• Sonuç bulunamadı

2.2. Ölçme ve Değerlendirme Yaklaşımları

2.2.1. Geleneksel Ölçme ve Değerlendirme Yaklaşımları

Geleneksel ölçme ve değerlendirme; okullarda, öğrencilerin bilişsel özelliklerinin ya da öğrenme ürünlerinin ölçülmesinde kullanılan, öğrenme sürecine değil de sadece öğrenme sonunda elde edilen ürüne bakılarak yapılan değerlendirme türlerinden oluşmaktadır.

Geleneksel ölçme ve değerlendirme araçları; süreç talimatları, ölçme aracı ve puanlaması, hazırlayanlar tarafından sabitlenmiş ve bu suretle sınavı uygulayan farklı kişilerce ve farklı oturumlarda sınava girenlerin tümünde kıyaslanabilir sonuçlara ulaşmak için hep aynı şekilde uygulanan ve puanlanan özdeş testlerdir (Enger ve Yager, 1998).

Geleneksel ölçme ve değerlendirme araçları bir öğrencinin gelişim süreci hakkında bilgi vermekte yetersizdir. Geleneksel ölçme ve değerlendirme araçlarıyla yapılan değerlendirme, öğrencinin bilgisini belirli bir zaman diliminde ölçmeye çalışmakta, öğrencinin başarısını ya da başarısızlığını ayrıntılı olarak yansıtmamakta ve öğrencinin zihinsel şemasını ortaya koyamamaktadır (Manning ve Gary, 1995; Romberg, 1993).

Geleneksel değerlendirmeler, performansın açık bir şekilde sergilenebilmesini engelleyerek, öğrencilerin kendi gelişimlerini süreç boyunca takip etmelerine izin vermez ve öğrencilerin sadece aldıkları notlara odaklanmasına neden olur (Enger ve Yager, 1998). Bu nedenle geleneksel ölçme ve değerlendirme araçları üst seviyedeki becerileri değerlendirmede yetersiz görülmüştür .

Enger ve Yager (1998), geleneksel ölçme ve değerlendirme yöntemlerinin avantajlarını,

● Ekonomik olması ve çok sayıda öğrenciye kolaylıkla uygulanması,

● Öğrencinin bilgisini veya genel durumunu hızlı bir biçimde ortaya koyması,

● Çok çeşitli öğrenim hedeflerine yönelik araştırmalar için kullanışlı olması, şeklinde sıralamıştır.

Enger ve Yager (1998), göre geleneksel ölçme ve değerlendirme yöntemlerinin dezavantajları ise bilginin parçalarının bir araya toplanması ile temsil edilebileceği ve bir doğru cevabın var olduğu varsayımı üzerine kurulmuş olmasıdır. Oysa bu ifade yanlış ve sakıncalıdır.

Geleneksel ölçme ve değerlendirme araçlarının, öğretime yönelik sakıncaları da vardır. Öğretmenler, testlere yönelik öğretirler ve okullar test sonucunda elde edilen bilgilere göre değer sırasına konulurlar. Üst düzey becerileri yansıtma da bu sıralama doğru değildir. Alınan ölçme sonuçları, öğrencilerin sınıfta karşılaştıkları basit tartışmaları yansıtabilir. Fakat değişen ve kabul gören öğrenme teorilerini ve bilişsel teorileri yansıtamazlar. Ayrıca geleneksel ölçme ve değerlendirme yöntemleri, öğrencilerin gelecekteki başarısı için gerçekten ihtiyaç duyacağı yetenekleri temel almaz. Yakın olmayan aralıklarda uygulanır ve bağımsız olarak yorumlanır.

Coğrafya derslerinde kullanılan geleneksel ölçme ve değerlendirme araçları yazılı yoklama, sözlü yoklama, çoktan seçmeli test, doğru-yanlış soruları, kısa cevaplı sorular ve eşleştirme sorularıdır (MEB, 2005).

2.2.1.1. Yazılı sınavlar

Yazılı sınavlar, yanıtlayıcının sorulan soruların yanıtlarını düşünüp hatırlayarak ve hatırladığı yanıtı organize edip yazılı olarak sunduğu sınav türüdür (Doğan, 2011: 146). Yazılı sınavlar problem çözme, problemleri organize etme, yeni ve orijinal fikirler üretme, bilgileri yeni durumlarda işe koşma, görüşleri değerlendirme, fikirleri analiz etme, gibi davranışların ölçülmesinde en uygun sınav türü olarak kabul edilir (Tan ve Erdoğan, 2004).

Yazılı sınav uygulamaları farklı şekillerde yapılabilir. Bunlar; klasik yazılı sınavlar, tercihli sınavlar, sorusuz sınavlar, ad çekme sınavları ve açık kitap sınavlarıdır. Yazılı sınavlarda kısa yanıtlı, uzun yanıtlı, zorunlu ve seçimli sorular kullanmak olanaklıdır (Tekin, 2003: 110-115).

