• Sonuç bulunamadı

1. GİRİŞ

3.3. Veri Toplama Araçları

3.3.1. Öğretim Elemanlarında İstenmeyen Davranışlar Ölçeği

3.3.1.1. Geçerlik Çalışmalarına İlişkin Bulgular

Araştırmada geçerlik çalışmaları kapsamında açımlayıcı faktör analizi ve doğrulayıcı faktör analizi yapılmış, düzelt ilmiş madde-toplam korelasyon katsayıları hesaplanmıştır. Ölçme aracı geliştirme ya da uyarlama sürecinde ölçekten elde edilen puanların geçerliliğine dair en önemli özelliklerden biri yapı geçerliliğidir. Yapı geçerliliği gözlenebilen değişkenler aracılığıyla gözlenemeyen değişkenlere ilişkin yapılan çıkarımların geçerliliğini test eder (Çokluk, Şekercioğlu ve Büyüköztürk, 2010).

Sosyal bilimlerde geliştirilen ölçeklerin yapı geçerliliğinin test edilmesinde sıklıkla faktör analizi tekniğine başvurulmaktadır (Büyüköztürk, 2010). Faktör analizinde kullanılan iki temel yöntem açımlayıcı (AFA) ve doğrulayıcı faktör analizidir (DFA).

AFA’de araştırmacı araştırmasının henüz ilk safhalarında aralarında ilişki olan değişkenleri bir araya toplayarak eldeki veri setini tanımlamaya ya da özetlemeye çalışır (Pallant, 2011; Tabachnick ve Fidell, 2012). DFA’da ise değişkenler arasındaki ilişkiden hareketle oluşturulan yapıya ilişkin hipotezin ya da teorinin karmaşık ve üst düzey analizlerle sınanması amaçlanır (Büyüköztürk, 2010; Tabachnick ve Fidell, 2012). Düzeltilmiş madde-test korelasyon katsayıları ise, her bir maddenin toplam puanla ne düzeyde ilişkili olduğunun bir göstergesidir. Madde-test istatistikleri için

“.30” un altındaki değerler maddenin ölçekten farklı bir özelliği ölçtüğünün bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle düşük madde-test korelasyonlarına sahip maddelerin ölçekten çıkarılması gerekmektedir (Pallant, 2011).

Araştırmada AFA yapılmadan önce, verilerin faktör analizine uygun olup olmadığı Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) katsayısı ve Bartlett küresellik testi ile test edilmiştir. Yapılan analizler sonucunda, verilerin faktör analizi için uygun olduğu belirlendikten sonra (KMO = .958, Bartlett Test of Sphericity = 21533.227, p=.000), yapı geçerliliğini belirleyebilmek için elde edilen veriler üzerinden, temel bileşenler analizi yöntemine göre açımlayıcı faktör analizi yapılmıştır. Yapılan ilk faktör analizi sonucunda ölçekte yer alan bazı maddelerin düşük faktör yüküne sahip oldukları, aynı ayna birden fazla faktörde yüksek yük değeri aldıkları, ya da kuramsal olarak ilgili olmadıkları faktörde yüksek yük değerleri aldıkları belirlenmiştir. Bu maddelerin elenmesinin ardından yinelenen faktör analizi sonucunda elde edilen bulgular Tablo 4’te verilmiştir.

Tablo 4

Öğretim Elemanlarında İstenmeyen Davranışlar Ölçeğine İlişkin Açımlayıcı Faktör Analizi Sonuçları

Tablo 4’teki bulgular incelendiğinde, analizler sonucunda önemli olarak belirlenen faktörlerden birincisinin ölçeğe ilişkin toplam varyansın % 21.84’ünü, ikincisinin % 11.88’ini, üçüncüsünün % 10.55’ini, dördüncüsünün % 10.24’ünü ve beşincisinin ise % 6.96’sını açıkladığı görülmektedir. Faktör analizi sonucunda belirlenen bu beş faktörlü yapı tarafından açıklanan toplam varyans oranı % 61,47 olarak belirlenmiştir. Kline (1994) toplam varyansı açıklama düzeyinin %30’un üzerinde olmasını, yapı geçerliği için önemli göstergelerden biri kabul etmektedir.

Tablodaki faktör yükü, faktör ortak varyansı ve düzeltilmiş-madde toplam korelasyon değerleri incelendiğinde, birinci faktörde yer alan on maddenin (34, 35, 36, 37, 38, 61, 63, 65, 68, 69) faktör yüklerinin “.63” ile “.80” arasında, faktör ortak varyanslarının

“.58” ile “.75” arasında, düzeltilmiş madde-toplam korelasyon katsayılarının ise “.68”

ile “.82” arasında değiştiği görülmektedir. İkinci faktörde yer alan altı maddenin (42, 43, 47, 48, 49, 54) faktör yüklerinin “.49” ile “.73” arasında, faktör ortak varyanslarının “.56” ile “.70” arasında, düzeltilmiş madde-toplam korelasyon katsayılarının ise “.61” ile “.74” arasında değiştiği belirlenmiştir. Üçüncü faktörde yer alan altı maddenin (2, 5, 6, 10, 11, 14) faktör yüklerinin “.51” ile “.65” arasında, faktör ortak varyanslarının “.42” ile “.58” arasında, düzeltilmiş madde-toplam korelasyon katsayılarının ise “.38” ile “.59” arasında değiştiği belirlenmiştir. Dördüncü faktörde yer alan dört maddenin (55, 56, 57, 70) faktör yüklerinin “.59” ile “.75” arasında, faktör ortak varyanslarının “.57” ile “.76” arasında, düzeltilmiş madde-toplam korelasyon katsayılarının ise “.47” ile “.76” arasında değiştiği belirlenmiştir. Beşinci faktörde yer alan dört maddenin ise (26, 28, 30, 32) faktör yüklerinin “.48” ile “.74”

arasında, faktör ortak varyanslarının “.59” ile “.65” arasında, düzeltilmiş madde-toplam korelasyon katsayılarının ise “.47” ile “.63” arasında değiştiği belirlenmiştir.

