• Sonuç bulunamadı

GRUP KARAR DESTEK SİSTEMLERİ

2. Destek Sistemleri (Grup Karar Destek Sistemleri)

2.7. Grup Karar Destek Sistemlerinin Özellikleri

2.8.5. Grup Teknikleri ve Süreçleri

Grup teknikleri ve süreçleri, üç türlüdür (Lam ve Schaubroeck, 2000, s. 560):

Beyin fırtınası tekniği, gruplar halinde karar verme ortamında fikir üretecek kişilerin alternatifleri ortaya sunmasıdır (Lam ve Schaubroeck, 2000, s. 560). 1957’de Osborn tarafından keşfedilen problem çözme için fikir üretme tekniğidir. Bu teknik, yaratıcılığı ve kalıpların dışında düşünmeyi teşvik eder. Kısa zamanda en fazla fikri üretmek temel amaçtır. Tekniğin tek kuralı fikirlerin gelişimine imkân hazırlamak şeklindedir (Lam ve Schaubroeck, 2000, s. 563).

Beyin fırtınasının temel hedefi, katılımcıların eleştirilerden kaynaklanan korkularını azaltmaktır. Ayrıca, yaratıcı problem çözme için destek kaynakları sunmaktır. Genel olarak beyin fırtınası, yaratılacak fikirlerin nicelik ve kalitesini geliştirmek için kullanılır (Gallegos, 2000, s. 45). Bu özellikleri çerçevesinde beyin fırtınası tekniği, yaratıcı alternatiflerin gelişimini engelleyen baskıların üstesinden nispeten gelen bir tekniktir (Martin, Brown ve DeHaysa, 2002, s.102). Bir başka ifadeyle, beyin fırtınası tekniği bir fikir yaratma sürecidir, var olan fikirleri geliştirme süreci değildir.

Beyin fırtınası tekniği, bir karar verme sürecinin her aşamasında kullanılabilir.

Ancak, en etkili olduğu aşama başlangıç aşamasıdır. Başka bir ifadeyle, problemin ortaya çıktığı kısımdır (Martin, Brown ve DeHaysa, 2002, s.103). Özellikle iyi tanımlanmış yapısal problemler karşısında daha etkin gözükür. Fikir üretme konusunda bireyleri cesaretlendirir.

Beyin fırtınası sürecinde, kimse fikir geliştirme süreci tanımlanana kadar yargıda bulunmaz (Venkatesh, 2000, s. 344). Böylece, grup üyelerinin yaratıcılıkları daha fazla ortaya çıkar. Grup üyeleri bu sayede, yeni fikirler geliştirmeleri için cesaretlendirilir (Venkatesh, 2000, s. 344).

Bu özellikleri çerçevesinde beyin fırtınası tekniği, kişilerin fikirlerini rahat bir biçimde açıklamasına olanak sağlar (Lee ve Larsen, 2003, s. 755). Grupları problem çözmeye yönlendirir. Daha fazla fikrin ortaya çıkmasını ve takım ruhunun gelişimini destekler. Ancak bununla beraber, bazen fikirler yüzeysel kalabilir. Ayrıca, bir grubu

oluşturan bireyler, aynı dünya görüşüne sahip insanlardan oluştuğundan, bu durum fikir üretimini etkiler (Lee ve Larsen, 2003, s. 755).

2.8.5.2. Delphi Tekniği

Rand Corporation tarafından Amerika’ya karşı düzenlenecek olası bir nükleer atağın tahmini üzerine geliştirilmiştir. Delphi tekniği, birden çok uzmanın bir konu üzerinde uzlaşısını sağlamak için anketler yoluyla düzenlenen yapısal prosedürdür (Lee ve Larsen, 2003, s. 755).

Bireyler genel olarak farklı önyargılarını sergileme eğilimi göstermektedirler.

Grup kararları bu tür önyargıları düzeltebilir mi sorusunun cevabı büyük bir ihtimalle evet olacaktır. Çünkü grup kararları, grubu oluşturan bireylerin şahsi eğilimleri doğrultusundaki kararlardan daha hatası gözükmektedir.

Bu bağlamda, grup kararlarının etkinliği, grup bireylerinin etkileşimini geliştirmekle arttırılabilir. Ayrıca, grup etkileşiminin de kontrol edilmesi de ayrı bir önem taşır. Grup etkileşimini kontrol etmede en iyi bilenen metotlardan birisi ise Delphi tekniğidir (Morris ve Venkatesh, 2000, s. 376).

Delphi tekniği de Nominal Grup karar verme tekniği gibi karar kalitesini arttırmak için kişisel yargıların gerekli olduğu bir tekniktir. Nominal Grup tekniğinden farkı, katılımcılara posta yolu ile yanıt verme imkanı sunmasıdır (Morris ve Venkatesh, 2000, s. 378). Özellikle, teknik ve trend tahminleri için uygun bir karar tekniğidir.

Sınırlı zaman gerektiren karar durumlarında Nominal Grup karar verme tekniği gibi kullanımı elverişli değildir. Delphi tekniği, katılımcı motivasyonu, okuma ve yazmada iyi katılımcılar gerektirmektedir (Parikh ve diğerleri, 2001, s. 310).

