• Sonuç bulunamadı

GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERDE KREDİ TEMERRÜT SWAPLAR

4.1. Gelişmekte Olan Ülkelerdeki Krizler

Gelişmekte olan ülkelerde kredi türevleri piyasası 1996 yılında ortaya çıkmıştır. Başlangıçta birçok finansal kurum risk yönetimi açısından kredi risklerini hegde etmek amacıyla kredi türevlerini tercih etmişlerdir. 1990’ların ortalarından itibaren gelişmekte olan piyasalarda işlem hacimleri artmış ve portföylerde yer alan varlıkların piyasa değerleri krizler sonucunda riske maruz kalmışlardır. Bu tarihlerde görülen başlıca krizler; 1997 ortalarındaki Asya krizi, Ağustos 1998’de Rusya’nın temerrüde düşmesi, Ocak 1999’daki Brezilya devalüasyonu, 1999 yılının Haziran ayında Ekvador’un Brady tahvillerinin temerrüt durumu, Kasım 2000 ve Şubat 2001 Türkiye krizleri ve Aralık 2001’de görülen Arjantin temerrüdüdür.

Asya krizi 1997 yılının Temmuz ayında Tayland para birimi Baht’ın devalüe olmasıyla başlamıştır. Bu dönemde Asya ülkelerinin tahvillerinin spreadleri giderek açılmıştır. Tayland’da spreadler diğer Asya ülkelerle kıyaslandığında daha fazla genişlemiştir. Ekim 1997’de Tayland Ekonomi Bakanı istifa etmiş, Kasım’da ise Başbakan görevini bırakmıştır. Aralık ayında bankacılık sistemi birçok finansal kurumun faaliyetini yürütememesi nedeniyle zor duruma düşmüştür. Bu nedenle 1998 yılının başında durumu düzeltmek amacıyla kamu sermayeli bir ticari banka kurulmuştur.

Bu dönemde Asya para birimleri ciddi değer kayıpları yaşamıştır. Eylül 1997’de Filipinler merkez bankası para politikasını değiştirmiştir. Ülkede gecelik faiz oranları %71’li oranlara yükselmiş, disponibilite oranları %6’dan %4’e düşürülmüştür. Peso 1997 Ekim ayında %5 değer yitirmiştir. Kore’de ise hükümet krizi atlatabilmek için IMF’den Kasım 1997’de 20 milyar dolarlık kredi temin etmiştir. Aralık ayında Kore’nin IMF’den sağladığı kaynak 55 milyar doları bulmuştur. Endonezya para birimi Rupiah’da da ciddi satışlar görülmüştür. 1997 Ağustos’unda Rupiah ABD Doları

111

karşısında % 40 değer yitirmiştir. Kasım ayında ülkede 16 adet banka iflas etmiştir. Bölgedeki kriz nedeniyle Asya merkez bankaları rezervlerini kullanıp piyasalara likidite sağlamaya zorlanmışlar ve faiz oranları dramatik bir şekilde yükselmiştir. Bu dönemde kredi derecelendirme kuruluşları Asya ülkelerinin görünümlerini durağandan negatife çekmişlerdir.

Ekim 1997’de Asya krizi Latin Amerika ülkelerine de sıçramıştır. Hong Kong hisse senetleri piyasasının çökmesi sonucu Brezilya borsası da ciddi kayıba uğramıştır. Brezilya merkez bankası 5 milyar ABD Doları tutarındaki rezervlerini kullanarak para birimi Real’in aşırı değer kaybetmesini önlemiş ve faiz oranlarını %38’den %34.5’e çekmiştir. Arjantin’de ise Ocak 1998’de Moody’s ülkenin önemli ekonomik reformlara ihtiyacı olduğunu belirtmiştir. Şubat ayında Arjantin, IMF ile 3 yıllık 2.8 milyar dolar tutarında anlaşma imzalayarak vergi ve sosyal güvenlik konularında ekonomik reformlar gerçekleştirmiştir. Bu dönemde Ekvador El Nino kasırgası nedeniyle ciddi sıkıntılar çekmiştir. Hükümet 10 yıl içinde kasırganın yol açtığı zararlar nedeniyle 2 milyar dolarlık kaynağa ihtiyacı olduğunu belirtmiştir. 1998 yılının Mart ayında Ekvador para birimi %7.5 devalüasyona uğramıştır.

