• Sonuç bulunamadı

FREEZE FRAME/ Donuk Kare (2004)

“Kaset Fenomeni Üzerine Bir Film”

Yönetmen: John Simpson Ülke: İngiltere, İrlanda Tür: Gerilim, Suç, Dram

Vizyon Tarihi: 01 Mayıs 2004 (ABD) Süre: 99 dakika

Dil: İngilizce

Müzik: Debbie Wiseman

Oyuncular: Lee Evans, Sean McGinley, Ian McNeice, Colin Salmon, Rachael Stirling Özet

Sean Veil (Lee Evans), bir başka suç için bir daha suçlanmaya önlem olarak, elinde delil olsun diye kendisini durmaksızın filme kaydeden bir ultra-paranoyak cinayet şüphelisidir. Polisler yeni bir cinayeti soruşturmaya başladığında suçsuzluğunu ispat edebilecek tek kaset gizemli bir şekilde ortadan yok olur. Sean gerek bu suçtan gerekse adeta kapısının önüne bırakılan diğer suçlardan kurtulup suçsuzluğunu ispat etmeye çalışırken geçmiş ve mevcut zaman çarpışır. Ancak gerek suçlamalar gerekse gerilim giderek artar ve Sean her şeyin sona erdiğini düşündüğü bir anda, beklenmedik bir olay sonucu kendisini amansız bir ölüm kalım savaşının içinde bulur.

Filmden

Bir gün 24 saat. Birilerinin hayatının bana benzeyen ya da benzemeyen birinin ellerinde son bulabileceği toplam 1440 dakika var. Birilerinin son nefesi olabileceği toplam 86.400 saniye. Hesabı verilecek onca zaman. Her yıl, hayatın ve ölümün 31.536.000 saniyesi.

**

Kayıt: 13 Ekim, 2003, Pazartesi. İlk dokuz saat kaydedildi.

Hatırlanacak şeyler. Bir. Paranoya muhakeme yeteneğinin yitirilmesidir.

Muhakeme yapabiliyorum, bu yüzden paranoid değilim. Hatırlanacak şeyler.

İki. Paranoid kişiliğin ana özellikleri hayaller düşmanca tavırlar, şüpheciliktir. Hayal görmüyorum. Şüpheci değilim. Tavrım düşmanca olabilir ama bunun nedeni peşimde olmaları.

Kayıt: 18 Nisan, 1994.

Üç cinayet zanlısı Sean Veil davasının sansasyonel bir biçimde düşmesinin ardından yüksek mahkemede bugün karmaşa yaşandı. Medyanın yanlı haberleri ile açılan bir hazırlık duruşmasının Bay Veil'in savunmasına zarar vereceğinden hakim aghan davayı düşürdü ve soruşturmayı yürüten Dedektif Louis Emeric ve Suçlu Davranış Uzmanı Saul Seger'i yanlı bir soruşturma stratejisi oluşturdukları, olayı magazinselleştirdikleri için ağır bir dille eleştirdi.

Bugün Yüksek Mahkeme'de olanlar bir trajedidir. Jasper ailesi için adalet tecelli etmemiştir. Edecek gibi de görünmemektedir. Bu sonuç itibarıyla altını çizerek sonuç diyorum, karar değil suçlanan şahsın bu suçtan aklanmadığını ve Jasper ailesiyle ilgili dosyanın açık kalacağı unutulmamalıdır. Polis şu anda bu olayla bağlantılı başka birini aramamaktadır.

Jasper cinayetlerinin patolojisi katilin büyük bir olasılıkla tekrar harekete geçeceğini gösterdiğini eklemek istiyorum. Ve bunu yaparsa, ki bence yapacak bir şeyden kesin olarak emin olmasını istiyorum ikinci kez adaletten kaçamayacak.

9 yıl, 11 ay... 28 gün ve o günden beri 1553 cinayet. 975'i hala çözülemedi.

Kaçında daha beni suçlayabileceklerini düşünüyorlar?

**

Saul Seger, Yeni kitabı "İngiltere’nin Yakalanmamış Katiller Avı!" Karanlığı okuma etkinliğinde :

“Başka bir şekilde etkilemeleri imkansız olan bir dünyada çalan, tecavüz, işkence eden, öldüren cinsel yırtıcıların ruh yapısını incelemek cesaretsizlere göre değildir. Katil gibi görebilmeli onun gibi düşünebilmelisiniz. Kelimenin tam anlamıyla, zihnine girmeli ve katil olmalısınız. Yalnızca bu ülkede şu ana dek adaletten kaçmış 600 böyle yırtıcı var. Bu adamlar ki büyük çoğunluğu erkektir aramızda yaşıyor ve çalışıyorlar. İçten içe nefret ettikleri dünyada zararsız görünmekte uzmandırlar. Sıradan çalışan insanların kocaları, babaları oğulları ve arkadaşlarıdırlar. Aslında bazıları bugün aramızda oturuyor olabilir. Bu kitap, İngiltere'nin yakalanmamış katillerinin kalplerinin görünmez karanlığının gizli işaretlerini fark etmenize yardım edecek. Gece yanınıza uzanıp tekrar ne zaman harekete geçeceğini planlayabilecek katilleri tanıyacaksınız.”

**

Bay Seger, adım Katie Carter. Crime Wave'de muhabirim.

