• Sonuç bulunamadı

PATENT HAKKININ TÜKETİLMESİ BAKIMINDAN TÜRK HUKUKUNDA KABUL EDİLEN COĞRAFİ REJİME İLİŞKİN

Belgede Patent hakkının tüketilmesi (sayfa 119-123)

2 551 SAYILI PATENT HAKKININ KORUNMASI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMENİN HAKKIN TÜKETİLMESİ

3. PATENT HAKKININ TÜKETİLMESİ BAKIMINDAN TÜRK HUKUKUNDA KABUL EDİLEN COĞRAFİ REJİME İLİŞKİN

DOKTRİN TARTIŞMALARI

Türk hukukundaki coğrafi tüketilme rejimleri hakkında, doktrinde, genellikle marka hakkının tüketilmesi konusunda tartışmalar yapılmıştır. Doktrinde, genel olarak, ülkesel tüketilme coğrafi rejiminin geçerli olduğu savunulmaktadır303

.

Pınar, “Madde metninin lafzi yorumundan hareketle ülkesel tükenme şeklinde anlaşılması, 1/95 sayılı OKK EK 8’in 10. m. 2. fıkrası da dikkate alındığında mümkün görülmektedir” demektedir. Ancak Pınar, “Marka KHK’daki bu düzenleme emredici bir hüküm olarak değil, bunun yerine bu hükmün amacının asgari bir düzey olarak ülkesel tükenme ilkesinin tespiti olup olmayacağının tartışılması

gerekmektedir.”304 şeklinde devam ederek; Türk hukukundaki düzenlemelerin lafzi

yorumlanması halinde ülkesellik ilkesinin kabulünün gerektiğini, gai yorumla emredici değil; asgari düzenleme olarak kabulün mümkün olduğunu ve bu halde uluslararası tüketilmenin tercih edilmesi gerektiğini ifade etmektedir305

. Son olarak Pınar, 1/95 S. OKK EK 8’in 10. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen Türkiye ile AB arasındaki hakların tüketilmesi ilkesi önündeki engelin kaldırılması gerektiği önerisinde bulunmaktadır306. Özetle Pınar, Türk hukukunda geçerli olan tüketilme

ilkesinin lafzi yorumla ülkesel olduğunu; gai yorumla emredici olmayıp, asgari bir düzenleme olarak kabul edilmesi ve böylece uluslararası tüketilme ilkesinin geçerli olması gerektiği sonuçlarına varmıştır307

.

303 ARIKAN, Ayşe Saadet: Fikri – Sınai Haklarda Hakkın Tüketilmesi Doktrini, Avrupa Birliği ve

Türkiye, (AB/Türkiye), İktisadi Kalkınma Vakfı Dergisi, (İKVD), 1996, S.129, 33 vd., s. 43; ARIKAN, Ayşe Saadet: Fikri ve Sınai Haklar ve Rekabet Hukuku, Rekabet Hukuku ve Yargı Sempozyumu, (Rekabet Hukuku), Ankara, 1999, s.121; ŞEHİRALİ, Feyzan Hayal: Patent Hakkının Korunması, Ankara, 1998, s. 191

304

PINAR, Oğuzman’a Armağan, s. 897

305 PINAR, Oğuzman’a Arrmağan, s. 909 306 PINAR, Oğuzman’a Armağan, s. 910

307 PINAR’ın bu yaklaşımı eleştirilmektedir. Niteliklerine göre normlar, emredici, tamamlayıcı ve

tanımlayıcı olarak üçe ayrılmaktadır. Gerek 556 sayılı KHK’nın 13. maddesindeki gerekse 551 sayılı KHK’nın 76. maddesindeki düzenlemelerin tanımlayıcı olmadığı açıkça anlaşılabilmektedir. Normun tamamlayıcı olabilmesi için ise taraflarca yapılan hukuksal işlemlerde öngörmedikleri konular düzenlenmelidir. Bunlar hukuksal işlemlerin boşluklarını doldurmaya yararlar. Hakkın tüketilmesi ilkesi ile ilgili düzenleme emredici niteliktedir. Bu emredici nitelik madde ifadesinden açıkça anlaşılmaktadır. Bkz. KAYHAN, s. 67

