• Sonuç bulunamadı

İTTİHAT VE TERAKKİ’NİN İTTİHAD-I ANASIR’A BAKIŞ

10- Her cuma günleri saat dokuzda ittihad kulübünde ictima edilecektir.

3.3. II MEŞRUTİYET DÖNEMİ’NDE KURULAN SİYASİ KURULUŞLAR

3.3.3. Hürriyet ve İtilaf Fırkası

İttihat ve Terakki Fırkasına ilk güçlü meydan okuma Aralık 1911 seçimlerinde kısa süreli zafer kazanan Hürriyet ve İtilaf Fırkasından gelmiştir.154

Celal Bayar da özellikle Türk olmayan milletvekillerinin muhalif bir parti hakkındaki istekli oluşlarını belirtmiştir. Bu hava içinde kurulan partinin programı hakkında da “tamamıyla liberal ve demokratik esaslara dayanıyordu” açıklamasını yapmıştır.155

Meclis içinde İttihat ve Terakki muhaliflerini tek çatı altında toplamak düşüncesi Hürriyet ve İtilaf Fırkası’ndan önce de ortaya çıkmıştır. Kendi aralarında pek çok küçük siyasi toplantılarda yapmaktaydılar.156 Yani İttihat ve Terakki’ye karşı etkili olabilecek bir muhalefet takımı vardır, fakat bir araya gelip birlikte sistemli bir şekilde çalışamamışlardır.

İttihat ve Terakki’ye muhalif olan birçok grubun birleşmesiyle oluşan

Hürriyet ve İtilaf Fırkası157 meşrutiyetçi, ittihad-ı anasırcı, adem-i merkeziyetçi ve liberal bir fırkadır. İttihat ve Terakki ittihad-ı anasırı ırk ve din ayrımı ve imtiyazı gözetmeksizin bir Osmanlı milleti kabul ettiği halde Hürriyet ve İtilaf Fırkası, ırk ve din toplulukları çıkarlarının ayrı olduğunu kabul ederek bunların, Osmanlıcılık birliği

151 Şükrü Hanioğlu, “Karl Süssheim-İbrahim Temo Mektuplaşması ve Jön Türk Hareketi”, Toplum ve

Ekonomi, Sayı:2, İstanbul, Eylül 1991, s.137-163.

152 Hanioğlu, a.g.m., s.142. 153 Hanioğlu, a.g.m., s.156.

154 Lewis, a.g.e., s.377; Ahmed Hilmi İtilafçılardan önemli bir kişidir. Kendiside İttihatçılara karşı

yaptıkları muhalefeti şöyle anlatmıştır: “Biz hükümettekilere aşırı tenkitler yöneltenlerden ve hatta siyasetin takatsiz cereyanlarına kapılarak aşırı ileri gidenlerdendik. Öyle ki, sınır tanımadan muhalefette bulunan liderlerin önde gelenlerinden sayılmıştık.” Bkz. Şehbenderzade Filibeli Ahmet Hilmi, Muhalefetin İflası, Yayına Hazırlayan: Ahmet Eryüksel, Nehir Yayınları, 2. Baskı, İstanbul, 2005, s.5.

155 Celal Bayar, Bende Yazdım: Milli Mücadeleye Gidiş, Cilt:2, Sabah Kitapları, Medya Ofset,

İstanbul, s.81.

156 Birinci, a.g.e., s.45. 157 Tunaya, a.g.e., ss.452-455.

ile uzlaştırılacağını ifade etmektedir. Yine Hürriyet ve İtilaf Fırkası, imparatorluğun yönetiminde bazı vilayetlere özel yönetim tarzının tatbik edileceğini benimsemekteydi.158 Fırka programında özellikle partinin Osmanlıcı olduğu vurgulanmıştır.159 Fakat buna rağmen Osmanlıcılığı İttihat ve Terakki gibi de değildir. Unsurların haklarını koruyup savunarak onların vatana bağlılığının sağlanmasına yöneliktir. Hürriyet ve İtilaf Fırkasına Türk olmayan unsurların farklı derecelerde yakınlık göstermelerinin bir nedeni de bu olmuştur. Fırka’nın ittihad-ı anasır hakkındaki görüşleri, bu unsurlar yakın gelecekte elde etmek istedikleri hususları fırka programında saklı bulmuşlardır. Ancak fırkada ana maksat Osmanlı Devleti’nin siyasi bütünlüğünü korumaktır. Adem-i merkeziyet görüşünü savunurken bunun hiçbir zaman muhtariyet anlamına gelmediğini de belirtmişlerdir.160 Fırka’nın bu tarzında şüphesiz İttihat ve Terakki’nin yürüttüğü merkeziyetçi anlayışında etkisi olmuştur. Fırka’nın ittihad-ı anasırı gerçekleştirecek görüşlere ağırlık vermesini bu açıdan değerlendirmek yerinde olacaktır. Fırka programında özellikle partinin Osmanlıcı olduğu vurgulanmıştır.161 Azınlıkların da fırkaya ilgi göstermelerinin en önemli nedeni Fırka programının onların da çıkarını gözetecek yapıda olmasıdır. Kısa vadedeki isteklerine cevap alabiliyorlardı. Ayrıca Fırka herhangi bir azınlığa bir muhtariyet düşünmemiştir. Fırka’nın ana amacı Osmanlı siyasi bütünlüğünü korumak olmuştur.