Faktör analizi sonucu elde edilen her bir faktör isimlendirilirken, faktörlerde yer alan maddelerin içerikleri üç alan uzmanı tarafından değerlendirilmiştir. Yapılan incelemelerde ilk faktörde yer alan maddelerin tamamının öğrenci ve öğretim elemanlarının sınıf içi iletişimleri ile ilgili olduğu belirlenmiş, bu nedenle bu faktöre

“sınıf içi iletişim” ismi verilmiştir. Bu boyutta yer alan örnek bazı maddeler şöyledir:

Dersimize giren öğretim elemanı derste öğrencileri küçük bahanelerle azarlar.

Dersimize giren öğretim elemanı öğrenciler sorduğu sorulara yanlış veya alakasız cevaplar verdiğinde onlarla dalga geçer. İkinci faktörde yer alan maddelerin öğretim etkinliklerinin yürütülmesi ile ilgili olduğu belirlendiğinden, bu faktöre

“öğretimin yönetimi” ismi verilmiştir. Bu boyutta yer alan örnek bazı maddeler şöyledir: Dersimize giren öğretim elemanı dersleri durağan ve monoton bir ses tonu ile anlatır. Dersimize giren öğretim elemanı farklı öğretim yöntem ve tekniklerini kullanmaz. Üçüncü faktörde yer alan maddelerin plan-program ve zaman yönetimi etkinlikleri ile ilgili olduğu belirlendiğinden, bu faktöre “zaman yönetimi” ismi verilmiştir. Bu boyutta yer alan örnek bazı maddeler şöyledir: Dersimize giren öğretim elemanı anlatılması gereken konuları dönem sonunda yetiştiremez. Dersimize giren öğretim elemanı dersle ilgisi olmayan konular hakkında (ailesi, kişisel hayatı vb.) çok konuşarak ders süresini boşa harcar. Dördüncü faktörde yer alan maddelerin öğretim elemanları ile öğrencilerin sınıf dışı iletişimleri ile ilgili olduğu belirlendiğinden, bu faktöre “sınıf dışı iletişim” ismi verilmiştir. Bu boyutta yer alan örnek bazı maddeler şöyledir: Dersimize giren öğretim elemanı öğrenciler ihtiyaç duyduğunda (dersle ilgili bir konuda) onlara zaman ayırmaz. Dersimize giren öğretim elemanı öğrenciler dersle ilgili konuşmak için odasına gittiğinde yardımcı olmaz.

Beşinci faktörde yer alan maddelerin ise öğretim elemanlarının öğrencileri ders katma becerileri ile ilgili olduğu belirlendiğinden, bu faktöre “derse katılım” ismi verilmiştir. Bu boyutta yer alan örnek bazı maddeler şöyledir: Dersimize giren öğretim elemanı sınıfta tartışma ortamı yaratmaz. Dersimize giren öğretim elemanı öğrencilerin düşüncelerini ifade etmesine izin vermez.

AFA sonucunda elde edilen faktör yapısına ilişkin model-veri uyumunu değerlendirmek üzere ise ayrıca asıl uygulamadan elde edilen veriler üzerinden (N=1019) DFA yapılmıştır. DFA analizleri Lisrel 8.71 (Jöreskog ve Sörbom, 2004) kullanılarak yapılmıştır. Analizlerde en çok olabilirlik yöntemi kullanılmıştır. Yapılan DFA’dan elde edilen uyum iyiliği değerleri Tablo 5’te verilmiştir.

Tablo 5

Doğrulayıcı Faktör Analizi Sonucunda Elde Edilen Uyum İyiliği Göstergeleri (N=1019)

2 1748.74

sd 393

2

Sd

4.44

Goodness of Fit Index (GFI) 0.90

Adjusted Goodness of Fit Index (AGFI) 0.88

Non-Normed Fit Index (NNFI) 0.91

Comparative Fit Index (CFI) 0.93

Root Mean Square Error of Approximation (RMSEA) 0.058

Root Mean Square Residual (RMR) 0.091

Standardized RMR 0.053

Doğrulayıcı faktör analizi sonundan elde edilen uyum iyiliği değerlerinin yorumlanmasında, “2/Sd” oranının 2 ya da daha az olması, GFI, AGFI, NNFI ve CFI değerlerinin “.95” ya da üzerinde olması, RMSEA, RMR ve SRMR değerlerinin ise

“.05” ve altında olması model-veri uyumunun mükemmel olduğunun göstergesi olarak kabul edilmektedir. Buna karşın; “2/Sd” oranının 2 ile 5 arasında olması, GFI, AGFI, NNFI ve CFI değerlerinin “.90” ya da üzerinde olması, RMSEA, RMR ve SRMR göstergelerinde ise “.08” den küçük olması model-veri uyumunun kabul edilebilir düzeyde olduğunun göstergesi olarak kabul edilmektedir (Brown, 2006, Çokluk, Şekercioğlu ve Büyüköztürk, 2010; Hu ve Bentler, 1999; Schumacker ve Lomax, 2010; Şimşek, 2007; Tabachnick ve Fidell, 2007). Tablo 5’te yer alan uyum iyiliği indeks değerleri incelendiğinde, ölçeğin modelinin yeterince yapı geçerliğine sahip olduğu ve ölçeğin beş faktörlü yapısının doğrulandığı söylenebilir.