• Sonuç bulunamadı

2.5. ktidarın Görünümleri

2.5.3. Hükümranlık, Disiplin ve Yönetim Üçgeni Olarak Yönetimsellik

2.5.3.3. Güvenlik

2.5.3.3.3. Güvenlik-Özgürlük Paradoksu

Foucault’ya göre özgürlük, ekonominin modern ya da kapitalist biçimlerinin geli me ko ullarından biridir. Bu ba lamda Foucault, özgürlü ü hem bir ideoloji hem de bir yönetim tekni i olarak görür ve onu iktidar teknolojilerinin dönü ümü kapsamında ele alır. Özgürlük, güvenlik düzeneklerinin yerle tirilmesine ba lı olan bir fenomendir. Güvenlik düzenekleri, özgürlü ün sa lanması ko uluyla iyi i leyebilir (Foucault, 2016d: 47). Çünkü nüfusa içkin do al fenomenlere dair tespit edilecek risk veya tehlike durumları, ancak bu fenomenlerin dola ım özgürlü ü mümkün oldu unda ölçülebillir ve sonrasında müdahale alanı açılabilir. Bu noktada Foucault’nun özgürlük derken tam olarak neyi kastetti ini açıklamak gerekir:

Tabii burada özgürlük kelimesinin 18. yüzyıldaki modern anlamını kastediyorum: Bir ki iye ba lı olan ayrıcalıklar ve muafiyetler de il, insanlarla eylerin hareketlerinin, yer de i tirmelerin ve dola ım süreçlerinin imkânı anlamındaki özgürlük. Özgürlük kelimesinden anla ılması gereken, geni anlamıyla bu dola ım özgürlü ü, bu dola ım yetisidir, bunu da güvenlik düzeneklerinin yerle mesinin yüzlerinden, çehrelerinden, boyutlarından biri olarak kavramak gerekir (Foucault, 2016d: 48).

Kısacası özgürlük, “ eyler” ile birlikte biyolojik tür olarak insanların yani nüfusun yönetimini mümkün kılan dola ım serbestisidir. Foucault liberalizmi, bir teori, bir ideoloji ya da toplumun kendini temsil etme biçimi olarak analiz etmez. Onu bir “pratik olarak, yani sürekli bir dü üncenin düzenledi i, belli hedeflere yönelik bir “eylem tarzı” olarak” ele alır. Bu nedenle, liberalizmin yönetimin icrasının ilkesi ve akılsalla tırılma yöntemi olarak analiz edilmesi gerekti ini söyler (Foucault, 2015a: 263-264). Bu çerçevede ona göre liberalizm, onsekizinci yüzyılda ortaya çıkan yeni yönetim sanatıdır ve onun özgürlükle kurdu u ili ki bir üretme-yok etme ili kisidir. Bir yandan özgürlü ü üretirken di er taraftan da özgürlü ü üretmesinin sonucu kısıtlamalar, denetim, baskı, tehdide dayalı yükümlülükler vb. getirir (Foucault, 2015a: 55).

Liberal yönetim prati i belli özgürlüklere uymakla, belli özgürlükleri temin etmekle yetinmez; aynı zamanda özgürlüklerden istifade eder, bunları tüketir. Çünkü belli özgürlükler olmadan i lemesi mümkün de ildir. Örne in; piyasa özgürlü ü, satıcıların ve

alıcıların özgürlü ü, mülkiyet hakkının özgür icrası, ifade ve tartı ma özgürlü ü vb. Bu nedenle bu yeni yönetim aklının istifade edebilece i özgürlüklere ihtiyacı vardır ve dolayısıyla özgürlükleri üretmeye ve düzenlemeye mecburdur. Bu da demektir ki, yeni yönetim sanatı özgürlüklerin idarecisi olarak öne çıkar (Foucault, 2015a: 54-55). Yönetimselli in temel amacının do al fenomenlerin dola ım özgürlü ünü mümkün kılacak ortamı temin ederek güvenlik mekanizmaları kurmak ve böylece nüfus üzerinde düzenlemeler yapmak oldu unu hatırladı ımızda;

Özgürlü ün, yalnızca hükümranın ya da yönetimin iktidarına, hak ihlalleri ve usulsüzlüklerine me ru bir ekilde kar ı çıkan bireylerin hakkı olarak de il, yönetimselli in bizzat kendisinin vazgeçilmez bir ö esi olarak ele alınması da buradan ileri gelir. yi yönetmek, ancak özgürlük ya da kimi özgürlük biçimleri korunursa mümkün hale gelir. Özgürlü ün korunmaması, yalnızca yasaya nazaran kimi hak ihlalleri yapmak de il, daha basit bir ekilde gerekti i gibi yönetmeyi bilmemektir. Özgürlüklerin ve bu özgürlü e ait sınırların yönetimsel pratik alanına dahil edilmesi artık bir zorunluluk haline gelmi tir (Foucault, 2016d: 308).

