• Sonuç bulunamadı

4. BULGULAR VE YORUMLAR

4.7. Girişimcilik

4.7.1. Girişimcinin/Yöneticinin Özellikleri

Bu kategori altında, girişimcinin yaşam tarzı ve diğer ticari faaliyetleri anlaşılmaya çalışılmıştır. Görüşülen katılımcılar, yoğun olarak muhafazakâr olduklarını vurgulasa da bu konuda görüş bildirmek istemeyen katılımcılar da olmuştur. Bazı katılımcıların, otelciliğin yanı sıra seyahat acentası, inşaat, danışmanlık, eğitim, emlak ve tekstil gibi farklı alanlarda da faaliyetleri bulunmaktadır veya holding bünyesinde faaliyet göstermektedir. Ayrıca, başka otel işletmeleri olduğunu belirten katılımcılar da bulunmaktadır. Şekil 14’te bu kategoriye ilişkin alt kategori ve kodlara yer verilmiştir.

Şekil 14. Girişimcinin/Yöneticinin Özellikleri

4.7.2. Motivasyon

Motivasyon kategorisi altında girişimcileri veya yöneticileri helal konseptli bir otele yatırım yapmaya veya bu konseptte bir otelde çalışmaya yönelten unsurlar anlaşılmaya çalışılmıştır. Şekil 15’te ilgili kodlara yer verilmiştir.

Şekil 15. Motivasyon

Katılımcılar yoğun olarak yaşam tarzlarının bu konseptte bir otele yatırım yapmalarında veya çalışmalarında etkili olduğunu dile getirmiştir. Bunun yanı sıra, kârlılık beklentilerinin, sektörde bu konsepte ihtiyaç olduğunu fark etmelerinin veya daha önce bu alanda yatırımlarının olmasının etkili olduğunu belirten katılımcılar da bulunmaktadır.

112

O27-K28, yatırım yapma motivasyonunun pazardaki boşluğu fark etmesi

olduğunu şu sözleriyle ifade etmiştir: “…açıkçası böyle bir pazarın açık olduğunu da biz biraz

sezinledik. Yani bölgenin böyle bir konsepte ihtiyacı olduğunu biraz sezinledik. Dolayısıyla tercihimiz

bundan yana oldu.” O2-K3 ve O17-K18 ise bu konsepte yatırım yapma ve çalışma

nedenlerini dini inançları ile bağdaştırmıştır. İlgili ifadeleri şu şekildedir: “…Biz muhafazakâr bir aileyiz. Patronlarımız itibariyle. Bu işi yapmamızın ana sebebi de tamamen kendi yaşam ve hayat görüşümüz ile ilgilidir. Yani işe biz ticari manada yaklaşmıyoruz açıkçası. İlk önce kendi yaşam kendi hayat felsefeleri açısından bunu yapıyorlar...” (O2-K3)

“Şimdi hayatta her şey birbiriyle örtüşür yani. Örtüşmüyorsa sıkıntı orda başlar zaten. Ben burayla bu otelle bu yapıyla örtüşmezsem burada ayakta duramam zaten. O zaman bu dürüstlük olmaz. Tamamen ticari ilişki olur. Biz işin ticari boyutunda değiliz. Para kazanma derdinde değiliz. Yani ben para kazanmak istesem bugün bu otelin değerine %50 daha zam yaparım fiyatına. Para kazanırım. Yine kazanırım. Ama yok ben koyduğum fiyatta hak ettiğim fiyatı düşünerek bu fiyatı koyuyorum…” (O17-K18)

4.7.3. Kuruluş Sürecinin Özellikleri

Kuruluş sürecinin özellikleri olarak adlandırılan kategori altında konseptin oluşturulması, lokasyon, sermaye ve yatırımın geri dönüş süresi alt kategorileri incelenmiştir. İlgili alt kategoriler Şekil 16’da sunulmuştur.

