• Sonuç bulunamadı

HADİS KONUSUNDA ARNAVUTÇA İLK KİTAPLAR

Belgede Makedonya'da hadis çalışmaları (sayfa 119-123)

Hadis konusunda Arnavutça ilk kitap ne zaman ortaya çıktı kesin olarak bilinmemektedir. Çünkü kitaplar gerekli hassasiyet gösterilmediğinden korunamamıştır. Doktor Ramız Zekai dışında hiç kimse bu soruna ışık tutmamış ve araştırmamıştır. Ramız Zekai Arnavutlukta hadis ilminin gelişimi konusuna özel bir bölüm ayırmış ve derleyip toparlamaya çalışmıştır. Sözlerinin akışı içerisinde konumuzla ilgili şöyle demektedir. “ Arnavutça olarak hadis konusunda çıkarılan ilk kitap: 1940 senesinde İbrahim Dâliu (Dalliu)’nun316 İmam Nevevi’nin Kırk Hadis ( Hadisu’l-

316 Dalliu, İbrahim, 1879,Tiran'da doğmuş 1951,vefat etmiştir,ilk okul ve liseyi Tiran'da bitirip yüksek öğrenimine

İstanbul Üniversitesinde devam etmiştir.Döndüğünde imamlık yapıp insanlara vaaz ve irşad’da bulunmuştur, 1908 senesinde Elbasan şehrinde ilk, kız imam hatip lisesinin kurucusudur, aynı zamanda da bu medresede Arapça,Farsça ve Türkçe okutmuştur.Yapmış olduğu önemli çalışmalar arasında onun “Ajka e Kuptimeve të Kur’anit” Arnavutça tek Kur’an Mealidir. Birgivi’nin et-Tarikatu’l-Muhammediyye’sini Arnavutçaya tercüme etmiştir. O çevirinin mukaddimesinde şöyle demektedir: ”Çok isterim meşhur olan hadis kitabı et-Tarikatu’l-Muhammediyye’yi tercüme edeyim ki Arnavut Müslümanlar az olsa bile istifade etsin, daha doğrusu Allah ve onun Elçisinin haram kıldığı şeyleri bilsinler, meğer her bir işin iyice yapılması zordur. Şimdi ise kitabım okuyucuların önüne bırakıp ve muhterem

Erbeîn ) kitabının Arnavutçaya çevirisidir. Sonra Ramiz Zekai bu kitabın içeriği konusunda açıklamalar yapmaktadır. 317

Söyledikleri iki açıdan hatalıdır:

Birincisi: Arnavutça ilk Hadis-i Nebevi yazarı; m. 1930 h. 1348 yılında kitabı çıkarılan Hafız Abdullah Semlâku (Semlaku)318 dür. Hadisleri bir araya toparlamış ve eserine “Bilbil’ul

Hadis 1001” ismini vermiştir.

1. İdris bin İbrahim bin İdris’in Hadise Hizmetteki Çabaları

İlim halkalarındaki düzen, kural âlimlerimizin bildiği meşhur bir şeydir. Ancak Makedonya’da hadis öğretimi için ilim halkaları pek kurulmamıştır. Komünizm zamanında tamamıyla yok olmuştur. Bu dönmelerde hadis konusunda özel dersler yapan sadece bir kişi göze çarpmaktadır. O da şeyh İdris b. İbrahim b. İdris’tir ki; “Hafız İdris” diye tanınmaktadır.319 Onun

hadis ders halkaları olmuş ve öğrenciler düzenli bir şekilde bu halkalara katılmışlardır. Hafız İdris de onlara belirli bir kitabı öğretmiştir. Bu 1970 ve 1980 yılları arasında gerçekleşmiştir. Hafız İdris’i Üsküp’teki evinde ziyaret edilip ondan bilgi talep edilmiştir.

Hafız İdris, şehrin ortasındaki bir mescidde imamlık yapmıştır. Bu mescidin etrafında dini eğitime tahsis edilmiş bir okul bulunmaktadır. Hafız İdris bu okuldaki ilim halkalarıyla meşgul olmuştur. Sabah namazı için mescide gidip öğle namazından sonraya kadar dönmemek âdeti olmuştur. İkindi namazından akşam namazına kadar da böyle davranmıştır. Öğrenciler değişmiş, dersler değişmiş, saatler geçmiş ama Şeyh İdris hep orada ilim öğretmek için kalmıştır. Kur’an, hadis, fıkıh ve nahiv derslerini tek başına o vermiştir.

