• Sonuç bulunamadı

Mukaddime bölümünde iki sayfa ayırarak eserin yazılış sebeplerini açıklayan İmam Hâdî’nin ifadelerinden, onun bir muhasebe halet-i ruhiyesi içinde olduğu anlaşılmaktadır. Onun “Kendi işlerimizi ve bizden sonra arkamızda bırakacaklarımızın işlerini gözden geçirdik… Bunları düşününce ölümlü olduğumuzu idrak ettik”27 şeklindeki ifadesi, bu hususu teyit etmektedir. İmam Hâdî’nin açıklamalarına göre, burada bahsi geçen ve durumları gözden geçirilenler onun çocukları, kardeşleri ve Âl-i Resûle uyup ona meyleden, Ehl-i beyt’in ipine tutunan, onların dinine tabi olan, onların önderliğini kabul eden ve Allah’ın onları diğer herkesten üstün kıldığına inananlardır.28 İmam Hâdî’nin bu ifadelerinden, kendisini, öncelikle ailesine sonrasında Ehl-i beyt mensuplarına ve onları takip edenlere karşı bir Ehl-i beyt imamı ve âlimi olarak sorumlu hissettiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, onun bahsedilen kişilere yönelik hissettiği sorumluluk duygusunun bu eserin yazılmasının ilk sebebi olduğu söylenebilir.

İmam Hâdî’nin eseri yazmasının sebebi olan bir diğer husus, onun Ehl-i beyt’e muhalif olan kişilere karşı reddiye yazma isteğidir. İmam Hâdî, bu grubu Ehl- i beyt imamlarına tabi olmayan ve onları kabul etmeyen kendi heva ve heveslerine göre helâl ve harâmlar hakkında hüküm verenler şeklinde ifade etmektedir. Bunlar

27 Hâdî-İlelhak, el-Ahkâm, I, 20. نمم ،انتلاقم لهأو ،انناوخاو اندلاوأ نم ،اندعب نم هفلخن نم رومأو انرومأ يف انرظن انإف يلع الله ىلص لوسرلا لآ ىلإ ليمي نم هيلع لجوزع الله بجوأ امب لوقيو ،مهتيلاو لحتنيو ،مهنيدب كسمتيو ،مهلبحب قلعتيو مهيلعو ه نوتيم انأ انملع كلذ يف انرظن نأ املف ،مهليضفت 28 Hâdî-İlelhak, el-Ahkâm, I, 20-21.

yalnızca kendilerinin hak yol üzerine olduğunu, kendi dışındakilerin ise batıl yola saptığını iddia eden ve kendileri gibi olmayanları tekfir eden gruptur.29

İmam Hâdî, yukarıda ifade edilen hususlardan da anlaşılacağı üzere, eserini yazarken kendisine ihtiyaç duyulan helal ve haram konularını Hz. Peygamber’in getirdiği sahih din üzerine temellendirmek suretiyle Ehl-i beyt’e tabi olanları bilgilendirmek amacını gütmüştür. Böylece sahih bilgiye dayanan Ehl-i beyt tabilerinin cahiller diye nitelediği grubun elinde bulunan bilgilere iltifat etmemelerini sağlamak istemiştir.30 İmam Hâdî, eserinde hak yolun Ehl-i beyt’in yolu olduğunu vurgulayarak, Ehl-i beyt’e muhalif olanları sadece cahil olarak vasıflandırmamış, onları sapkınlıkla da itham etmiştir. Eserde yeri geldiğinde bunları ağır bir şekilde eleştirmekten de çekinmemiştir.31

İmam Hâdî’nin eserinde Ehl-i beyt’e muhalif olarak ifade ettiği grubun İmâmiyye Şîası olduğu görülmektedir.32 İmam Hâdî, İmâmiyye Şîası’nı ağır bir şekilde tenkit etmekte hatta hakarete varan bir üslupla eleştirmekte33 ve onlar için müşrik ve kâfir nitelendirmesinde bulunmaktadır.34 İmam Hâdî’nin İmâmiyye Şîası’na karşı bu denli ağır ithamlarda bulunmasının altında onların kendilerini Ehl-i beyt’e nispet etmeleri ve kendilerini Ehl-i beyt’in gerçek temsilcileri olduğunu iddia etmelerine rağmen Ehl-i beyt’e karşı muhalefet etmeleri yatmaktadır. Ayrıca fıkıh eserlerinde alışılagelmişin dışında karşı tarafın görüşlerini delillerle reddettikten sonra bir fıkıhçıdan beklenilmeyecek şekilde karşı tarafı hakaret derecesinde eleştirmesi, İmam Hâdî’nin içerisinde bulunmuş olduğu ortam ve duygusal boyutun bir yansıması olarak kabul edilebilir.

