• Sonuç bulunamadı

1.2. OSMANLI ÜLKESİNDE FRANSIZ ELÇİLER

1.2.9. Gilles de Noailles (1575-1579)

Bir önceki elçi François de Noailles’in kardeşi olan Gilles de Noailles, Noillac Şatosu’nda doğmuştur. Kardeşlerinden Antoine de Noailles Bordeaux Belediyesi’nde vali iken diğer kardeşi François de Noailles ise büyükelçi ve amiral görevlerini üstlenmiştir. Kendisi ise İstanbul’daki elçilik görevi dışında Dax Piskoposluğu, Bordeaux Parlamento Meclis Üyesi, Polonya ve İngiltere büyükelçiliği görevlerini yapmıştır. Elçinin Osmanlı Devleti’nde görev süresi boyunca yaptığı faaliyetler hakkında çok fazla bilgi yoktur. Fakat elçi hakkında bilinen, Osmanlı Devleti ile arasında uyumun sağlanamadığı ve bu sebeple iyi ilişkiler geliştirilemediğidir. Bu nedenle III. Murad’ın tahta çıkışını tebliğ için Fransa kralına elçi gönderilmemiş, elçi de buna tepki olarak Fransa’ya dönmüş ve yerine maslahatgüzar bırakmıştır82.

1.2.10. Jacques Germigny (1579-1585)

Elçi Gilles de Noailles zamanında yaşanan ufak çaplı sorun çok sürmemiş ve bir

süre sonra yerine Jacques Germigny İstanbul’a gelmiştir. Osmanlı Devleti’nin İngiltere’ye kapitülasyon verilmesinden rahatsız olan Fransa, kapitülasyonları yenilemek istemiş ve elçi Germigny aracılığıyla 1581 yılında Fransız ahidnamesi imzalanmıştır.

Osmanlı ülkesine gelen her Fransız elçisinin yaptığı gibi Germigny de nüfuz elde etmeye çalışmıştır. Germigny’nin elçiliği zamanında Fransa, İspanya kralı II. Felip’e karşı Osmanlı deniz yardımını istemiş fakat bu yardım Osmanlı Devleti tarafından kabul edilmemiştir. Daha sonra Germigny 1581 ahidnamesini imzalatmış olsa da, diğer

81 Fernand Braudel, The Mediterranean and the Mediterranean World in the Age of Philip II, volume II,

University of California Press, 1995, s.1103.

19 Avrupa devletlerine verilen imtiyazlardan fazla olarak daha başka haklar da talep etmiş, fakat bu isteği padişah tarafından reddedilmiştir83.

Elçiler arasında diplomatik öncelik mevzusu önemli bir rekabet alanıydı. Osmanlıların İngiliz elçisini onurlandırması Fransız kralını oldukça rahatsız etmişti. Bunun üzerine Fransa İstanbul’dan elçisini çekerek yerine daha düşük rütbede olan elçilik kâtibini bırakmıştır. Çünkü Fransızlar’a göre en fazla onurlandırılması gereken elçi kendisininkiydi. Aynı düşünceden dolayı Fransız elçilik kâtibi diğer ecnebi devletlerin elçileri karşısında kendisinin düşük rütbede olmasına karşın diplomatik konumunu güçlendirmek amacıyla bazı oyunlara başvurmuştur. Bu amaçla bir Pazar ayininde Galata’da bulunan San Francesco Kilisesi’ne biraz erken gelerek, İstanbul’da bulunan en eski elçi statüsündeki Venedik balyosunun yerine oturmuştur. Balyos her ne yaptıysa kâtip yerinden kalkmamış ve işi tehdide kadar götürmüştür84. Elçi Jacques

Germigny döneminde başlayan bu sorun uzun yıllar devam etmiştir.

1.2.11. Jacques Savary de Lancosme (1585-1589)

Savary de Lancosme görevine başlar başlamaz bir önceki elçi zamanında meydana gelen tabure sorunu üzerinden faaliyet yürütmeye başlamıştır. Durumun büyümesiyle iş çıkmaza girmiş ve sonunda kilisenin başpapazı olaya müdahalede bulunmuştur. Çözüm olarak başpapaz hem Fransız elçisi hem Venedik balyosu için aynı yükseklikte ve birbirine eşit olan iki tabureyi kiliseye koydurmuştur.

Tabure sorununun bu şekilde çözülmesi sorunu kapatmamıştır. Çünkü Fransız elçisi bu sefer de Venedik balyosunu kendisinden daha düşük bir tabureye oturtmak için faaliyete geçmiştir. Bu olay Fransız elçisinin eşitlikten ziyade üstünlüğün, daha ayrıcalıklı hatta en ayrıcalıklı konumda olmanın peşinde olduğunu gösterir. Elçinin daha sonra Venedik balyosunun taburesi için ne yaptığı ve nasıl sonuçlandığı hakkında bilgi yoktur. Fakat kayıtlara geçmemesi Venedik balyosu ile Fransız elçisinin eşitliğinin devam ettiğini düşündürüyor. Venedik balyosuyla yaşanan vakanın akabinde Fransız elçisi Avusturya elçisiyle de aynı sorunun yaşanmasına neden olmuştur. Elçi durumu oldukça büyüterek kiliseye 60 tane silahlı Fransız göndermiştir. Bu olay elçinin tecrübesizliğinin bir göstergesidir. Zira daha sonra gelecek olan yetenekli Fransız

83 Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi, C. 7, s.129.