Rumlar’ın açıktan açığa Yunanlılar’la işbirliği yapmaları Osmanlılık camiasından ayrılmayı istemeleri anlamına gelmektedir. Hürriyet ve İtilaf Fırkası ise metropolithane yoluyla onları hoşnut etme siyasetini yürütüyordu. Halbuki bu iki zıt ucu bir araya getirmek pek de mümkün görünmemektedir.162

Hürriyet ve İtilaf Fırkası yayınladıkları beyannamede, son yıllarda Osmanlı unsurları arasında birliğin sağlanmaya çalışıldığı ifade edilmektedir. Oysa iktidarın uygulamaları neticesinde bu anlayışa yaklaşılmamış, hatta birlik ve beraberlik durumundan uzaklaşılmıştır. Bu durum Hürriyet ve İtilaf Fırkası mensuplarını

158 Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, Cilt:9, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1999, s.152. 159 Kurtuluş Kayalı, “Hürriyet ve İtilaf”, Tanzimattan Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi, Cilt:5,

İletişim Yayınları, İstanbul, 1985, s.1440.

160 “Panorama”, Teminat, 11 Eylül 1912. 161 Kayalı, a.g.m., s.1440.

162 Celal Bayar, Bende Yazdım: Milli Mücadeleye Gidiş, Cilt:5, Sabah Kitapları, Medya Ofset,

düşündürdüğü için bir araya gelmeye karar vermişlerdir. “Tevhid-i amal-ı anasır

hususundaki ciddiyet niyetimizi takdir eden ve bu vatan evladı oldukları cihetle ati-i memleketten bizim kadar hissedar olmaları tabi bulunan cemaat gayrimüslime meyanında Rum fırkası dahi bizim ile tevhid-i mesaiye karar vermiş ve aramızdaki şerait itilafiye tamamen neşr ve ilan edilmiştir”163 diyerek gayrimüslim unsurlar ile de aynı amaç için hareket ettiklerini işaret etmektedirler. Erbab-ı gayret ve vicdanın Hürriyet ve İtilaf Fırkası’na girmelerinin başlıca sebeplerinden biri, Edhem’e göre çeşitli unsurlarla olan ilişkide tarihin kanlı sayfalarında son vermektir. “…muhtelif

kıtaat ve akvamdan mürekkeb olmasıyla Fransa gibi komit-i vahideden ziyade İngiltere gibi bir imparatorluğa kabil-i teşbih (benzeme) olan vatanımızın heyet-i mecmuasının yeknesak bir usul ile idare olunamayacağı” anlayışı Hürriyet ve İtilaf

Fırkasını harekete geçirmiştir.164 İktidarın idaresizliği ve kanun fikrinden uzaklığı sorunları yaratmış165 bu da pek çok grubu harekete geçirmiştir. Osmanlılığın geleceğinin; ancak yeni mebusların göstereceği çaba ve gayrete bağlı olduğunu düşünen fırka, Kanun-u Esasi’yi hep göz önünde bulunduracak mebus aradığını ilan etmiştir. Hürriyet ve İtilaf programını hakkıyla uygulanırsa devletin içinde bulunduğu müşkülattan çıkılacaktır. Fırka hakimiyet-i milliyeye çok önem verdiğini de duyurmuştur.166

Lütfi Fikri ise Hürriyet ve İtilaf Fırkası’nın birbirinden farklı amaçları takip edebilecek pek çok unsuru içermesi hakkında farklı bir bakış açısı geliştirmiştir. Üç katlı bina tanımlamasını yaptığı bu durumu şöyle izah etmektedir: “En üst katta

Müslüman Türkler, ikinci katta Türkler harici diğer Müslümanlar (Arap, Arnavud, Kürt, Laz gibi) ve en alt katta gayrimüslimler kalacak. Hepsinin kapısında Osmanlılık yazacak” diyen Fikri Bey bu anlayışın ihyasının mümkün olup

olmayacağını zaman gösterecek diye düşünmektedir.167

Partinin iktidara gelişi iktidar tarafından doğal olarak hoş karşılanmamıştır. Partinin siyasi programında yer alan adem-i merkeziyet politikasını vatanı bölmeye neden olacağı düşünülmüştür. Osmanlı coğrafyasında siyasi ve idari açıdan özerk

163 “Hürriyet ve İtilaf Fırkası Beyannamesidir”, Teminat, 16 Şubat 1912.

