• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM

11. Hanedan İçi İlişkiler

19. yüzyılda meydana gelen değişimler hanedan içi ilişkileri olumlu yönde etkilemiş hatta hanedan içi ilişkilere olanak vermiştir. I. Bölümde değinildiği üzere, sancak sisteminde, şehzadelerin her biri farklı sancaklara gönderildiği için bir arada büyüyememişlerdir. Kafes usulünde ise hapis hayatı yaşamaları, yine onları böyle bir imkândan mahrum bırakmıştır. Kardeş katli uygulaması ile şehzadelerin çoğunun küçük yaşta hayatları sona erdirildiğinden şehzadeler amca, yeğen, kuzen gibi akrabalara sahip olamamışlardır. Tahta çıkan padişahlar kardeşlerini öldürttüğü için hayatta kalabilen şehzadeler padişahın çocuklarıdır. Bu nedenle şehzadelerin sahip olabildikleri tek erkek akrabaları kardeşleri olmuştur. Ancak yine kafes usulü uygulaması ile kardeşler birbirlerini tam olarak tanıma şansına sahip olamamışlardır.

Kardeş katli uygulamasına son verildikten sonra uzun süre şehzadelerin Şimşirlikte çocuk sahibi olmalarına izin verilmemesi hanedanın yaşayan şehzade sayısını azaltmıştır. Oysa 19. Yüzyılda hem tüm şehzadelerin yaşaması hem de çocuk sahibi olmaları, şehzadelere amca, kuzen, yeğen hatta torun sahibi olma ve birbirlerini tanıma olanağı sağlamıştır.

101

19. yüzyılda hanedan üyeleri yani padişah ve şehzadeler tüm çocuklarıyla birlikte ikamet etmişlerdir274. Babaları ile görüşmeleri sancak sisteminde izne tabi olan şehzadeler, bu dönemde babalarıyla aynı ortamda büyümüşlerdir. Örneğin Abdülaziz’in oğlu Yusuf İzzettin Efendi, babası ile Avrupa’ya bile gitmiştir. Hatta yüzyılın sonlarına doğru şehzadelerin çocuklarıyla ilişkileri normal baba-oğul ilişkisi çerçevesine ulaşmıştır demek mümkündür275.

Şehzadelerin bir arada büyümeleri ve veliaht şehzadelik statüsünün yasallaşması kardeşler arası ilişkileri de yakınlaştırmıştır. 19. Yüzyılda kardeşler arası ilişkilere en güzel örneklerden biri dönemin en baskıcı padişahı olarak değerlendirilen II. Abdülhamid ile kendisinden 19 yaş küçük kardeşi şehzade Vahdettin arasındaki ilişkidir. II. Abdülhamid padişah olduğu zaman küçük yaşta anne ve babasız kalan Vahdeddin Efendi’yi himaye etmiştir. II. Abdülhamid, kardeşine Çengelköy’de bir köşk hediye ettiği gibi devletten aldığı maaş haricinde her ay cep harçlığı da vermiştir. Hatta ilişkileri saray çevresinin dikkatini çekecek kadar yakın olmuştur. Şehzade Vahdettin’in diğer ağabeyi Sultan Reşad’la da iyi ilişkileri mevcuttur. Sultan Reşad’ın 1909’da Bursa’ya yaptığı geziye kardeşi Vahdettin Efendi’yi de götürmesi aralarındaki ilişkiye iyi bir örnektir276.

19. yüzyılda hanedan içi ilişkilerde meydana gelen bir diğer değişim ise kadınefendilerle şehzadeler arasındaki ilişkilerdir. Bu dönemde klasik dönemden farklı olarak anneleri vefat eden şehzadelerin bakımını padişahların diğer kadın efendileri üstlenebilmiştir. Hangi şehzadenin tahta geçeceğinin belli olması yani kardeşler arasında taht kavgalarının bitmesi anneleri de oğulları lehine diğer şehzadelerin karşısında olmaktan kurtarmıştır denilebilir. Örneğin Sultan Abdülhamid altı yaşında iken annesini kaybetmiştir. Babası sultan Abdülmecid, Abdülhamid’i kadın efendilerinden biri olan Perestü kadına emanet etmiş ve bu tarihten sonra Abdülhamid’in bakımını Perestü Kadın üstlenmiştir277. Yine şehzade

274

Balıkhane Nazırı Ali Rıza Bey, Eski Zamanlarda İstanbul Hayatı, Haz. Ali Şükrü Çoruk, İstanbul: Kitabevi Yay., 2011, s. 312.

275

Ali Vasıp Efendi’nin hatıralarında babası ile ilişkilerine dair ipuçları bulunmaktadır. Ahmed Nihad Efendi, bu dönemde oğlunun arkadaş seçimlerine müdahale eden, alkol almasını yasaklayan, gece eve geç geldiği takdirde oğlunu içeri almayan, yanlış bir davranışını gördüğünde kızıp, yasaklar koyan bir baba figürü çizmektedir. Osmanoğlu, s. 138, 141, 142.