102

Maddenin asgari bir düzenleme getirildiği yorumuna katılmak mümkün olmamaktadır. Her ne kadar Avrupa Birliği hukuk sisteminde, üye ülkelerin ulusal hukuk sistemlerinde uyması gereken asgari ölçüleri gösteren ikincil mevzuat düzenlemeleri mümkün ise de, Türk Hukuku ve 551 sayılı KHK bakımından bu durum söz konusu değildir. Kaldı ki, asgari hukuksal düzenlemelerin mümkün olduğu AB’de, ABAD tarafından dahi, bölgesel tüketilme ilkesi, asgari nitelikli olmayan; uyulması zorunlu bir kriter olarak belirlenmiştir. ABAD’ın bu yaklaşımı sonucunda, uluslararası tüketilme coğrafi ilkesini kabul eden üye ülkeler açısından ulusal mevzuatlarını değiştirip bölgesel tüketilme coğrafi ilkesinin kabulü yönünde düzenlemeler yapma gerekliliği doğmuştur308

.

Kanaatimizce KHK’nın 76. maddesi emredici nitelikte bir düzenlemedir. Gerek lafzi gerek amaçsal yorum, patent hakkının tüketilmesi bakımından ülkesel tüketilme rejiminin kabul edildiği sonucuna ulaştırmaktadır.

Arıkan, KHK ile ülkesel tüketilme coğrafi rejiminin kabul edildiğini belirtmektedir309. AB ikincil mevzuatlarında markalar hakkında bulunan “Toplulukta” kelimesinin “Türkiye’de” şeklinde uyarlandığını ifade etmektedir310

. Bu yoruma katılmakla birlikte, AB hukuku yönünden lafzi yorumun mümkün olmadığını belirtmek isteriz. AB ikincil düzenlemelerini lafzi yorumlayacak olursak, tüketilmenin sadece AB üye311

devletleri alanı bakımından sınırlı olması gerekir. Ancak AB’de, ürünlerin piyasaya sunulması ile tüketilmenin gerçekleşmiş sayılacağı coğrafi bölge sadece AB ile sınırlı değildir. AB’de kabul edilen bölgesel rejimin kapsamına AB ülkelerinden olmayan Avrupa Ekonomik Toplulukları üyesi devletler de girmektedir312. Dolayısıyla belirlenen coğrafi bölgenin sınırları daha geniştir.

Adem Aslan, patent hakları yönünden ülkemizde sui generis (kendine özgü) bir tüketilme ilkesinin geçerli olduğu görüşündedir313

. Bu nedenle Türkiye’de

308 Silhouette Kararı, Silhouette International Schmied GmbH / Co. KG v Hartlauer

Handelsgesellschaft mbH., Case 355/96, 16.07.1998,

http://curia.europa.eu/juris/liste.jsf?language=en&jur=C,T,F&num=C-355/96&td=ALL (E. T.: 03.12.2015)

309 ARIKAN, Fikri ve Sınai Hakların Tükenmesi ve Rekabet Hukuku, s. 758 310 ARIKAN, s. 758

311

Markalar hakkında çıkarılan ikincil mevzuat döneminde, Masstrich Antlaşması yürürlüğe girmemiş olduğu için; henüz Avrupa Birliği kavramı değil; Avrupa Topluluğu kavramı kullanılmaktaydı. Düzenlemede geçen “Toplulukta” ifadesi “Birlikte” şeklinde değerlendirilmektedir.

312 Bkz. Dipnot 110’da yapılan açıklamalar. 313

103

piyasaya sunulmadan önce yabancı bir ülkede piyasaya sunulan ürünlerin, ithalat yoluyla ülkeye sokulmasının engellenebileceğini; ürünün Türkiye’de piyasaya sunulmasından sonra ise paralel ithalatın engellenemeyeceğini ifade etmektedir314

. Dolayısıyla Adem Aslan, hakkın tüketilmesini ülke içinde piyasaya sunulan ürünlerle sınırlandırmamaktadır.

