• Sonuç bulunamadı

Rekabetçi Düşünme

Belgede İŞLETME LİSANS PROGRAMI (sayfa 11-29)

1. GİRİŞİMCİLİK, TANIMI VE TARİHÇESİ

1.3. Girişimcinin Bileşenleri

1.3.4. Rekabetçi Düşünme

3

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

1. Girişimci kimdir?

2. Orta Çağ’dan günümüze gelindiğinde girişimcinin tanımı nasıl bir değişime uğramıştır?

3. Girişimcinin bileşenleri nelerdir?

4

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım

Kazanımın nasıl elde edileceği veya

geliştirileceği Girişimcinin tanımı Girişimci kimdir tanımını

yapabilmek.

Girişimcilik tarihçesi

Girişimciliğin ortaya çıkışı ve tarihsel gelişim sürecini kavrayabilmek.

Girişimcinin bileşenleri

Girişimcinin bileşenleri olan yenilikçi ve yaratıcı olma, risk yükleme, öncü olma, ve rekabetçi düşünmeyi

açıklayabilmek.

5

Anahtar Kavramlar

 Girişimcilik,

 Yenilikçi ve yaratıcı olma,

 Risk yükleme,

 Öncü olma,

 Rekabetçi düşünme

6

Giriş

Girişimcilik tüm dünyada ekonomik kalkınma açısından itici bir güç olmuştur.

Literatüre bakıldığında girişimcilik kavramının birçok yazar tarafından farklı dönemlerde farklı bakış açılarıyla incelenmekte olduğu görülmektedir. Yapılan çalışmalarda çoğunlukla;

fırsatları görmek, kaynakları bir araya getirmek ve risk almak gibi konular ele alınarak kavram açıklanmaya çalışılmıştır. Bu bölümde girişimcinin tanımı, girişimciliğin tarihçesi ve girişimcinin bileşenleri üzerinde durulacaktır.

7

1.1. Girişimci Tanımı

Girişimci kelime kökeni olarak bakıldığında Latincede “intare” kelimesinden türetildiği; Fransızcada, “iş yapmak üstlenmek, yüklenmek” anlamına gelen “entreprendre” ve ilk girişen, başlayan anlamına gelen “entrepreneur” kelimesinden gelmektedir. Orta Çağ’da

“aktif olan, iş yapan” anlamında da kullanılmıştır. Türk işletmecilik literatürüne önceleri

“müteşebbis” olarak katılan bu kavram Arapça “teşebbüs” kelimesinden türetilmiştir.

Günümüzde ise “girmek” kökünden türetilerek girişimci halini almıştır. Nitekim, Türk Dil Kurumu girişimciyi, “üretim için bir işe girişen, kalkışan kimse, müteşebbis, ticaret, endüstri vb. alanlarda sermaye koyarak girişimde bulunan kimse” olarak tanımlanmaktadır.

Herhangi bir ihtiyacı karşılamak üzere, emek, sermaye ve doğal kaynaklar gibi üretim faktörlerini bir araya getirerek iktisadi bir mal veya hizmetin üretimini gerçekleştiren, bu amaçla üretim sürecini tasarlayan, örgütleyen ve sürecin tüm riskini üstlenen kişi olarak tanımlanabilir. Girişimci, ihtiyaçları karşılamak üzere girişimde bulunan kişidir. Girişimci;

risk ve belirsizlik ortamında yeni ürünler veya iş imkânları üretebilen, fırsatları ve kaynakları, kazancı arttırmak ve büyüyebilmek için kullanabilen kişi olarak da ifade edilebilmektedir.

Girişimciler sadece maddi veya manevi statülerini yükseltme amacında olmayıp, aynı zamanda ekonomik bir değer ve gelir üstesi yaratırlar. Yapılan tanımların tümünde ortak olan husus, girişimcinin “başkalarının baktığı ama göremediği fırsatları görüp, bunları birer iş fikrine ve kar’a dönüştürebilmesi” ve “risk almaya yatkınlığı” dır.

