• Sonuç bulunamadı

Gazeteler Yoluyla Kurulan Toplumsal Gerçeklik Tasarımı

II. TOPLUMSAL GERÇEKLİĞİN KURULUMUNDA KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ İŞLEVSEL KONUMU, SÖYLEM VE BİR KİTLE İLETİŞİM

II.3. Bir Kitle İletişim Aracı Olarak Gazeteler ve Toplumsal Gerçekliğin Kurulumunda Gazetelerin Söylemsel Etkiler

II.3.4. Gazeteler Yoluyla Kurulan Toplumsal Gerçeklik Tasarımı

Buraya kadar yaptığımız incelemelerden sonra, artık, toplumsal gerçekliğin kurulumunda gazetelerin edindiği işleve belirim kazandırabiliriz demektir. Bu yönde elde edeceğimiz bağlamlar, bize, ortaya koyduğumuz kurgul çerçeveyi bütünleyebilme olanağını sağlayacaktır. Bunun yolu ise, gazetelerin oluşturduğu gerçeklik tasarımı ve toplumsal gerçekliğin kuruluş şablonunun yapısal özelliklerini kavramayla mümkün olabilir. Bu nedenle inceleme iki boyut içerisinde düşünülmelidir. Bu iki boyutu bütünleyen şey ise, her iki yapının da toplumsal anlığın içkin yapısında gerçekleşiyor oluşudur.

Gazeteler yoluyla kurulan gerçeklik, her şeyden önce bir yeniden üretimdir. Burada yeniden üretimden anlaşılması gereken şey, teknik olanaklarla yapılan bir çoğaltma değil, bizatihi gerçekliğin yeniden üretimidir. Bir gazete metninde bu üç şekilde gerçekleşir; birincisi, haber yoluyla gerçekliğin yeniden üretimi; ikincisi, fikirsel içerikli yazılarla gerçekliğin

yeniden üretimi; üçüncüsü ise, gerçekliğin mizahi yeniden üretimidir. Bunlardan ilk ikisi düzyazının sınırları içerisine girer, üçüncüsü ise metin üretiminin başka bir türü olan çizimin sınırlarına dahildir. İlk ikisi üzerine yoğunlaşarak çözümlememize devam edelim.

Gazetelerde sunulan gerçeklik tasarımının haber ve köşe yazısı bağlamındaki iki biçimi, bir metin olarak gazeteler alt başlığında ana hatlarıyla incelenmiştir. Haber metinleri olayların bir betimlemesini sunarken, köşe yazıları bu betimlemelerin yorumlarını içerimler. Gerçekliğin üretiminde birbiriyle uyum halinde işleyen bu iki unsur içinde haber metinleri gazetelerin asli icra birimlerini oluşturur. Ancak başat durumda olan köşe yazısı metinleridir. Çünkü insanlar, bilgi almanın yanında, çoğunlukla dünyayı belirli şekilde kavrayan üstün anlıklarla temasa geçmek için gazete okurlar. Kanaat önderi denilen bu kişilerin oluşturduğu metinler, yaşam dünyasının yorumlanmış bir yeniden üretimini sunar. Ve kitlelerin olayları algılayış tarzlarını oldukça baskın bir şekilde etkiler. Haber metinleri de, aslında dünyanın yorumlanmış bir yeniden üretimidir. Çünkü metni kuran anlamlanım yapısında pek çok unsur işin içerisine girer, ve bu unsurların kullanılış biçimi ve oluşturduğu dizimsel yapı anlamı belirleyen temel unsur olur. Fotoğrafların çekim açılarından, haber metinini oluşturan söz dizimlerine kadar pek çok öğe bu süreçte etkilidir. Sık sık verilen bir örnekte olduğu gibi, bir devlet adamının uçaktan inerken çekilen bir fotoğrafın çekim açısı farkı, anlamın kurulumunu belirlemeye yeter de artar bile. Olay sırasında devlet başkanını karşılamaya kimse gelmemiş olabilir. -Bu yaşam dünyasına ait bir gerçekliktir.- Burada olaylı haberleştiren muhabirin resim alırken makinesinin görü alanına aldığı kesim daha sonra haberi üretirken oluşturulacak anlamı belirleyici olacaktır. Muhabir -gerçekliği yeniden üretirken- yalnızca devlet başkanını makinesinin görü alanına almışsa haber metininde bunu varolan olumsuz olgusal gerçekliği örtmek için kullanabilecektir. Ve bu, gazetecilikte sıklıkla yaşanan türden bir olaydır.

