• Sonuç bulunamadı

2.4 Stokların Envanteri, Değerlemesi ve Stok Değerleme Yöntemleri

3.1.2 Stokların Üretim Maliyetlerinin VUK, US GAAP ve TMS

3.1.2.1 VUK' a Göre Stokların Üretim Maliyetleri

Vergi Usul Kanununu 275. maddesi hükmüne göre, imal edilen emtianın (tam ve yarı mamul mallar) maliyet bedeli aşağıda yazılı unsurları ihtiva eder:

 Mamulün vücuda getirilmesinde sarf olunan iptidai ve ham maddelerin bedeli;

 Mamule isabet eden işçilik;

 Genel idare giderlerinden mamule düşen hisse; (Bu hissenin mamulün maliyetine katılması ihtiyaridir.)

 Ambalajlı olarak piyasaya arz edilmesi zaruri olan mamullerde ambalaj malzemesinin bedeli.

Ayrıca aynı maddede mükelleflerin imal ettikleri emtianın maliyet bedellerini sayılan unsurları içermek koşuluyla, diledikleri usulde belirleyecekleri hükme bağlanmış, böylece maliyet unsurlarının dağıtımı için bir anahtar verilmemiş, anahtar seçme hakkı mükelleflere bırakılmıştır (Akyol, 2008a: 5).

3.1.2.1.1 VUK Çerçevesinde Genel Üretim Giderlerinin Üretim Maliyetlerine Yüklenmesi

Genel üretim giderleri, üretilen mamullerle doğrudan ilişkilendirilemeyen fakat üretimin yapılabilmesi için zorunlu giderleri ifade etmektedir. Genel üretim giderlerinin bir kısmı sadece bir mamul ile ilgili olmasına karşın diğer bir kısmı birden çok mamul veya bütün mamuller ile ilgili olabilir. Bu giderlerden, üretilen mallardan sadece birisi ile ilgili olanları o mamulün maliyetine, diğerlerinin ise belli anahtarlar kullanılarak üretilen mamullerin maliyetine intikal ettirilmesi gerekmektedir. Genel üretim giderleri başlıca şöyle sayılabilir (Koçulu, 2009: 162):

 Üretimde kullanılan yardımcı maddeler,  Endirekt işçilik giderleri

 Üretim ünitesi tamir ve bakım giderleri,

 İşletme malzemesi bedelleri, alet, edevat, yağlama, temizlik malzemeleri, vb.,  Üretim ünitesi amortismanları, varsa kiralar.

Bunlardan endirekt malzeme ve endirekt işçilik gibi, üretim miktarı ile doğru orantılı olarak değişen dolaylı üretim maliyetleri değişken genel üretim gideri iken; amortisman, fabrika binası ve teçhizatının bakım onarım giderleri gibi, üretim hacminden bağımsız olarak, belli kapasite ve zamanda nispeten sabit kalan dolaylı üretim maliyetleri ile fabrikanın yönetim ve idaresi ile ilgili maliyetler ise sabit genel üretim giderleridir.

İşletmeler, genel üretim giderlerinin mamullere dağıtımında sabit ve değişken maliyet ayrımını da göz önünde bulundururlar. Hem maliyetlerin kontrolü hem de planlama açısından bu oldukça önemlidir. Özellikle değişken maliyetler kontrol edilebildiği için işletme yönetimi tarafından bilinmek ve izlenmek istenir (Demireller, 2013: 144).

VUK’ a göre, sabit genel üretim giderlerinin mamullere dağıtılmasında, tam maliyet yöntemi kullanılmalıdır. Tam maliyet yönteminde, üretimle ilgili tüm giderler yani direkt ilk madde ve malzeme, direkt işçilik ve genel üretim giderleri sabit ve değişken ayrımı yapılmaksızın üretilen mamul maliyetine aktarılarak stoklarda gösterilir. Tam maliyet sisteminde kapasite kullanımı oranının, sabit genel üretim giderlerinin dağıtımında herhangi bir önemi yoktur. Sabit genel üretim giderleri üretimde kullanılsın ya da kullanılmasın mamullerin maliyetiyle ilişkilendirilirler (Esen, 2012: 74).

Buna göre, şu an ki vergi mevzuatı gereğince, sabit genel üretim maliyetlerinin dağıtımında “teorik kapasite” dikkate alınmaktadır. Teorik kapasite, herhangi bir aksama olmaksızın maksimum verimlilikte üretimin yapıldığı kapasite düzeyidir7.

Yani kanun, üretimde hiçbir aksama olmadan üretim yapılacağı varsayımına dayanır (Demireller, 2013: 144).

