• Sonuç bulunamadı

2.3. Kafkasya Cephesi

2.3.1. Kafkas Cephesinde Etkili Bazı Yahudi İsimler

2.3.1.1. Freiherr Baron von Oppenheim

Freiherr Baron von Oppenheim162 bu isimlerin önde gelenleri arasında sayılabilir. Almanya’nın Pantürkizm ve Panislamizm davalarına destek

160 Kress von Kressenstein; Mit den Türken zum Suez Kanal, Vorhut Verlag/Yayıncılık, Berlin 1938, s.32-40. Ayrıca bkz.: Kress von Kressenstein; Meine Mİssion im Kaukasus, Heeresarchiv/Goethe İnstitut, 12 Ekim 1943, Berlin.

161 Rus Profesör Serge Nilus tarafından henüz 1905 yılında yayımlanmış olan Yahudi Protokolleri gelecekten haber verir niteliktedir. O güne kadar Siyonist Kongrede alınan kararlara da dikkat çeken Nilus bir ‘Siyonist İhtiyar Meclisinin varlığından da bahsetmiştir. Profesörün protokollerden çıkarmış olduğu sonuçlar Rus Devrimi’nde ve Birinci Dünya Savaşı’nda kendini göstermiştir.

162 Von Oppenheim hakkında verilmiş bilgiler için.: Wolfgang, G., Djihad Made İn Germany,

61 vermesi ve bu davalar arkasında saklanarak Türkleri ikna etmesi konusunda

Oppenheim’ın etkisi oldukça büyüktür. Bu durum göz önünde alındığında ise, İttihat ve Terakki’nin Birinci Dünya Savaşı’na ilk olarak Kafkas Cephesi’nden katılmasında da etkisi tartışılmazdır. Freiherr Baron Max von Oppenheim 15 Temmuz 1960 yılında Almanya’nın Köln şehrinde dünyaya gelmiştir. Max’ın annesi Pauline Engels, Katolik bir aile geleneğinden gelmesi nedeniyle babası Albert Oppenheim görünürde dinini değiştirmiştir. Ancak Yahudi asıllı Oppenheim, bankalar zincirinin yöneticileri arasında hayatının sonuna kadar söz sahibi olmuştur. Strasbourg Üniversitesinde hukuk eğitimini tamamlayan Max von Oppenheim, burada Siyonist Öğrenci Birliği ile de tanışmıştır. Bu dönem içerisinde Orta Doğu’ya ve Arapçaya ayrı bir merak salmıştır. Almanya Devleti için 1883 yılından itibaren gizli görevler üstlenmeye başlamıştır.163 Öncelikle İspanya’dan başlayarak bütün Akdeniz ülkelerini dolaşmıştır. Mısır’da yedi ay kalarak Arapça ve İslam dinini iyice öğrenmeye çalışmıştır. Sonrasında ise Mezopotamya bölgesine yönelerek, Suriye, İstanbul ve oradan Anadolu içlerine kadar gezintilerini devam etmiştir. İstanbulda büyük bir seyirci kitlesi önünde Panislamizm ile alakalı konuşmalar yapmıştır. 1891 ile 1896 yılları arasında bu bölgelerde bütün Müslüman ülkelerini gezmiş ve yavaş yavaş fikir sahibi olmaya başlamıştır. Von Oppenheim, Yahudi olması sebebiyle resmi Alman dairelerine ilk etapta referans olmadan girememiştir. Sonrasında Paul Graf von Hatzfeld sayesinde Kahire’de Alman Konsolosluğu’nda ataşe olarak göreve başlamıştır (1896).164 Kahire’de bulunduğu sürede çevrede arkeolojik kazılarına devam etmiştir. Aynı zamanda Berlin’e istihbarat göndererek bölgenin durumunu adım adım bildirmiştir. 2 Ağustos 1914 tarihinde, yani Sait Halim Paşa ve Wangenheim arasında gizli anlaşmanın imzalanmasıyla birlikte dışişleri bakanlığında göreve getirilmiştir. İstihbarata oldukça önem veren Oppenheim, aynı yıl içerisinde Berlin’de “Nachrichtenstelle für den Orient”165 yani Doğu İstihbarat Kurumu’nu kurmuş ve başkanlığını yapmıştır. Alman propagandası yapmak üzere İstanbul’a gönderilen Oppenheim, burada cihat ve Pantürkizm düşüncelerini körüklemiştir. Oppenheim, Osmanlı Devleti’ni Almanya tarafından savaşa sokmak için büyük mücadeleler vermiştir. Osmanlı’yı savaşa sokmak için bu topraklarda meydana getirilen ayaklanmalar, bu mücadelenin en önemli kısmını oluşturmuştur. Ayaklanmaların özellikle İngiliz ve Fransızlara karşı yapılması gerektiğini ve böylece Osmanlı halkının saf tutacağını savunmuştur. 1914 yılının Ekim ayında “Müslümanların Düşmanlarımıza İsyanı”166 isimli bir rapor hazırlamıştır. Bu rapor çerçevesinde başta Ruslar Analyse des 20.und 21.Jahrhunderts, S.18 (H.2), s.7-34. Ayrıca bkz.: McMeeking, a.g.e., s. 74-89. Ve: German National Library /Max von Oppenheim.