Gazeteler yoluyla yeniden üretilen gerçekliğin niteliği, çoğu zaman yönlendirilmiş bir gerçeklik tasarımı kimliğindedir. Bu yönlendirmenin altında, gazetelerin kurumsal yapısını incelerken belirttiğimiz gibi, gazete kurumları

ve toplumsal yapılanmaların birbirine bağlanış şekilleri etkili olmaktadır. Bu bağlanış biçimleri gazetelerin ideolojisini de belirleyici niteliktedir. Ve bu ideoloji, kuruma tabi olan herkesi bağlayıcıdır. Bu süreçte muhabirden, köşe yazarına, redaktörden, genel yayın yönetmenine kadar hiçbir çalışanın bir özerklik alanı söz konusu değildir.

Kuramsal gazetecilik alanında, bu olgu gazeteciliğin soğan olarak tasarlanması adı altında kurgulanmıştır. Alman kuramcı S. Weischenberg’in ortaya attığı bu modele göre, gazetecilik, haber üretimini sağlayan kişilerden, toplumsal çevreye kadar bir soğana benzetilmektedir. Soğanın çekirdeği, medya aktörleri, gazetecileri ve rol bağlantılarını temsil etmektedir. Burada, çekirdeği saran ilk kabuk, gazeteciliğin işlev, ikinci kabuk, yapı bağlantısını betimlerken, soğanın dış kabuğu, medya dizgesinde geçerli olan düzgüsel yapılanmayı temsil etmektedir.85

Weischenberg’in çizdiği model gazetelerin oluşturduğu gerçeklik tasarımının ırasal yapısını önemli ölçüde serimlemektedir. Burada kurulan tasarım yalnızca metinlerin içkin yapısıyla sınırlı değildir elbette. Gerçeklik tasarımında etkili olan bir başka unsur da, metnin üzerinde etkili olan, kurumsal ve toplumsal yapılanma gibi, gazetenin aygıtsal özellikleridir. Ve bu süreçte ilgili bölümde serimlendiği gibi, gazete üretiminde kullanılan kağıdın dokusundan, CMYK değerlerine kadar pek çok etken işin içerisine girmektedir.

Kuşkusuz, bunda en büyük etken gazetelerin anlamlandırılma yapısının -tıpkı metinlerde olduğu gibi- yine, insan anlığına bağımlı oluşudur. Ancak, metinsel anlamlandırmada gazete anlığın soyut basamaklarında işlev görürken, aygıtsal özellikler gazetenin anlıkla girdiği temasta algı biçimleri üzerinde etkinlik kurmaktadır. Bu etkinliğin niteliği ise, aygıt-anlık eytişimi içerisinde düşünüldüğünde belirim kazanacaktır.

85 Füsun Alver, Gazeteciliğin Kuramsal Temelleri, İstanbul: Beta Yayınevi, 2007, ss. 112-

117.

Bu etkileşimsel yapı içerisinde, gazete aygıtları, anlık üzerinde zaman tasarımı, algılama tonu, sinerji ve öğelerarası koordinasyon gibi konularda etkinlik kuracaktır. Bu etkinlik, metinlerle kurulan gazete içeriğinin yanında bir işlev edinerek, okur üzerinde onun algılanma biçimlerini belirleyecek ve gazetelerin oluşturduğu toplumsal etkinin düzeyinde rol oynayacaktır.

Buraya kadar çizilen kurgul yapı gazeteler yoluyla kurulan gerçeklik tasarımını kendi içkin yapısı içerisinde betimlemeye yetecektir. Bu gerçeklik tasımının toplumsal gerçekliğin kurulumundaki işlevi ise, bütünüyle kendisine aşkın bir konudur. Böyle bir işleve belirim kazandırmak, gazetelerin gerçeklik tasarımının ırasal yapısını toplumsal gerçekliğin kuruluş şablonu ile ilişkilendirmeyle olanaklı olabilecektir. Bu süreçte, iki unsurun arasındaki kurgul bağı sağlayan şey ise, her ikisinin de anlıksal oluşudur.

Öncelikle şuna belirim kazandırmak gerekir ki; gazeteler yoluyla tasarlanan gerçeklik, kurumsal olguların oluşumunda etkinliğini sürdürür. Böylelikle, kaba olgular bizim ilgimizin dışında kalmaktadır. Kurumsal olguların oluşturulmasında yer alan temel unsurları hatırlamak çözümlememize bu noktada katkı sağlayacaktır.