Arkan tarafından marka hakkının tüketilme ilkesi açıklanırken, markalı malların Türkiye’de piyasaya sunulmasından sonra, marka sahibi tarafından bu malların yurt dışına satılması veya yurt dışında üretilmesi ile üçüncü kişiler tarafından elde edilen ürünlerin yurt dışından Türkiye’ye ithaline engel olunamayacağı belirtilmektedir315

.

Arkan’ın, ürünlerin Türkiye’de piyasaya sunulmasının, hakkın tüketilmesi açısından şart olduğu tespiti yerindedir. Arkan, Türkiye’de piyasaya sunulan ürünlerin yurt dışına satılıp tekrar Türkiye’ye ithalinden; diğer bir ifade ile tekrar ithalat kavramından söz etmektedir. Tekrar ithalat, tüm coğrafi tüketilme rejimleri bakımından geçerli kabul edilmektedir. Arkan’ın “yurt dışında üretilen ürünlerin … Türkiye’ye ithali” ifadesi ise paralel ithalat anlamındadır. Ülkesel tüketilme coğrafi rejiminde paralel ithalat mümkün değildir.

Yılmaz Aslan, hakkın tüketilmesi ilkesine ilişkin görüşlerinin temelini, ürünleri satın alan üçüncü kişilerin mülkiyet haklarına dayandırmaktadır316

. Bu bağlamda mülkiyet hakkının temel hak olduğunu ve ancak kanunla sınırlanabileceğini; sınırlamanın amacının kamu yararının sağlanması olabileceğini; KHK ile getirilen düzenlemelerin Anayasa’ya aykırı olduğunu söylemektedir317

. Ayrıca, fikri mülkiyet haklarını düzenleyen yasa ve KHK’larda yer alan hükümlerin, serbest rekabeti önleyici ve rekabeti sınırlayıcı şekilde yorumlanmasının Anayasa’ya aykırı olacağını, özellikle hakkın tüketilmesini düzenleyen hükümlerin bu doğrultuda yorumlanması gerektiğini belirtmektedir318

. Yurt dışında edinilmiş olan mülkiyet haklarının yurt içine getirilip getirilemeyeceğini gümrük mevzuatınca belirleneceğini; gümrük mevzuatına uygun olarak, yurt dışında edinilen malların

314 ASLAN, Adem, s. 200 315

ARKAN, Bozer’e Armağan, s. 203; Arkan’ın görüşü Yargıtay tarafından da esas alınmıştır. Yargıtay gibi, Arkan tarafından da, paralel ithalat ve tekrar ithalat kavramlarını karıştırmıştır.

316 ASLAN, İ. Yılmaz, s. 110 317 ASLAN, İ. Yılmaz, s. 110 318

104

Türkiye’ye getirilmesinin ve başkalarına devrinin önlenmesi, kişinin mülkiyet hakkının sınırlandırılması anlamına geleceğini; sınırlamaların, sadece kamu yararı gözetilerek ve kanunla yapılmasının mümkün olduğunu belirtmektedir319

.

Yılmaz Aslan, 551 sayılı KHK’nın 76. maddesinin, hak sahibine dava hakkı veren maddelerle birlikte değerlendirilmesi gerektiğini savunmaktadır320. Aslan’a

göre KHK’daki hükmün amacı patent hakkının tüketilmesini düzenlemektir, başka bir ifadeyle hak sahibinin hakkını daraltmak, üçüncü kişilerin haklarını ise genişletmektir. Bu bağlamda 551 sayılı KHK’nın 136. maddesinin b ve c bentleri malların taklit olmasından veya patent sahibinin izni olmamasından bahsetmektedir. Bu nedenle Aslan, patentli ürünlerin ithalinde aranacak olan iznin patentli ürünlerin üretimine ilişkin izin olduğunu; patent sahibinin izni ile üretilmiş olan ürünlerin başka ülkelere üçüncü kişiler tarafından ithali veya ihracında da ayrı ayrı izin alınmış olmasının gerekmeyeceğini; ürünlerin üretimi patent hakkı sahibinin izni ile yapılmış ise bu ürünlerin ülkeye ithalatının önlenemeyeceğini ifade etmektedir. Üretimin izin ile yapılmış olması halinde patent hakkı sahibinin haklarının korunmasından umulan yararın gerçekleşmiş olacağını; bu nedenle Türk Hukukunda uluslararası tüketilme ilkesinin kabul edildiğini söylemektedir321

.