Okul kapatılıncaya kadar bu bereketli hadis halkalarında üç nesil yetişmiştir.

Şeyh İdris, hadis derslerini sabah saat dokuzdan öğleye kadar haftada iki kez yapmıştır. İmam Nevevi’nin Riyazu’s-Salihin isimli kitabını şerh etmiştir. Hadisin manası, garibu’l-hadis şerhi, hadisle ilgili ıstılahlar, teracim ve dil ile ilgili meselelerde ilim sahibi birisidir. Hadislerin şerhinde İbn Hacer’in Fethu’l-Bari’sinden yararlanmıştır. Hadis açısından meselelere dikkati

Arnavut âlim kardeşlerimde hata yapmışsam, güzel niyetle tashih etsini rica ederim, maddi ve dîni zayıf olduğundan,

okumaları için karşılıksız dağıtmaya karar verdim. Tercüme eden İbrahim Dalliu 04.09.1936. Bkz. Udha Muhammediane s. 12; Hajredin Hoxha, el-İtticahatu’l-Fikriye ve’d-Dîniye fi’d-dirasâti’l-Kur’aniye ledâ Ulemâi’l-

Albân fi’l-asri’l-ha’is”, el-Camiatu’l-İslâmiyeti’l-Âlemiye, Malezya, Doktora Tezi, 2004, s. 242; Feja, kultura dhe Tradita İslam ender Shqiptaret, Kosova İslam Birliğin yayınları, Sempozyum, Priştina 1995, s. 405.

317 Zekay Ramiz, “XX yüzyılda Arnavutlarda İslam Kültürünün Gelişmesi”, s. 213, Tiran 2002.

318 Abdullah Semlaku, Bilişt köyünde 1892 yılında dünyaya gelmiştir. Köyünde ilkokulu bitirince babası onu

İstanbul’daki Daru’l-hilafe lisesine göndermiştir, sonra da İstanbul Üniversitesi Daru’l-fununi’ş-şer’iyeye devam etmiştir.1921 senesinde doğduğu yere dönüp öğrendiklerini Korça çevresinde öğretmeye çalışmıştır. 3 sene sonra görevini bırakıp, te’lif ve tercüme yapmaya başlamıştır, birkaç sene sonra müftü makamına istendiğinde reddetmiş çünkü o te’lif ve tercümeye kendini vermiştir. 1934 senesinde devlet Arnavut genel eğitim sorumluğunu vermiştir. Yaklaşık 20 çalışma arasında, 1001 hadis kitabı da bulunmaktadır. 1946-1948 arasında hapse atılmıştır. 1960 senesinde vefat etmiştir. Bkz. Maksim Gjinaj-Petrit Bezhani, Libra ne gjuhen Shqipe per İslamin, İstanbul 2002, s. 46, 68; Faik Luli-İslam Dizdari, Mevludet ne gjuhen Shqipe s. 371; Drita İslame Dergisi, Arnavut İslam Birliği, Tiran, sy: XIX, yıl: 1992, s. 3.

sebebiyle onu tercih etmiştir. Geniş ilmi, hal tercümesindeki üslubu ve tanıttığı kişileri aynı toprağın insanıymış gibi tanıtması sebebiyle İbn Hacer’i çok sevmektedir. Şeyh İdris, İbn Allan’ın “Delilu’l-Falihin” ve İbn Esîr’in “et-Tacu’l-Camî Li’l-Usul” isimli kitaplarından istifade etmiştir.

Hadis ıstılahlarında onun kaynak kitabı İbn Hacer’in “Nuhbetül Fiker Fi Mustalahi Ehli’l- Eser” kitabıdır.320 Talebelerine bu kitaptan mevzular yazdırmış ve onlar için müşkil olan bazı

meseleleri açıklamıştır. Siyret konularını ise İbn Hişam’ın Siret’inden almıştır.

Şeyh İdris hükümet, dini müesseseler ve haset eden akranları sebebiyle birçok zorluk yaşamıştır.

