• Sonuç bulunamadı

1. Sınaî veya Ticarî Amaç Taşımayan Özel Maksatlı Fiiller

Sınaî veya ticarî bir amaç taşımayan başka bir ifade iktisadi amaç taşımayan kullanım, patentten doğan hakkın kapsamı dışında tutulmuştur (PatKHK m.75/a). Buna göre patent konusu buluşun özel amaçlı kullanımı patent sahibinin hakkını ihlâl etmeyecektir. Örneğin, bir makine mühendisinin kendi ihtiyacını karşılamak

115 SARAÇ, Tecavüz, s.91, dn.275.

üzere patent konusu usul ile üretilen bir masa saatinin malzemelerini piyasadan temin edip üretmesi ve kullanması mümkündür116.

2. Deneme Amaçlı Fiiller

Patent konusu buluş deneme amaçlı olarak kullanılabilir (PatKHK m.75/b). Bu itibarla buluşun gerçeklik ve doğruluğunu kontrol etmek için başka bir ifade ile buluşun çözdüğünü iddia ettiği problemi gerçekten çözüp çözmediğini belirlemek için üçüncü kişiler tarafından kullanılması deneme amaçlı kullanımdır117. Örneğin bir fizik profesörünün bilimsel bir yayından okuduğu buluşu, kendi laboratuarında tekrarlaması mümkündür118. Buluşun eğitim amaçlı kullanımı bu kapsamda değerlendirilebilir. Buluşun geliştirilmesi veya güncelleştirilmesi için yapılan araştırmalarda buluşun kullanılması mümkündür119.

3. Eczanelerde Yapılan İlaçlara İlişkin Fiiller

Sadece bir reçetenin oluşturulması için eczanelerde yapılan ilaçların seri üretim olmadan hazırlanarak kullanılması ve bu şekilde hazırlanan ilaçlara ilişkin fiiller patentten doğan hakkın kapsamı dışındadır (PatKHK m.75/c). Buna göre bir eczacının doktor reçetesine uygun olarak ısmarlama bir ilaç hazırlaması böyledir. Bununla birlikte, patentle korunan bir üretim usulünün eczacı tarafından seri üretim sayılabilecek ölçüde kullanılması patent sahibinin patentten doğan hakkını ihlâl edecektir120.

116 Uygulamayı yapan kişi, sadece kendisi ve kendisi ile özel alanda yaşayan kişilerin ihtiyaçlarını karşılamak için fiili gerçekleştirebilir. SARAÇ, Tecavüz, s.93; TEKİNALP de özel kullanma alanı içinde kalacak şekilde patent sahibinin izni alınmaksızın patentli buluşun kullanılabileceğini belirtmekte ancak verdiği örnek ile özel alanın kapsamını daha geniş tutmaktadır. “Mesela, bir kimya öğretmeni, bir usul patentinin konusunu oluşturan bir öksürük ilacını, ilacın bileşimindeki maddeleri piyasadan sağlayarak ve söz konusu usul patentini aynen uygulayarak üretip kendisi kullanabilir, ailesine ve yakınlarına, hatta komşularına verebilir. TEKİNALP, Fikrî Mülkiyet, s.507.

117 SARAÇ, Tecavüz, s.94.

118 TEKİNALP, Fikrî Mülkiyet, s.507.

119 KAYA, Patentten Doğan Haklar, s.192, SARAÇ, buluşun eğitim amacı ile kullanımının deney amaçlı kullanımın kapsamına alınamayacağını belirtmektedir. Çünkü, eğitim amacında buluşun geliştirilmesi veya ileri sürülen etkiyi doğurup doğurmadığının belirlenmesi yani deneme birinci amaç değildir.

SARAÇ, Tecavüz, s.94.

4. Patent Konusu Buluşun Gemi, Uzay Aracı, Uçak veya Kara Nakil Araçlarında Kullanılmasına İlişkin Fiiller

Paris Anlaşması’nın ilgili hükmünün aynen alınması sureti ile düzenlenen 551 sayılı Kararname’nin 75/e maddesine göre, patent konusu buluşun, Paris Anlaşması’na dâhil ülkelerin gemi veya uzay aracı veya uçak veya kara nakil araçlarının yapımında veya çalıştırılmasında veya bu araçların ihtiyaçlarının karşılanmasında, söz konusu araçların geçici veya tesadüfî olarak Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bulunması şartı ile kullanılması patentten doğan hakkın kapsamı dışındadır121.

Uluslararası kara, hava ve deniz trafiği gereği farklı ülkelere ait taşıma araçları ülkelerin sınırlarına geçici veya tesadüfî de olsa girip çıkmaktadır. Bu araçlarda kullanılan malzemeler Türkiye’de tescil edilmiş bir patenti ihlâl etse dahi, patent sahibi patentten doğan haklarını kullanamaz. Zira, uluslararası trafik patent hakkından doğabilecek engellemelere karşı korunmak istenmiştir. Örneğin, Londra- İstanbul hattında sefer yapan bir İngiliz şirketine ait uçakta kullanılan ateşleme sisteminin Türkiye’de tescil edilmiş patentli bir buluşa ait olduğunu kabul ettiğimizde, uçağın Türkiye’ye inmesi halinde tekrar kalkış yapabilmesi için bu ateşleme sistemini kullanması gerekecektir. Gerçekte, uçağın patentli ateşleme sisteminin İstanbul’da kullanılması patent sahibinin hakkını ihlâl etmektedir. Ancak 551 sayılı Kararname’de getirilen istisna ile patentli aracın uçak İstanbul’da iken kullanılmasına izin verilmiştir122.

