• Sonuç bulunamadı

Görünür Damgalar: “kolları görüyorlar mesela, anlıyorlar içtiğini”

PERSPEKTİFİDEN BAKIŞ

3.1. Bağımlılıkla Yüzleşme

3.3.1. Görünür Damgalar: “kolları görüyorlar mesela, anlıyorlar içtiğini”

Aktif veya eski kullanıcı olanlar, bazen kamuya açık olarak “madde bağımlısı”

olarak tanımlanma korkusundan dolayı kollarını kapatmayı seçmektedir (Gunn ve Guarino, 2016: 76). Madde kullanımı sebebiyle veya kendine zarar verme niyetiyle yapılan izler, dövmeler madde kullanıcılarının bir süre sonra saklamaya çalıştıkları birer damga haline dönüşmektedir.

“Kollarımın sebebi, şöyle söyleyeyim size ismini yazdırdım dövme olarak.

Baktım olacak gibi değil zaten dövme yaptırdım halde geri dönmem işte film kopmuştu. Kaç yaşındaydım 14 küçüktüm daha çocuktum daha o kadar değildim düşünemiyordum. şimdiki aklım olsa yapar mısın desem Yapmam tabi kılıma bile zarar vermem yani.” (Remzi, 21)

“[…] bunları 19-20 yaşındaydım galiba. Tüy olsun kuş olsun hoşuma gitti yani… bazılarından çok pişmanım ama gözümün önünde olmayan bir yere de yaptırmak istiyorum.. insan sıkılıyor yani.. bu kesiklerimden de çok pişmanım mesela… Onlar da hani.. hep dayak yediğim zaman yapıyordum.” (Nergis, 22)

İyi düşünülmeden yapılan dövmelerle ilgili pişmanlıklar belki pek çok kişi tarafından yaşanan bir duygu olabilir. Fakat madde bağımlısı birey için sadece bir dövme değildir. Dövmeye yüklenen anlamların madde kullanımı ile ilişkilendirilmesi, grup içinde birbirlerini tanımalarına aracılık etmektedir.

“Dövmem yok, ama yaptırmayı düşünüyorude biraz kendine etiket etme için falan olabilir. Bazısı da seviyor, hevesleniyor mesela dövmeyi görüyor birinde hoşuna gidiyor ya da internette bir şey görüyor, dövme, hoşuna gidiyor yaptırıyor. Genelde mesela azrail falan yapıyorlar mesela azrail meleğin kafasını kesmiş falan elinde orakla. Azrail, akrap, üç nokta.. Bunlar standart uyuşturucu bağımlılarının dövmeleridir (alaycı gülümseyerek). Birbirlerinden özenirler. Mesela onda görüyor akrep var o da akrep yaptırıyor. Şunda üç nokta var o da üç nokta.. neymiş, görmedim duymadım, bilmiyorum. […]

151 hırsızız falan ayağı, hırsızlar yaptırır o dövmeyi aklınızda olsun.. üç nokta olan

hırsızdır.. ya da hırsıza özeniyordur, yapamıyordur ama etikettir hani “bak ben hırsızım” ayağı. Biz gece yolumuza çıkıyoruz.. falan.. bi de onlarda öyle bir şey var yoluna çıkıyorlar.. yoluna çıkmak neyse, milletin malına göz koyuyorlar.. gidip milletin canına da kastediyorlar. O da yoluna çıkmak oluyor.” (Mete, 26)

Belirli dövme figürlerinin madde bağımlılığı ile ilişkilendirilmesi, böylece kullanıcı olanların birbirlerini tanıması dövmelerin başka bir işlevi olduğuna işaret etmektedir. Birbirini tanıma k için kullanılan bir damga haline dönüşmektedir. Fakat bu damgalar grup dışına çıkıldığında, örneğin sosyal ortamlarda veya iş hayatında sorunlara yol açmaktadır.

