• Sonuç bulunamadı

Haçlıların Müslüman Topraklarına Saldırıları

2.4. Haçlıların Filistin Topraklarına Saldırıları

2.4.2. Haçlıların Müslüman Topraklarına Saldırıları

1217 yılı sonbaharında Kıbrıs Kralı I. Hugh beraberinde Lefkoşe Latin Piskoposu Eustorgue of Montaigun ve Trablus Kontu VI. Bohemund ile birlikte Kıbrıs Haçlı kuvvetlerinin başında Akkâ‟ya gelerek Macar ve Avusturya Haçlı orduları arasında yerini aldı465. Akka‟da toplanan kuvvetler arasında Turkopol denilen paralı Peçenek ve Kuman askerleri de bulunmaktaydı466. Kral Jean de Brienne, gelen bu destek kuvvetlerle Müslümanlara karşı topyekûn saldırıya geçmenin planlarını yapmaya başladı. Sultan el-Âdil ile yapılan beş yıllık antlaşmanın müddetinin dolmasını da fırsat bilerek, Beşinci Haçlı Seferini hemen

462

Vitry, History of Jerusalem, s. 108.

463

Thomas William Smith, Pope Honarius III and the Holy Land Crusades 1216-1227, Royal Holloway, University of London, 2013, s. 56.

464

Setton, a.g.e., C. II, s. 387-388.; Howard, a.g.e., s. 73.

465 Makrîzî, Kitabu‟s-Sülûk, C. 1/1, s. 160, 171.; Necmettin Ayan, Haçlı Seferlerinde Kıbrıs‟ın

Rolü (1191-1310), Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, S. B. E., (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara

2014, s. 82.

466

başlatmayı düşünüyordu. Bu münasebetle Haçlı liderleri ile bir toplantı yaparak onları Kudüs ve Mısır üzerine yönlendirmeye teşvik etti. Ancak onlar kralın bu teşviklerine ihtiyatlı yaklaştılar ve Mısır‟a hareket etmek için Avrupa‟dan diğer kuvvetlerin gelmesini beklemeyi tercih ettiler467.

Kralın ısrarcı tutumu üzerine 3 Kasım 1217 Cuma günü birleşik Haçlı ordusu Akkâ‟dan yola çıktı. Bu orduya Kudüs Kralı Jean de Brienne, Macar Kralı Andrew ve Kıbrıs Kralı Hugh olmak üzere üç kral liderlik ediyordu. Ayrıca orduya Avusturya ve Miran Dükleri, Lord Wolter Avesnes başta olmak üzere çok sayıda asilzade ile Nikozya, Raab, Erlau, Macaristan, Bayeux, Bamberk, Zeitz, Munstor ve Utrecht Piskoposları da iştirak ettiler468. Haçlı ordusu Estralon (Esdrae/Esdraelon) ovasından geçerek Müslüman topraklarına girdi. Sayıları Üçüncü Haçlı Seferi‟nden beri bu topraklarda görülen en büyük ordu idi. Haçlılar önce Kudüs yolu üzerinde bulunan Beysan (Beth-shaan)‟ı işgal ettiler. Cumartesi ve Pazar günü Beysan‟dan Banyas‟a kadar bütün sahil şeridini yağmalayarak karşılarına çıkan her Müslümanı kılıçtan geçirdiler, kadın ve çocukları esir aldılar469.

Haçlıların Akkâ‟dan yola çıktıklarını haber alan Sultan el-Âdil süratle Filistin‟e geldi. Ancak yanında az sayıda kuvvet olduğundan Haçlılar karşısında geri çekilmek zorunda kaldı. Dımaşk Valisi Mutemid‟e bir mektup yazarak; Haçlılara karşı gerekli istihkâm tedbirleri almasını, Dariya‟daki hasadı kaleye taşıtarak stoklamasını, su kanallarını Dariye arazisine akıtarak Haçlıların geçecekleri yerleri çamur bataklığına çevirmesini emretti470. Haçlıların Dımaşk üzerine yürümelerini önlemek üzere Mercu‟s-Suffar (Aclun Kalesi)‟a gelerek burada karargâhını kurdu. Kudüs‟ü koruması için Dımaşk hâkimi olan oğlu el-Muazzam‟ı Nablus‟a gönderdi. El Muazzam, Kudüs ile Nablus arasındaki Akabatu‟l-Leben‟e gelerek burada karargâhını kurdu471.