Delphi tekniği, nominal grup tekniğine benzer bir şekilde işlemekle beraber anket temeline dayanmaktadır (Parikh ve diğerleri, 2001, s. 312). Problem tanımlandıktan sonra, grup üyelerinden anket yoluyla probleme getireceği çözümler beklenir. Gelen çözümlerin merkezi olarak değerlendirilerek, değerlendirme

üzerindeki diğer bireylerden gelecek soruları kabul etmesi ve anlaşmaya varılması aşamalarından geçmeyi öngörür (Parikh ve diğerleri, 2001, s. 313).

Bu süreç kapsamında, tekniğin özellikle yüz yüze gelmelerinin mümkün olmadığı ortamlar için ideal bir teknik olduğu söylenebilir (Karlene,1991,s.363). Delphi tekniği farklı statüler arasındaki farkları minimize ederek farklı kişilerden farklı fikirler gelmesini desteklemektedir (Karlene,1991,s.363). Bunun yanında tekniğin, katılımcıların kimliklerinin belli olmamasını sağlamakla birlikte oldukça fazla zamana ihtiyaç gösterdiği de açıktır.

Tekniğin başarısı katılımcıların kimliklerinin belli olmamasının altında yatmaktadır. Cevapların gizli tutulması, yüzlerin ve isimlerin hafızada tutulması problemini ortadan kaldırarak, yöneticilerin üyelere farklı yaklaşımlarını engeller (Karlene,1991,s.365).

Delphi tekniğini kullanan yöneticileri üç tür risk beklemektedir. Tartışma ve açıklama ortamının eksik olması nedeniyle, grup üyeleri problem ve nihai sonucu anlamakta güçlük çekebilirler. Azınlıkların fikirlerinin tam olarak açıklığa kavuşmaması riski vardır. Yüz yüze etkileşimin olmaması sebebiyle grup üyeleri çözüme fazla sıcak bakmayabilir (Karlene,1991,s.366). Tablo 4’te delphi tekniğinin yarar ve sakıncalar detaylı olarak verilmiştir.

Tablo 4: Delphi Tekniğinin Yarar ve Sakıncaları Uzak mekanlar arasında grup karar vermeye izin verir

Eğitilmiş bir koordinatöre ihtiyaç duyulur

Karar verme sırasındaki diğer bireylerden etkilenme şeklindeki sosyal baskıları azaltır.

Yavaş bir tekniktir

Açık ve anlaşılır kararlar alınmasını sağlar

Karmaşık bir modeldir

Daha fazla ve daha yaratıcı çözümler üretilmesini destekler

Fikir birliği her zaman en iyi karar değildir.

Yönetimi pahalı sorunlar dizisi

Sonuçlarının bilinmemesi

Takım duygusunu barındırmaması Kaynak: Karlene H., Roberts ve David Marshall Hunt (1991), Organizational Behavior, Kent Publishing.

2.8.5.2. Nominal Grup

1975 yılında Delbecq, Vande Ven, Gustafson atarfından keşfedilen Nominal Grup karar verme tekniği, birey ve grup halinde fikir üretmeyi birleştirmektedir (Sisk ve Williams, 1999, s.117). Bireyler yazılı fikirleriyle katkıda bulunmakta, gruplar da tartışarak karara varmaktadır (Sisk ve Williams, 1999, s.117).

Nominal Grup tekniği karmaşık kararlar ve bireysel yargıların bir toplamının bulunması durumları için uygun bir tekniktir. Hızlı bilgi değişimine imkan vermemekle beraber, işletme politikasının belirlenmesi ayrıca teşhis ve analiz aşamaları için uygun bir tekniktir (Chapman, 2003, s. 400).

Bir grupta bireyler arasında farklı fikirler olması farklı görüşlere sahip bireyler arasında tartışmanın gelişmesine sebep olabilir. Bu gibi ortamlarda karar vermek oldukça güç olacaktır. Ayrıca grubun büyük olması fikirlerin tartışılmasını hantallaştırılacaktır. Bu yüzden de karar vermekte güçleşecektir. Bu tür ortamlarda

2003, s. 400).

Nominal Grup tekniğinde katılımcılar Delphi tekniğinin aksine bir araya gelirler.

Bir grup olarak temsil edilirler. Ayrıca bir katılımcı diğeriyle doğrudan özgürce iletişimde bulunamaz (Chapman, 2003, s. 402).

Nominal grup tekniğinde, grup üyelerinin bir konu hakkındaki fikirleri önce yazılı olarak istenir (Ülgen, 2007, s. 302). Bu teknikte fikirler üzerinde tartışma yapılmadan oylamaya gidilir. Nominal grup tekniğinin Delphi tekniğinden farkı şudur:

Nominal grup tekniğinde grup üyeleri bir araya gelerek ve oylama yaparak çözümler arar (Ülgen, 2007, s. 302).

Nominal Grup tekniğinin iki yararı bulunmaktadır. Birincisi, grup üyeleri arasındaki güç ve statü farkından kaynaklanabilecek negatif etkileri aza indirmektir.

İkinci yararı, problem keşfi, alternatif yaratma ve karar vermenin farklı aşamalarında kullanılabilmesidir. Sakıncası ise, üretkenliği kısıtlayabilecek yapıya sahip olmasıdır (Chau, ve Hu, 2002, s. 192).