Dolayısıyla, liberal yönetim sanatının i leyi i için “davranı özgürlü üne” ihtiyaç vardır. Ancak bu özgürlük üretilmeli ve düzenlenmelidir. Hal böyle olunca özgürlük, verili ve evrensel bir fenomen olarak de il; devamlı olarak in a edilen bir ey olarak kar ımıza çıkar. Yani özgürlük, hazır bulunan ve uyulması gereken bir alan de il; devamlı olarak in a edilen bir eydir. Liberalizm özgürlü ü kabul eden de il; onu in a etmeye, üretmeye niyet edendir. Bu özgürlük üretimi, beraberinde yaptırım ve sorunları da getirir (Foucault, 2015a: 55-56). Dolayısıyla;

Özgürlü ün zorunlu olarak üretilmesi ve böylelikle sınırlamaların arttırılması suretiyle ya am kendi için bir norm olarak icat edilir. Ya amın bu ekilde kendi normu, kendi sınırı olarak icat edilmesi, yönetimselli e uymayan ya amların de erden dü ürülmesiyle sonuçlanır. Ölüm sahnenin düzenleyicisi haline gelir. Yönetimsellik normlarına uymayan ya am “risk faktörü” olarak görülür ve “güvenlik”in “tehlike”ye atılmaması adına “ya am” hakkı elinden alınır (Özmakas, 2018: 69).

te bu tarz bir idareci özgürlük anlayı ı güvenlik mekanizmalarının müdahaleye imkân tanıdı ı bir “ortam”da sa lanabilir. Özgürlük üretimine dair maliyet hesabı güvenlik ilkesine dayanır. Yani liberalizm ya da di er bir deyi le liberal yönetim sanatı; “kendini, bireysel çıkarların, birbirinden farklı hatta birbirine kar ı oldu u için bireysel olan çıkarların hangi ko ullarda ve hangi noktaya kadar kolektif çıkarlara kar ı bir tehlike olu turmayaca ını belirlemek” zorundadır. Güvenlik sorunu; kolektif çıkarların bireysel

çıkarlara kar ı korunmasını ama aynı zamanda bireysel çıkarların da kolektif çıkarlardan korumasını gerektirir (Foucault, 2015a: 56). Bunu sa lamak için;

(…) öncelikle ekonomik i leyi in irketler ve i çiler için bir tehlike olu turmaması lazım. çilerin özgürlükleri irket veya üretim için bir tehlike olmamalı. Bireysel kazaların, gerek hastalıklar, gerekse nasılsa bir gün gelecek olan ya lılık gibi hayatta herkesin ba ına gelen sorunların hem bireyler, hem de toplum için bir tehlike olu turmaması gerekli. Bütün bu zorunluluklara -çıkar mekanizmalarının bireyler veya toplum için tehlike olu turmasını engellemek- kar ı geli tirilen güvenlik stratejileri bir anlamda liberalizmin hem karanlık yüzü, hem de aynı anda da temel artıdır. Özgürlük ve güvenlik, özgürlük ve güvenlik oyunu size genel hatlarını anlattı ım yeni yönetimsel aklın kalbinde yatıyor. Liberalizme özgü iktidar ekonomisi adını verdi im durumun sorunlarını özgürlük ve güvenlik içeriden yaratacak (Foucault, 2015a: 56).

Hükümranlık modelinde, hükümdarın tebaasını korumasını sa layan çe itli hukuki ve ekonomik ili kiler vardı ve bu dı arıdan gelen bir korumaydı. Hükümdarın tebaası, hükümdardan iç ve dı dü manlara kar ı korunmayı talep edebilirdi. Liberalizmde ise durum oldukça farklıdır. Burada sadece bireylerin iç ve dı dü manlara kar ı dı arıdan korunması söz konusu de ildir. Liberalizm, tehlike kavramına referansla bireylerin özgürlükleri ve güvenlik arasında hakemlik edebilece i bir mekanizmaya dönü ür. Liberalizm, “hem çıkarları temelden manipüle eden bir yönetim sanatı olup, hem de bunu yaparken madalyonun öteki yüzündeki, bireylerin ve toplumun tehlikelerden korunması için devreye soktu u güvenlik/özgürlük mekanizmalarını, ya da güvenlik/özgürlük oyununu yönetmekten kaçınamaz.” (Foucault, 2015a: 56).

