• Sonuç bulunamadı

Global Problems Summit Simülasyonu: Matthew Krain ve Jeffrey S Lantis

3.2. Uluslararası İlişkiler'de Simülasyon Çalışmalarının Örnekleri

3.2.8. Global Problems Summit Simülasyonu: Matthew Krain ve Jeffrey S Lantis

En güçlü yanı mevcut güncel gelişmelere uyarlanabilmesi olan simülasyon çalışması 1995 yılında Lantis tarafından ortaya konmuştur. Bununla birlikte bahse konu simülasyon sayesinde uluslararası ilişkilerin alçak politika olarak nitelendirilen alanlarına odaklanabilmekte ve uluslararası diplomasinin başarılı ve başarısız yanlarını katılımcılar tarafından deneyimlenebilmektedir. Simülasyonun tasarımında ise küçük nüanslar olmaklar birlikte Model Birleşmiş Milletler organizasyonundan etkilenilmiştir. Bu çerçevede simülasyon Model Birleşmiş Milletler ile kıyaslandığında katılımcıların çalışmadaki konumları daha güçlüdür, kurallar daha

basittir ve kurumsal kısıtlar ortadan kaldırılmıştır. Ancak yinede simülasyonda herhangi bir meselede çözüme ulaşmak için pazarlıkların ve müzakerelerin arttırılması adına nitelikli çoğunluk (2/3) şartı bulunmaktadır. Başka bir anlatımla her ne kadar kurallar ile müzakere sürecinin önü çok fazla kesilmese de özellikle katılımcıların rollerine bağlı kalmaları adına bazı kurallar öngörülmüştür (Krain ve Lantis, 2006: 396-398).

Simülasyonda katılımcılara genellikle tercih ettikleri devletlerden birinci veya ikinci tercihleri verilmiştir. Her simülasyon çalışmasında olduğu gibi katılımcılara bahse konu rollerine bürünmeleri noktasında gerekli bilgiler ve zirvede tartışılıcak gündem maddelerine dair listeler verilmiş akabinde de gerekli bilgileri özümseyip özümsemediklerinden emin olunmuştur. Çalışmada çözüme ulaşılması noktasında ise her devlet tartışılan meseleye dair kısa görüşlerini çalışma kâğıtları vasıtasıyla sunmuştur. Ancak vurgulandığı üzere bahse konu çalışma kâğıtlarının çözüme dönüştürülebilmeleri için mevcut devletlerin 2/3'ünün desteğini alması gerekmektedir. Dolayısıyla katılımcıları ciddi bir pazarlık ve müzakere süreci beklemektedir. Başka bir anlatımla katılımcılar meseleye dair görüşlerini aktardıkları çalışma kâğıtlarının çözüme dönüşebilmesi noktasında gerekli anlaşma zeminini sağlamak zorundadırlar. Bununla birlikte katılımcılar zirveye başkanlık eden kişinin dikkatini çekebilmek adına ülke dövizlerine sahiptirler. Yine çalışmada diplomatik nezaket kuralları gözetilmiş ve katılımcıların diğer katılımcıların sözlerini kesmeleri veya kaba bir şekilde davranmaları engellenmiştir. Nihayet katılımcılar simülatör tarafından katılımcılar büründükleri rollerin dışında bir tavır sergilememek noktasında telkin edilmektedirler ki dolayısıyla anlaşmaya varmak adına tarafların rollerini terk etmelerinin önü böylece alınmak istenmiştir (Krain ve Lantis, 2006: 398).