276

Bardakçı, s. 45, 46, 51, 59.

277

102

Reşad (V.Mehmed) annesi vefat ettiği için kardeşleriyle beraber Servetseza Başkadınefendi’nin himayesine verilmiştir278.

19. yüzyılda meydana gelen değişimler, amca yeğen ilişkisine de fırsat vermiştir. Bu dönemde bazı şehzadeler amcalarının himayesinde büyümüştür. Bu duruma, Sultan Vahdeddin ile İbrahim Tevfik Efendi’yi örnek göstermek mümkündür. Sultan Abdülmecid’in kırk ikinci ve son çocuğu olan Vahdeddin altı aylıkken babasını, dört yaşında ise annesini kaybetmiştir. Babasının ölümü üzerine tahta amcası Abdülaziz geçmiştir. Abdülaziz tarafından Abdülmecid’in çocukları Dolmabahçe Sarayı’ndan çıkarılıp anneleri ile birlikte Eyüp’te bir saraya yerleştirilmiştir. Anneleri öldükten sonra ise çocuklar yine Abdülmecid’in eşlerinden olmak üzere farklı üvey annelere gönderilmiştir. Vahdeddin ilk gençliğe adım attığı yıllara kadar üvey annesinin konağında yaşamış daha sonra ise Abdülaziz’in Ortaköy’de kardeşi Abdülmecid’in çocukları için yaptırdığı Feriye Saraylarında bir daireye yerleşmiştir279. Yine bu dönemde Sultan Abdülaziz gittiği Avrupa seyahatine sadece oğlunu değil yeğenlerini de götürmüş böylece Şehzade Abdülhamid ve Murad efendiler amcaları ile Avrupa’ya gitme şansına sahip olmuşlardır.

Yeğenini himaye eden bir diğer padişah ise II. Abdülhamid’dir. II. Abdülhamid’in çocuklarına ait karnelerin arasında yeğeni İbrahim Tevfik Efendi’ye ait karneler tespit edilmiştir. Yeğenine kendi çocukları ile birlikte eğitim aldıran II. Abdülhamid’in, 1876’da kardeşi Mehmed Burhaneddin Efendi’nin vefat etmesi üzerine, yeğeni İbrahim Tevfik Efendi’yi dönemin padişahı ve amcası olarak himayesine aldığı anlaşılmaktadır280.

Baba- oğul, kardeş, amca-yeğen, şehzade-kadın efendi ilişkilerine ek olarak bu yüzyılda, kuzenler de birbirlerini tanıma imkanı bulmuştur. Bayram ziyaretleri, resmi törenler, yurtiçi ve yurt dışı geziler sayesinde kuzenlerin birbirini tanımaları mümkün olmuştur. Örneğin; Sultan Abdülaziz’in Avrupa seyahatine kuzenleri Abdülhamid ve Murad Efendi ile katılan Yusuf İzzettin Efendi, 1909 senesinde kuzeni Sultan Reşad’ın Bursa gezisine diğer kuzeni Vahdettin Efendi ile katılmıştır281. Bunların yanında gerek Şehzadegan Okulu gerekse eğitim bölümünde bahsedilen diğer okullarda şehzadelerin birlikte okumaları ise birkaç farklı kuşağın,

278

Balıkhane Nazırı Ali Rıza Bey, s. 312.

279

Bardakçı, s. 36-37.

280

BOA, Y.PRK.MF., Dosya nr. 2/78; Y.PRK. SGE, Doya nr. 5/15; 5/104.

281

103

birbirini tanımalarına olanak sağlamıştır. Ali Vasıp Efendi’nin hatıratında konu ile ilgili örneklere rastlamak mümkündür. Mekteb-i Harbiye’de Sultan V. Murad’ın torunun oğlu Ali Vasıp Efendi, şehzadelerden Sultan Abdülhamid’in oğlu Abid Efendi ve Sultan Abdülaziz’in torunu Abdülaziz Efendi arkadaşlık yapmıştır282.

19. yüzyılda kuzenler arası ilişkilere Vahdettin Efendi ile Abdülmecid Efendi’nin ilişkileri de güzel bir örnektir. 1800’lü yılların sonlarında tahta uzak iki şehzade birbirlerinin en iyi dostu olmuştur. Birlikte ava gitmek, fasıl dinlemek gibi aktiviteleri olan şehzadelerin sık sık bir araya geldikleri bilinmektedir. Onların bu yakınlıkları ailelerine de yansımıştır. Bu sayede iki şehzadenin çocukları da birbirini tanıma fırsatı bulmuştur. Hatta Abdülmecid Efendi’nin oğlu Ömer Faruk Efendi, Vahdettin Efendi’nin kızı Sabiha Sultan’a âşık olmuş ve hanedan tarihindeki ilk hanedan içi aşk evliliğini gerçekleştirmiştir283.