Rusya’da ise Kasım 1997 yılında başlayan bir dizi siyasi ve ekonomik olaylar sonucunda merkez bankası faiz oranlarını % 21’den % 28’e kadar yükseltmiştir. Aralık ayında hükümet değişmiş ve Dünya Bankası ülkeye 1.6 milyar dolar tutarında kredi sağlamıştır. Rus hükümeti 1998 yılının Haziran ayında açtığı hazine ihalesinde borçlarını ödeyebilmek için gereken ihale talebini toplayamamıştır96. Bunun sonucunda

Rusya Ağustos 1998’de 3 aylık moratoryum ilan etmiştir. Ruble % 50 değer yitirmiş, hisse senetleri piyasası çökmüştür. Temmuz 1998’de Rusya tahvillerinin spreadi 10 puan artmış ve Ekim ayında bu kayıp 83 puanla zirve yapmıştır. Gelecekte olabilecek borç yeniden yapılandırma haberleri yatırımcıların kayıplarını daha da artırmıştır. Kasım ayında IMF ile 22.6 milyar dolar tutarında anlaşma imzalanmıştır. Aralık 1998’de Rusya iç borçlarını yeniden yapılandırarak tahvil takası yoluna gitmiştir. Ruble

96 Didier Cossin ve Gero Jung, Do Major Financial Crises Provide Information on Sovereign Risk to the Rest of the World? A Look at CDS Markets, FAME Research Paper No: 134, 2005, s.13.

112

cinsinden tahvillerinin % 10’unu itfa etmiş, % 20’sini iskontolu hazine bonosuna dönüştürmüş, % 70’ini ise yeni 4-5 yıllık kuponlu kağıtlar ile swaplamıştır.

1998 yılı sonlarına doğru Rusya’daki kriz Brezilya’ya sıçramıştır. IMF Brezilya’ya 41.5 milyar dolar tutarında acil kredi limiti tanımıştır. 15 Ocak 1999’da Brezilya merkez bankası Real’i devalüe etmiştir. O döneme kadar % 21 değerlenmiş olan Real, bu devalüasyon ile % 41 değer yitirmiştir. Ekvador’da 1999 Nisan’ında bankaların batık kredi oranı % 95’e kadar yükselmiştir. Bu dönemde hükümetin bankacılık krizini yönetmedeki başarısızlığı nedeniyle merkez bankası başkanı ve yönetim kurulu üyeleri istifa etmişlerdir. Haziran’da Ekvador Brady tahvilleri temerrüde düşmüştür.

Türkiye’de ise 17 Ağustos 1999 Gölcük depremi sonrasında ekonominin gidişatı bozulmuş enflasyon %70’li seviyelere kadar yükselmiştir. 1999 yılı sonunda IMF ile 3 yıllık stand-by programı imzalanmıştır. Programın para politikası sabit kur sistemine dayanmaktaydı. Döviz kuru 1$+0.77€’dan oluşan sepet günlük olarak açıklanmaktaydı. Bu değerin dışına çıkılmasına izin verilmiyordu. 3 yıllık programın ikinci yarısında döviz kuru sepet değeri belirli bir bant içinde tutulacaktı. Ancak programın üzerinden daha bir yıl bile geçmeden Kasım 2000’de krizin ilk sinyalleri gelmeye başlamıştır. Devalüasyon kadar enflasyon hedeflenen programda enflasyon hedefi 2000 yılsonu için % 25 olarak belirlenmişti. Ancak enflasyon beklendiği kadar düşmemiştir. Cari açık, TL’nin aşırı değerli kalmasıyla birlikte yükselmiştir. Türkiye 2000 yılını % 39 enflasyon ve 10 Milyar dolara yakın cari açıkla kapatmıştır. 2001 yılında durum değişmemiş ve 2001 Şubat sonunda döviz kuru dalgalanmaya bırakılmıştır. Böylece 3 yıllık stand-by programı henüz bir yılını yeni doldurmuşken sonlanmış olmuştur. 79 adet olan banka sayısı kriz sonrasında bir yıllık bir süre içerisinde 61’e gerilemiştir.

113