• Sonuç bulunamadı

17 YÜZYIL OSMANLI-FRANSA İLİŞKİLERİ 2.1 17 Yüzyıl Siyasi İlişkiler

2.2. Osmanlı Ülkesinde Fransız Elçiler

2.2.2. Baron de Salinyak (1606-1611)

1606 yılında Baron de Salinyak (Fransuva de Gontaut-Biron), Osmanlı

Devleti’ne elçi tayin edilmiştir. Elçinin görevi, Cezayir denizcilerinin saldırıları sonucunda kazaya uğrayan Fransız konsolosunun zarar ve ziyanını tazmin etmekti. Ahidnamelerde korsan saldırılarına karşı önlem alınmaya çalışılmış olsa da ve söz konusu korsan devletlere bu konuda uyarıcı hükümler gönderilse de buna rağmen korsanlar saldırılarına devam etmiştir. Osmanlıların Rumeli'nde Macarlar ve Anadolu'da asilerle mücadele ettikleri sırada, bu durumdan şikâyet eden İspanyollar, Maltalılar, Floransalılar; Cezayir'i, Tunus'u, Mayna‘yı, İstanköy’ü vurmak üzere donanmalarını birleştirerek Cezayir sularında göründüler. Fakat çok zarar veremeden ve bir şey elde edemeden geri döndüler. Onların hareketlerini gözetleyen Cağalazâde ise İtalya sahillerini vurdu. Diğer taraftan korsan saldırılarından zarara uğrayan Fransa ise direk olarak Osmanlı Devleti’ne müracaat etti. Cezayirlilerin haydutluklarıyla Fransız tacirlerinin uğramış olduğu zararın karşılanmasının talep edilmesi üzerine Padişah, Cezayir beylerbeyine gasbedilen malların iade edilmesi için emir verdi105. Fakat korsan

saldırılarının öncekinden daha şiddetli bir şekilde başlaması ve Fransız konsolosunun Cezayir’de kazaya uğraması üzerine elçi Salinyak verilen zararın telafisini için uğraşmıştır.

Elçinin çabaları sonucu Cezayirli denizciler zorla aldıkları malları sahiplerine teslim edeceklerdi. Bunu yapan her kim olursa olsun şiddetle hakkından gelinmesi için hükm-i şerif gönderilmişti. Bunun üzerine âsitânede toplanan ulema Kaymakam Halil

33 Paşa’ya gitmişler ve “Hilâf-ı şer” hareket eden sipahın haklarından gelinmek gerektir” diye anlaşıp gerekeni yapmışlardır106.

Korsan saldırılarının şimdilik bu şekilde kapatılması ile elçi Baron de Salinyak, Savary Bréves’in de yaptığı gibi Cizvitleri koruma politikasına yönelmiştir. Bu dönemde faaliyetlerini artıran ve ülkede karışıklık çıkartan Cizvitler, Osmanlı hükümetinin şüphesini çekerek Avrupa’nın casusları gözüyle görülmeye başlanmışlardır. Osmanlı Devleti’ne düşman olmak ve ülkenin her bir yanında karışıklık çıkarmakla suçlanan Cizvitler, yargılanmak üzere Divân-ı Hümâyûna çağırılmışlardır. Durumu haber alan Fransız elçisi Salinyak sadrazamın huzuruna çıkmış ve söz konusu kişilerin Fransız tebaası olmaları sebebiyle serbest bırakılmasına müsaade almıştır. Bunun gibi ufak tefek sorunlar dışında Savary Bréves’in elçilik döneminde olduğu gibi Osmanlı-Fransa ilişkileri, Baron de Salinyak zamanında da dostça devam etmiştir.

Fransız ticareti ve Fransa’nın Osmanlı Devleti ile olan ilişkileri bir yandan gelişmeye devam ederken, IV. Henri 1610 yılında vefat etmiştir. Onun Katolik bir papaz tarafından öldürülmesi, Protestanlığa olan yakınlığı ile açıklanabilir. Fakat Yaşar Demir, kralın bu şekilde katledilmesinin nedenini IV. Henri’nin Osmanlı Devleti ile olan politikasına duyulan tepkinin bir sonucu olabileceği şeklinde açıklamaktadır107. IV.