Şekil 16. Kuruluş Sürecinin Özellikleri

Görüşülen otellerin 18’inin bu konseptte kurulduğu anlaşılmıştır. 20 otel ise dönüştürülmüştür. Konsept dönüştürülürken yapılan bazı değişimler şunlardır: Ayrı havuz, mescit, kıble yönü, mini kulüp ve çocuk parkı eklenmiştir. Alkol kaldırılmıştır. Bazı oteller sıfırdan yenilenirken, bazı otellerde sadece odalar yenilenmiştir. Ayrıca, kadınlar koyunun izole edildiğini, lavabo yüksekliklerinin abdeste göre ayarlandığını, mahremiyetin sağlanması için balkonların panellerle ayrıldığını, taharet musluklarının yerinin düzenlendiğini ve bağlantılı odaların eklendiğini belirten oteller olduğu anlaşılmıştır. Konseptin oluşturulma sürecinde diğer otellerin incelendiği, girişimcinin kendi tatil tecrübelerinden yola çıktığı, misafir talepleri doğrultusunda çeşitli düzenlemeler yapıldığı ve din görevlilerine veya IHATO'ya danışıldığı ifade edilmiştir.

113

Bir oteli helal konsepte dönüştürmenin zor olmadığı düşünülmektedir (Baysal, 2017, s. 94). Ancak, konsept dönüştürülürken yapılan değişimler göz önünde bulundurulduğunda otelin alt yapısının veya büyüklüğünün bu eklemelere uygun olması gerektiği anlaşılmıştır.

Kuruluş aşamasında verilen en zor kararlardan biri olan kuruluş yeri seçimi, işletmelerin rekabet avantajı sağlaması bakımından önemlidir (Küçük, 2017a, s. 101). Ancak, görüşmeler süresince katılımcılar yoğunlukla otelin lokasyonunun neden olduğu dezavantajlardan bahsetmişlerdir. Bu dezavantajlar; çevrede az otel olması, otelin havalimanına yakın olmaması nedeniyle yabancı turist çekememesi, otelin uzak olması, çevrede personel bulma güçlüğü, otelin merkezî bir bölgede olmaması, bölgenin turistik bir bölge olmaması, bölgenin helal turizme uygun olmaması ve konsept nedeniyle çevreden görülen baskılardır. Katılımcıların lokasyon konusunda vurguladıkları avantajlar ise yakınlığı, çevrenin sosyolojik ve doğal yapısının konsepte uygunluğu, merkezden uzak, doğa ile iç içe olması ve bölgede turizmin gelişeceğine ilişkin beklentilerdir. Bunun yanı sıra, misafirlerin oteli özellikle lokasyon nedeniyle tercih ettiğini belirten katılımcılar da bulunmaktadır. O35-K38, lokasyonlarının konsepte uygun olduğunu şu sözleriyle ifade etmiştir:

“Merkezden uzakta olması. Yan aşağıdaki otellere baktıysanız balkonuna çıktığı zaman karşı tarafta bi şey görebiliyor mesela. Diğer konseptte hizmet veren bir otel görüyor. Bikiniyle oturan bir kadın eline içeceğini almış güneşlenirken görmekten çok hoşlanmıyor. Buranın etrafına baktığı zaman doğal, doğanın içeresinde, cadde gürültüsü yok. Çocuklarının otelin etrafında rahatlıkla dolaşabileceği bir alan. Yürüyüş yapabileceği bir alan. Gezerken işte tekel market görmüyor çocuğu. Kötü örnek şey yapabileceği bir alan görmüyor. Çünkü gerçekten o tarzda insanlar da var. Yani tamamen çocuklarını televizyondan uzak tutan, eşinin o tarz yerlerde bulunmamasını isteyen kesim de var. Bunlar küçük bir kesim ama çoğunluğu bizim bu şey için lokasyon için. Sahil olması güzel bir detay.” (O35-K38)

Görüşmelerde, çevrede otel olmaması bölgedeki turizm hareketliliğinin az olmasına yol açtığı için olumsuz olarak değerlendirilmiştir. Ancak, çevrede fazla otel olmasının da yoğun rekabet oluşturması açısından işletme için olumsuz bir durum olduğu anlaşılmıştır. Son olarak, şehir otellerinde yakınlığın ve merkezi konumun önemli olduğu ancak sahil otellerinde lokasyonun merkezden uzak ve doğa ile iç içe olmasının misafirler için tercih sebebi olduğu belirlenmiştir.