Anımsanacağı üzere, bir kurumsal olgu temelde kolektif niyetlilik, kurucu kurallar ve işlev yükleme adı altında tanımlanan üç bileşenle varlaşıyordu. Bunlardan kolektif niyetlilik, olgununun nedensizlik durumuna karşı korunmasını sağlarken, işlev yükleme temel mantıksal birimleri, kurucu kurallar ise, düzgüsel yapıyı temin ediyordu. Ve tüm bunların ortaya varlaşmasını sağlayan temel araçsa, dildi. Gazeteler de işte tam bu noktada işlev görmektedir. Çünkü bir gazete, her şeyden önce, dilsel iletileri yayan bir metindir. Bu metinler, bir aygıt içerisinde insanlara sunulur. Ve en önemlisi, bu aygıtla temasa geçen insanların algılayışları bireysel değildir. Çünkü gazete aygıtları, gelişmiş canlıların sinir dizgeleri gibi tek bir organda toplanmaktadır. Bu yönetici organ ve aygıtsal birimleri arasındaki bağlantı, onun araçsallığını temin eder. Ve bu araç bir kurumsal yapıya sahiptir. Bu kurumsal yapı da toplumla yapısal bir bağ içindedir.

66

İşte bu bağlantı onun ideolojikliğini verir. Ve bu ideoloji onu erk yapıları tarafından toplumun merkezine doğru sürekli iter. Çünkü aygıtsallık ona aynı zamanda şu işlevi yüklemiştir ki, o da; kitleleştirme yetisidir. Böylelikle insanları kitleleştiren bu araç yoluyla olaylar karşısında toplumun geliştirdiği yargılar, denetim altına alınabilecektir. Bu aynı zamanda gazetenin, metinsel yapısını ve toplumsal gerçekliğin kurulumunda oluşturduğu temel ilgi alanlarını belirler.

Gazetelerin bu süreçte oluşturduğu metinler, belirli bir yönlendirilmişlik içerisinde tasarlanmış niyetli oluşumlardır. Bu yönüyle onlar, bireyselliklerinin yanında, kolektiflik unsurunu da ihtiva ederler ve böylelikle oluşturdukları gerçeklik tasarımları çoklu boyutta söylemselleşir. Söylem yoluyla kurulan dilsel ileti ise, bu süreçte sözceleme yoluyla kurulan dilsel iletiye göre büyük bir üstünlük arz etmektedir. Bunun yanı sıra, söylemlerin kuruluş amacı, ilgi alanlarını da belirlemektedir. Söylemler gazete aygıtlarının üzerinde kurulan gerçeklik tasarımını kurumsal olgular üzerine yöneltmektedir. Bu süreçte, gazetenin ideolojik yapısının belirlediği niyetliliğe göre, kolektif niyetlilik, işlev yükleme ve kurucu kuralların tümünde etkinlik kurulmaya çalışılır. Çoğu kez gazeteler yoluyla oluşturulan yeniden üretimsel yapı içerisinde, varolan toplumsal gerçekliğin üzerinde etkinlik kurularak yapısının istenilen yönde değiştirilmesi temel amaçtır.

Ancak bu amacın toplumsal yapıyı belirleyici nitelikte olduğundan bahsetmek doğru bir yargılama olmaz. Çünkü, gazetelerin toplumsal gerçeklik üzerinde yarattıkları temel etki niyetlilikten öteye gidemez. Şu nedenledir ki; gazeteler yoluyla yaratılan gerçeklik tasarımı edimsözel niteliktedir. Doğal olarak bu çeşit bir girişimin yaratacağı etki de, edimsözel bir etki olacaktır. Tezimizin temel inceleme düzlemini de bu olgu belirlemektedir. Bu etkinin toplumsal gerçekliğin kurulumundaki fiili etkisi ise etkisözel bir etki olup, başka bir inceleme düzleminde kurgulanmış bir araştırmanın konusuna girer. Bundan sonraki ana bölümde, çizdiğimiz kurgul bağlantıları kılgın bir boyutta desteklemek için görgül bir araştırmaya gidilmiş, ve gazete haberleri yoluyla yaratılan toplumsal gerçeklik tasarımları inceleme altına alınmıştır.

III. GAZETELERİN HABER SÖYLEMİ YOLUYLA YARATTIKLARI