Onun ikinci nesil öğrencilerinden ikisi, Şeyh İdris’in hadis dersleri hakkında şunları anlatmaktadır: Onlar haftada iki defa sabah dokuz, öğleyin on iki arası kırk beş dakikalık hadis dersleri almışlardır. Hafız İdris dersleri onlara vermiş, ders ile ilgili şeyleri not aldırmıştır ve hadisi şerh etmiştir. Bu okul Nizamiye Medreselerine benzemektedir. Öğrencilerin bazılarının imla ettikleri defterleri bulunmaktadır. Adnan İsmailî ve İsmail Bardhi321 Riyazu’s-Salihin

kitabının şerhini tam olarak bitiremediklerini beş yüz ellinci hadise kadar gelebildiklerini ve bu hadislerinden birçoğunu ezberlemek zorunda olduklarını anlatmıştır. Bu dersler Arnavutluk topraklarının hepsinde hadis derslerinin alınması ve hadis ilimlerinin netleşmesi için klasik metotla ezberde çok büyük payı olan son çabadır denilebilir.

Hafız İdris’in öğrencileri İslami alanda faaliyet gösteren kişiler olmuşlardır. İslam’ın neşrinde eğitimde ve fetva vermede yüksek makamlara ulaşmışlardır.

Ayrıca ülkeleri dışında yaşayan Arnavut alimler de bulunmaktadır. Ama onların ülkeleriyle bağları kopmamıştır. Bunlar: Muhammed Nasiruddin el-Elbâni, Abdulkadir el- Arnavud ve Şuayb el-Arnavud. Bu üç kişinin hadisin neşrinde büyük emekleri ve hizmetleri bulunmaktadır.

2. Sünnete Hizmette Öğrencilerin Çabaları

Son senelerde Balkanlar’da birçok şey değişmiş, ilim talebeleri için çeşitli İslam ülkelerinde eğitim fırsatı doğmuştur. Onların yolculukları umumi faydalar sağlamış, çok bereketli olmuş ve neredeyse mazinin hatıralarında kalan ilmin yolu tekrar açılmıştır. Birçok ilim talebesi için rüyalar gerçek olmuştur. Onlar hızlıca İslam ülkelerine ilim elde etmek için dağılmışlar ve devşirdikleri meyvelerle geç kalmadan ülkelerine geri dönmüşlerdir.

320 Evinde, dedesinden babasına miras kalan kitapların içinde bu kitabı bulmuştum. Kitabın başlığı 1. sayfadadır:

“Aliyyül Kari Hadis Usûlünde Sünnet Ehlinin Mustalahlarının Açıklanmasına Dair” Sayfaları sarı renklidir. Kitabın sonunda 1327 yılında İstanbul’da basıldığına dair bir yazı var. Bana lazım olduğu için kitabı ondan istedim ve kullandım. Onun icazetnamesini alıp fotokopisini çektirmiştim. Sırası gelince onun hakkında bilgi verilecektir.

321 Adnan İsmailî ve Ataullah Aliu’dur, Hafız İdrisi’nin öğrencilerinden olup ikinci neslindendirler. Doktorasını

yapmış olan İsmail Bardhi, onun oğrencılerıden olup 2002-2006 arasında Üsküp İlahiyat Fakültesi’nin dekanlığını yapmıştır.

Şüphe yok ki onların çağrıları işlerin mecrasını değiştirmiş, dinleri konusunda gayretli olan kişiler için kötüye giden şartlar düzelmiştir. Bütün alanlardaki hissedilir değişim mazideki güzel günlerine doğru adım atmış ve arzu edilen ilim yarışı her alanda başlamıştır.

20. yüzyılın son dönemlerinde İslam ülkelerinden birisine yolculuk yapan ilim talebelerini her birisinin çeşitli ilim dallarına ait temel eserleri ihtiva eden kütüphaneleri oluşmuştur. Bu kütüphaneler hadis usulü kitaplarını, şerh kitaplarını ve bu alanla ilgili yığınlarca kaynak eseri ihtiva etmektedir.

Kosova’da yaşanmış son savaştan sonra Makedonya’ya ve Kosova’ya gelen İslami hayır kuruluşlarının bu konuda şükrana layık payları bulunmaktadır. Bu kuruluşlar, kitap basımı ve kütüphane inşası için büyük meblağlalar tahsis etmişlerdir. Üzerlerinde inceleme yapılması gereken ciltlerce kitabı bu kütüphanelerde bir araya toparlamışlardır.

