• Sonuç bulunamadı

B. KATILANIN HAKLARI

1. Genel Olarak

CMK’nın 234. maddesinde mağdur ve şikâyetçinin hakları soruşturma ve kovuşturma evresinde olmak üzere ikiye ayrılarak düzenlenmiştir. CMK’nın 237.

maddesinde ise mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanların şikâyetçi olduklarını yetkili makamlara bildirmek suretiyle kamu davasına katılabileceği düzenlenmiştir.

Kamu davasına katılmak için öncelikle suçtan zarar gören veya mağdur olmak gerekir. Bu kimseler katılan sıfatını kovuşturma aşamasında alırlar.

Soruşturma aşamasında katılan sıfatlı kimseler olmayıp suçtan zarar gören ve mağdur kimseler vardır. Kovuşturma aşamasında katılan sıfatını alarak hem CMK’nın 239. maddesinden yararlanır hem de bu kimseler özünde mağdur veya suçtan zarar gören kimseler olduğundan CMK’nın 234. maddesinde mağdur ve şikâyetçiye tanınmış olan haklardan yararlanmaktadır.

Katılanın katılma durumunda yararlanabileceği haklar, yalnızca CMK’nın 234 ve 239. maddesinde sayılan haklarla sınırlı olmayıp çeşitli maddelerde düzenlenmiştir. Buna göre:

CMK’nın 52/3. maddesinde mağdur çocukların dinlenmesi sırasında ses ve görüntünün kayda alınması zorunlu tutularak çocukların yargılama süresince yeniden dinlenmesi yerine bu kayıtlara bakılacak ve çocukların daha fazla yıpranması önlenmiş olacaktır.

CMK’nın 67/4. maddesinde özel ve teknik bir bilgi gerektiren konularda bilirkişiye başvurulması durumunda bilirkişini düzenlediği raporun örneklerine katılana da göndereceği düzenlenmiştir.

CMK’nın 76. maddesinde belirli şartların mevcut olması durumunda mağdurun vücudu üzerinde iç veya dış beden muayenesi veya vücudundan kan, saç, tükürük, tırnak gibi biyolojik örnekler alınabileceği düzenlenmiştir. Bu şartlar: örnek alma işleminin cerrahi müdahale gerektirmemesi, hâkim tarafından karar verilmesi ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yirmi dört saat içerisinde yetkili hâkim onayına sunulmak üzere Cumhuriyet savcısı tarafından

73 karar verilmesi gerektiğidir. Bu düzenlemeyle mağdurun vücut dokunulmazlığı korunmuştur.

CMK’nın 78. maddesinde soy bağının tespiti veya suçtan elde edilen bulguların mağdura ait olup olmadığının tespiti için moleküler genetik incelemeler yapılabileceği düzenlenmiş ve örneklerin belirtilen amaçlar dışında kullanılması yasaklanarak mağdurun kişiliği, özel hayatı korunmaya çalışılmıştır.

CMK’nın 84. maddesinde keşif yapılırken mağdurun ve vekilinin bulunabileceği düzenlenmiştir. İşin geri bırakılmasına neden olmamak koşulu ile keşif yapılacağı mağdur ve vekiline de bildirilecektir.

CMK’ nın 100. maddesinde tutuklama nedenleri düzenlenmiştir. Bu maddeye göre şüpheli veya sanığın, tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunması durumu tutuklama nedeni sayılarak mağdur, şüpheli veya sanık tarafından yapılacak olan baskılara karşı korunmak istenmiştir.

CMK’ nın 109/3. maddesinde şüphelinin adli kontrol şartıyla salıverilmesi için şüpheliye yüklenecek olan yükümlülükler düzenlenmiştir. Bu madenini h bendinde, “Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim tarafından miktarı ve ödeme süresi belirlenecek parayı suç mağdurunun haklarını güvence altına almak üzere ayni veya kişisel güvenceye bağlamak” şeklinde düzenlenerek mağdurun zararının giderilmesi isteme hakkı güvence altına alınmıştır.

CMK’nın 114. maddesinde, “(1) Hâkim, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı şüpheli veya sanığın rızasıyla güvencenin mağdurun haklarını karşılayan veya nafaka borcuna ilişkin bulunan kısımlarının, istedikleri takdirde, mağdura veya nafaka alacaklılarına verilmesini emredebilir. (2) Soruşturma ve kovuşturmanın konusunu oluşturan olaylar nedeniyle, mağdur veya nafaka alacaklısı lehinde bir yargı kararı verilmiş ise, şüpheli veya sanığın rızası olmasa da ödemenin yapılması emredilebilir” şeklinde düzenlemeyle mağdurun suçtan dolayı uğramış olduğu zararın giderilmesi hakkı güvence altına alınmıştır.

CMK’nın 127/5. maddesinde, “El koyma işlemi, suçtan zarar gören mağdura gecikmeksizin bildirilir” şeklinde düzenlemeyle mağdurun yargılama işlemlerinden haberdar olma hakkı korunmuştur.