Saraç, ülkesel tüketilme coğrafi ilkesini kabul ederek, hak sahibi tarafından ülke dışında piyasaya sunulan ürünler bakımından hakkın tüketilmeyeceğini, üçüncü kişilerin izinsiz olarak ülkeye ithalatının hak sahibi tarafından engellenebileceğini ifade ederek; hakkın tüketilmesinin ülke içinde piyasaya sunulan ürünler bakımından ve sadece bu ürünlerle sınırlı olarak mümkün olabileceğini belirtmektedir322

.

Kayhan, Türk Hukuk doktrininde ittifakla ülkesel tüketilme ilkesinin kabul edildiğini; bu konuda aksi yönde bir görüş bulunmadığını ve kendi kanaatinin de bu yönde olduğunu ifade etmektedir323. Marka hakkının ülkesel tüketilmesini açıklarken

bir kısım malların ülke dışında bir kısım malların ise ülke içinde piyasaya sunulması halinde, ülke dışında piyasaya sunulan mallar bakımından marka hakkının

319 ASLAN, İ. Yılmaz, s. 111 320 ASLAN, İ. Yılmaz, s. 115 321 ASLAN, İ. Yılmaz, s. 115 322 SARAÇ, s. 136 323 KAYHAN, s. 64

105

tüketilmeyeceğini ve ülke dışında piyasaya sunulan mallar bakımından paralel ithalatın engellenebileceğini söylemektedir324

.

Kanaatimizce, 551 sayılı KHK’nın 76. maddesinde yer alan “Türkiye’de” ifadesine göre, Türk hukukunda, patent hakkının tüketilmesi bakımından ülkesel tüketilme coğrafi rejimi kabul edilmiştir. Ülkesel tüketilme coğrafi rejimine göre, patentle korunan ürünlerin, ülke içinde piyasaya sunulması ile birlikte, piyasaya sunulan bu ürünler bakımından patent hakkı tüketilmektedir. Patent sahibi, söz konusu bu ürünlerin gerek ülke içindeki ticaretine gerekse ülke dışına ihraç edilmesine, patent hakkına dayanarak müdahale edememektedir. Ülkesel tüketilme coğrafi rejiminde, ülke dışında piyasaya sunulan ürünlerle ilgili patent hakkı tüketilmemiş sayılacaktır. Bu ürünlerin ülkeye ithali, patent hakkına dayanılarak engellenebilecektir. Tüketilmenin konusunu, ülke içinde piyasaya sunulan ürünler oluşturur. Ülke dışında piyasaya sunulan ürünler bakımından hak tüketilmemiş sayılmaktadır. Ülkesel tüketilme coğrafi ilkesinin en önemli hukuki sonucu, ülke dışında piyasaya sunulan ürünler bakımından patent hakkının tüketilmemiş sayılması ve bu nedenle, paralel ithalatın engellenebilmesidir. Ülke içinde piyasaya sunulan malların başka ülkelere ithali sonrası ülkeye tekrar ithali ise mümkün kabul edilmektedir.

Sınai Mülkiyet Kanunu Tasarısında, patent hakkının tüketilmesi bakımından ülkesel tüketilme rejimi kabul edilmiştir. Tasarının madde gerekçesinde, tüketilmenin piyasaya sunulan ürünlerle sınırlı olduğu vurgulanmış; bu konuda uygulama ve doktrindeki tartışmaları sona erdirmek adına, madde metninde “bu” ifadesi kullanıldığı belirtilmiştir. Özetle gerek yürürlükteki mevzuata göre gerekse kanun tasarısında patent hakkının tüketilmesinde ülkesel tüketilme rejimi kabul edilmektedir.

Belgede Patent hakkının tüketilmesi (sayfa 119-123)