Ayatar (1975) yazılı yoklamaların hangi durumlarda kullanılması gerektiği konusunda ayrıntılı bir liste vermiştir. Buna göre; Ne, kim, ne zaman, hangi ve neredenin cevaplandırılması, listeleme, taslak yapma, tasvir etme, benzerlik ve zıtlık,

karşılaştırma, açıklama, tartışma, geliştirme, özetleme ve değerlendirme ile ilgili niteliklerin tespitinde kullanımı uygundur (Akt: Yılmaz, 1996; 82).

Özellikleri dikkate alındığında yazılı sınavların bazı avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır. En önemli avantajları; hazırlanışın kolaylığından dolayı kullanışlı olması, üst düzey davranışları yoklayabilmesi, şans başarısının olmaması, dili yazılı olarak kullanma becerilerini ölçmede en uygun araç olması olarak sıralanabilir. Dezavantajları ise; kapsam geçerliliğinin düşüklüğü, yazı güzelliği, anlatım veya ifade gücü, kâğıt düzeni, kompozisyon yeteneği gibi değişkenlerin puanlamaya karışarak geçerliliği düşürmesi, öznel puanlamanın yanlılığına yol açarak güvenirliği düşürmesi ile okuma ve puanlamanın çok zaman alarak kullanışlılığı düşürmesi olarak sıralanabilir (Doğan, 2011: 164).

2.2.1.2. Sözlü sınavlar

Soruların genellikle sözlü sorulduğu ve cevapların sözlü verildiği sınav çeşitlerine sözlü sınav denir. Ülkemizde sözlü sınavların başlıca iki türü uygulanmaktadır. “Müzakere ve ya sözlü yoklama” adıyla sınav yönetmeliklerimize girmiş olan yöntemde öğretmen, diğer öğrenciler karşısında bir tek öğrenciye sözlü sorular sorar. Öğrenci sözlü cevaplar verir. Öğretmen bu cevaplara bir puan takdir eder. Diğer bir yöntemde ise sınav komisyonu iki–üç öğretmenden oluşur; bir tek öğrenci, komisyon önünde soruları cevaplandırır. Öğrencinin cevapları her üç üyenin anlaşmaları haline tek puanla puanlanır; anlaşma olmazsa üyelerin ayrı ayrı takdir ettikleri puanların ortalaması alınır (Turgut ve Baykul, 2012: 253).

Sözlü yoklamaların, daha çok sözlü performansın vurgulandığı davranışların ölçülmesinde üstünlüğü söz konusudur. Öğrencinin cevabında belirsiz kalan noktaların irdelenmesi sonucunda bilginin daha derinlemesine ölçülmesine ve bilginin genişlik kazanmasına izin vermektedir (Tekin, 1993: 122).

Sözlü yoklama sınavlarının sorularının hazırlanması diğer madde türlerine oranla hem daha kolaydır hem daha az zaman almaktadır. Sözlü sınavlarda öğretmenle öğrenci yüz yüze olmasının, sınavı yapana, öğrencinin birtakım kişisel özelliklerini gözleme fırsatı verdiği doğrudur. Fakat sınav bu niteliklerin ölçülmesi amacıyla değil, öğrencinin belli bir konudaki bilgi ve becerenlerini ölçme amacıyla yapılır. Böyle kişisel niteliklerin, sınavda

ölçülecek hedef davranışlarla karıştırılması, hem bilgilere hem de kişisel niteliklere bir puan takdir edilmesi, puanının geçerliliğini düşürür (Turgut ve Baykul, 2012: 252). Ayrıca sözlü sınavlarda her öğrenciye aynı soru sorulamadığı gibi, sorulan soruların farklı güçlük düzeyinde olma ihtimali bulunmaktadır (Tekin, 1993: 122).

2.2.1.3. Çoktan seçmeli test

Çoktan seçmeli testler, testi alanların yanıtlarını belirli sayıdaki seçenek arasından birini seçerek vermesini gerektiren sorulardan oluşan ölçme araçlarıdır. Seçmeli testlerde sorulara madde denir. Çoktan seçmeli testlerde çeşitli madde türlerinden söz edilebilir. Bu madde türleri doğru yanıta göre, madde köküne göre ve maddenin gruplanışına göre sınıflandırılmıştır. Çoktan seçmeli madde türleri: Doğru yanıta göre , tek bir doğru yanıtı olan maddeler, en doğru yanıtı olan maddeler, bileşik yanıt vermeyi gerektiren maddeler: Madde köküne göre , kökü soru kipinde olan maddeler, kökü eksik cümle tipinde olan maddeler, olumlu köklü maddeler: Maddelerin gruplaşmasına göre, ortak köklü maddeler ve ortak seçenekli maddeler olarak sınıflandırılmaktadır (Doğan, 2011: 262).

