat Suresi, 13)

Bir vahflet olarak karfl›m›za ç›kan ›rkç› anlay›fl›n bilimsel dayana¤›

üzerinde durmakta da yarar vard›r. Çünkü bu dayanak, Dünya üzerinde hüküm süren pek çok çarp›k ideolojininkiyle ayn›d›r. Materyalizm, ko-münizm ve vahfli kapitalizm de ayn› sözde bilimsel dayanaktan temel bulmakta ve onunla güç kazanmaktad›r. ‹flte bu sözde bilimsel dayanak, Darwin'in evrim teorisidir. Evrim teorisinin ad›n› ilk kez duyanlar bunun sadece biyolojinin ilgi alan›na girdi¤ini ve kendi yaflamlar› aç›s›ndan bir önem tafl›mad›¤›n› düflünebilirler. Oysa evrim teorisi biyolojik bir kavram olman›n ötesinde, yayg›n kitleleri etkisi alt›na alm›fl çarp›k birçok felsefe-nin altyap›s›n› oluflturur.

Irkç›l›¤›n "Sözde" Bilimsel Dayana¤›

Darwin, teorisini ilk ortaya att›¤› zaman dönemin bilim adamlar› ara-s›nda yayg›n bir kabul görmemiflti. Özellikle fosil bilimciler, onun bu id-dias›n›n hayal ürününden baflka bir fley olmad›¤›n›n fark›ndayd›lar. An-cak buna ra¤men Darwin'in teorisi giderek daha fazla destek buldu. Çün-kü Darwin, bu teoriyle birlikte, 19. yüzy›l›n hakim güçlerine bulunmaz bir temel sa¤lam›fl oluyordu.

Evrim fikri, Darwin'in Türlerin Kökeni isimli kitab›yla yayg›nl›k kaza-n›rken, Avrupal›lar da di¤er k›ta ve medeniyetlere yay›lmay› sürdürüyor-lard›. Baflta ‹ngiltere ve Fransa olmak üzere, Avrupal› devletler Güney As-ya'n›n önemli bir bölümünü, Afrika'n›n neredeyse tümünü ve Latin

Ame-rika'n›n bir k›sm›n› kolonilefltirmekle u¤rafl›yorlard›. Kuzey Amerika'da ise k›z›lderili katliam› sürüyordu. K›sacas› 19. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda, Bat›l› medeniyetler di¤er medeniyetleri ya¤mal›yorlard›. Hiçbir hak sahi-bi olmad›klar› sahi-bir ülkeyi zorla ele geçiriyorlar, sonra bu ülkedeki insanla-r› bask› alt›na al›yorlar ve ülkenin kaynaklainsanla-r›na el koyuyorlard›. Ancak Bat›, yapt›klar›na meflruiyet sa¤layacak bir aç›klama bulmak zorunda his-sediyordu kendini. ‹flte Darwinizm bu noktada emperyalistlere büyük bir f›rsat sundu. Bu teoriyle birlikte sömürülen halklar›n "bir tür hayvan" ol-duklar› düflüncesine "sözde" bilimsel bir dayanak göstermek mümkün hale gelmiflti.

Darwin, teorisinin insan hakk›ndaki k›sm›n›, 1871 y›l›nda yay›nlanan

‹nsan›n Türeyifli adl› kitab›nda aç›klad›. Bu kitapta, insan›n maymunlarla ortak bir atadan geldiklerini öne sürüyordu. Ancak Darwin'in ilginç bir düflüncesi daha vard›. Ona göre baz› ›rklar, di¤er insanlara göre daha çok evrimleflmifl ve ilerlemifllerdi. Baz› ›rklar ise, neredeyse hala maymunlar-la ayn› düzeydeydi.

"Öfkeli Soy Koruyuculu¤u": Irkç›l›k 147

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Sosyal Darwinizm sadece ‹ngilizlere de¤il, di¤er ülkelerdeki emperyalistlere ve ›rk-ç›lara da dayanak sa¤l›yordu. Bu nedenle h›zla yay›ld›. Bu teoriyi benimseyenlerden biri K›z›lderililere karfl› etnik temizlik yürüten ABD Baflkan› Theodore Roosevelt'di.