“[…] Madde değil de kol yüzünden yaşadım bunu evet. Çünkü mesela bir ortama giriyorsunuz, kolunuza bakıyorlar adamlar sizden korkuyor. Mesela..

hani onu da anlıyorsunuz, kendinizi kötü hissediyorsunuz, çocuğa diyorsunuz

“oğlum rahat ol, hani konuş ya da ne bileyim öyle oturma” falan ne bileyim adamlar değişik tribe giriyorlar bazı insanlar. Ee işe gidiyorsunuz adam kolunu görüyor, ben seni ararım diyor, aramaz.. o tarz şeyler oluyor. ya insanın tabii şeyi.. hevesi kaçıyor artı yani.. şey gibi sanki hani ben çok kötü bir insanım, çok yanlış bi.. halbuki ben çok iyi bir insanım.” (Mete, 26)

Mete (26) vücudundaki dövme ve izler sebebiyle madde kullanmasa bile karşısıdaki kişinin kendisini halen madde kullanıcısı olarak gördüğünü ve bu nedenle iletişim kurmaktan çekindiğini aktarmıştır. Ayrıca bu izlerin işyerinde veya yeni girilen sosyal ortamda da madde kullanıcısı olan kişilerle bir araya gelmeye aracılık eden bir işlevi olduğunu ifade etmektedir:

“O şekilde şeyler oluyor çalışma ortamı da çok önemli mesela işe giriyosunuz adamlar farkediyor. Kolları görüyorlar mesela..anlıyor içtiğini falan. “Kardeş ne içiyon?” şunu içiyom, bunu içiyom. “ben de şunu içiyom”. Ya iki ügn sonra iş yerinde içmeye başlıyorsun. Beşinci günü gidiyorsun. […] Yani bu tarz insanlara çalışıyorsun ama kötü sen oluyorsun çünkü kolunda kesik var.. sen

152 suçlusun.. yani damgalanmış oluyorsun yani.. keşke şunları yapmasaydım

(kolundaki kesikleri göstererek).. pişman da oluyorsun. (Mete, 26)

İzler ve dövmeler sebebiyle damgalanmanın karşısındaki kişiyle empati kurduğunda doğal bir durum olduğunu Andaç (23) şöyle ifade etmektedir:

“[…] yani kollarımı falan deliyorum damardan alıyorum, iğne vuruyorum..

Bunlar çok kötü bir şey görüntüde bir başkasının.. normal bir insan gibi düşünüp başkasıı öyle gördüğüm zaman kendi kendime empati kuruyorum..çok kötü düşünürüm, damarına, kendine zarar veriyor, kedine bunu aşılıyor. Bu çok bir şey… hayatım mahvoluyor, aile ilişkilerim bitiyor, bir şey yapmıyorsun edemiyorsun ben bu hayatı tercih etmiyorum beni bu hayat hak etmiyorum daha iyi olmam gerekiyor benim.” (Andaç, 23)

Bu damgalanmayı ve karşıdaki tarafından nasıl konumlandırıldığını üzülerek ifade eden Andaç (23), bu durumu daha fazla yaşamak istemediğini, bağımlılığından kurtulmayı dilediğni özellikle bu izler üzerinden ifade etmiştir.

Madde kullanımının yanı sıra görüşme yapılan bazı katılımcıların vücutlarında bazı izler bulunmaktadır. Bu izler görünen damgalar olarak bir başkası tarafından farkedilmesi durumda kişinin damgalanmasını kolaylaştıracağından çoğunlukla gizlenmeye çalışılmaktadır. Nergis (22), genç bir kadın olarak bu izlerin ilerideki ilişkilerine etkileri ile ilgili endişeler taşıdığını şu sözlerle ifade etmiştir:

“Hani bunları yaptım yeni olan bir kesiğim de yok zaten. Yapmam da artık…

ama pişmanlık yani ileride daha çok pişman olacağım.. evlenince mesela…evlendiğim kişi olsun, evlendiğim kişinin ailesi olsun.. Benim akrabalarım, eşim dostum biliyorlar ama evleneceğim kişi.. Onun ailesi nasıl karşılayacak acaba? onları düşünüyorum yani…anlayışlı olurlarsa tabi ki de anlayabilirler beni.. Her insan hata yapar, pişmanlık duyar.. olur yani…anlar, inşallah anlar…” (Nergis, 22)

Nergis (22)’in vücudundaki izler sebebiyle yaşadağı pişmanlık ve kaygılar ileride yakın ilişki kuracağı kişiler tarafından damgalanma korkusu yaşadığını

153 göstermektedir. Benzer şekilde Zerrin (19)’de madde kullanımı sonucunda vücudunda oluşan morarma gibi belirtilerin, iletişim halinde olduğu insanlar tarafından madde kullandığının bir işareti olarak değerlendirileceğini ifade etmiştir.

“Ama son günlerde artık yolda, belde görünce, gözlerimin altı mosmor olunca ister istemez, ben yapmıyorum desem bile karşındaki kişi hayatta inanmaz.”

(Zerrin, 19)

3.3.2. Aile İletişiminde Damganın İzleri: “bizde böyle bişey yoktu, sen kime