• Sonuç bulunamadı

Hıristiyan Dünyası‟nda Tarihi Zemin

M. Ö. IX. yüzyılda küçük bir Latin şehri olan Roma, önce krallarca yönetilmiş, daha sonra cumhuriyet olmuş ve M. Ö. I. yy. sonunda bir imparatorluk halini almıştır. Roma İmparatorluğu; M. Ö. I. yüzyıldan M. S. III. yüzyıla kadar tüm Akdeniz‟e hakim olmuş, 396 yılında imparator Teodosius tarafından Doğu ve Batı olmak üzere ikiye bölünerek oğulları arasında paylaştırılmıştır. Merkezi Roma kenti olan Batı İmparatorluğu 476 yılında barbar istilaları sonucunda yıkılırken, merkezi Constantinopolis (İstanbul) olan Doğu İmparatorluğu yaklaşık bin yıl daha varlığını sürdürmeyi başarmıştır. Uzun yüzyıllar boyunca yabancı istilalara karşı koyan Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu bu süre içerisinde Yunan kültürünü benimsemiş ve mezhep olarak Ortodoks Hıristiyan kimliğine bürünmüştür. Bu devrin en parlak devleti dört bir taraftan çeşitli kavimlerin saldırılarına uğrayarak sırasıyla; İtalya, Suriye, Filistin ve Mısır‟ı kaybetti134. 1071 yılında Malazgirt savaşını kaybedince de Anadolu‟yu Türkler‟e kaptırmaya başladı. 1075‟te İznik‟i başkent yaparak Türkiye Selçuklu Devleti‟ni kuran Süleymanşâh‟ın ve İzmir Hakimi Çaka Bey‟in önlenemez yükselişi, Bizans İmparatorluğu‟nu temellerinden sallamaya başlamıştı135

. Bu durum haklı olarak Avrupalılar‟ı derin bir telâşa düşürmüştü. Zira Bizans‟ın düşmesi demek, Türkler‟e Avrupa yolunun açılması demekti. Bunun önüne geçilip, Türklerin durudurulması, hatta Anadolu dahil bütün Ortadoğu‟dan atılmaları gerekliydi. Bizans‟ı felakete götüren bu siyasî gelişmeler Haçlı Seferleri ile bir süre daha bu

133 Rodrigo de Zayas, Endülüs’te Yüzbinlerce Müslüman Katledildi, (Çev.; Cemal Aydın), TDV

Yay., Ankara 1996, s. 109-115.

134

Ali Çimen, Kısa Dünya Tarihi, Timaş Yay., İstanbul 2015, s. 83-90.

135 Geniş bilgi için bkz.; Charles Diehl, Bizans Ġmparatorluğu Tarihi, (Çev.; T. Bıyıklıoğlu),

İstanbul 1937.; Alexander Alexandravich Vasiliev, Bizans Ġmparatorluğu Tarihi, (Çev.; A. Müfit Mansel), Ankara 1943.; Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, (Çev.; Fikret Işıltan), TTK Yay., Ankara 1981.; Arif. M. Mansel, Roma Ġmparatorluğu, Ankara 1943.; Runciman, a.g.e., C. I-II.

devletin devamını sağladı. Ancak XIII. ve XIV. yüzyılda gücünü yitiren Bizans İmparatorluğu, 1453 yılında Osmanlı Devleti tarafından tarih sahnesinden silindi136.

1.2.2. Ortaçağ‟da Avrupa

Din adamları (ruhban sınıfı) Ortaçağ Avrupası‟nda önemli bir güce sahipti. Özellikle 1054 yılındaki Doğu ve Batı kiliselerinin kesin bir şekilde birbirlerinden ayrılmasından sonra, Roma Katolik Kilisesi krallıklardan daha güçlü bir hale gelmeye başlamıştı. Avrupa‟da krallar papaların izniyle tahta oturabiliyor, karşı gelenler aforoz (dinden çıkarma) edilip tüm itibarlarını kaybedebiliyorlardı. Batı Roma İmparatorluğu‟nun çöküşü ile ülkeler birçok derebeyi tarafından yönetildi. İnsanlar emniyetleri adına surlarla çevrili şatolarda derebeylerinin tasarrufu altına girmek zorunda kaldılar. Halk kul olmanın yıkıcı ağırlığı altında ezilmekte, bu acımasız, onur kırıcı, keyfi ve sınırsız sömürünün pençesinde kıvranmaktaydı. Derebeylik, Avrupa‟ya yapılan istilaların ortaya çıkardığı, eşitsizliğe dayanan bir rejim idi. Hıristiyanlığın Germenler tarafından da kabulünden sonra, din taassubu, derebeylik (feodalite) ve rejiminin baskısı ile Avrupa koyu bir karanlığın içine gömüldü137. Bu dönemde, Avrupa‟da aşağıdaki halk sınıfları ortaya çıkmıştı:

Soylular; Soylular en fazla haklara sahip kimseler idi. Aralarında rütbe ve unvan farkları vardı. Kendilerini yaşadıkları ülkenin sahibi görmekteydiler. Büyük toprakların sahipleri olup, komutanlık ve yöneticilik yapan, vergi vermeyen aristokrat sınıftı.