Yukar›da K›z›lderililere yap›lan zulüm görülüyor.

Darwin'in teorisinin ikinci bir önemli yönü daha vard›. Darwin, canl›-lar›n ve insancanl›-lar›n geliflimini "yaflam mücadelesi" kavram›na dayand›r›-yordu. Ona göre, do¤ada ac›mas›z bir yaflam mücadelesi, daimi bir çat›fl-ma vard›. Güçlüler her zaçat›fl-man güçsüzleri alt ediyor ve geliflme de bu sa-yede mümkün oluyordu.

Darwin, bu yaflam mücadelesi kavram›n›n insan ›rklar› aras›nda da geçerli oldu¤unu öne sürdü. Türlerin Kökeni kitab›na koydu¤u alt bafll›k bile, onun insanl›¤a ›rkç› bir aç›dan bakt›¤›n› gösteriyordu: "Türlerin Kö-keni, Do¤al Seleksiyon ve Yaflam Mücadelesinde Kay›r›lm›fl Irklar›n Ko-runmas› Yoluyla".

Darwin'e göre kay›r›lm›fl ›rklar, Avrupal›lard›. K›z›lderililer, Afrikal›lar ve di¤er her türlü yerli halk ise evrim sürecinde geri kalm›fl ›rklar› olufl-turuyorlard›. Bu çarp›k anlay›fla göre, insanlar›n maymunlar› ya da di¤er hayvanlar› ehlilefltirmeleri ve kullanmalar› nas›l meflruysa, bu geri ›rklar›

ehlilefltirmeleri, onlar› köle olarak kullanmalar›, topraklar›na el koymala-r›, hatta öldürmeleri de o kadar meflruydu. Darwin kitab›nda bu ›rklarla ilgili flöyle söylüyordu:

Belki de yüzy›llar kadar sürmeyecek yak›n bir gelecekte, medeni insan ›rkla-r›, vahfli ›rklar› yeryüzünden tamamen silecek ve onlar›n yerine geçecek. Öte yandan insans› maymunlar da kuflkusuz elimine edilecekler. Böylece insan ile en yak›n akrabalar› aras›ndaki boflluk daha da geniflleyecek.12

Bu ifadelerinden de anlafl›ld›¤› gibi, Darwin tam bir ›rkç›yd›. Avrupa-l›lar'›n, dünyan›n di¤er ›rklar›ndan üstün oldu¤unu ve onlar› zaman için-de kölelefltirip yok eiçin-deceklerini düflünüyordu.

Darwin'in ileri sürdü¤ü evrim kuram›n›n toplumlara uygulanmas› ile geliflen bu teori, Sosyal Darwinizm olarak adland›r›ld› ve hem emperya-lizmin en büyük meflruiyet gerekçesi, hem de ›rkç›l›¤›n en büyük

dayana-¤› haline geldi. Sosyal Darwinizm'in en büyük popülarite kazand›dayana-¤› ülke-lerden biri ise Almanya oldu.

Amerika'da y›llard›r faaliyet süren Ku Klux Klan, bugü-ne kadar kad›n çocuk demeden binlerce insan katlet-mifltir. Yaln›zca farkl› ›rktan olduklar› için insanlara zulmetmifl, Kuran ahlak›n›n yaflanmad›¤› bir ortamda ne kadar büyük bir kargafla ve zulüm ortam›

oluflaca-¤›na da aç›k bir örnek teflkil etmifltir. 2000'li y›llara gir-di¤imiz bugünlerde, böyle bir canili¤i sürdürebilmek son derece düflündürücüdür.

Zencilere yap›lan bu zulüm 90'l› y›llarda da devam etmifltir. 2000'li y›llarda son bulmas› ise an-cak Kuran ahlak›n›n yaflanmas› ile mümkün olabilecek.