Çoktan seçmeli testlerin çok sayıda özelliği bulunmaktadır. Bu özelliklerin birçoğu da ölçme aracının geçerliliği ve güvenirliğini artırıcı yöndedir. Çoktan seçmeli testleri diğer ölçme araçlarından ayıran en temel farklardan birisi, doğru yanıtın maddenin içinde verilmesidir. Bu nedenle ileri düzeydeki karmaşık davranışları ölçmede yetersiz kaldığı ileri sürülebilir. Çoktan seçmeli testlerde yazmaya ayrılan süre çok az olduğundan çok sayıda madde kullanılabilir. Bu nedenle çoktan seçmeli testlerde kapsam geçerliği ve güvenirlik artar. Çoktan seçmeli test maddelerini yanıtlama işlemi sadece işaretlemeyle yapıldığından uygulama zamanını kısadır. Uygulama zamanının kısa oluşu yanıtlayıcının dikkatinin dağılmadan yanıtlamayı tamamlamasına olanak verir. Bu durum uygulama açısından çoktan seçmeli testleri kullanışlı hale getirmektedir (Çetin, 2010: 101-102).

Çoktan seçmeli testlerde yazma işlemi yok denecek kadar az olduğundan ölçme sonuçlarına yazı güzelliği, kompozisyon yeteneği vb. gibi değişkenler başka değişkenler karışmadan ölçülebilmektedir. Bu durum geçerliği yükselir. Ancak, çoktan seçmeli testlerde okuduğunun anlama ve okuma hızı gibi değişkenlerin ölçme sonuçlarına

karıştığı görülmektedir. Bu etkisi giderilmez ise sınavın geçerliği düşebilir. Çoktan seçmeli testleri puanlarken, yanıt anahtarına sahip olan herhangi bir kişinin doğru olarak puanlama yapabilmesi için, alan uzmanı olmasına gerek yoktur. Bu nedenle çoktan seçmeli testleri puanlama objektif ve kolaydır. Çoktan seçmeli testlerin zayıf yönlerinden birisi şans başarısının olmasıdır. Bu tür testleri hazırlamanın zorluğu olumsuz bir özellik olarak göze çarpmaktadır (Doğan, 2011: 263).

2.2.1.4. Doğru-yanlış soruları

Doğru-yanlış maddesinde yalnızca iki seçenek olduğundan tahminle doğru cevabın bulunma olasılığı yüzde ellidir. Doğru ya da yanlış olarak sınıflanabilecek bir ifade, mutlaka doğru ya da yanlış olmak zorundadır. Doğru-yanlış testindeki maddelerin cevaplandırması ve puanlanması kolay, çabuk ve nesneldir (Tekin, 1993: 138).

Bu yapıdaki testler, eğitimde testlerin kullanılmaya başladığı yıllarda çok tutuluyordu. Fakat sonraları teknik özellikleri daha üstün maddelerin bulunmasıyla, doğru–yanlış testleri daha seyrek kullanılır oldu. Bu yapıdaki testler de öğrenciyi yoklamaya elverişli bilgiler vardır. Hatta bazı yazarlar Ebel (1965) bazı bilgilerin, doğru–yanlış yapısındaki maddelerle daha etkili bir biçimde ölçülebileceğini savunur. Diğer testlerde olduğu gibi, bu çeşit testlerin de madde yapısından gelen sakıncaları ve üstünlükleri vardır. Doğru-yanlış testlerinin iyi bilinmesi, öğretmene, bu tipteki testleri yerinde kullanabilme ve gerektiği gibi hazırlayabilme yeterliliği kazandırır (Akt.Turgut ve Baykul, 2012: 174).

2.2.1.5. Kısa cevaplı sorular

Cevaplayıcının, bir kelime, bir rakam, bir ibare veya en çok bir cümle ile cevaplayabileceği maddelerden meydana gelmiş test tipine, kısa cevaplı test denir (Turgut ve Baykul, 2012: 165). Kısa cevaplı sorulara verilecek cevaplar çok kısadır ve cevaplama işi çok az zaman almaktadır. Kısa cevaplı testlerin puanlanması oldukça kolay, çabuk ve nesneldir. Kısa cevaplı testler hemen her eğitim düzeyindeki öğrencilere uygulanabilir niteliktedir. Kısa cevap maddeleri, özellikle kavramsal bilgileri ölçmede etkilidir (Tekin, 1993: 126).

2.2.1.6. Eşleştirme soruları

Eşleştirme maddeleri iki grup halinde verilen ve birbiriyle ilgili olan bilgi ögelerinin, belli bir açıklamaya göre eşleştirilmesini gerektirmektedir. Eşleştirmeli maddeler, “kim?”, “ne?”, “nerede?” ve “ne zaman?” sorularının cevabını oluşturan kavramsal bilgilerin ölçülmesinde daha kullanışlıdır (Tekin, 1993: 131).

Yaman, (2011) eşleştirme testlerinde dikkat edilecek noktaları su şekilde ifade etmişlerdir:

● Soru kökleri ile muhtemel cevapların sayısı birbirine yakın olmamalıdır. Soru kökü oranının beş olması buna karsın muhtemel cevap oranının yedi olması tavsiye edilmektedir.

● Soru kökleri olası cevaplardan daha uzun olmalıdır.

● Olası cevaplar rakamlardan oluşuyorsa büyüklük sırasına konulmalıdır.

● Her iki sütunda yer alan bilgiler aralarında tutarlı olmalıdır. Aynı soruda farklı konulara değinilmemelidir.