Son olarak, Girişimciyi ile mal veya hizmet üretimi için gerekli olan sermaye, emek, bilgi, doğal ve fiziki kaynaklar gibi üretim faktörlerini bir araya getiren ve bunu yaparken risk yüklenen kişi yada kişiler olarak tanımlayabiliriz. Girişimciler başkalarının karışıklık veya kaos olarak gördüğü durumlarda yaşadığı çevrenin ortaya çıkardığı fırsatları sezen kişilerdir.

Çevrede ve pazarda başkalarının göremediği fırsatları gözleyen ve saptayan, bu fırsatları ve tüketici taleplerini iş fikrine dönüştüren, bu amaçla işletme kuran ve risk yüklenen kişilerdir.

1.2. Girişimcilik Tarihçesi

Tarihin ilk yıllarından bu yana insanoğlu yaşamak ve ihtiyaçlarını karşılamak için avcılık, çiftçilik, hayvancılık ve trampa ticareti yapmıştır. Bu ve benzeri her faaliyeti basitçe girişimcilik olarak nitelendirebiliriz. Aslında ilkel insan, hayatını sürdürebilmek için risk almakta, farklılık yaratmakta, yenilik yapmakta ve yaşamlarını ortaya koymaktaydı yani bugün girişimciliğin tanımlarında ortaya konulan tüm özellikleri içinde barındırmaktaydı.

Girişimcilik üretimin olduğu her dönemde değişik şekillerde var olmuştur. Örneğin ilk insanlar avcılık faaliyetleri yaparken veya toplayıcılıkla uğraşırken belirli üretim faktörlerini bir araya getirip nihai ürüne ulaşmak için çeşitli riskler almışlardır. O günlerden bu günlere sosyo-ekonomik değişimlerle de girişimcilik hemen her dönemde değişik şekillerde var olmuş ve tanımlanmıştır. Günümüzde algıladığımız anlamda girişimcilik ise sanayi devrimiyle beraber ortaya çıkmış ve bilim insanları tarafından günümüze kadar değişik şekillerde tanımlanmıştır.

8 Orta Çağ’da girişimci, büyük üretim projelerinde herhangi bir risk üstlenmeksizin, kendisine hükûmet tarafından verilen kaynakları kullanarak şato, manastır, katedral ve diğer büyük mimari yapılardan sorumlu olan ve projeyi yöneten kişiler olarak ifade edilmekteydi.

Zamanla insanoğlunun gereğinden fazlasını istemesi, alması ve bunu olabildiğince biriktirmesi, fazlasını spekülatif amaçla saklayıp zaman zaman piyasaya sunması, kapitalizm adını verdiğimiz modern ekonomi ve yaşam biçimini ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu döneme kadar insanlar yaşamlarını sürdürebilmek için ihtiyaçları kadarını doğadan alıyor veya üretiyorlardı. Oysa artık fazlasını spekülatif amaçla saklamak, trampa yapmak veya değeri yükseldiğinde satmak söz konusudur.

17’nci yüzyılda milli ekonomilerin doğuşu, devletlerin güçlü hazinelere ihtiyaç duyması, sanayi ve ticaret üzerindeki kısıtlamaların kaldırılması girişimci kavramının daha farklı bir biçimde ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu kavramı ilk kullanan Richard Cantillon’a göre çiftçi de bir girişimcidir ve toprağı belirli bir şekilde işleyerek gelir sağlamakta, zenginlik yaratmaktadır. Bu dönemde girişimciye, daha çok yerel yönetim ile belirli ürünleri üretmek ya da bir hizmeti sunmak üzere sözleşme yapan kişiler olarak bakılmıştır. Nitekim R. Cantillon Fransız Hükûmetinin birçok kamu binasını inşa eden Fransız iş adamı John Law’ın çalışmalarından yola çıkarak, girişimcileri getirisi belirsiz ancak katlanılacak maliyetin az çok bilindiği durumlarda basiretli ve kendine güveni tam bir şekilde hareket eden bireyler olarak görmüştür. Yapılan sözleşmelerdeki ücret veya fiyatlar genelde iş bitene kadar sabit olduğundan, sözleşme yapan girişimci faaliyetleri sonucunda oluşabilecek kâr ve zararı da üstlenmekteydi. Bir hizmet sunmak ya da taahhüt edilen bir malı üretmek üzere yönetim ile sözleşme yapma olarak tanımlanan girişimcilik anlayışında risk kavramı ilk olarak bu dönemde ortaya çıkmıştır.