164 İbrahim Edhem, “Erbab-ı Namus ve Vicdan Hürriyet ve İtilaf Fırkasına Niçin Girmektedir”,

Teminat, 22 Mart 1912.

165 “Hürriyet ve İtilaf Fırkası, Cemaat-i İslamiye”, Teşkilat, 30 Kanunusani 1912. 166 “Hürriyet ve İtilaf Fırkasının Beyannamesi”, Teminat, 12 Şubat 1912. 167 Lütfi Fikri, “Üç Katlı Bir Fırka”, Tanzimat, 8 Eylül 1912.

bölgeler doğacaktır. Bu da dışarıdaki düşmanın yapamadığını içerdeki düşmanların yapabilmesi olarak yorumlanmıştır.

Fırka programındaki görüşleri daha ilk maddesinde görmek mümkündür. Asıl hedef o zamana kadar kurulmamış olan hakiki Meşrutiyetin temin edilmesiydi.168 “Bunu gerçekleştirmek için de devletin muhtelif unsurlarının arasında, onların

hususiyetlerine yaşama hakkı tanımak şartıyla, gerçek bir siyasi birlik kurulacak ve Osmanlı vatanının karşılaştığı tehlikeler bu şekilde giderilerek Osmanlı Devleti’nin yaşaması sağlanacaktı”.169 Programın “Mevad-ı Esasiye” başlığı altındaki 2-13. maddelerinde meclisin hükümet karşısında daha kuvvetli kılınması, seçmen yaşının 20 olması ve devlet memurlarının daha sağlıklı bir seçim için bulundukları yerden başka bir seçim bölgesinde oy vermeleri; asker, jandarma ve kolluk kuvvetlerinin ise hiçbir şekilde seçme hakkına sahip bulunmamaları görüşü benimseniyordu. Ayrıca parti İttihat ve Terakki için en büyük kaynaklardan biri olan ordunun siyasetten ayrılmasını sağlamayı hedeflemiştir. Bu görüş özellikle 1912 seçimlerinde sık tekrarlanmıştır. Fırka maddeleri arasında “Maarif-i Umumiye” kısmında eğitimle ilgili görüş ve teklifler ortaya konmuştur. Bu alanda azınlıklara geniş imkanlar tanınmıştır. “Siyaset-i Dahiliye” kısmında ise esas itibariyle idari teşkilatlanmanın nasıl yapılacağı hakkında bilgi vermektedir. Bu anlamda fırkaya Prens Sabahattin Bey’in etkisi olmuştur. Buradan anlaşılan İttihat ve Terakki’nin merkezi yönetimi arttırarak gerçekleştirmeye çalıştıkları ittihad-ı anasır fikrini, Hürriyet ve İtilaf Fırkası; idari teşkilatın taşra uzantılarına daha fazla görev ve sorumluluk vererek gerçekleştirmeyi uygun bulmuştur. İttihatçılara karşı ittihad-ı anasır anlayışındaki en önemli fark ve İttihatçılar karşısında muhalefet tarafında yer almasındaki en büyük sebep de budur.

Yapılan propagandada fırkanın Müslümanları bir noktada toplanması için kurulmuş olduğu söylemi yeralır.170 Bayar da İttihat ve Terakki Fırkası’nın milli ve devletçi bir politika izlerken, Hürriyet ve İtilaf Fırkası’nı ümmetçi bir çizgide açıklamıştır.171 Rıza Nur da bu fikirde bulunduğunu belirtmiştir.172

168 Rıza Nur, a.g.e., s.27.

169 Hürriyet ve İtilaf Fırkası’nın ilk maddesi budur. Birinci, a.g.e., s.61; Rıza Nur, a.g.e., s.27.; Bayar,

a.g.e., Cilt:2, s.81.

170 Birinci, a.g.e., ss.84-88. 171 Bayar, a.g.e., Cilt:2, s.83.

Şehbenderzade Ahmed Hilmi İtilafçıların muhalefetini şöyle belirtmektedir: “Muhalif Fırkayı tekeline alarak onu fırka olmaktan çıkarıp, ‘intikam komitesi’

şekline sokanlar hakim fırkaya hayat hakkı vermiyorlardı. Onlara göre siyasetin en şereflisi İttihat ve Terakki Cemiyeti ile liderlerini kesinlikle ortadan kaldırmaktan ibaretti.”173

Hürriyet ve İtilaf Fırkası düşünsel anlamda bütünlüğe sahip bir fırka olamamıştır. Dolayısıyla da eylemlerinde istikrarlı olamamış ve tam bir başarı sağlayamamıştır.174 Fakat yine de muhalefeti tek bir çatı altında toplayabilme başarısını gösterebilmiştir.