• Sonuç bulunamadı

İmam Hâdî’nin vefatından sonra Yemen’de çok sayıda iç karışıklık yaşanmış, bölge kabileleriyle Zeydîler arasında savaşlar yapılmıştır. Konunun tüm boyutlarıyla

598 Ali b. Muhammed, Sîretü’l-Hâdî-İlelhak, s. 396.

599 Nâtık-Bilhak, el-İfâde, s. 93; el-Muhallî, el-Hadâiku’l-verdiyye, II, 48; Ebü’l-Abbâs, el-Mesâbîh, s. 571; Ahmed Şevkî, el-Hayâtü’s-siyâsiyye ve’l-fikriyye li’z-Zeydiyye, s. 179.

600 Bk. Ali b. Muhammed, Sîretü’l-Hâdî-İlelhak, s. 91-92, 94-97, 100, 107.

601 Ali b. Muhammed, Sîretü’l-Hâdî-İlelhak, s. 397; Nâtık-Bilhak, el-İfâde, s. 99-100; Eymen,

Târîhu’l-mezâhibi’d-Diniyye, s. 236; Ebü’l-Abbâs, el-Mesâbîh, s. 582; Hâdî-İlelhak, el-Ahkâm

(mukaddime), I, 11.

602 el-Muhallî, el-Hadâiku’l-verdiyye, II, 49; Nâtık-Bilhak, el-İfâde, s. 92 603 Bk. Ali b. Muhammed, Sîretü’l-Hâdî-İlelhak, s. 407.

ele alınması bir tarih çalışmasını gerektirdiği için burada konu, İmam Hâdî’nin küçük oğlu Ahmed’in 325 (937) yılında vefat etmesiyle sınırlandırılacaktır.

İmam Hâdî, vefat etmeden önce yerine herhangi bir oğlunu imam olarak atamamıştır. Bunun sebebi olarak hastalığından dolayı katılamadığı Necrân vadisinde gerçekleşen muharebede taraftarlarının yenilgiye uğrayıp kaçışmaları esnasında yaralıları arkalarında bırakmaları ve onları düşman askerlerine teslim etmeleri gösterilmektedir.604 Nitekim İmam Hâdî bu olay üzerine tabilerini ağır bir şekilde azarlamış ve onlara ağır kelimeler sarf etmiştir. Onların yapmış oldukları muahedeye sadık kalmadıklarını ve bundan sonra kendilerine tayin edilecek imamla birlikte savaşacaklarına da inanmadığını ifade etmiştir. Yaptıkları yanlışın farkında olan tabileri tövbe edip İmam Hâdî’ye yapmış oldukları biatı yenilemişlerdir. İmam Hâdî, bu seferden kısa bir süre sonra yerine herhangi bir oğlunu tayin etmeksizin vefat etmiştir.605

İmam Hâdî’nin vefatından sonra halk onun büyük oğlu Ebü’l-Kâsım Muhammed b. Hâdî’ye biat etmek istemiştir. Muhammed, bunun üzerine bir hutbe vererek babası döneminde halkın birçok kez babasına vermiş oldukları sözü tutmadıklarını onu birçok kez yüzüstü bıraktıklarını ifade etmiş, halkın şeriatın ilkelerine riayet etmedikleri, dine muhalif işlerle uğraştıklarını söylemiştir. Kendisinin de bu gibi durumlardan emin olmadığını ve onlara tam bir şekilde güvenmediğini ifade etmiş ve onların kendisine biat etme isteklerini geri çevirmiştir.606 Fakat gerek kabile liderlerinin gerekse kanaat önderlerinin istekli ısrarları ve Karmatîler’in bölgede çıkardığı olaylar üzerine Muhammed 299 (912) yılında biatleri kabul etmiş ve imâmet makamına geçmiştir.607 Halk tarafından kendisine el-Murtazâ-Lidinillah lakabı verilmiştir. Birçok seferler düzenleyen Muhammed, devletin hâkimiyet alanını Necrân, Hemedân ve Havlân’a kadar genişletmiş, emr-i bil ma’rufa önem vermiş halk arasında adalet ve hakkaniyeti hâkim kılmaya çalışmıştır.608

604 Ali b. Muhammed, Sîretü’l-Hâdî-İlelhak, s. 384. 605 Bk. Ali b. Muhammed, Sîretü’l-Hâdî-İlelhak, s. 384. 606 Şâyif Nu’mân, el-İmam Hâdî, s. 230-231.