R. Cantillon'a göre, birey ücret karşılığında emeğini kiralamıyor veya çalışmıyorsa bir girişimcidir. Girişimci ile ücret karşılığı çalışan bireyleri ayıran özellik, girişimcinin belirsizlik ortamında kendi imkânlarıyla çalışarak yaşaması ve kazanmasıdır. Cantillon'a göre, girişimci genelde bilmediği ya da belirsiz olan piyasa koşulları altında spekülatif faaliyetlerde bulunmaktadır. Bu özelliğiyle girişimci sermaye bulan ve risk yüklenen kişi olarak da dikkati çekmiştir. Girişimciyi bu davranışa iten neden faaliyeti karşılığında elde etmeyi umduğu kâr’dır. Bu kâr, ham madde, yardımcı maddeler ve tüketim malları fiyatlarındaki dalgalanmalarının önceden bilinememesi nedeniyle belirsizdir.

18’inci yüzyılda ekonomide devlet müdahalesinin azaldığı, bireyciliğin ve özel mülkiyetin geliştiği bir ortamda, Jean Baptiste Say girişimcinin ekonomik faaliyetlerin temelini oluşturan üretim faktörlerini birleştirerek üretim ve servetin dağılımında düzenleyici bir rol oynadığı görüşünü ortaya atmıştır. Girişimcilik ve yöneticilik (idarecilik) işlevlerini birbirinden ayırmış, girişimciliğin kazancı olan kârın; üretimin iyi ya da kötü şansın peşinen kabul edilerek ortaya çıktığını ileri sürmüştür.

20’nci yüzyılda serbest piyasa ekonomisinin gelişimi ile bu defa Joseph A.

Schumpeter ekonomide değişimi yaratan temel unsurun yenilik olduğu görüşünü ortaya atarak, girişimcinin önemini daha da arttırmıştır. 1910 yılında yayınlanan, "Ekonomik Gelişmenin Teorisi" adlı çalışmasında J. Schumpeter girişimcilerin yeniliği benimsemede iş

9 veya işletmeleri yönetenlerden farklı olduklarını ve dolayısıyla ekonomide refah yaratan ve dağıtan önemli aktörler olduklarını ifade etmiştir. Girişimcilerin yaptıkları yeniliklerle piyasada yeni talepler yarattıklarını, bunun ise mevcut piyasayı değiştirerek yeni bir yapının oluşmasına yol açtığını belirtmiştir. Schumpeter bu durumu "yaratıcı yıkıcılık" olarak adlandırmaktadır. Dinamik bir süreci ifade eden bu anlayış yirminci yüzyılın büyük bir bölümünde egemenliğini sürdürmüştür. Ekonomik bir yapıda girişimciliği ve girişimciyi yok saymanın mümkün olmadığını belirten Schumpeter, yeni bir ticari mal ve hizmetin ortaya çıkması için, bir icadın kullanılması olarak tanımladığı "yenilik" kavramını, yeni talep yaratmada ve dolayısıyla refah yaratmada anahtar bir güç olarak kullanmıştır. Girişimci böylelikle yenilik yaparak mevcut durağan ekonomik düzeni yıkmakta, inovasyon ve yatırımcılığı tetiklemekte, böylelikle ekonomiyi ileriye götürmektedir. Bu açıdan girişimci yenilik ve yatırım gücünü kullanarak yeni işletmeler kuran, farklı ürünler üreten ve istihdam yaratan yöneticilerdir.

