• Sonuç bulunamadı

2. PARASAL AKTARIM MEKANİZMASININ KANALLARI

2.2. Geleneksel Faiz Kanalı

Faiz kanalı faiz oranınındaki bir değişimin direkt etkisini tanımlamaktadır. Merkez bankası faiz oranını artırdığında, kısa süreli piyasa faiz oranı nispeten daha fazla ya da daha az yükselecektir.74

Reel para değişimleri nominal faiz oranı üzerinde para arzı değişiminin tersine bir harekete neden olarak bir likidite etkisine yol açar. Likidite etkisi özetle para arzı ile nominal faiz oranı arasındaki negatif yönlü ilişkidir. Bu bağlamda reel para arzındaki değişim nominal faizleri arttırırken (azaltırken) reel para miktarını azaltmaktadır (arttırmaktadır).75 Daha yüksek faiz oranı tüketimi erteleyerek tasarruf

etmeyi çekici kılar. Benzer bir etki varlık değerlerindeki düşmeden de kaynaklanır. Finansal ve reel varlıkların (hisse senedi, uzun süreli bono, gayrimenkul, vb.) fiyatları düşebilir çünkü faiz oranı yükseldiğinde, onların gelecekte getirecekleri gerçek değer azalacaktır. Zenginlik şokuyla sarsılan hane halkı daha az tüketim yapmaya başlayacaktır. Daha yüksek faiz oranı finansman maliyetine reel sermaye oluşumunu da ilave eder. Sonuç olarak, daha yüksek faiz oranı hem hane halkının hem de şirketlerin talebini sınırlar. Ceteris paribus talep azalışı ise enflasyonist baskının şiddetini azaltacaktır.76

Parasal aktarım mekanizmasının geleneksel IS-LM modeli çerçevesinde aşağıda parasal genişlemenin etkisini gösteren örnek ile şematize edilebilir:

M ↑ =► ir ↓ =► C↓ ve I ↑ =►Y ↑ (1.9)

M↑, reel faiz oranında (ir↓) bir düşmeye yol açan parasal genişlemeyi

göstermektedir. Reel faiz düşüşü ise sırasıyla sermaye maliyetini düşürür (C↓). Bu ise yatırım harcamalarında (I↑) bir artışa neden olur, böylece toplam talepte ve çıktı da (Y↑) bir artışa yol açar. 77

Parasal aktarım üzerine yapılan araştırmalar; ev ve dayanıklı tüketim malı

74 Horengren, a.g.m., ss. 7-8 75 Norbbin, a.g.m., ss. 4-5. 76 Horengren, a.g.m., s. 8

30

harcamalarına dair tüketici kararlarının da yatırım kararı olduğunu göstermektedir. Dayanıklı tüketim malı ve konut harcamaları da tıpkı yatırım harcamaları gibi faize çok duyarlıdır.78

Faiz kanalının ekonomi üzerinde yaratacağı etki belli bir gecikmeyle meydana gelmektedir. Faiz oranındaki bir değişimin ekonomiyi etkileyerek fiyatlar üzerindeki nihai etkisini yaratması 18 ile 24 ay sürmektedir.79 Para politikası uygulamalarının

faiz kanalı üzerinden ekonomide yaratacağı etkinin hızını ve gücünü ise bankacılık ve finans sistemlerinin yapısı belirlemektedir. Örneğin bankalar kredi oranlarını yavaş ayarlıyorlarsa veya uzun dönem faiz oranı kısa dönem faiz oranına yavaş uyarlanıyorsa, para politikası ekonomi üzerinde büyük bir etkiye sahip olmayacaktır. Aksine banka kredilerinin para politikasına verdiği tepkinin büyüklüğü ve faiz oranının tepkisinin nispeten küçük olması durumunda, ekonomi üzerinde istenen sonucun elde edilmesi için daha geniş bir politika uygulamasına gidilmesi gerekmektedir.80