Din Adamları (Ruhbanlar); Merkezi otoritenin yıkılması ile devlet

boşluğunu doldurup bu kaostan güçlenerek çıkan yegane kurum kilise olmuştur. Ruhbanlar kilisede din işleriyle uğraşan, yargı ayrıcalıklarına sahip, vergi vermeyen ancak vergi toplayan kimselerdi.

Burjuvalar (ġehirliler); Burjuva sınıfı zenaat ve ticaret ile uğraşan sınıftı. Bunların soylular kadar yetkileri yoktu. Bir derebeyine bağlı ekonomik olarak bağımsız varlıklı kimselerdi.

136

Augueste Bailly, Bizans Tarihi II, (Çev.; Haluk Şaman) Kervan Yay., İstanbul (basım tarihi yok), s. 307-326.; Reşat Ekrem, Bizans Tarihi Doğuî Roma Ġmparatorluğu, Muallim Ahmet Halit Kitaphanesi, İstanbul 1934, s. 56 vd.

137

Charles Seignobos, Avrupa Milletlerinin Mukayeseli Tarihi, (Çev.: Semih Tiryakioğlu), Varlık Yay., Sayı: 766, İstanbul 1960, s. 57 vd.

Köylüler; Köylüler toprağa bağlı, toprakla birlikte alınıp satılan birer emtia

gibiydiler. Tarımla uğraşan, her türlü angarya işleri yapan, çağrıldıklarında askere giden, kazandıklarından ağır vergiler veren kimselerdi. Ancak bu dönemde köylülerde artık bir araya gelme ve böylece kendilerini daha iyi savunabilme fikri gelişmeye başlıyordu.

Serfler; Köle olarak kabul edilen, hiçbir yasal hakka sahip olmayan, ürettiklerini sahipleri olan soylulara veren, arazi ile birlikte alınıp satılan kimselerdi. Serfler, senyörlerin ve ruhban sınıfının angarya tarzı hizmetlerini bir karşılık beklemeden yapmak zorundaydı138.

Ortaçağ‟da Avrupa, müthiş bir fakirlik içindeydi. Kralların sarayları bile taş yığınlarından ibaretti. Altın, gümüş ve değerli madenlerin birçoğu, Türklerin ve Doğu kavimlerinin elindeydi. Avrupa, en iptidaî maddeler için bile doğuya muhtaçtı. Ziraat, çok ilkel usullerle yapılıyordu. Sulama sistemi yoktu. Fransa, Almanya, Venedik gibi büyük sayılan Avrupa devletlerinin senelik geliri, en mütevazı Türk beylerinin gelirlerinden azdı. Şövalyeler çevrelerinde terör estirmekteydiler. Eyalet hükümetlerinin kontrol altına alamadığı bu şiddet yegâne otorite haline gelmişti. Halkın mal ve can güvenliği ortadan kalkmıştı139.

Papalık bu seferlerin masraflarını karşılayabilmek gayesiyle, Hıristiyanların ruhanî işleri için vergi almak âdetini çıkardı. İnsanlar evlerini, arazilerini, hayvanlarını, hatta yiyecek ve giyeceklerini yok pahasına satarak tek umut olarak gördükleri bu seferlerin hazırlıklarını tamamlamaya başladılar. Bulunduğu çevrenin kilisesine vergisini vermeyenler veya sefere katılmak istemeyenler, Hıristiyanlıktan aforoz edildiler140. Genel bir değerlendirmesini yaptığımızda Haçlı Seferlerine katılan Batı devletlerinin; Papalık, Bizans Devleti, Almanya, Fransa, İngiltere, Napoli Krallığı, Pisa, Venedik, Cenova, Macaristan ve Baltık Ülkeleri olduğunu söyleyebiliriz.

138 Seignobos, a.g.e., s. 94-97.; Hısar E-Portfolyo, Ortaçağ Avrupasında Toplumsal Sınıflar,

(Hazırlayan; Ceylan Ersoy), blogs.hisarscool, 2013.

139

Kürşat Demirci - Kemal Beydilli, Avrupa, DİA, C. IV, s. 134-138.

140

1.3. Haçlı Seferleri‟nin Temel Sebepleri

Benzer Belgeler