Schumpeter, hem girişimcilerin hem de yöneticilerin risk yüklendiklerini, ancak girişimciler için temel ayırıcı faktörün yenilik olacağını öne sürmektedir. Ona göre girişimcilerin en önemli sorunu, yeni fikirler bulmak ve bu fikirleri üretimde kullanmaktır.

Diğer bir deyimle, yeni ürünler ve hizmetler, yeni üretim yöntemleri geliştirmek, yeni piyasalar bulmak, yeni arz kaynakları keşfetmek ve yeni organizasyon biçimleri geliştirmek şeklinde sıralamaktadır. Modern girişimcilik düşüncesinin babası olarak kabul edilen Schumpeter, girişimcileri sadece kurulu bir işletmenin başındakiler, yöneticiler ya da sanayiciler olarak değil, üretim faktörlerinin yeni bileşimlerini başaran kişiler olarak görmektedir. Rekabet koşullarının yoğun olduğu, statik olmayan pazarlarda çevre koşullarının sürekli değiştiğinden, geleceği tahmin güçleşmekte, beraberinde risk ve belirsizlik getirmektedir. Bu da girişimciliğe olan ihtiyacı arttırmaktadır.

Girişimcilik kavramının çok uzun bir tarihi geçmişe sahip olmasına karşın, yakın zamana kadar özellikle tanımlarındaki belirsizlik ve az sayıda çalışmaya konu olması, kavramın ekonomi bilimi tarafından yeterli ilgiyi görmediğini göstermektedir. Bunun temel nedenlerinden biri, girişimcinin bir yönetici olarak düşünüldüğü ve değerlendirildiği anlayışın Adam Smith’le başlamış ve 19. Yüzyılda Neo-Klasiklerce sürdürülmüş olmasıdır. Yine klasik örgüt yaklaşımında işletmelerin kapalı mekanik yapılar olarak algılanması, risk alarak yeni iş sahaları bulma özelliğine sahip girişimcilerin atıl durumda kalmalarına yol açmıştır. 20.

Yüzyılın başlarına gelindiğinde bu defa Avusturyalı iktisatçı Joseph Schumpeter, girişimciliği yeniden yorumlayarak, kavramın bugün de geçerli olan düşünsel temelini atmıştır.

Tablo 1: Orta Çağdan Bilgi Toplumuna Kadar Girişimciliğin Gelişim Aşamaları Tarih-Dönem Bilim İnsanı Girişimcilik Hakkındaki Görüşler

İlk Çağ Hayatını idame ettirmek için arayış

içerisinde olan hür kimselerdir.

Orta Çağ Büyük ölçekli üretim projelerinin

yöneticisidir. Risk unsuru yoktur.

17. yüzyıl Girişimci, hükûmetle yapılan sabit fiyatlı

sözleşmelerin, kâr ya da zarar riskini

10 üstlenen kişidir.

1725 Richard

Cantillon

Girişimci, sermaye sahibinden ayrı risk üstlenen kişidir.

1803 Jean Baptiste

Say

Girişimcinin kazancı, sermayenin getirisinden ayrılmıştır.

1876 Francis Walker Fon sağlayıcı ile proje sahibi girişimcinin kazançları ayrılmıştır.

1934 Joseph

Schumpeter

Girişimci, yenilik yapan ve yeni teknoloji geliştiren kimsedir.

1961 David

McClelland

Girişimci, faal ve ılımlı riskleri alan kimsedir.

1964 Peter Drucker Girişimci, fırsatları en üst düzeye çıkaran kişidir.

1975 Albert Shapero

Girişimci örgütün sosyal ve ekonomik işleyişinde inisiyatif kullanan ve muhtemel başarısızlık riskini üstlenen kişidir.

