• Sonuç bulunamadı

Irmaklar Rus ticaret faaliyetlerini canlandırdı. Birkaç doğal engeli olan ve doğayla ve insanın yaratıcısıyla birbirine bağlayan, üstün bir iletişim sisteminin omurgasını oluşturmuşlardır. Antik zamanlarda iki ana suyolu araştırılmış ve kullanılmıştır. Ticaret, Avrupa'nın kuzeyinde, Baltık boyunca Neva Nehri'ne, daha sonra Ladoga Gölü'ne, dolayısıyla İlmen Gölü'ne aktı; Burada tekneler ve yükler tekerleklere kondu ve rota bölündü. Bir rota, karayolu Volga Nehri'ne kısa bir mesafe ve daha sonra Pers, Hindistan ve Uzakdoğu'dan gelen Hazar deniz terminaline gönderildi. Diğeri, Dinyeper ile bağlantılı ikinci bir portaya gönderilen Duena Nehri'ne taşınacaktı; Bu nehir, gemileri Karadeniz'e ulaşmak için üçüncü bir limanın gerekli olduğu Dinyeper köprülerine taşıdı. Karadeniz'den gemi, Doğu Roma İmparatorluğu ve zengin Akdeniz topraklarıyla temas kurdu. Bu güzergâhlar boyunca taşınan eşya kürkler, ballar, balmumu, keresteler ve eski çağlarda köleler ve tuz, metal, zırh ve lüks eşyalarla değiştirildi. Bu mal alışverişi, döneminde çok iyi gelişmiş bir kamu ekonomisi yarattı; kürkler genellikle para birimi olarak hizmet ediyordu. Kapitalizmin normal temelinin, özel topraklara sahip olmanın pratik olarak bilinmediği bir zamanda, bir özel mülkiyet ve kapitalizm sistemi kurdu.468

Nitekim Rus nehir ve gölleri Rus tarihi için önemli bir yere sahipti. Öyle ki Dinyeper’in Kiev Rusya’sı için ya da Volga ve onun kolları, Moskova devleti için bu

467 Charles King, a.g.e., s. 17. 468 Walther Kırchner, a.g.e., s. 4-5.

nehir ve göller yukarıda bahsettiğimiz hususlardan dolayı çok mühimdir. Dolayısıyla bu ülkenin tamamen kara ile kuşatılmış olması ve dünyanın başka suyollarına erişme isteği, Rusların sürekli olarak Baltık, Karadeniz ve Boğazlar konusunda endişelenmesine sebep olmuştur. Ayrıca iklim ve bitki örtüsü Rusya’da nüfuz dağılımında ve insanların mesleklerini belirlemesinde etkili olmuştur.469 Öyle ki Avrupa Rusya’sının kuzeyinde

toprak yılın sekiz ayında buz tutmuş bir haldedir. Ukrayna bile yılın üç ayı karla kaplıdır ve Karadeniz’e kadar bütün nehirler buz tutar. Genel olarak Sibirya ve kuzeyi dünya’nın en soğuk yeridir.470

Karadeniz'in kuzeyinde Hıristiyan döneminin başında Kimmerler, İskitler, Sarmatlar ve Alanlar bu coğrafyada var olmuşlardı. Bu kabileler buralarda M.Ö. 5. Yüzyıldan M.S. 1. Yüzyıla kadar buralarda hüküm sürdüler. Bu insanlar, doğudan batıya doğru bir göç hareketi içinde olmuşlar ve hepsine yakını avlanma, avlama ve savaşa mahkûm olmuş göçebe insanlardır. Hepsi, Rumların ve Romalıların gözünde acımasız "barbarlar" idi. Onların gelenekleri ilkeldi, hayatları değişkendi. Onların üzerindeki asyatik etkiler, Yunan fikirlerinin Karadeniz'in kuzey kıyısında bulunan çeşitli yerleşimlere sızmasına rağmen, genel olarak tahmin edildiğinden daha güçlü oldu.471

Güney Rusya, Karadeniz’in Kuzeyi, bugünkü Ukrayna toprakları ya da günümüzdeki Rusya torakları ö dönemlerdeki kabilelerin üzerinde uzun yıllar hâkimiyet kurdukları topraklardı. Özellikle yukarıda ifade ettiğimiz Kimmerler, İskitler, Sarmatlar, Alanlar ve sonrasında gelen Hunlar bölgenin etnik yapısının oluşmasında büyük katkıları olmuştu.