Tam maliyet temeline dayalı bir maliyet sistemi, dışa dönük raporlama amaçları için gerekli iken içe dönük karar verme amaçları açısından daha az

uygundur. Bu yöntemin diğer bir zayıf yönü belirli bir zaman dilimi içinde sağlanan katkı payının kolayca belirlenmesine izin vermemesidir. Katkı payı, değişken maliyetlerin üzerinde satış hasılatı fazlasını gösterir. Bu nedenle de yönetim açısından önemli bir alt toplam oluşturur. Tam maliyet temeline göre düzenlenen gelir tablosunun yetersizliği, yönetimin istediği bu alt toplamı verememesidir. Tam maliyet yönteminde karşılaşılan ikinci güçlük, bu yönteme göre belirlenen kâr rakamının üretim miktarı ile birlikte satış miktarından da etkilenmesidir (Akgün, 2012: 237).

Sonuç olarak, mevcut Vergi Usul Kanunu; genel üretim giderlerinin mamul maliyetine yüklenmesinde, teorik kapasite göz önünde bulunduran, tam maliyet sisteminin kullanılmasına izin vermektedir.

3.1.2.1.2 VUK Çerçevesinde Genel Yönetim Giderlerinin Üretim Maliyetleri ile İlişkisi

Genel yönetim giderleri, üretim ile ilişkisi olmayan yönetim giderleri ve diğer giderlerden oluşmaktadır. Bu giderlerin bazıları şunlardır:

 İdari ünitelerin amortismanı, kira, bakım, tamir, temizlik, yakıt ve enerji giderleri,

 İdari işlerde çalışan personel ücretleri,  Kırtasiye, iletişim, temsil ve dava giderleri,

 Üretim birimlerinde kullanılmayan araçlar ile idare binası amortismanları,  Anonim şirketlerde ihraç edilen tahvil faizleri, genel kurul ve yönetim kurulu toplantı giderleri, vb. gibi (Koçulu, 2009: 163).

Vergi Usul Kanunu'nun 275. maddesinin 4'üncü bendi hükmü uyarınca; mükellefler, genel yönetim giderlerinden mamullerin maliyetine pay verip vermeme konusunda serbesttirler. Diğer bir ifade ile mükellefler, genel yönetim giderlerini mamullerin maliyetine dahil edebilecekleri gibi doğrudan gider de yazabilirler. Bu serbestlik dönem bazındadır. Genel yönetim giderlerini bir dönem maliyetine intikal ettiren mükellef dilerse diğer dönem doğrudan gider de kaydedebilir. Ancak bu hakkın giderlerin tamamı için kullanılması gerekir. Bazı giderlerin paylaştırılması bazılarının doğrudan genel gider olarak kaydı mümkün değildir (Koçulu, 2009: 163).

3.1.2.1.3 VUK Çerçevesinde Üretim Kayıplarının Değeri

Kanun hükmü ile mükelleflere ürettikleri mamullerin maliyetini, belli bazı üretim maliyetlerini dikkate almak suretiyle diledikleri gibi belirleme imkanı tanınmıştır. VUK’ un 278. maddesine göre ise; yangın, deprem ve su basması gibi afetler yüzünden veyahut bozulmak, çürümek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi haller neticesinde iktisadi kıymetlerinde önemli bir azalış vaki olan emtia ile maliyetlerin hesaplanması mutad olmayan hurdalar ve döküntüler, üstüpü, deşe ve ıskartalar emsal bedeli ile değerlenecektir (Çakmakcı, 2007: 4).

3.1.2.1.4 VUK Çerçevesinde Yan Ürünlerin Değeri

Vergi mevzuatında yan ürünler ya da değeri düşen mallar ile ilgili düzenlemeler VUK’ un 267’nci maddesinde ele alınmış ve gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen bir malın emsal bedelle değerleneceği belirtilmiştir (Esen, 2012: 76-77).

Yan ürünlerin emsal bedeli tespit edilirken; VUK’ un 278. maddesi hükmü gereğince, VUK’ un 267. maddesinde belirtilen ikinci sıra (maliyet bedeli esası), ilgili yan ürünün maliyet bedeli bilinemediği için kullanılamaz. Dolayısıyla yan ürünler, ortalama fiyat esası ya da takdir komisyonlarınca tespit edilen emsal bedelleri üzerinden kayıtlara alınır. Bu işlemler yapılırken, ana ürünün maliyeti,

herhangi bir şekilde indirilmez. Yan ürün oluştuğu dönemde gelir hesaplarına aktarılır (Esen, 2012: 76-77).