607 Ali b. Muhammed, Sîretü’l-Hâdî-İlelhak, s. 397; Habeşî, Hükkâmü’l-Yemen, s. 46. 608 Habeşî, Hükkâmü’l-Yemen, s. 46.

Muhammed’in tüm bu gayretlerine karşı babasının döneminde olduğu gibi Yemen halkı yine hakkaniyet ve şeriatın ilkelerinden sapmaya başlamıştır. İstemediği halde bu makama getirilen ve kendisine verilen sözlerde durulmadığını gören Muhammed, müsamaha göstermeyip hemen imâmet görevinden ayrılmış, kesinkes bir daha bu makama geri dönmeyeceğini söylemiş ve bu konu için kendisine aracılar gönderilmemesini istemiştir.609 Devlet yönetiminden el çeken Muhammed, âmillerini de bulundukları görevlerden azletmiş, Sa’de’de bulunan evinde inzivaya çekilmiş ilim ve ibadetle meşgul olmuş, 310 (922) yılında kardeşi Ahmed’in imâmeti döneminde vefat etmiştir.610

Devlet otoritesi olmadığı bu dönemde her kabile kendi işini yürütmeye başlamıştır. Durum üzerine Tabersitan ve diğer bölgelerden Yemen’e hicret eden Zeydîler de geldikleri yerlere geri dönmüşlerdir.611

Bir yıldan fazla bir süre Yemen Zeydîleri devlet otoritesi olmaksızın varlıklarını sürdürmüşlerdir. Bu durumdan rahatsız olan kabile liderleri ve kanaat önderleri İmam Hâdî’nin diğer oğlu Ahmed’e mektuplar yazarak ondan kardeşi Murtazâ’yı imâmet makamına tekrar dönmeye ikna etmesi amacıyla Yemen’e davet etmişlerdir. Babasının vefatından sonra Hicaz’da bulunan Ahmed, kardeşi Murtazâ’yı imâmete tekrar dönmesi için ikna edememiştir. Bunun üzerine halk Ahmed’in imam olmasını istemiş ve imamlığı kabul etmesi durumunda kendisine biat edeceklerini ve ona sıkı sıkıya bağlı kalacaklarını bildirmişlerdir. Ahmed 301 (913) yılında Hâdî mescidinde başta abisi Murtazâ olmak üzere Yemen halkından biat almış ve imâmet makamına geçmiştir. Bundan böyle Ahmed’e en-Nâsır- Lidinillah lakabı verilmiştir.612

Ahmed’in, imâmeti döneminde Karmatî ve yerel kabilelerle uzun mücadelelerde bulunduğu, Karmatîler’le yaptığı savaşta onlara büyük zayiatlar verdirdiği ve bin beş yüz kişiyi öldürttüğü ifade edilmektedir.613 Ahmed, Yemen

609 Ali b. Muhammed, Sîretü’l-Hâdî-İlelhak, s. 400; Şâyif Nu’mân, el-İmam Hâdî, s. 231; Habeşî,

Hükkâmü’l-Yemen, s. 46; eş-Şâmî, Târîhu’l-Yemen, I, 143.

610 Ali b. Muhammed, Sîretü’l-Hâdî-İlelhak, s. 400, 405; Şâyif Nu’mân, el-İmam Hâdî, s. 234; eş- Şâmî, Târîhu’l-Yemen, I, 144.

611 Ali b. Muhammed, Sîretü’l-Hâdî-İlelhak, s. 400, 405; Şâyif Nu’mân, el-İmam Hâdî, s. 234. 612 Ali b. Muhammed, Sîretü’l-Hâdî-İlelhak, s. 400; Şâyif Nu’mân, el-İmam Hâdî, s. 234. 613 Karmatîler’le yaptığı savaş için bk. Ali b. Muhammed, Sîretü’l-Hâdî-İlelhak, s. 404 vd.

kabileleri arasında baş gösteren fitnelerden dolayı bir süre evine çekilmek zorunda kalmıştır. Bazı kabilelerin Ahmed’e başkaldırmak üzere Ya’fûrîlerden yardım istemesi üzerine Ya’fûrîlerle savaş yapılmıştır. Ahmed hasta olduğundan bu savaşa katılamamış, komutan olmaksızın girilen bu savaşta Ahmed taraftarları yenilgiye uğratılmıştır.614 Yirmi dört yıl boyunca Yemen Zeydî devletini ayakta tutan ve devletin gücüne güç katan Ahmed, bu savaştan sonra Sa’de şehrine gitmiş ve burada 325 (937) yılında vefat etmiştir.615

Ahmed’in vefatından sonra yerine oğlu Hasan imâmet makamına geçmiştir.616 Daha önce kardeşi Hasan’a biat eden Kâsım, Hemedân’a giderek kendi imâmetini ilan edip halktan biat almıştır.617 Bunun akabinde iki kardeş arasında uzun uzadıya ihtilaflar ortaya çıkmış, bunun üzerine iki kardeş de imamlıktan azledilmiştir.618