84 Emrah Gürkan Safa, “ Bir Diplomasi Merkezi Olarak Yeni Çağ İstanbul’u”, Büyük İstanbul Tarihi, C.

20 elçileri isteklerini siyasetle, kavgaya ve gürültüye mahal vermeyecek bir şekilde yürütmüşlerdir. Avusturya elçisinin ılımlı bir tavır sergilemesi sonucu kapanan olay, Fransız elçisinin aynı hareketini tekrarlaması üzerine yeniden alevlenmiş ve elçinin bu tavrı kendi zararı ile sonuçlanmıştır. Çünkü bu son olay San Francesco Kilisesinin kapılarının elçiye kapanmasına neden olmuştur. Lakin bununla da kalmayan elçi son sınırı da aşarak kiliseye camdan girmeye çalışınca, olay duyulmuş ve Sadrazam Siyavuş Paşa kilisenin kapatılmasını emretmiştir85. Başkentteki elçiler arasında yaşanan

mücadelelerin nedeni, elçilerin hem itibarlarını korumak hem de en ziyade ayrıcalığa mazhar olmak istemelerinden kaynaklanıyordu. Özellikle Fransa hiçbir ecnebi temsilcisinin kendisinden öncelikli ve Osmanlı Devleti’ne daha yakın olmasını istemiyordu. Fakat elçiler arasındaki ihtilaflar her daim onların aleyhine olmuştur.

Bu olaya ek olarak Katolik Ligi ile bağlantısı olan Fransız elçisi Lancosme, 1589 yılında Fransa kralı olan IV. Henri’yi tanımayı reddetmiştir. Bunun nedeni Henri’nin, annesi tarafından Protestan Kalvinci inancının öğretileri doğrultusunda yetiştirilerek Protestan olmasıdır. Fransız elçisinin Katolik inancı gereğince faaliyetlerde bulunması onun Osmanlı nezdinde, Papa ve İspanyolların casusu olarak görülmesine neden oldu. Bunun sonucunda hapse atılan elçi daha sonra ülkesine geri gönderilmiştir86. Osmanlı

Devleti tarafından elçiye uygulanan bu muamele Fransa tarafından olumsuz karşılanmamış, Osmanlı Devleti’nden tarziye isteğinde bulunulmamıştır. Elçi ve Fransa kralı arasındaki ihtilaftan dolayı bu durumunun iki devlet arasında sorun yaratmamış olması muhtemeldir. Elçinin görevden alınmasından sonra yerine onun yeğeni Savary de Bréves 1591’de göreve başlamıştır.

16. yüzyılın ilk yarısında başlayan Osmanlı-Fransız ilişkileri, Fransa’nın Avrupa’daki rakipleri ile anlaşma yaptığı 1559 yılına kadar askeri ittifak çerçevesinde gelişme göstermiş, fakat bu tarihten sonra Osmanlı askeri desteğine ihtiyacı kalmayan Fransa, ilişkilerin yönünü ticari ve ekonomik bir yöne çevirmiştir. Hem askeri ittifaklarda alınan yardımın hem de ekonomi alanında sağlanan imtiyazların elde edilmesinde elçiler önemli bir rol oynamıştır. 16. yüzyılda İstanbul’a gelen Fransız elçiler Osmanlı Devleti nezdinde önemli yer edinerek, nüfuz sağlayabilmişlerdir. Bu yüzyılda gelen elçilerin kısa süreliğine görev yaptıkları ve bu nedenle yüzyıl boyunca

85 E. Gürkan, “ Bir Diplomasi Merkezi…”, s. 393-394. 86 Jorga, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, C. 3, s.327.

21 çok fazla elçinin geldiği gözlemlenmiştir. Tolstoy, elçiler içinde Fransız elçisinin en önemli yere sahip olduğunu, fakat Türkler’in onlardan nefret ettiğini, siyaset gereği onlara saygı gösterdiklerini yazar. Yine ona göre, İngilizlerin hiçbir zaman Türklerle sorunu olmadığı, İngilizler’in ticaret dışında Türklerle işbirliğinde bulunmadıkları için İngiliz elçilerinin Türkler tarafından hoş karşılandığı ve Türkler’in onları severek dost muamelesinde bulunduklarını kaydeder87.

22

İKİNCİ BÖLÜM

17. YÜZYIL OSMANLI-FRANSA İLİŞKİLERİ