74 CMK’nın 131/2. maddesinde, “128. madde hükümlerine göre el konulan eşya veya diğer malvarlığı değerleri, suçtan zarar gören mağdura ait olması ve bunlara delil olarak artık ihtiyaç bulunmaması halinde sahibine iade edilir”

şeklinde düzenlemeyle mağdurun zilyetlik veya mülkiyet hakkı korunma altına alınmıştır.

CMK’nın 158/7. maddesinde “Yürütülen soruşturma sonucunda kovuşturma evresinde geçildikten sonra suçun şikâyete bağlı olduğunun anlaşılması halinde;

mağdur açıkça şikâyetten vazgeçmediği takdirde, yargılamaya devam olunur”

şeklinde düzenlemeye yer verilerek soruşturma ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan suçlarda ihbar, şikâyet hükmünde sayılmıştır. Mahkemenin davadan el çekmesi durumunda mağdur, TCK’nın 73/2. maddesinde düzenlenen süreyi kaçırmış olabilir. Bu düzenlemeyle mağdurun hak kaybına uğraması önlenmiştir.

CMK’nın 171. maddesinde Cumhuriyet savcısının kamu davasını açmada takdir yetkisini kullanabilme şartları düzenlenmiştir. Mağduriyetin giderilmesine yönelik olan, “Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekir” şeklinde düzenlemeyle mağdurun zararının giderilmesi güvence altına alınmıştır.

CMK’nın 201. maddesinde katılanın mahkeme başkanı veya hâkim aracılığı ile sanığa, tanıklara, bilirkişilere ve duruşmaya gelen diğer kişilere soru sorma hakkı düzenlenmiştir. Duruşmaya katılan avukatta katılan vekili sıfatıyla sanığa, katılana, tanıklara, bilirkişilere ve duruşmaya gelen diğer kişilere duruşma disiplinine uygun olarak doğrudan soru yöneltme hakkına sahiptir.

CMK’nın 202. maddesinde mağdurun kendisini ifade edebilecek ölçüde Türkçe bilmemesi durumunda, mahkeme tarafından atanan tercümandan yararlanma hakkı düzenlenmiştir. Yine aynı maddede engelli olan mağdura da anlayacağı şekilde iddia ve savunmaya ilişkin esaslı noktaların anlatılacağı düzenlenmiştir. CMK’nın 324/5. maddesinde, “Türkçe bilmeyen ya da engelli olan şüpheli, sanık, mağdur veya tanık için görevlendirilen tercümanın giderleri, yargılama gideri sayılır ve bu giderler devlet hazinesince karşılanır” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.

75 CMK’nın 209/2. maddesinde, “Sanığa veya mağdura ait kişisel verilerin yer aldığı belgelerin, açıkça istemeleri halinde, kapalı oturumda okunmasına mahkemece karar verilebilir” şeklinde yapılan düzenlemeyle mağdurun güvenliğinin ve özel hayatının gizliliğinin korunması amaçlanmıştır.

CMK’nın 211/2. maddesinde duruşmada okunması ile yetinilecek olan belgeler konusunda katılanın iradesinin de göz önünde bulundurularak,

“Cumhuriyet savcısı, katılan veya vekili, sanık veya müdafii birinci fıkrada belirtilenlerin dışında kalan tutanakların okunmasına birlikte rıza gösterebilirler” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.

CMK’nın 215. maddesinde, “Suç ortağının, tanığın veya bilirkişinin dinlenmesinden ve herhangi bir belgenin okunmasından sonra bunlara karşı bir diyecekleri olup olmadığı katılana veya vekiline Cumhuriyet savcısına, sanığa ve müdafiine sorulur” şeklinde yapılan düzenlemeyle katılanın yargılamaya katılan kişilerin söyledikleri ve yargılama sırasında okunan belgeler konusunda görüş bildirme hakkı düzenlenmiştir. Yine aynı şekilde CMK’nın 216. maddesinde delillerin tartışılmasında söz hakkı verilmiş ve deliller hakkında sanığın ve müdafiinin ya da kanuni temsilcisinin açıklamalarına karşı görüş bildirme hakkı tanınmıştır.

CMK’nın 236. maddesinde ise mağdurun tanık olarak dinlenebileceği düzenlenmiştir. Mağdurun tanık olarak dinlenmesinde diğer tanıklardan farklı olarak mağdura yemin ettirilmez. Suçun işlenmesinden dolayı psikolojisi bozulmuş çocuk veya mağdur ise maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından zorunluluk arz eden haller dışında yalnızca bir defa dinlenir. Mağdur çocuklar ve suçtan dolayı psikolojisi bozulmuş olan kimseler dinlenirken yanlarında, psikoloji, psikiyatri, tıp veya eğitim alanında uzman olan bilirkişi bulundurulmalıdır.

2. Soruşturma Evresinde Suçtan Zarar Gören Ve Mağdurun Hakları