• Sonuç bulunamadı

GENEL TEMSİLCİLER KURULUNA

Belgede ÇALIŞMA RAPORU (12-13 NİSAN (sayfa 71-75)

2011 yılı neredeyse bütün orta doğu ülkelerinde yüzyıldır süren baskıcı ve antidemokratik tek parti rejimlerine karşı sivil halk hare-ketlerinin başladığı yıl olmuştur. Bu sürecin nasıl bir orta doğu siste-mine evrileceğini hep birlikte önümüzdeki günlerde göreceğiz.

2011 yılında da dünyada ve ülkemizde neoliberal politikaların uygulanmasına devam edilmektedir. Bu politikalar çalışma yaşamını taşeronlaşma, kuralsızlaştırma, esnekleştirme ve güvencesiz çalışma koşullarına mahkûm kılmaktadır.

Ülkemizde de uluslar arsı sermayenin temsilcisi ve neoliberal po-litikaların uygulayıcısı AKP 12 Haziran 2011 seçimlerinde %50 gibi büyük bir oy oranıyla tekrar iktidara gelmiştir.

AKP seçim sürecinde yapmış olduğu propaganda ve söylemlerin-de, emekçilere yönelik uyguladığı sömürü ve baskı politikalarına daha da yoğun bir şekilde devam edeceğinin sinyallerini vermiştir

Söz konusu iktidar birçok iddialı proje ortaya atmıştır. Bunlardan tabi ki en önemlisi anayasa tartışmalarıdır. 12 Eylül faşist siteminin yarattığı bir zihniyet görünürde onu değiştirmeye çalışmaktadır. Yani yavuz hırsız ile polis aynı kişilerdir.

Sivil bir anayasanın yapılması ise bu süreçte oldukça sancılı ola-caktır. Sendikamız KESK toplumun bütün kesimlerini kapsayan emek, özgürlük ve barıştan yana ülkemizin sorunlarını çözecek bir anayasaya taraf olmalıdır.

Kamu emekçileri açısından özgürlüklerin güvenceye alındığı, ör-gütlenme özgürlüğü önündeki tüm engellerin kaldırıldığı, grevli ve toplu sözleşmeli bir Anayasa çıkarılmalıdır

Ancak %50 ile iktidarı ele geçiren AKP bunları değiştirmek bir yana sivil alanı kontrol altında tutmak isteyecek, bundan önce olduğu gibi bundan sonrada kendi sivil toplum örgütleri ile sivil alanı teslim almaya çalışacaktır. İş yerlerinde sendikalarımız üyeleri üzerinde var olan baskıları daha da arttıracaktır.

Bizler bu günden itibaren bu baskılara ve yıldırma politikalarına karşı yeni bir örgütlenme ve mücadele programı hazırlamalıyız.

V. Olağan Genel Kurulu 72

Anti demokratik seçim sistemiyle tekrar iktidara gelen AKP, bütçe açığının tüm yükünü zamlar yoluyla emekçi ve yoksul kesimlerden çıkartmak isteyecektir.

Bugüne kadar yaşanan ekonomik krizlerden en fazla emekçi ve yoksul kesimler etkilenmiştir. Bu sürece, emekçilerden başka mü-dahale edecek bir güç yoktur. O nedenle krizlerin ya da neoliberal politikaların emekçi ve yoksul kesimleri daha da derinleşen bir sefa-lete mahkum etmemesi için mücadelemize kararlı bir şekilde devam etmeliyiz.

Ekonomik krizin ve buna bağlı olarak yoksulluğun, işsizliğin gide-rek derinleştiği bu süreçte, emek hagide-reketi olan güçler, daha fazla itiraz etmeli, 1989 baharında emekçilerin başlattığı fiili ve meşru mücadele hattını yükseltmeli. KESK bu sürecin öncülerinden biri olmalıdır.

Bu güne kadar olduğu gibi bundan sonrada yoksullukların ve işsizlerin örgütlenmesini önümüze hedef olarak koymalıyız. Bu ne-denle, KESK bu süreçte, sadece kamu çalışanlarının değil; işsizlerin, yoksulların, emeklilerin kısacası tüm ezilenlerin örgütü olma görevini üstlenmelidir.

Aynı işyerinde birden çok statüde çalışanlar bir arada bulunmak-tadır. Bu çalışanların ekonomik ve özlük hakları birbirinden farklıdır.

Çalışma hayatındaki bu farklılaşma, örgütlenmede en önemli sıkıntı-larımızdan biridir.

Diğer yandan özelleşmeler sonucu istihdamda yaşanan daralma KESK’e bağlı birçok sendikayı etkilediği gibi sendikamızı da etkile-miştir. Son özelleşmelerle birlikte bazı şubelerimizin üye sayısı 100 ün altına düşmüştür. Bu durumdan, yola çıkarak örgütlenme yapımı-zı yeniden gözden geçirmeliyiz.