1980 Karl Vesper

Girişimci ekonomist, psikolog, iş adamı ve siyasetçiler tarafından farklı algılanmaya başlamıştır

1983 Gifford Pinchot İç girişimci, faaliyette olan bir örgüt içerisindeki çalışan girişimcidir.

1985 Robert Hisrich

Girişimci zaman ve gayret sarf ederek farklı değerler üreten, çeşitli riskleri üstlenen ve sonunda maddi ya da manevi karşılık alan kişidir.

1995 Peter Drucker

Girişimci elindeki kaynakları düşük verimlilik alanlarından, yüksek verimlilik alanlarına aktaran ve orada tutmayı başarabilen kişidir.

1999 Jeffrey

Timmons

Girişimci çağdaş önderlikle dengelenmiş davranış ve düşünüş biçimine sahip, dürüstlük ve samimiyetle doğruların inşasını yapan kişidir.

2001 Philip A.

Wickham

Girişimci belirli bir projeyi kendi

girişimcilik anlayışı ile geliştiren kişidir.

2002 G. Brenkert Girişimci piyasa ekonomisinin

vazgeçilmez unsurudur.

2003 L. W. Busenitze Ekonomik refahın oluşmasında başrol oynayan kişidir.

Kaynak: Salih Ercan, İsmail Gökdeniz, Girişimciliğin Gelişim Süreci ve Girişimcilik Açısından Kazakistan, Bilig Bahar / 2009 sayı 49: 59-82

Yukarıdaki Tablo 1’de muhtelif bilim insanlarının orta çağdan günümüze girişimcilik hakkındaki görüşlerinin bir özeti bulunmaktadır. Sonuç olarak girişimci serbest piyasa ekonomisinin en önemli unsurlarından biri olup, araştırıp zaman harcayarak farklı değerler üreten, çeşitli riskleri üstlenen ve sonunda maddi ya da manevi karşılığını alan kişidir.

11

1.3. Girişimcinin Bileşenleri

Girişimcinin, toplumun mevcut ve olası gereksinimlerini belirleyerek kendi sezgi ve deneyimlerinden hareketle geleceğe yönelik kararlar alması onun ileriye dönük kişiliğinin göstergesidir. Davranışsal olarak girişimcilik kavramı, bir fırsatı değerlendirmek, bir iş fikrini tanımlamak, gerekli kaynakları bulmak, daha sonra bu girişimi faaliyete geçirmek, uygulamak ve sonuçlarını almak için gerekli olan faaliyetlerin bütünü olarak tanımlanabilir. Girişimci ile ilgili olarak yapılan tanımlarda dört temel unsura dikkat çekilmektedir.

Bu unsurlar; yaratıcılık, yeni bir mal veya hizmet için çaba harcanması, belirli bir risk yüklenilmesi ve bunun sonucunda bir gelir sağlanmasıdır. Yaratılan şeyin hem girişimciye hem de tüketiciye yarar sağlaması, bir değer kazandırması gerekir. Yeni ürünü veya hizmeti yaratmak için girişimci belirli bir zaman ve çaba harcayacaktır. Bu süreç içinde ürün ya da hizmet üretilirken, bir takım riskler de üstlenilecektir. Sonuçta bir gelir veya başarı sağlanması girişimci olmanın sağlayacağı ödüldür. Buradaki en önemli ödül, maddi veya manevi bir değer yaratmaktır. Sonrasında kâr kendisinden gelecektir. Elde edilen kâr, başarı düzeyinin de göstergesidir. Artı değer yaratma ve kâr’ı kişisel tatmin duygusu izler.

Girişimcinin bileşenlerini dört başlıkta toplayabiliriz. Bunlar; yenilikçi ve yaratıcı olma, risk yüklenme, öncü olma ve rekabetçi düşünme’dir.

