• Sonuç bulunamadı

1. GİRİŞ

4.5. Beşinci Alt Probleme İlişkin Bulgular ve Yorumlar

Araştırmanın beşinci alt problemi; “Öğretim elemanları tarafından sergilenen istenmeyen davranışlar ders alınan öğretim elemanının unvanına göre anlamlı bir farklılık göstermekte midir?” biçiminde ifade edilmiştir. Araştırmanın bu alt problemine yanıt bulmak için elde edilen veriler üzerinde unvan değişkeni için analiz sonuçları Tablo 12’de verilmiştir.

Tablo 12’de görüldüğü gibi istenmeyen davranışlar ölçeğinin, zaman yönetimi ve öğretimin yönetimi boyutlarında, unvan değişkenine göre anlamlı bir fark görülmemiştir. Sınıf içi iletişim, sınıf dışı iletişim ve derse katılım boyutlarında ise anlamlı bir fark çıkmış ve bu fark öğretim elemanlarının lehinedir. Başka bir ifadeyle sınıf içi iletişim boyutu açısından bakıldığında, değerlendirilen öğretim elemanlarının (X=22.80), değerlendirilen öğretim üyelerine (X=20.63) göre daha yüksek aritmetik ortalamalara sahip oldukları görülmektedir. Bu bulguya göre unvan değişkeni ile sınıf içi iletişimde sergilenen istenmeyen davranış arasında anlamlı bir ilişki olduğu söylenebilir, t(1017)= -2.570, p<.05. Bu bulgudan yola çıkarak sınıf içi iletişim boyutunda öğretim elemanlarının gösterdikleri istenmeyen davranışların, öğretim elemanının unvanı ile ilişkili olduğu söylenebilir.

Tablo 12

Öğretim Elemanları Tarafından Sergilenen İstenmeyen Davranışların Ders Alınan Öğretim Elemanının Unvanına Göre Analiz Sonuçları

Unvan değişkeninin, öğretim elemanlarının sınıf yönetiminde sergiledikleri istenmeyen davranışlar üzerindeki etki büyüklüğünü test etmek için hesaplanan eta kare (η2) değerlerine göre, unvan değişkeninin sınıf içi iletişimde istenmeyen davranışlar üzerinde “küçük” etkiye (η2=.01) sahip olduğu ifade edilebilir. Hesaplanan η2 değerinden hareketle (.01), sınıf içi iletişim boyutundan aldıkları puanlara ait gözlenen varyansın yaklaşık olarak % 1’inin unvan değişkenine bağlı olduğu söylenebilir. Öte yandan hesaplanan Cohen d değeri (.02)’dir. Diğer bir ifadeyle “küçük” etki büyüklüğüne sahip olduğu söylenebilir. Bu sonuca göre değerlendirilen öğretim elemanları ve öğretim üyelerinin ortalama puanları arasındaki farkın (.02) standart sapma kadar olduğunu gösterir.

Sınıf dışı iletişim boyutu açısından bakıldığında, değerlendirilen öğretim elemanlarının (X=9.20), değerlendirilen öğretim üyelerine (X=8.30) göre daha yüksek aritmetik ortalamalara sahip oldukları görülmektedir. Bu bulguya göre unvan değişkeni ile sınıf dışı iletişimde sergilenen istenmeyen davranış arasında anlamlı bir ilişki olduğu

söylenebilir, t(1017)= -2.422, p<.05. Bu bulgudan yola çıkarak sınıf dışı iletişim boyutunda öğretim elemanlarının gösterdikleri istenmeyen davranışların, öğretim elemanının unvanı ile ilişkili olduğu söylenebilir. Unvan değişkeninin, öğretim elemanlarının sınıf yönetiminde sergiledikleri istenmeyen davranışlar üzerindeki etki büyüklüğünü test etmek için hesaplanan eta kare (η2) değerlerine göre, unvan değişkeninin sınıf dışı iletişimde istenmeyen davranışlar üzerinde “küçük” etkiye (η2=.01) sahip olduğu ifade edilebilir. Hesaplanan η2 değerinden hareketle (.01), sınıf dışı iletişim boyutundan aldıkları puanlara ait gözlenen varyansın yaklaşık olarak % 1’inin unvan değişkenine bağlı olduğu söylenebilir. Öte yandan hesaplanan Cohen d değeri (.02)’dir. Diğer bir ifadeyle “küçük” etki büyüklüğüne sahip olduğu söylenebilir.