Çalışmayı düzenleyen son bileşen ise nihayetinde katılımcılara yönelik yapılan bilgilendirme ve değerlendirme oturumudur. Zira simülasyon amaçlarından bir tanesi de katılımcıların bahse konu kompleks süreci kavrayıp kavramadıklarını tespit etmektir. Dolayısıyla bilgilendirme oturumunda katılımcılar hangi manevralarının nelere sebep olduğunu ve neden başarılı/başarısız olduklarını görebilmektedirler. Değerlendirme ve bilgilendirme oturumunun yanında katılımcıların simülasyondan

gerekli dersleri alıp almadıkları katılımcıların iki aşamalı bir değerlendirme sürecinden geçirilmeleriyle tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu minvalde ilk olarak katılımcılar yapılan tartışma oturumunda simülasyona dair düşüncelerini belirtmekte ve kendilerine simülasyon çalışması ile ilintili olarak bazı sorular yöneltilmektedir. İkinci olarak ise katılımcıların değerlendirilmesi kendilerine yöneltilen ucu açık ve kapalı sorular vasıtasıyla yapılmaktadır (Krain ve Lantis, 2006: 399).

Tüm bu noktalardan hareketle simülasyonun değerlendirilmesi noktasında katılımcılar deney grubu ve kontrol grubu olmak üzere iki gruba ayrılmışlardır. Deney grubu olarak ayrılan katılımcılar simülasyon çalışmasına dahil edilirlerken kontrol grubu öğrencileri geleneksel yöntemlerle verilen eğitim sürecinden geçirilmişlerdir. Ancak hem deney grubuna hem de kontrol grubuna başlangıçta aynı teorik bilgiler verilmiştir ki amaç aralarındaki farkı yalnızca simülasyon bazında ortaya koymaktır. Diğer çalışmalardan farklı olarak simülasyonda çalışmayı yapan iki kişinin aldıkları kontrol ve deney grupları iki başlık üzerinden yapılan zirvelerde değiştirilmiştir. Başka bir anlatımda nükleer proliferasyon, savaş suçları ve işkence temelli iki zirve düzenlenmiş ve ilk zirvede deney grubu olan katılımcılar ikincisinde kontrol grubu ilk zirvede kontrol grubu olanlar ise ikinci zirvede deney grubu olarak kullanılmışlardır (Krain ve Lantis, 2006: 399-401).

Değerlendirme aşamalarından sonra ortaya çıkan sonuçlarda ise deney grubunun kontrol grubuna göre bahse konu zirvelerin temel konularını daha iyi kavradıkları ortaya çıkmıştır (Krain ve Lantis, 2006: 395). Bununla birlikte katılımcıların bir meseleye dair diğer taraflarla empati kurma yetilerinin geliştiği ve müzakere sürecine dair teori ve pratiği bir araya getirme şansı buldukları görülmüştür. Yine katılımcılar simülasyon sayesinde oldukça grift ve ucu açık olan müzakere sürecini kavramışlardır (Krain ve Latis, 2006: 396-397). Simülasyonun doğasına uygun bir şekilde ve değerlendirme oturumu vasıtasıyla öğrenme sürecinin yalnızca çalışma süresince kısıtlı kalmaması ve çalışmanın sonrasında bile öğrenmenin devam etmesi bir diğer kazanımdır (Krain ve Lantis, 2006: 399).

Simülasyonun değerlendirmek gerekirse ilk olarak çalışmada uluslararası ilişkilerin alçak politika olarak adlandırılan alanlarına odaklanılması simülasyonun güçlü yanını oluşturmaktadır. Bununla birlikte çalışma Model BM üzerine

temellendirilse de kurumsal kısıtların hafifletilmesi katılımcıların manevra kabiliyetlerini arttırıcı bir etki yaratmıştır. Yine antlaşma için nitelikli çoğunluğun aranması katılımcıları gerek müzakere süreçlerinin zorluğuna adapte etmesi gerekse de onları daha aktif bir pazarlık sürecine itmesi bakımından oldukça önemlidir. Bununla birlikte simülasyon nezdinde diplomatik nezaket kurallarına dikkat edilmeye çalışılmayı güçlü kılan bir diğer faktördür. Nihayet çalışma kapsamında değerlendirmenin kontrol ve deney grupları üzerinden yapılması bu sürecin daha objektif olmasını sağlamıştır.

3.2.9. Kıbrıs Simülasyonu: Emre Hatipoğlu, Meltem Müftüler ve Murphy