Foucault’ya göre, bu durum belli sonuçlar do urur. lk olarak, liberalizmin sloganı “tehlikeli ya amak”tır, yani “bireylerin sürekli olarak tehlikeye atıldı ı, daha do rusu durumlarını, ya amlarını, içinde bulundukları zamanı ve geleceklerini birer tehlike ihtimali olarak görmeye artlandırıldıkları bir ya am.” Artık, tehlike kültürü tarafından dola ıma sokulan, gündelik olan ve sürekli olarak yenilenen tehlikeler söz konudur. Böylelikle, tehlike korkusu te vik edilir. Her yerde ortaya çıkan bu tehlike korkusu, liberalizmin psikolojik ve kültürel artı olarak i lev görür. Çünkü Foucault’ya göre, “tehlike kültürü olmadan liberalizm de olmaz.” (Foucault, 2015a: 56-57). Dolayısıyla, güvenlik-tehlike-özgürlük arasındaki sınırlar kalkmakta ve birbirlerine yakla maktadırlar. Bu da özgürlü e yapılan müdahalelere me ruluk kazandırmaktadır. Çünkü bireylere güvenlikleri tehlikeye girdikleri söylendi inde korkmaya ba layan bireyler, özgürlüklerine yapılan müdahalelerde bir beis

görmeyeceklerdir. Çünkü bireyler, tehlike kültürünün bir sonucu olarak aynı zamanda “güvensizlik kültürü”nü de deneyimlerler.

Liberalizm ve liberal yönetim sanatının ikinci sonucu, “özgürlüklerin bedelini, ya da kar ı kuvvetini olu turan denetim, yaptırım ve baskı prosedürlerinin fevkalade geni lemesidir (…) Ekonomik özgürlük, (…) liberalizm ve disiplin teknikleri birbirine tamamen ba lı olgular”dır. Burada disiplin ve liberalizm arasında ba lılık ili kisi kurulur (Foucault, 2015a: 57).

Üçüncü sonuç, “bu yeni yönetim sanatında, i levi özgürlükleri üretmek, canlandırmak, artırmak, daha fazla denetim ve müdahaleyle daha fazla özgürlük olu turmak olan mekanizmaların ortaya çıkı ı”dır. Yani artık denetim, “panoptizmde oldu u gibi özgürlü ün zorunlu bir kar ı kuvveti” de ildir (Foucault, 2015a: 57).

Liberalizm piyasaya müdahale edilmemesini, di er bir deyi le, piyasanın özgür bırakılmasını tembihler. Bu ise onun bir yandan serbest piyasayı, özgür piyasayı üretme zorunlulu unu di er yandan tam da bu nedenle yani serbest piyasayı temin edebilmek için belli sınırlamalara, zorlamalara ba vurmasını gerektirir (Oranlı, 2018: 46-47). Böylelikle hem özgürlük hem de denetim yararına çifte bir müdahale uygulanır. Buradaki amaç bu çifte bir olumlamayla öznelerin, denetlenmeyi özgürlü ün kısıtlaması olarak görmekten vazgeçirilmesidir. Bu sayede liberal yönetim sanatına haiz güvenlik söylemi hem ekonomik hem de toplumsal alana aynı anda müdahale imkânı sa lar. Piyasalara en az müdahalenim yapılması iarıyla yola çıkan liberalizm, nüfus ve güvenlik üzerinden devamlı müdahale mekanizmaları olu turur (Özmakas, 2018: 70). Tam da bu noktada;

(…) ulusal güvenlik devletinin yanı sıra onun bir parçası olarak korku ve iddet aracılı ıyla bir arada tutulan bir güvenlik-kimlik-sadakat kompleksi kar ımıza çıkıyor. Güvenlik adına kullanılan sadakat ve kimlik, siyasal muhayyileyi devletin etrafında örgütlemeye yardımcı oluyor. Kimlik devlete sadakat için seferber ediliyor, sadakat kimlik için [ulusla özde le mek için] -ve böylece her ikisi gü-venlik için seferber edilmi oluyor (Neocleous, 2014: 199-200).

Dolayısıyla unu söylemek mümkün: “Bu “ imdiye müdahaleler” kendisini güvenlik söylemi üzerinden standartla tırmakla kalmamı , bir adım öteye geçerek (…) bir “gelece e müdahale” haline dönü mü tür.” (Özmakas, 2018: 70). Nihayetinde, liberalizmin kavradı ı özgürlükler alanı daima sınırlı ve hesaplıdır, dolayısıyla bu “ölçülü özgürlük” kavrayı ı, özgürlü ün daha yaygın olan kullanımının aklımıza getirdikleri ile çeli ir (Oranlı, 2018: 47).

ARA TIRMANIN YÖNTEM

Yöntem bölümünde öncelikle ara tırmanın konusu, amacı ve önemi kaleme alınmı tır. Sonrasında ise sırasıyla; ara tırma açısından önemli oldu unu dü ündü ümüz ara tırmanın varsayımlarına, sınırlılıklarına, kapsam ve sınırlamalarına; ara tırma soruları ve ara tırma problemine; ara tırmanın yöntemi, deseni, ara tırmanın evreni ve örneklemine; veri toplama yöntemine ve veri analiz tekniklerine yer verilmi tir.