Güney Rusya’da ortalama M.Ö. 1000- 700 yılları arasında hâkimiyet kurmuş ve hâkimiyet alanlarını Kafkasların diplerine doğru genişletmiş olan Kimmerler, bu bölgede var olan ilk insan topluluklarından kabul edilirler.472 Bu arayı çok uzun uzadıya

ele almadık çünkü ilk bölümün başlarında Kimmerleri detaylı olarak anlattık. Dolayısıyla doğudan batıya doğru hareket eden İskitler, Karadeniz’in kuzeyinde bulunan özellikle de Hazar deniz’inden Tuna nehrine kadar yayılan bu geniş coğrafyada Kimmerlerle karşılaşmışlardı. Ve nitekim İskitler bu bölgeye geldiklerinde, Kimmerler bir kısmı kendi ülkelerini terk ederken diğer bir Kimmer nüfusuda İskitlerle toprakları

469 Nıcholas V. Riasanovsky, a.g.e., s. 9. 470 Nıcholas V. Riasanovsky, a.g.e., s. 4-5. 471 Walther Kırchner, a.g.e., s. 2.

472 Manfred Hellmann, Handbuch Der Geschıchte Russlands, Band 1, Anton Hıerseman Verlag, Stuttgart,

için mücadele etmişlerdi.473 Fakat Kimmerler M.Ö. 8. Yüzyılın son çeyreğinde

tamamen göç ederek, Karadeniz’in Kuzeyindeki steplerden hareketle, Kafkas yolları üzerinden, Urartu topraklarına varıp oradan Anadolu’yu istila etmişlerdi.474

İskitler 6. Yüzyılın solarında Volga nehrini geçerek Kimmerleri Karadeniz bozkırlarından çıkarttılar. Bu Kafkasya geçitlerine çekilmelerinden sonra Küçük Asya’ya yerleştiler. Nitekim İskitler, bu göç hareketlerini sürdürerek, Hazar denizi boyunca Medya’ya yönelerek Medleri yendikten sonra hareketlerine devam ettiler.475

Aslında İskitler en başından beri, coğrafi yerleşim alanı olarak, Ukrayna’nın Tuna ile Don nehirleri arasındaki bozkır alanlarında konumlandırılmışlardı. Yani Güney tarafı Tuna nehri ağzından Kimmer Bosporuna kadar uzanan Karadenzi sahili; doğu tarafı Azak denizi ve Don nehri; kuzey tarafı Don yani kaynaklarda Tanais olrak geçen bölgeden Tunaya kadar uzanan bölge ve batı tarafı Tuna nehri olmak üzere bu bölge İskitleri coğrafı sınırlarını oluşturmaktadır.476

Dolayısıyla Güney Rusya’yı M.Ö. 1000-700 yılları arasında idare eden İskitler, Tuna nehrinden Don nehrine oradan Karadeniz’in kuzey kıyılarının iç kesimlerine kadar hâkimiyet alanlarını genişletmişlerdi. İskitler tipik bir göçebe toplumuydular. Öküzler tarafından çekilen çadır tarzı vagonlarda yaşarlardı.477 Ayrıca büyük gemilerin

dolaşabileceği ve ticaret yapılabilecek bir kapasitesi olan sekiz büyük nehir bu İskit topraklarından akmaktadır. Bunlar: Tuna (İstros), Dinyester (Tyras), Bug (Hypanis), Dinyeper (Borysthenes), Don (Tanais), Pantikapea, Hypakyris, Gerrhos gibi önemli nehirler hem İskitlerin doğal sınırlarını görmemiz hem de hâkimiyet alanlarını öğrenmemiz bakımından mühimdir.478 Ve Güney Rusya’da kuvvetli bir askeri devlet

kurmuş olan İskitler, burada üç yüzyıldan fazla hâkimiyet kurmuşlardı. Nitekim sonrasında yine Orta Asyadan gelen ve Farsça konuşan Sarmatlar tarafından mağlup edildiler. Ve artık İskitlerin Güney Rusya’daki yerlerini Sarmatlar almıştı. Ve burada ki Sarmatlar hâkimiyeti M.Ö. 3. Yüzyılın sonundan M.S. 3. Yüzyılın başına kadar devam etti. Ve özellikle Yunan-Pers kültürü Karadeniz’in kuzey kıyısında ve Rus bozkırlarında İskit ve Sarmatlar dönemlerinde gelişme göstermişti.479

473 İlhami Durmuş, İskitler, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 2008, s. 32-33. 474 Manfred Hellmann, a.g.e., s. 109.