467

Rohricht, a.g.e., s. 722.; Runciman, a.g.e., C. III, s. 117,118, 131.

468

Oliver, a.g.e., s. 200.

469 İbnü‟l-Esîr, a.g.e., C. XII, s. 272-273.; Ebû Şâme, a.g.e., s. 102.; Donovan, a.g.e., s. 33. 470

İbn Kesîr, a.g.e., C. XIII, s. 67.

471

Makrîzî, Kitabu‟s-Sülûk, C. 1/1, s. 186.; İbn Kesîr, a.g.e., C. XIII, s. 67.; Runciman, a.g.e., C. III, s. 131.

Kral Jean, her ne kadar ordunun başındaymış gibi görünse de Avusturya - Macaristan kuvvetleri Andrew‟a, Kıbrıs kuvvetleri Hugh‟a, tarikat şövalyeleri de kendi üstadlarına itaat etmekteydiler. Jean başında bulunduğu askerlerin kendi emrini dinlemediklerini, disiplinsiz ve laubalilik içerisinde olduklarını görünce bu ihtilaflı durumda Dımaşk üzerine yürümeye ve el-Âdil‟in ordusuna karşı saldırıya geçmeye cesaret edemedi. Haçlılar ne yapacaklarını bilemez halde Beysan‟dan Kuzeye yönelerek 11 Kasım günü Ürdün‟ü geldiler. Daha sonra Taberiye Gölü‟nün Doğusundan Telhum (Capharnaum - Kefar Nahum)‟u dolaştılar ve Celile (Galilee) üzerinden Hıristiyanların yaşadığı Banyas (Bethsaida-Bashan)‟a vardılar. Burada kutsal mekanları ziyaret edip hediyelik manevi değeri bulunan antik eşyalar topladıktan sonra Akkâ‟ya geri döndüler472. Akkâ Piskoposu Jacques de Vitry esir alınan çocukları annelerinden ayırarak onları Hıristiyan akidesine göre vaftiz etti ve kilise rahibelerinin maiyetine verdi473. Bir süre sonra yeniden Akkâ‟dan çıkan Haçlı kuvvetleri Sur, Beledü‟ş-Şefik ve Sayda şehirlerine saldırdılar. Burada yaşayan insanlar şehirlerini terkederek canlarını zor kurtardılar. Haçlıların bu saldırıları da yağma ve çapulculuk ile sınırlı bir hareketten öteye geçemeden bitti474.

Aralık ayında Kral Jean, Tabor Dağı‟nda (Cebeli‟t-Tur) el-Âdil‟in bölgedeki Haçlıları kontrol amacıyla 1210 yılında inşa ettirmiş olduğu bir kaleyi ele geçirmek üzere harekete geçmek istedi. Ancak ne Leopold ne de Hugh bu sefere katılmak istediler. Bu durumda Kudüs patriği bütün ruhanileri ve askerleri kışlada topladı. Elinde ahşaptan yapılmış olan eski bir haçın kırık bir parçasını tutuyordu475. Patriğin burada yaptığı ateşli konuşması Haçlıların maneviyatlarını arttırdı ve derhal haçın gölgesi altında birleştiler. Kral Jean, Kudüs patriğinin topladığı kuvvetler ile 30 Kasım Perşembe günü tarikat şövalyelerinin hazırlanmasını beklemeden Akkâ‟dan yola çıkarak şehrin 25 mil Güneydoğusuna düşen Tabor Dağı‟na 3 Aralık 1217‟de ulaştı. En önde kırık haçı elinde tutan Patrik, onun arkasında diğer ruhbanlar, onların arkalarında da Kral Jean ve ordusu olmak üzere belirli bir düzen içerisinde saatlerce dağa tırmandılar. Haçlılar zirvedeki kale önlerine ulaşınca burada bir karargâh

472

Mills, a.g.e., Volume II, s. 171.; İbn Kesîr, a.g.e., C. XIII, s. 67.; Donovan, a.g.e., s. 33-34.

473 Oliver, a.g.e., s. 202. 474

İbnü‟l-Esîr, a.g.e., C. XII, s. 277.