Henri’den sonra yerine XIII. Louis geçmiş ve küçük yaşta olması sebebiyle annesi naipliğini yapmıştır. Annesi Maria de Médicis Fransa ile İspanya arasında ittifak kurmak istemiş ve bu amaç doğrultusunda Louis’yi İspanya kralı III. Felipe’nin kızıyla evlendirmiştir. Yönetim işlerinin dışında tutulduğu için annesini sürgün ederek ülkenin tek hâkimi olan XIII. Louis, başnazırı Kardinal Richelieu ile beraber Fransa’yı Avrupa’nın en güçlü devleti konumuna getirmeye çalışmıştır.

İspanya ve Avusturya Habsburgları’nın egemenliğini kırmak amacıyla İtalya’ya sefer düzenleyerek İspanya’nın İtalya’daki varlığını tehlikeye sokan Fransa, İspanya’ya savaş ilan ederek Otuz Yıl Savaşları’na dâhil olmuştur. İçeride yönetimini sağlamlaştırmaya çalışan XIII. Louis, Otuz Yıl Savaşları’na dâhil olarak Habsburglarla uzun yıllardır süren mücadelesine tekrar devam etmiştir. Brisach’ın işgali ve Arras’ın alınmasıyla Fransa’nın kuzey sınırları güvence altına alınmış ve bu savaş Fransa’nın Avrupa’da en güçlü devlet konumuna gelmesine neden olmuştur. Kral Louis, hem iç ve

106 Tarih-i Na’îmâ, C. I, s. 208-209.

34 dış sorunlarla uğraştığı için hem de Habsburglar’a karşı olan mücadelesinde en büyük destekçisi olduğu için, bu dönemde Osmanlı Devleti ile dostluğunu sürdürme politikası izlemiştir108.

Elçi yaşadığı hastalık neticesinde 1610 ya da 1611 yılında İstanbul’da vefat etmiştir. Ölümünden çok sonra elçinin soyundan gelen Th. De Gontaut-Biron 1888-89 yıllarında elçiyle ilgili bir kitap yayınlamıştır109 ve bu eserde elçinin ölümü ve hastalığı

ile ilgili detaylı bilgiler mevcuttur. Bu bilgilere göre, 1610 yılında IV. Henri’nin ölüm haberinin İstanbul’a ulaşmasıyla beraber elçinin günlerini kısalmıştır. Elçi, Galata’daki St. Benoît kilisesinde IV. Henri adına düzenlenen cenaze törenine katılmıştır.

St. Louis kutlamaları sırasında hasta düşen elçi Salinyak, iki defa tehlikeli durum atlatmıştır. Doktorlara göre mucize yağ ile ovma tedavisiyle iyileşmiş ve bunun üzerine her yerde dinsel törenlere katılarak dindarlığını göstermiş. Fakat daha sonra beyin kanaması sonucu ölen elçiye St. Benoît kilisesinde ayin düzenlenmiş, cenazeye Venedik ve İngiliz elçileri de katılmıştır. Cenaze sonra elçi, Benoît kilisesinin bodrum katına külleri yakılarak gömülmüştür. Cizvit Kilisesi’nde mezarı olan elçinin mezar taşı silindiği için Salinyak’tan sonra gelen elçilerden biri olan Priest, 1772 yılında mezar taşını yeniletmiştir110.

Kısa süreliğine elçilik görevinde bulunan Baron de Salinyak hakkında çok fazla bilgi yoktur. Onun elçilik dönemini özetleyecek olursak öncelikli olarak korsan saldırıları için Osmanlı Devleti nezdinde faaliyetlerde bulunmuş ve o dönemde korsanlar tarafından uğranılan zararı tazmin ettirmiştir. Bunun dışında artık 17. yüzyıl elçilerinin neredeyse tamamının yaptığı gibi Cizvitler’i açıktan desteklemeye ve onlara karşı yapılacak hareketleri önlemek için kapitülasyonların vermiş olduğu hakları kullanmaya çalışmış ve başarılı da olmuştur.

108 B. Baykal, Yeni Zamanda Avrupa Tarihi…, s.81.

109 Th. De Gontaut-Biron, Ambassade en Turquie de Jean de Gontaut-Biron, Paris 1888-9, en deux

volumes.

110 Régis Delbeuf, Ambassadeurs de France Morts a Constantinople, Les Éditions Isis, İstanbul 2011, s.

35