1.3.1. Yenilikçi ve Yaratıcı Olma

Yenilikçi ve yaratıcı olma; karşılaşılan sorunlara ve ihtiyaçlara yaratıcı, alışılmamış ve yeni çözümler aramayı açıklar. Bu çözümler, yeni ürün ve hizmetler, yeni teknolojiler veya üretim süreçleri kullanılması olarak tanımlanabilir. Yaratıcı ve yenilikçi olması, yeni fikirleri veya yöntemleri geliştirmesi ve bunları uygulamaya koyması girişimciyi diğer yönetici tiplerinden ayıran en önemli özelliktir. Söz konusu özellik girişimcinin her şeyden önce beklentilerine uygun düzeyde risk üstlenen kişi olduğunu da göstermektedir.

Girişimci, eskinin yerine yeniyi, bazı durumlarda da tamamıyla bilinmeyen yeniyi getirdiği için geleneklere bağlı olanların direncini de kırmak zorundadır. Girişimci, değişimi normal ve yararlı görür. Schumpeter’in söylediği gibi girişimci, yaratıcı yıkıcılık görevini yerine getirmektedir. Bir diğer deyişle, girişimci, geleneği yıkarak yeniyi yaratmaktadır. Zor olan değişimi yenmek için hem üretim hem de kullanım aşamasında girişimcinin karşılaşabileceği dirençleri iyi hesaplaması ve onları aşmaya yönelik çaba göstermesidir. Bu süreçte eskiyi çok iyi tanımak ve yeninin özelliklerini iyi anlatabilmek önemlidir. Bu ise, çok yönlü düşünebilmeyi, yeninin kabul edilmesini sağlayacak ikna gücüne sahip olmayı ve iyi bir iletişim kurmayı gerektirmektedir. Girişimci, bağımsız düşünebilmeli, esnek, yaratıcı, kendine güvenen, dayanıklı ve ısrarcı olmalıdır.

1.3.2. Risk Yüklenme

Girişimci olmanın temelini risk almak oluşturur. Girişimcinin risk yüklenme şekli, katma değer üretme sürecini etkileyen önemli bir davranıştır. Risk yüklenme sürecinin belirleyicileri, yaratma ve fırsat boyutu, gerçek ve algılanan değer, girişimcinin kişisel becerileri ve hedefleri ile uygunluk ve rekabet alanının farklılığıdır. Girişimci risk üstlenirken

12 teknolojik değişim, pazar yapısı, kamusal düzenlemeler ve rekabet türü gibi konulara da dikkat etmelidir. Girişimcinin hedefleri ve becerileri yeterli olsa da yatırım ve uygulama süreci uzadığında dış ve iç çevresel koşullar değişebileceğinden risk oranı da artacaktır.

1.3.3. Öncü Olma

Öncü olmak, fırsatları görüp gerekli değerlendirmeleri yaptıktan sonra eyleme dönüştürmektir ve girişimciliğin tamamlayıcı unsurudur. Çoğu girişimci adayı eyleme dönüştürme aşamasında başarısız olur. Öncü olma, uygulama ile ilişkili bir kavramdır.

Başkalarını izlemek yerine, yenilikçi düşünceyi zaman kaybetmeden, rakiplerden daha farklı vizyon sahibi olduğunun bilinciyle sorumluluk üstlenip, zamanında gerekli kararları alarak harekete geçmektir. Yeni süreçler yaratma ve fırsatları belirleme yeteneği önemli olmakla birlikte, bir kişinin ya da işletmenin girişimci olarak kabul edilmesi için yeterli değildir.

Yenilikçi düşünürlerin birçoğu fikirlerini eyleme dönüştürememiştir. Bu nedenle girişimci olabilmek için belirlenen fırsatların, bir iş planına dayandırılarak belirlenen süre içinde eyleme dönüştürülmesi gereklidir.

