• Sonuç bulunamadı

Annelik Rolüne Uyum Düzey

5.1. Gebelerin Anneliğe Hazır Oluşluk Durumu

Geçiş Teorisi'nin anlamlar kavramı, beklenen ya da ani gelişen geçişe kişisel olarak biçilen değeri ve kişinin kendi hayatını etkileme düzeyinin değerlendirilmesini kapsamaktadır [27]. Geçişe verilen anlamlar; pozitif, nötr ya da negatif olabilir. Kişinin geçiş deneyiminden ne beklediği ve geçiş ile baş etmek için hangi stratejilere gereksinim duyduğu, role hazır oluşuyla ilişkilidir [3]. Bu bölümde, gebelerin anneliğe ilişkin yüklediği bireysel anlamı ve hazır oluşluk düzeyini belirlemek için Prenatal Kendini Değerlendirme Ölçeği’nin gebeliğin

kabulü, annelik rolünün kabulü, doğuma hazır oluş ve eş ile ilişkisinin durumu alt boyutları

kritik edilmiştir.

Çalışmamızda katılımcıların gebeliğin kabulüne ilişkin yüklediği anlam, deney ve kontrol grubunda çalışma başında aynıyken, çalışma sonunda kontrol grubunda değişiklik olmamış, deney grubunda ise gebeliğin kabulü artmıştır. Fisher ve arkadaşlarının [128] ebeveyn olma sürecinde olan çiftlere yönelik hazırladığı 7 haftalık Farkındalık Temelli Doğum Programı’na katılan gebeler, program öncesinde gebelik sürecinde yaşayacaklarının ve kendi bedenlerinin farkında olmadıklarını, ancak program sonunda egzersizler sayesinde gebeliklerini kabul edip keyif aldıklarını ve iç görü kazandıklarını belirtmişlerdir. Duncan ve Bardacke’ın [21] çalışmasında gebelerin anneliğe ilişkin farkındalık kazanımı ile artan dikkat

66

becerilerinin kendi bedenini dinleme, kendini ifade etme ve duygusal bilinçlerini artırdığını belirlemiştir. Farkındalık egzersizlerinin gebeliğin kabulünü olumlu yönde etkilediği söylenebilir. Deney grubunda çalışma sonunda gebeliğin kabulünde artış olması, Farkındalık Temelli Anneliğe Geçiş Programı’nın anne adaylarında gebeliğin kabulünü olumlu yönde etkilediğini gösterir nitelikte bir bulgudur.

Deney grubundaki gebelerin annelik rolünü kabul düzeyleri bütünleştirilmiş bakım uygulamaları almalarının sonucunda artarken, kontrol grubunda annelik rolünün kabul düzeyi hastaneye yatışın yedinci gününde birinci güne göre azalmıştır. Slade ve arkadaşları [136] anne olma sürecinin gebenin hayatında önemli pek çok kalıcı değişikliği beraberinde getirdiğini ve bu nedenle gebelerin annelik rolünü kabulde zorlanabileceklerini belirtmektedir. Brazelton [137] bu değişiklikleri aile yapısında değişim, yeni bir kimlik kazanımı, dikkat gerektiren yenidoğan bakımıyla ve uykusuzlukla başetme olarak sıralamıştır. Stark’ın [138] çalışmasında 35 yaş üzeri gebelerde annelik rolünün kabulü, daha genç gebelerden (<25) daha fazla çıkmıştır. Çalışmamızda ilk gebeliğini yaşayan, genç annelerle çalışılmıştır. Stark’ın [138] belirttiği gibi kadınların annelik rolünü kabulünde zorlanma yaşama olasılıkları vardır ve annelik rolüne ilişkin hazırlığının en iyi şekilde yapılması gerekmektedir. Kontrol grubunda madde toplam puanları artmasına rağmen, grup içinde anlamlı bir fark olması katılımcıların annelik rolünü kabullenmede zorlanma yaşadığını (p<0.05), deney grubunda birinci ve yedinci günler arasında annelik rolünün kabulüne ilişkin istatistiksel olarak anlamlı bir fark olması, bütünleştirici uygulamaların annelik rolünün kabulünü artırdığını düşündürmektedir.

Çalışmada, deney grubunun doğuma hazır oluşluk durumunun hastaneye yatışın birinci ve yedinci gününde kontrol grubundan fazla olduğu ve her iki grubun doğuma hazır oluşluk düzeyinde yedinci gün artış olduğu belirlenmiştir. Stark [138] 35 yaş üzeri gebelerin doğuma hazır oluş düzeylerinin genç gebelere (<25) göre daha iyi olduğunu belirtmiştir. Beebe ve arkadaşlarının [126] çalışmasında ise sağlıklı gebelerin doğuma hazır oluşluk düzeyi, yüksek riskli gebelere göre daha yüksek bulunmuştur. Çalışmamızda yüksek riskli gebelik tanısı ile hastaneye yatan ve 25 yaş altı gebeler örneklem grubunu oluşturmuştur. Preterm erken memebran rüptürü tanısını aldıkları anda erken doğum riski ile karşı karşıya kalan gebelerin, hastanede yattıkları gün sayısı arttıkça, erken doğum riski ile yüzleştikleri ve kendilerini doğuma daha fazla hazırladıkları söylenebilir. Hem deney, hem de kontrol grubunda hastaneye yatışın yedinci gününde doğuma hazır oluşluk düzeyinde artış olması bu düşünceyi destekler niteliktedir. Byrne ve arkadaşları [124] tarafından yapılan çalışmada farkındalık temelli doğum programının gebelerin doğuma ilişkin beklentilerini ve doğuma hazır oluşluklarını pozitif yönde etkilediği saptanmıştır. Fisher ve arkadaşları [128] tarafından yapılan çalışmada ise Farkındalık Temelli Doğum Programıyla gebelerin doğum ve anneliğe ilişkin beklentilerinin değiştiği, gebelerin bedenlerinin doğum eylemini başarabileceğine ilişkin inançlarının ve özgüvenlerinin arttığı belirlenmiştir. Araştırmada Farkındalık Temelli Anneliğe Geçiş Programının sonunda deney grubunun doğuma hazır oluşluk seviyesi ile kontrol grubununki arasında istatistiksel bir fark olması, bütünleştirici bakım uygulamalarının ilk gebeliğini yaşayan ve PERM tanısı alan gebelerin doğuma hazır oluşluk düzeyini olumlu yönde etkilediği söylenebilir.

Çalışmada, kontrol grubunun eşleri ile ilişkisinin düzeyi çalışma sonunda öncesine göre değişmezken, deney grubunun eşi ile ilişkisinin geliştiği ve gebelerin programa katılımın başlangıcı ve sonundaki eş ile ilişki durumunun istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmüştür (p=0.00). Stark [138] gebelerin eşleri ile ilişkilerinin maternal yaşa göre

67

değişmediğini belirtmektedir. Farkındalık uygulamalarının eş ile ilişkiler üzerine etkisini inceleyen bir çalışmaya ulaşılamamıştır. Deney ve kontrol grubu arasında hastaneye yatışın yedinci gününde istatistiksel olarak anlamlı bir fark olması, Farkındalık Temelli Anneliğe Geçiş Programına katılan gebelerin eşleri ile ilişkilerinin program sonrasında daha fazla güçlendiğinin göstergesidir.