İmam Hâdî’nin eleştirilerinin odağında İmâmiyye Şîası yer almakla birlikte, yeri geldiğinde Sünnî mezhepler de bu eleştirilerden nasibini almaktadır. Onun Sünnî kesime karşı eleştirileri İmâmiyye Şîası’na yönelttiği eleştiriler kadar ağır olmamakla

29 Hâdî-İlelhak, el-Ahkâm, I, 21. 30 Hâdî-İlelhak, el-Ahkâm, I, 21-22.

31 Örneğin bk. Hâdî-İlelhak, el-Ahkâm, I, 67, 310, 390, 393, 400-402. 32 Bk. Hâdî-İlelhak, el-Ahkâm, I, 67, 310, 390, 393, 400-402.

33 İmam Hâdî’nin İmâmiyye Şîası’nı eleştirdiği yerler için bk. el-Ahkâm, I, 67, 310, 390, 393, 400- 402.

birlikte, Sünnîler için cahiller ve akılsızlar ifadelerini kullandığı görülmektedir. Örneğin, İmam Hâdî, ezan bahsinde ezan gibi usûlü’d-din konusunun “Ensar’dan bazı sahabilerin rüyada görmesi üzerine Peygamber onu Bilal’e öğretmelerini istemiş ve o da böylece ezan okumuştur” şeklinde rivayetlerin cahilce bir açıklama olduğunu ve aklî bir tutarlılığının olmadığını ifade edip bu rivayeti kabul edenleri eleştirmektedir.35 İmam Hâdî’nin Hanefîleri “Ehl-i Irak” isimlendirmesi adı altında eleştirdiği de görülmektedir.36

Her ne kadar eserin mukaddime kısmında açıkça zikredilmemiş olsa da “ileride kurmayı planladığı devletin hukuk sistemine dayanak teşkil edecek bir eser ortaya koyma isteği”, İmam Hâdî’nin el-Ahkâm’ı yazma sebeplerinden biri olarak gösterilebilir. Nitekim İmam Hâdî, Yemen’e gidip devlet kurmadan önce Taberistan’a giderek37 orada kendi imâmeti altında bir devlet kurmak istemiştir. O dönem için Taberistan’da Zeydî dâîler tarafından ilk Zeydî devleti kurulmuş, dâîlerin yönetiminde bulunan bu devlet gerek Ehl-i beyt temsilcileri ve taraftarları gerekse imâmetini ilan etmiş olan İmam Hâdî tarafından kendi devletleri olarak görülmüştür.38 Bu bilgilere göre dâîlerin yönetimi altında bulunan bu devletin lideri imâmet makamında olan İmam Hâdî’dir. İmametini ilan ettikten sonra Taberistan’a gidip orada kurulu Zeydî devletini ele geçirmeyi istemesi, bizzat kendisinin ve yakın çevresindekilerin onu bu makamda gördüğünün apaçık delili olarak değerlendirilir.39 Öte yandan devlet yönetimini bilfiil elinde bulunduran Dâi Muhammed b. Zeyd’in ölümle tehdit ederek İmam Hâdî’ye baskı politikası uygulaması nedeniyle İmam Hâdî amacına ulaşamamıştır. Yapılan baskılardan ötürü 275 (889) yılında Taberistan’dan ayrılmak zorunda kalan İmam Hâdî, daha sonraki yıllarda Yemen’e giderek burada devlet kurmaya muvaffak olmuştur. Tüm bu bilgiler bize İmam Hâdî’nin henüz Yemen’e gelmeden önce bir devlet kurma niyetinde olduğunu göstermektedir. Bu durum, İmam Hâdî’nin el-Ahkâm adlı eseri kaleme alma

35 Bk. Hâdî-İlelhak, el-Ahkâm, I, 70. Diğer bir örnek için bk. Hâdî-İlelhak, el-Ahkâm, I, 171-172. 36 Bk. Hâdî-İlelhak, el-Ahkâm, I, 95.

37 Fuad Seyyid, Târîhu’l-mezâhibi’d-diniyye, s. 233. 38 Şâyıf Nu’mân, el-İmam Hâdî, s. 134-135.

sebepleri arasında ileride kuracağı Zeydî devletinin hukuk sistemini oluşturmak gibi bir gaye taşıdığı izlenimini vermektedir.

Sonuç itibariyle, bu eserin yazılmasının üç sebebi olduğu söylenebilir: Ehl-i beyt tabilerine helal ve haram konularında sahih bilgi vermek, muhaliflerin görüşlerini reddetmek ve ileride kurmayı tasarladığı devletin hukuk sistemini oluşturmak.