121 Paris Anlaşması’nın 5. Mükerrer 2.maddesi şu şekildedir: “Aşağıdaki haller, birlik memleketlerinin

her birinde, berat sahibinin haklarına zarar verici mahiyette telakki edilmez.1) Birliğe dâhil diğer memleketlerin gemilerinin geçici veya arızi olarak ülke sularına girmesi halinde bu gemilerin teknesinde, makinelerinde, teçhizatında ve teçhizatı ile ilgili diğer teferruat kısmında o ülkenin beratının konusunu meydana getiren vasıtaların, sadece geminin ihtiyaçları için olmak kaydıyla, kullanılması; 2) Birliğe dâhil diğer memleketlerin hava ve kara, cer ve tahrik makinelerinin geçici veya arızi olarak ülkeye girmesi halinde; bu makinelerin inşasında veya işletilmesinde kullanılan berat konusu vasıtaların veya bu makinelere ait yedek parçanın bulunması.”

5. Milletlerarası Sivil Havacılık Anlaşması’nda Öngörülen Fiiller

07.12.1944 tarihli Milletlerarası Sivil Havacılık Anlaşması’na123 göre, devlet hava nakil aracı, askeri, gümrük ve idarî kolluk hizmetinde kullanılan hava nakil vasıtalarıdır. Bu Anlaşma uyarınca, devletin hava aracı veya hava aracı için gerekli olan yedek parçalar patentten doğan haciz talebinden muaf tutulmuştur124. Buna göre, bu Anlaşma’ya taraf olan bir yabancı devletin uçağı Türkiye’ye gelince Türkiye’den bir kişinin bu uçak veya uçağın herhangi bir aksamı ile ilgili olarak patentten doğan hakkını ileri sürmesi veya bu hakkına binaen uçak veya uçağın aksamı üzerinde ihtiyati haciz veya ihtiyati tedbir iddiasında bulunması mümkün değildir. Bu muafiyet, sadece ülkeye izin ile giren hava araçlarına özgüdür. Bu tür muafiyetten Milletlerarası Sivil Havacılık Anlaşması’na katılmış devletler ile Paris Sözleşmesi’ne katılmış devletler ve buna katılmasa dahi Paris Sözleşmesi’ne katılmış ülke vatandaşlarının patentlerini koruma konusunda kanun çıkarmış devletler yararlanabilecektir125.

123 Bu Sözleşme, Amerika Birleşik Devletleri’nin Chicago (Şikago) kentinde imzalanan, uluslararası sivil havacılığın esaslarını evrensel düzeyde düzenleyen bir sözleşmedir. Türkiye 05.06.1945 tarihinde 4749 sayılı kanun ile bu Sözleşme’yi onaylamıştır. Geniş açıklama için bkz. “Ülkemizin Taraf Olduğu Uluslararası Sivil Hava Taşımacılığını Düzenleyen Çok Taraflı Anlaşmalar”, http://www.legalisplatform.net/hukuk_metinleri/Sivil%20Havacilik%20Cok%20Tarafl%C4%B0%20Anlas malar.pdf (31.10.2007).

124 Sözleşme’nin “ihtira Beratı İddialarından Mütevellit Hacizden Muafiyet” başlığını taşıyan 27.maddesi şu şekildedir: “a) Âkit devletlerden birine ait olup beynelmilel hava seyrü seferinde işleyen hava nakil vasıtalarının diğer bir âkit devletin ülkesine müsaade ile girmesi veya müsaade ile ve gerek iniş yaparak ve gerek yapmayarak transit geçmesi esnasında hava nakil vasıtalarının sureti inşası, makineleri, aksamı, teferruatı veya işletme tarzına müteallik olup ülkesine girilen devlet tarafından ita veya tescil edilmesi herhangi bir ihtira beratına veyahut nakil vasıtasının plan veya modeline mütedair bir hakkı imtiyaza riayetsizlik iddialarıyla mezkur devlet veya o devletin eşhasından biri tarafından hava nakil vasıtasının haczi yolundan alıkonulması veyahut sahibi veya işleticisi aleyhine dava ikamesi veya herhangi bir suretle müdahale olunması caiz olmadığı gibi hava nakil vasıtalarının girdiği devlet içinde hava nakil vasıtasının yukarıda mevzubahis hacizden muafiyetine müteallik olarak hiçbir suretle emniyet akçası depozito edilmesi talep olunamayacağı da tabiîdir. b) İşbu maddenin (a) bendinin ahkâmı aynı zamanda hava nakil vasıtası için yedek aksam ve yedek malzemenin depolarda bulundurulmasına ve bir âkit devlet hava nakil vasıtasının diğer bir âkit devlet ülkesinde tamiri esnasında bu yedek aksam ve malzemenin kullanılmasına ve yerleştirilmesine de şamil olacaktır. Şu kadar ki, ihtira beratına tabi olup bu şekilde depolarda bulundurulan bu kabil aksam ve malzemenin hava nakil vasıtasının girdiği devlet hudutları içinde satış veya tevzii veya ticaret maksadı ile ihracı caiz değildir. c) İşbu maddenin bahsettiği menafiden ancak işbu anlaşmayı imzalamış olduktan maada 1) sınaî mülkiyetin himayesi beynelmilel konvansiyonuna ve bunun tâdilatına iştirak etmiş olan veya 2) işbu konvansiyonu akdeden diğer devletlerin tebaasının ihtiralarını tanımak ve bunları layıkıyla himaye etmek zımnında ihtira kanunları vazetmiş bulunan devletler istifade edebilirler.”