Otel işletmelerinin kuruluşunda gereken sermayenin farklı parametrelere göre değişmesi nedeniyle bu soruya net yanıtlar alınamasa da sermayenin miktarını ve yatırımın geri dönüş süresini etkileyen bazı parametreler belirlenmiştir. Katılımcılara göre lokasyon, oda sayısı, otelin kiralanması ya da satın alınması gibi unsurlar kuruluş

114

sermayesini etkileyebilmektedir. Görüşülen oteller arasında aile işletmesi olan veya ortaklık bulunan oteller olduğu anlaşılmıştır. Bunun yanı sıra, girişimcinin özellikleri bölümünde de belirtildiği gibi holdinge bağlı oteller de bulunmaktadır. O10-K11 ve O12-K13, otelin kazanması ve ayakta durabilmesi için mülkün sahibi olunması gerektiğini belirtmiştir. O10-K11'in bu konudaki görüşleri şu şekildedir:

“Şimdi tabi mülk sahibi olmanızla kiracı olmanız arasında fark var…Kesin net bir rakam söyleyemeyeceğim ama eğer turizmde kazanmak istiyorsanız eğer mülk sahibi olmalısınız. Kira çünkü sırtınızda sürekli bir kambur olarak ... İşte anlaşmanıza göre işte ya her sene bir ay zam, yıllık bir zam olacak kiranıza. Çünkü personele her yıl zam yapıyoruz. Fiyatlarını da çok fazla oynayamıyorsun. Ama sabit bir giderin varsa belli bir süre sonra herhangi bir kazanç elde edememeye başlayacaksın. Ama mülk sahibi olunca daha işler çok farklı daha rahat olabiliyorsun.” (O10-K11)

O16-K17, otelin kapasitesinin az olması ve kuruluşun öz sermaye ile yapılması nedeniyle yatırımının geri dönüşünün çok uzun olduğunu belirtmiştir. Helal konseptli otel yatırımlarının geri dönüş süresinin, yatırımın büyüklüğüne ve tesisin sunduğu olanaklara göre değişebildiği anlaşılmıştır. O28-K30 ise yatırımın geri dönüşünün uzun olmasını sezonun kısa olmasına, kriz ve seçim gibi olgulara bağlamıştır. İlgili ifadeler şu şekildedir:

“Geri dönüşü çok uzun, tesisin oda sayısı ve kapasitesi küçük. Küçük olduğu için büyük gruplara hizmet edemiyoruz. Öz sermayeyle yapıldığı için geri dönüşü çok uzun. Yapılan yatırımın geri dönüşü. ROI’si…” (O16-K17)

“…Çünkü öz sermaye ile ve öz malla yaptığımız için Güney ve Ege’deki gibi devletten kiralama arazi ve devlet destekli, uzun soluklu kredilerle, faizsiz kredilerle o tesisi yapmadığımız için, tamamen cepten parayla yaptığımız için yani bizim geri dönüşümüz 20 yıl falan. 22 yıl.” (O16-K17)

“10 yılı bulmuştur yani… Çünkü sezonumuz 90 gün maksimum. O da böyle Türkiye'de hiçbir kötü bir şey olmayacak. İşte İstanbul'da bomba patladı … Yani o 90 günü. Türkiye'nin çok çok iyi olması lazım. O zaman 90 gün ki benim bildim bileli hiçbir zaman öyle bir süreç olmadı. Hep bir şeyler yaşandı… Darbe gördü, kriz gördü işte dört sene art arda seçim gördü. Haziran gitti. Bu sene de aynı. Okul sınavları girdi. Yani o yüzden sezon 90 gün değil yani. İşte o yüzden diyorum amorti 10 yılda. Normalde bir işletmenin kendini amorti etmesi en fazla 5 yıl, 5 yıldır… Ama burada öyle değil. Burası çünkü sezon kısa şeyimiz var… her gün bir şeylerle karşılaşıyorsunuz. Şu anda da ciddi bir sıkıntı var genel olarak… Bir hafta doluyorsun ikinci hafta bir bakıyorsun yarıya düşüyor. Tekrar bir yükseliyorsun, tekrar bir bakıyorsun yarının da altına düşmüş.” (O28-K30)