163 McMeekin, a.g.e., s. 74. Bu yıl içerisinde Veliaht Prens II. Wilhelm ile bir arkadaş yemeğinde buluştukları ve Oppenheim’ın Wilhelm’e ‘Değerli İmparatorum’diye seslendiği kaydedilmiştir.

164 Martin Kröger; Mit Eifer Ein Fremder İm auswartigen Dienst, Faszination, Orient, Max

von Oppenheim, Forscher, Sammler, Diplomat, Köln 2001, s.111-113.

165 Kadir Kon; “Almanya’nın İslam Stratejisi Mimarlarından Max von Oppenheim ve Bu Konudaki Üç Memorandumu”, Tarih Dergisi, S. 53, 2011/1, s. 211-252.

166 Oppenheim, Max, “Denkschrift Betreffend Die Revolutionierung der İslamischen Gebiete

62 olmak üzere, İngiliz ve Fransızların yönetimi altında bulunan bölgelerin nasıl

ayaklanacakları ile ilgili bilgilerden ve bu durumun öneminden bahsetmiştir. Mısır, Hindistan, Kafkasya ve Fas, Tunus ile Cezayir bölgelerine bu raporda vurgu yapmıştır. Bu rapor çerçevesince; Süveyş Kanalı’nda Türk-Almanlar tarafından hazırlanmış ortak bir saldırı başlatılmalı ve Arapların destekleriyle buralar İngilizlerden temizlenmelidir. Rusya’da ise Kazan, Kırım, Orenburg, Ufa, Kafkasya ve Orta Asya bölgelerinde ayaklanmalar teşvik ve destek edilmelidir. Çerkez, Çeçen ve Müslüman Gürcülerden 20-30 bin kişilik bir kuvvet kurulmalıdır. Yine Azerbaycan bölgesinde Bakü petrollerinin önemine de vurgu yapılmıştır. Max von Oppenheim, Kafkasya bölgesine oldukça önem vermiş ve üzerinde durmuştur. Bu hususta İstanbul Büyükelçiliğinde bulunan Max Zimmer ile irtibata geçerek Alman Dışişleri Bakanlığına genel raporu sunmuştur. İstanbul merkez alınarak Odesa, Tuapse, Trabzon üzerinden Güney Rusya’ya askeri kuvvetler sevk edilmeli ve elde edilen silahlar Kafkasya’da bulunan Türk ve Müslümanlara dağıtılmalıdır. Böylece oradaki petrol ve zenginliklere sahip olunabilirdi.167 Diğer taraftan tanındık bir sanayici olan August Thyssen tarafından Ağustos 1914’te Alman Başbakanına sunmuş olduğu raporda Kafkasya bölgesinde bulunan petrole dikkat çekmiştir. Aynı zamanda stratejik öneminden dolayı Kafkasya bölgesinin mutlaka Almanlar elinde bulunması gerektiğine dair von Oppenheim ısrarla bahsetmiştir. Von Oppenheim’ın başkanlığını yürütmüş olduğu istihbarat kurumu sayesinde II. Wilhelm ve Almanya Hükümeti Birinci Dünya Savaşı’nda hangi cepheye ne gibi bir önem verilmesi gerektiğine dair yol haritası çizmiştir. Diğer bir Yahudi isim olan General Liman von Sanders’in karşı çıkmasına rağmen, Enver Paşa, Kafkasya hususunda ikna edilmiştir. Enver Paşa’nın önderliğinde gerçekleştirilen Sarıkamış Faciası, binlerce Mehmetçiğin kış şartlarında acı çekerek şehit olmasına neden olmuştur. Anlaşılacağı üzere raporlarını büyük bir titizlikle Alman Devletine sunmuş olan Oppenheim, savaşa girişin bu şekilde gelişmesinde etkili isimlerden biri olarak karşımıza çıkmıştır. Kahire’de görev yaptığı sürede toplamda Almanya’ya 467 rapor sunmuştur. Max Baron von Oppenheim, 15 Kasım 1946 tarihinde Almanya Landshut’ta hayatını kaybetmiştir.