125 551 sayılı Kararname’nin 75.maddesinin (d) bendi ile (e) bendi aynı amaca hizmet eder görünmekte ise de (e) bendi farklıdır. Zira, (d) bendi, hava, kara ve deniz nakil vasıtaları ile ilgiliyken (e) bendi sadece hava vasıtalarını ilgilendirmektedir. (d) bendinde düzenlenen istisnadan sadece Paris Sözleşmesi’ne üye devletlerin vatandaşları ve karşılıklılık ilkesini kabul etmiş ülkelerin vatandaşları yararlanabilirken, (e) bendindeki istisnadan Paris Sözleşmesi’ne katılmayıp Sivil Havacılık Anlaşması’na katılan ülkelerin vatandaşları da yararlanmaktadır. SARAÇ, Tecavüz, s.99-100; KAYA, Patentten Doğan Haklar, s193.

6. Zaman Sınırı

Patentten doğan hakkın özellikleri konusunda da belirtildiği üzere patentten doğan hak belirli bir zaman dilimi süresince patent sahibine inhisarî kullanma yetkisi verir. Buna koruma süresi denir. Kanun koyucu, patent sahibinin koruma süresi içinde buluş için harcadığı emeğin karşılığını alabileceği varsayımına dayanarak bu süre sona erdikten sonra buluşun toplumun malı sayılacağını kabul etmiştir. Nitekim 551 sayılı Kararname’nin 133/II. maddesinde hakkı sona eren patentin konusunun, sona erme sebebinin gerçekleşmesinden itibaren toplumun malı sayılacağı belirtilmiştir. Patentten doğan hakkın zamanla sınırlanmamış olması halinde patent sisteminin temel işlevi olan buluşçunun menfaati ile toplumun menfaati arasında denge kurma işlevi gerçekleşmeyecektir126.

551 sayılı Kararname uyarınca incelenerek verilen patentin süresi başvuru tarihinden itibaren hesaplanan ve uzatılamayan 20 yıl, incelemesiz verilen patentin süresi ise 7 yıldır. İnceleme talebinin 7 yıllık süre içinde yapılması ile inceleme sonucunda patent verilirse patentin süresi 20 yıla tamamlanır (PatKHK m.72).

7. Ülkesellik (Mülkilik) Prensibi Gereği Sınır

Patentten doğan hakkın özelliklerini açıklarken de belirtildiği üzere, ülkesellik prensibi, patentin sadece verildiği ülkede koruma sağlamasını ifade etmektedir127. 551 sayılı Kararname’de ülkesellik prensibi benimsenmiş olmakla birlikte, bazı maddelerde bu prensipten ayrılınmıştır. Örneğin, 551 sayılı Kararname’nin korumadan yararlanacak kişilerin belirtildiği 2.maddesi bunlardan biridir. Bu maddeye göre Türk vatandaşlarının yanısıra Paris Sözleşmesi hükümleri uyarınca başvuru hakkına sahip olanlar da Türkiye’de patent korumasından yararlanacak kişiler arasındadır. Yine Türk vatandaşı olmasa dahi karşılıklılık ilkesi gereği Türkiye’de patent tescili için başvuran yabancı kişiler de korumadan yararlanabilecektir. Görüldüğü gibi koruma millîleştirilmemiştir. Yine, 551 sayılı Kararname’nin rüçhan haklarına ilişkin 49 ve 50. maddelerinde yabancı ülkelerde

126 SARAÇ, Tecavüz, s.101.

yapılan tesciller ve rüçhan hakkı oluşturan haller, birtakım şartlar altında 551 sayılı Kararname’de sağlanan korumanın kapsamına alınmıştır. Buna göre, Paris Sözleşmesi’ne üye ülke vatandaşlarına ve Paris Sözleşmesi’ne üye ülkelerde açılan resmî sergilerde ürününü teşhir etmiş olan yabancılara da Türkiye’de rüçhan hakkı talebinde bulunma hakkı tanınmıştır. Bu hallerde ülkesellik ilkesinden değil, evrensellikten bahsedilebilir128.