Bu sonuca göre değerlendirilen öğretim elemanları ve öğretim üyelerinin ortalama puanları arasındaki farkın (.02) standart sapma kadar olduğunu gösterir.

Derse katılım boyutu açısından bakıldığında, değerlendirilen öğretim elemanlarının (X=9.39), değerlendirilen öğretim üyelerine (X=8.49) göre daha yüksek aritmetik ortalamalara sahip oldukları görülmektedir. Bu bulguya göre unvan değişkeni ile derse katılımda sergilenen istenmeyen davranış arasında anlamlı bir ilişki olduğu söylenebilir, t(1017)= -2.563, p<.05. Bu bulgudan yola çıkarak derse katılım boyutunda öğretim elemanlarının gösterdikleri istenmeyen davranışların, öğretim elemanının unvanı ile ilişkili olduğu söylenebilir. Unvan değişkeninin, öğretim elemanlarının sınıf yönetiminde sergiledikleri istenmeyen davranışlar üzerindeki etki büyüklüğünü test etmek için hesaplanan eta kare (η2) değerlerine göre, unvan değişkeninin derse katılımda istenmeyen davranışlar üzerinde “küçük” etkiye (η2=.01) sahip olduğu ifade edilebilir. Hesaplanan η2 değerinden hareketle (.01), derse katılım boyutundan aldıkları puanlara ait gözlenen varyansın yaklaşık olarak % 1’inin unvan değişkenine bağlı olduğu söylenebilir. Öte yandan hesaplanan Cohen d değeri (.02)’dir. Diğer bir ifadeyle

“küçük” etki büyüklüğüne sahip olduğu söylenebilir. Bu sonuca göre değerlendirilen öğretim elemanları ve öğretim üyelerinin ortalama puanları arasındaki farkın (.02) standart sapma kadar olduğunu gösterir.

Araştırma bulgularına göre Sİİ, SDİ ve DK alt boyutlarında anlamlı farklılık çıkmıştır ve bu fark öğretim elemanlarının lehinedir. Bu alt boyutlarda, öğrenciler öğretim elemanlarının öğretim üyelerinden daha çok istenmeyen davranış sergilediği

görüşündedir. Bu durumu öğretim üyelerinin sahip oluğu tecrübe ve deneyimlerle yorumlayabiliriz. Özellikle öğrenci ile olan iletişimlerde ve derse katılımda sınıfını etkin yönetebilme yetisine sahip olan öğretim üyelerine olan güven de daha yüksek olacağı için bu durum beklenen bir sonuçtur.

Yeşiltaş ve Öztürk (2000), çalışmasında dekanlara hangi statüdeki öğretim elemanlarının başarı düzeylerinin değerlendirilmesi gerektiğini sormuştur ve öğretim elemanlarının tümünün bir değerlendirmeye tabi tutulması gerektiğini sonucuna varmıştır. Cerit (2005)’in öğretim üyesinin nitelikleri ile ilgili çalışmasından elde etiği bulgular ise şu şekildedir: eleştiriye açık olma, bilim alanında yaşanan hızlı değişim ve gelişime ayak uydurabilmek için kendine yenileyebilme, anlayışlı olma, öğrencilere saygılı ve sorumlu davranma, öğretim elamanı öğrenci arsamdaki iletişimin iyi olması ve yakınlık kurabilmesi, konuları iyi anlatabilme, öğrencileri geliştiren ve destekleyen, araştırma yapan, bilimsel verileri aktaran ve alana hakim olma. Unvanı ne olursa olsun bir öğretim elemanının çağının gerisinde kalmaması, öğrencilerin beklentilerine cevap verebilmesi için kendini yenilemesi ve bilgilerini güncellemesi bir gerekliliktir.