1.3.4. Rekabetçi Düşünme

Girişimci olmanın temellerinden biri de kaynakları bir araya getirirken rekabetçi düşünmedir. Burada kaynak sağlanması kadar mevcut kaynakların girişimci tarafından etkin kullanılması da önemlidir. Rekabet, gerek işletmeler gerekse tüketiciler açısından sağlıklı bir piyasa ortamı yaratır. Rekabet, girişimcilerin piyasada tutunabilmeleri için kaliteli ürünler üretmelerine, verimli çalışmalarına ve tüketici yönlü olmalarını sağlar. Yeni bir firma kurarken veya mevcut bir firmayı yeniden yapılandırırken yapılacak yeni girişimler verimliliği yükseltebilir. Bu tür girişimler rekabet baskısını arttırarak diğer firmaları da tesislerini ve ürünlerini iyileştirmeye ya da yeniliklere gitmeye zorlamaktadır. İster organizasyonda ve süreçlerde, ister ürün ya da hizmetlerde veya pazarlarda firmaların getirdikleri yeniliklerle artan etkinliği ve verimliliği, bir bütün olarak ekonominin rekabet gücünü arttırmaktadır. Böylelikle, daha fazla ürün daha düşük fiyatlarla piyasaya sürülerek tüketicilere de yarar sağlamaktadır.

13

Uygulamalar

1. Tarihten günümüze iş hayatında yer alan girişimcileri inceleyiniz.

14

Uygulama Soruları

1. İncelediğiniz girişimcilerdeki ortak özellikler nelerdir?

15

Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti

Girişimciler, yeni fikirler üreten, bunun için zaman ve çaba harcayan, sentez yapan, yeni ürün veya hizmetler geliştiren, bunları rekabetçi stratejilerle pazarlayan, önderlik yapan, risk alan ve geleceği öngören kişilerdir. Girişimciler tüketicilerin mevcut ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra ihtiyaç olabilecek ancak o güne kadar pazarda olmayan ürün yada hizmetleri, fırsatları görüp bu ürün ve hizmetlerin üretilmesi için kaynakları bir araya getirmekte, yatırım yapmakta ve bunu yaparken belirli bir ölçüde risk yüklenmektedir. İşte özellikler; fırsatları görme, yenilik yaratma, öncü olma, yeni mal ve hizmetler yaratmak için kaynak bulma ve risk alma, karşılığında ise bir yarar ve gelir sağlama girişimcilik kavramını tanımlamamızda bize yol gösterici olacaktır.

16

Bölüm Soruları

1. Aşağıdakilerden hangisi bir girişimcide bulunması gereken en önemli özellik olarak vurgulanmaktadır?

a. Hayalci olma b. Çalışkan olma c. Risk alabilme

d. Belirsiz koşullardan kaçınma e. Karizmatik olma

2. Aşağıdakilerden hangisi girişimcinin yeni bir iş kurarken bir araya getirdiği faktörler arasında yer almaz?

a. Emek

b. Sermaye c. Bilgi d. Enerji

e. Doğal ve fiziki kaynaklar

3. Aşağıdakilerden hangisi bir girişimciyi tanımlamak için kullanılamaz?

a. Başkalarının kaos olarak gördüğü durumları fırsat olarak değerlendiren kişidir.

b. Fırsatları görüp risk alan kişidir.

c. Mal veya hizmet üretimi için gerekli olan kaynakları bir araya getiren kişidir.

d. Fırsatları ve tüketicilerin taleplerini iş fikrine dönüştüren kişidir.

e. İşletme sahibi tarafından yetkilendirilen, elde bulunan kaynakları yöneten kişidir.

4. Girişimcilik terimini ilk kullanan isim aşağıdakilerden hangisidir?

a. Richard Cantillon b. Jean Baptiste Say c. Joseph Schumpeter

17 d. Robert Hisrich

e. Jeffrey Timmons

5. Aşağıdakilerden hangisi girişimciliği “Girişimci elindeki kaynakları düşük

5. Aşağıdakilerden hangisi girişimciliği “Girişimci elindeki kaynakları düşük

Belgede İŞLETME LİSANS PROGRAMI (sayfa 11-29)