Sünnet kitapları buralarda ciddi bir yer tutmaktadır. Arzu edenler buralara gidip bu kitaplardan faydalanabilmektedirler. Üsküp’teki İslami İlimler Fakültesi ve Priştina’daki İslami Eğitim Fakültesi’nde hadis kitaplarının en önemlilerini ihtiva eden güzel kütüphaneler bulunmaktadır ama bu kütüphanelerin daha faydalı olabilmesi için kitaplar açısından geliştirilmesi gerekmektedir. Şüphe yok ki ilim talebeleri, gerek vaaz ve irşad yoluyla gerekse bilinçlendirme yoluyla olsun, hadise hizmette büyük çabalar harcamışlardır. Hadis mahalli çevrelerde müracaat kaynağı olmuştur ve her gün daha da netleşmeye başlamıştır.

3. Hadis İlminin Gelişmesinde Eğitim Öğretim Müesseselerinin Rolü

Osmanlı Hilafeti döneminde Arnavutluk’taki dini kuruluşlar Şeyhu’l-İslam’ın doğrudan gözetimi altında çalışmıştır. Şeyhu’l-İslam sorumluluğu çerçevesinden olan işleri düzenlemiş ve müftülerin atamalarını yapmıştır.

Bu durum Osmanlı Hilafeti’nin düşüşüne kadar böylece devam etmiştir. Bu aşamada Müslümanların yeni bir formül ve dini hayatlarını ilgilendiren işleri düzenleyecek müesseseler tesis etmeleri gerekmiştir. Dini medreselerin, mescitlerin, vakıfların işleriyle ilgilenecek, ülkede yaşayan Müslümanların sorunlarına ve İslama davet meseleleriyle ilgili konulara bakacak müstakil bir heyet oluşturulmuştur.

Bu düzen uzun sürmemiş komünist hükümet iş başına geçince ülkedeki bütün dini müesseseleri kapatmıştır. Bu durum komünist idarenin varlığı boyunca böylece devam etmiş, ülke üzerindeki hakimiyeti bitinceye kadar yasaklar kaldırılmamıştır. Komünist idare çöktükten sonra Müslümanlar mahrum kaldıkları dini komisyonlarını tekrar kurmuşlar ve bu komisyonu “Komüniteti Müslüman shqiptar” diye isimlendirmişlerdir. Komisyonun başkanlığına otuz yıla

yakın komünizmin zindanlarında çile çeken Mola Sabri Koçi322 tayin edilmiştir. Bu kuruluş

günümüze kadar görevlerini sürdürmüştür ve devlet tarafından tanınmaktadır.

Makedonya ve Kosova Müslümanlarının dini müesseseleri Üsküp ve Priştina’da bulunmaktadır. Bu müesseseler daha önceki Yugoslavya Genel Din İşleri Başkanlığı gözetiminde bulunmaktaydı ve merkezi de Sarayova idi. Yugoslavya dağıldıktan sonra ortaya çıkan her ülkenin dini kuruluşları, kendi işlerini düzenleyen müstakil kuruluş olmuştur. Makedonya’daki dini müesseseler o zaman “Bashkësia Islame e Maqedonisë” şeklinde isimlendirilirken bugün “Bashkësia Fetare Islame e Maqedonisë” diye isimlendirilmektedir. Merkezi Üsküp’tedir. Halen H. Süleyman ef. Rexhepi323 başkanlık etmektedir. Din hizmetlerini yürüten Müftülük ise

“Bashkësisa Fetare Islame makamin” çatısı altında yürütülmektedir. Kosova’daki dini kuruluşlar ise “Kosova İslam Topluluğu” çatısı altında toplanmıştır. Topluluğun resmi adı “Kosova İslam Birliği”dir. Merkezi Priştina’dadır. Halen Prof. Naim Ternava324 başkanlık etmektedir. Bu

başkanlık makamı müftülük makamına denktir. Bundan dolayı İslam Birliği başkanı, aynı zamanda Kosova müftüsüdür.

Bu dini kuruluşlar, İslam ve Müslümanların işlerinin düzenlenmesinde esas sorumludurlar. Devlet bu kuruluşları tanımaktadır. Ve toplumda kabul görmüşlerdir. Bu resmi müesseseler eğitimden, idareden ve vakıfların mülkiyetinden sorumludurlar.

Dini okullar ve İslami fakülteler bu müesseselerin kontrolü altındadır.

Bu eğitim–öğretim kurumları dışında başka kurumlar bulunmamaktadır. Bütün Arnavutluk topraklarında durum böyledir.

Belgede Makedonya'da hadis çalışmaları (sayfa 119-123)

Benzer Belgeler