Parasal aktarımın faiz kanalının önemli bir özelliği ise nominal faiz oranı yerine reel faiz oranının tüketici ve firma kararlarını etkilediğini vurgulamasıdır. Ayrıca, genelde uzun dönem reel faiz oranının ve kısa ve orta dönem nominal faiz oranının harcamalar üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu gösterilmektedir. Merkez bankası kısa dönem nominal faiz oranını değiştirdiğinde, kısa ve uzun dönem bonoların reel faiz oranında da benzer bir değişim ortaya çıkar. Anahtar yapışkan fiyatlardır. Genişletici para politikası kısa dönem nominal faiz oranını ayrıca kısa dönem reel faiz oranını da düşürmektedir ve bu durum rasyonel beklentiler hipotezinde de geçerlidir.81 Rasyonel beklentiler hipotezi insanların

ekonomide enflasyonun nasıl belirlendiğini diğer bir deyişle enflasyonu yaratan “gerçek modeli” bildiklerini ve gelecek tahmininde bu modeli kullandıklarını

78 Mishkin, “The Channels …”, s. 2.

79 Bank of Canada, The Transmission of Monetary Policy, The Bank in Brief, Publications and

Research, July 2001, http://www.bank-banque-canada.ca/en/backgrounders/bg-p7.html (Erişim:27.03.2007)

80 Gordon H. Sellon, Jr., “The Changing U.S. Financial System: Some Implications for the Monetary

Transmission Mechanism”, Federal Reserve Bank Of Kansas City, Economic Review, First Quarter 2002, (2002),ss. 7-8.

81 Mishkin, “The Channels …”, ss. 2-3; Kevin D. Hoover, “Commentary”, Federal Reserve Bank of

31

varsaymaktadır. Ekonomide belirsiz ve rastgele olaylar olmasaydı ve insanlar enflasyon yaratan gerçek modeli biliyor olsalardı, gelecek enflasyon oranının tahmini mükemmel olurdu. Çünkü gerçek model hataya izin vermemektedir. Böylece insanlar hata yapmamaktadırlar.82 Rasyonel beklentilere sahip olan

iktisadi ajanlar en iyi tahmini yapacaklarından sistematik hataya düşmezler. Beklentiler rasyonelse, tahmin hataları rastgele meydana gelecektir.83 Uzun

dönem faiz oranının gelecekteki kısa dönem faiz oranı beklentisinin bir ortalaması olduğunu anlamına gelen beklentiler hipotezi, kısa dönem reel faiz oranının düşük oluşunun uzun dönem faiz oranında da bir düşüşe neden olacağını öne sürmektedir.84

Daha düşük reel faiz oranı bu durumda toplam talebi artıran firmaların sabit yatırımlarının, konut yatırımlarının, dayanıklı tüketim malı harcamalarının ve stok yatırımlarının artmasına neden olacaktır.85

Aslında, nominal faiz oranı yerine harcamaları reel faiz oranının etkileyişi, deflasyonist bir dönem süresince nominal faiz oranı sıfır tabanına ulaşsa bile para politikasının ekonomiyi canlandırabildiğini gösterir. Sıfır düzeyindeki nominal faiz oranıyla, parasal bir genişleme (M ↑) beklenen fiyat seviyesini yükseltir (Pe ↑). Bunun sonucunda beklenen enflasyon oranı yükselir (∏e ↑). Bu ise nominal faiz oranı sıfıra sabitlendiğinde dahi reel faiz oranını düşürür (ir ↓) ve faiz kanalı

yoluyla harcamaları canlandırır; yani ,

M ↑ =► Pe ↑ =►∏e ↑ =► ir ↓=► I ↑ =►Y ↑ (1.10)

Böylece bu mekanizma, nominal faiz oranının parasal otorite tarafından sıfıra çekildiğinde bile para politikasının hala etkili olabildiğini gösterir. Aslında, bu mekanizma para politikasının Büyük Depresyon boyunca ABD hasılasında nasıl keskin bir düşüşü engellediğini ve yine Büyük Depresyon boyunca ABD ekonomisinin bir likidite tuzağına nasıl yakalanmadığı tartışmasının anahtar

82 Karl E. Case ve Ray C. Fair, Principles of Economics, New Jersey: Prentice Hall Inc., 2002, s. 658. 83 William j. Baumol, Alan S. Blinder, Economics Principles and Policy, 5th ed., USA: Harcourt

Brace Jovanovich, 1991, s. 338.

84 Mishkin, “The Channels …”, s. 3. 85 Mishkin, “The Channels …”, s. 3.

32 faktörüdür. 86

Benzer Belgeler