475 B.N. Grakov, İskitler, Çev: D. Ahsen Batur, Selenge Yay., İstanbul, 2006, s. 44. 476 B.N. Grakov, a.g.e., s. 33, 35.

477 Nıcholas V. Riasanovsky, a.g.e., s. 13. 478 B.N. Grakov, a.g.e., s. 35.

Sarmatların coğrafi bölgesine bakacak olursak; M.Ö. 5. Yüzyılın ortalarında Sarmatlar, Don nehrinin doğusunda olduğu yapılan Arkeolojik çalışmalar neticesinde ortaya çıkmıştır.480 Aslında Sarmatların ilk olarak daha doğuda var oldukları, Yayık neri

ve Hazar denizi’nin doğusundaki steplerde hayatlarını sürdürdükleri ve sonrasında Hazar deniz’nin kuzeyinden batıya doğru göç etmeye başladıkları genel kabul gören bir tanımdır. Ayrıca Sarmatların bu coğrafi sınırlarının yanında diğer Sarmat toplulukları olan Yazığlar, Ugorlar481, Siraklar ve Alanlar gibi Sarmat topluluklarıda geniş

bozkırlara yayılarak, özellikle Aral gölüne kadar yayılma göstermişlerdi. Ayrıca bu bölgenin batısında kalan, İtil çevresi ve bozkırları, Kuzey Kafkasya’dan Kafkas dağlarına kadar olan bu coğrafya başlangıçta Sarmatia olarak ifade edilmeye başlanmıştı.482 Zaten sonrasında Sarmatların ortaya çıkmasından sonra İskitlerin

egemenliğine son verilerek Karadeniz’in kuzeyindeki bozkırlarda büyük bir güç olarak ortaya çıkmışlardı.

Nitekim daha sonraki yıllarda Sarmatların daha geniş coğrafyalara yayılmalarının bir sonucu olarak, Kuzey sınırı Okyanus, batı sınırı Vistül nehri, doğu sınırını İtil nehri oluşturmaktaydı. Fakat bu meleye girerken ifade ettiğimiz gibi Karadeniz’in kuzeyindeki, bozkırlarda Sarmat hâkimiyeti Gotlar tarafından dağıtılmıştı. Bu Germen483 istilacılar kuzeyden, Baltık bölgesinden gelerek güneydoğu istikametinde

hareket etmişlerdi. Güney Rusya’da Vizigot ve Ostrogot olarak ayrılmış ve Ostrogot Kralı Hermanric yönetiminde Karadeniz’den Baltık’a kadar yayılan o alanda geniş bir devlet kurmuşlardı. Fakat Rusya’daki M.S. 370-200 yılları arasındaki Got dönemi, Asyadan gelen Hunların ortaya çıkmasıyla birlikte onların Rusya’da olan hâkimiyetleri sona ermekteydi.484

Ayrıca yine Sarmatlar kadar önemi olan ve bir Sarmat topluluğu olan Alanlar’da bu coğrafyada yaşamış ve bölgenin etnik yapısına etki ederek önemli hâkimiyet alanlarına sahip olmuşlardı.

M.S. İlk yüzyılın başında Alanlar, Hazar denizi ile Don Nehri arasında yaşayan Sarmatialılar arasında egemen bir konumda güvence altına alındılar. Ammianus Marcellinus'a göre, bunlar Massagetae soyundan gelmişlerdir. Alanlar halkı M.S. 1-3. Yüzyıllarda Roma İmparatorluğu'nun üzerinde mutlaka hesaba katılması gereken

480 Manfred Hellmann, a.g.e., s. 113.

481 Geniş Bilgi için bakınız: Manfred Hellmann, a.g.e., s. 113. 482 İlhami Durmuş, Sarmatlar, Analiz Yayın, İstanbul, 2007, s. 42-43. 483 Manfred Hellmann, a.g.e., s. 115.

önemli bir güçtü. Sık sık Roma imparatorluğu’nun Tuna ve Küçük Asya'da daha uzak hâkimiyet alanlarını tehdit ederek, Kafkasya'ya nüfuz ettiler. Ayrıca Parthia'ya karşı başarılı bir savaş yürüttüler. Tarihsel ve arkeolojik kanıtlar, İranlılarla Alan halkları arasındaki yakınlık öyle ki, Alt Volga, Güney Urallar, Taşkent vahası ve Orta Sir Derya boyunca kazılmış mezarlık alanlarında da görülebilir.485 Nitekim Hunlar M.S. 370'lerin başında güney Rusya'nın bozkırlarında ortaya çıktığında, karşılaştıkları ilk insanlar arasında Alanlar vardı. Alanlar ve Hun grubları birkaç yıl boyuca sürekli birbirleriyle sıkı bir savaşa girdiler. Hunlar, bozkırlarda hâkim güç olarak ortaya çıktı. Hayatta kalan bu Alan grupları arasında bazıları batıya doğru kaçarken bazıları da Hunlara bağımlı hale geldiler. Ancak Alan-Hun güçleri, bir dizi zor savaşta Gotik-Hun kuvvetlerini yenmeyi başardılar. Vithimiris bu karşılaşmaların sonlarında öldürüldü ve iki savaş lideri Alatheus ve Saphrax kontrol altına alındı. Neticede bu Gothlar grubu güneye doğru yani Roma sınırına doğru ilerledi.486