475

Bu haç, Selçuklu emirlerinden Atsız veya Artuk Bey‟in Kudüs‟ü fethettikleri sırada parçalanan, bir parçası kaybolmuş olan kırık bir haç idi. Bkz. Oliver, a.g.e., s. 200.

kurdular. Gece boyunca kuşatma hazırlıkları ve surları aşmak için büyük bir merdivenler yaptılar. 5 Aralık sabahında saldırıya geçtiler ve merdivenleri kalenin surlarına dayadılar. Ancak Müslümanlar Zerak dedikleri petrolden müteşekkil bir sıvıyı ateşleyip onların üstüne dökünce, merdivenler tutuştu ve üstündekiler yanarak yere düştüler476. Haçlılar yanlarında getirdikleri kadim haçın manevi gücüne güvenmelerine rağmen, kaledeki Türklerin savunmalarını kıramadılar. Bu durum ordudaki askerlerin maneviyatını bozdu. Kral Jean çaresizlik içinde iki gün boyunca hiç birşey yapmadan arkadan gelecek olan tarikat şövalyelerini bekledi. Onlar gelince Haçlılar hep birlikte şiddetle saldırıya geçtiler. Bu amansız çarpışmalar esnasında kale komutanı emir Bedrettin Muhammed el-Hakkârî hayatını kaybetti477.

Haçlılar tarikat şövalyelerinin desteği ile yaptıkları bu ikinci taarruzdan da bir netice alamadılar. Zaten kaleyi kuşatacak mancınık ve sair aletleri ile bu dağa çıkarmaları mümkün olmadığı için beraberlerinde getirmemişlerdi. Kral Jean 17 gün boyunca muhasara altında tuttuğu kalenin kuşatmasını 20 Aralık‟ta sonlandırmak zorunda kaldı ve eli boş bir vaziyette Akkâ‟ya geri döndü478. Yanlarında aralarında çocukların da bulunduğu bazı Müslüman tutsaklar getirmişlerdi. Piskopos Vitry aynı şekilde bu çocukları da vaftiz ederek kilisenin hizmetine gönderdi. Kral Jean bundan başka herhangi bir askerî seferde bulunmadı ve Avrupa‟dan gelecek olan Haçlı ordularını beklemeye başladı479

. Sultan el-Âdil ise Tabor (Tur) Kalesinin Haçlıların hedefi haline geldiğini görünce burayı yıktırdı, içindeki askerleri silah ve malzemelerle birlikte Mısır‟a gönderdi480.

1218‟in noel arefesinde, Aralık ayının son günlerinde, Macar kralı hastalanarak yatağa düştü. Bu arada saldırı ve yağma peşinde olan kralın kızkardeşinin oğlu Dionise, 500 kişilik bir Macar birliğini yanına alarak kimsenin iznini almaya gerek duymamış, Bekaa Vadisi üzerinden Hz. Îsâ‟nın havarilerinden Aziz Andreas ve Aziz Petrus‟un yaşadığı Sayda (Sidon)‟yı ele geçirmek üzere

476 Rohricht, a.g.e., s. 726. 477

İbnü‟l-Cevzî, a.g.e., (Arapça) C. VIII, s. 952.; Makrîzî, Kitabu‟s-Sülûk, C. 1/1, s. 188.

478

Vitry, History of Jerusalem, s. 107-108.; İbnü‟l-Esîr, a.g.e., C. XII, s. 274.: Makrîzî, Kitabu‟s-

Sülûk, C. 1/1, s. 187.; Erer, a.g.e., s. 67.

479

Vitry, History of Jerusalem, s. 109.; Donovan, a.g.e., s. 34-35.; Runciman, a.g.e., C. III, s. 131.

480

İbnü‟l-Esîr, a.g.e., C. XII, s. 274.; İbnü‟l-Cevzî, a.g.e., C. VIII, s. 593.; İbn Kesîr, a.g.e., C. XIII, s. 184.; Runciman, a.g.e., C. III, s. 132.

Akkâ‟dan Kuzeye doğru hareket etmişti481. Ancak bu birlik Lübnan dağlarını geçerken Sarepta mevkiinde sahilden esen şiddetli bir kar fırtınasına yakalandı. Soğuktan dolayı atlar ve zayıf kimseler daha fazla ilerleyemediler ve burada donarak öldüler. Bunlardan sadece üç kişi sağ olarak Akkâ‟ya geri dönebildi482.

Benzer Belgeler