Bilindiği üzere yeni süreçte birçok bakanlık isimi değiştirilerek yeniden yapılandırıldı. Bu durum sendikalara bağlı iş yerlerinin de-ğişmesi ile yeni bir örgütlenme modeli ihtiyacı doğurmuştur. Bu sü-reci tartışmalı ve emekçiler cephesinde yeni bir örgütlenme modeli çıkarmalıyız.

Ayrıca Özelleştirmeler çok yönlü sürmektedir. Kimi hukuksal ka-zanımlara rağmen bu alanda bir başarı kazandığımız söylenemez. AKP iktidarının özelleştirmelerde her zamankinden daha kararlı olduğu açıktır. İktidarın siyasi tercihi olarak tüm yaşam alanlarının özelleş-melerle ticarileşmesi ve paralı hale getirilmesi hedeflenmektedir.

V. Olağan Genel Kurulu 73

Özelleştirme yalnızca ESM’nin sorunu olmayıp tüm ülke de ya-şayanların sorunudur. Bu noktada konfederasyonumuz KESK ve bir-likte mücadele ettiği diğer yapıların ortak karşı duruşu çok önemlidir.

Öncelikle KESK ve bağlı bütün sendikaları tüm özelleştirme uygu-lamalarını kendi sorunu gibi algılamalıdır. Ayrıca ülkenin derelerini betonlaştıran HES’lere ve nükleer santrallere karşı etkin bir müca-dele yürütülmeli, yerel halkın duyarlılığı arttırılarak ortak mücamüca-dele örgütlenmelidir.

Önümüzdeki KESK Genel Kurul sürecinde, demokratik, katılım-cı, birleştirici ve KESK içerisindeki bütün siyasi anlayışları kapsa-yan bir yapının oluşması, güçlü bir mücadele hattının örülmesi için gereklidir.

Sendikalarımız, TİS sürecine ilişkin olarak alanlara inmeli aşağı-daki talepleri dile getirmelidir.

Toplu sözleşme ve grev hakkımız tanınmalı,

»

En düşük kamu çalışanı ücreti günün koşullarına göre yeniden

»

tespit edilmeli.

Kamuda sözleşmeli olarak çalışan tüm personel kadrolu hale

»

getirilmeli.

Kamuda siyasi kadrolaşma bitmeli.

»

Kamuda güvencesiz çalışma kaldırılmalı.

»

İstihdamda tam eşitlik sağlanmalı.

»

Çalışma yaşamı demokratikleşmeli.

»

Kamu çalışanlarına siyaset yasağı kaldırılmalı.

»

TİS sürecinde, öncelikler somut olarak belirlenmelidir. Bu öncelik-ler bütün kamu çalışanlarının ortak önceliği olmalıdır. Belirlenen bu öncelikler üzerinden eylem ve etkinlikler kitlesel olarak yapılmalıdır.

Buna paralel olarak yeni bir örgütlenme biçimiyle birlikte, içten, dürüst ve pazarlıksız bir mücadele ruhu yaratılmalıdır. Asıl tartışılması gerekenler de bunlar olmalıdır. Sendikalarımızın, konfederasyonumu-zun, tüm yöneticileri, temsilcileri, üyeleri bu yıl yapılması muhtemel olan toplu sözleşme sürecine yeni umutlarla, yeni taleplerle, yeni te-minatlarla, yitirmiş olduğu güveni kazanacak şekilde hazırlanmalıdır.

Diğer yandaş ve işbirlikçi sendikaları saf dışı bırakarak bir yol haritası hazırlayıp çok daha güncel söylem, eylem ve etkinlikler üretilmelidir.

Artık, gelenekçi anlayış terk edilmelidir.

V. Olağan Genel Kurulu 74

Kamu emekçilerine yön verecek yeni tahliller yapılmalı ve gerçek durum üzerinden mücadele örülmelidir.

Ortak mücadele için; ortak umut, ortak talep, ortak beklenti ve ortak kararlılık gereklidir. Bu ortaklıklar yeniden yaratılabilir. Örgü-tümüz bu güce fazlaca sahiptir. Yeter ki buna hazır olsun ve buna karar versin.

Yukarıda değinilen sorunlara karşı, tüm örgütler, ortak mücadele yürütmenin yollarını aramalıdır. Başta konfederasyonumuz KESK ol-mak üzere tüm emek örgütleri alanlara inmeli ve mücadele etmelidir.

Mücadele Ortaklaştırılarak, Büyütülmeli

ESM YÖNETİM KURULU

V. Olağan Genel Kurulu 75

23 - 24 HAZİRAN 2011

Belgede ÇALIŞMA RAPORU (12-13 NİSAN (sayfa 71-75)