Sizi tanıyorum, Bayan Carter.

Bu sabah radyoda kitabınızın baskısının Susan Jasper ve kızlarının, barbarca katledilişinin 10.

yıldönümüne denk getirildiğini duydum. Ancak, şüphelinin kim olduğuna ya da nasıl adaletin karşısına çıkarılabileceğine dair yeni bir teoriniz yok.

Bunun iyi bir nedeni var, Bayan Carter. Kitabım, çözülmemiş suçların yakalanmamış katillerini anlatıyor.

Evet. Jasper cinayetlerini çözülmemiş addetmiyorum. Ama katili bildiğinizi söylüyorsunuz. 10 yıl önceki fikrimin arkasındayım diyorum. Dahası diyorum ki, ebeveyni bir kenara bırakın, altı yaşında ikiz kızlara silah doğrultabilecek yapıda ki bir adam ölmediği ya da hapse girmediği sürece toplum için risk oluşturmaya devam edecektir.

Bu durumda, Bay Seger, hala serbest olmasının sizin suçunuz olduğunu kabul ediyor musunuz?

Anlayamadım?

Sean Veil'i itiraf etmesi için tuzağa düşürmeye çalışmasaydınız, o dava düşmeyecekti. Bu ülkenin yanlış bazı kanunları bu konudaki görüşlerimi açıkça söylememi yasaklıyor, genç bayan. Yine de, şunu söyleyebilirim zaman pek çok davada olduğu gibi Jasper davasında da haklılığımı kanıtlayacaktır.

Şimdi, sakıncası yoksa bana soru sormak isteyen pek çok kişi var.

Sean Veil:

- Benim bir sorum var!

- Hemen güvenliği çağırın!

Masum biri bu ülkede nasıl adaleti bulur? İtibarını nasıl geri kazanır? Akıl sağlığını?

- Bu bir tür tertip mi?

- Bilmen gerekir, Seger. Bu uzmanlık alanın, değil mi?

Uzmanlık alanım, gayet iyi bildiğiniz gibi detaylı suç mahalli incelemeleri sonucu cinayet zanlılarının doğru tespit edilmesidir. Enayilerin tespiti yani.

- Faka basanların!

- Oradaydın, Veil! O civardaydın! Görenler var.

Yürüyüşe çıkmıştım. Kimseye zarar vermedim. Yanlış bir şey yapmadım. Ben masumum! Ben masumum! Yanlış bir şey yapmadım!

Dilediğin kadar haykır, Veil, biri sana inanabilir. Ben değil! Bildiklerim farklı. Şuradayım, Veil.

Aklının içindeyim. Bütün sapkın fantezilerini biliyorum. Kara düşlerini. Seni senden bile iyi biliyorum!

Hayır! Beni rahat bırakın! Jasper katili hala serbest! Yanlış bir şey yapmadım! Seger! Bunu biliyorsun!

Sanırım bedava tanıtım için size teşekkür etmeliyim, Bayan Carter. Yanlış adamı atıyorsunuz! Buradaki suçlu ben değilim! Cinayetlerden para kazanan ben değilim! Geri gelirsen, hapsi boylayacak olan sensin! Bay Veil, orada söylediklerinizi duydum. Bay Veil, orada söylediklerinizi duydum.

- Bunu kaydediyor mu?

- Evet ama kapattırabilirim isterseniz.

- Hayır. Hayır.

- Gerçekten! Sorun değil. Kamera kapalıyken de konuşabiliriz. Kapalı kamera mı?

Yani kanıtım, olmayacak?

İspat yok. Bugün 15:30'da nerede olduğumun kanıtı olmayacak. Yani başka yerde şu anda birinin işlediği bir şeyden ötürü suçlanabileceğim?

Hayır. Nasıl isterseniz demek istemiştim. Biraz konuşabilir miyiz acaba?

Röportaj vermiyorum. Onay hakkım olmazsa olmaz. Sözlerim çarpıtılabilir, farklı aksettirilebilir.

Olaylar farklı aksettirilebilir. Aklımdan geçen röportaj değildi, Bay Veil. Geleneksel anlamda değil. Gitmeliyim.

Bay Veil, durun, lütfen! Lanet olsun.

Hatırlanacak şeyler. Üç. Her yerde. Etrafımı sardı. Tehdit. Bir kere algıladığında, asla yok olmuyor. Bunu garanti altına alıyorlar. Bu bir sinir harbi. Daimi. Sürekli. Asla bitmeyen. Hayatımı kayıt altına almışken nasıl bir suçlu olduğumu düşünürler?

Herkesin kaçındığı şeyi yaptığım halde?

Eşkalim herkesin hafızasına kazınmışken?

Mümkün olsa, burada yaşardım. Devamlı gözlemlenebilmek için evi buraya kurardım. Nerede olduğumu istisnasız herkes öğrenirdi. Gerçeklerin doğrulanabilir ve şüphe götürmez olması harika olurdu.

**

- Vizualizasyon terapisi. Doktorlar dünyada en çok istediğin şeyi hayal edin diyor ve işte hemen oluveriyor.

-Bu doğru olsaydı çoktan ölmüş olurdun.

**

Sean. Çabuk ol. Burası tüylerimi diken diken ediyor. Hem senin derdin ne?

Köstebek falan mısın?

Karanlıkta yuvamda gibi hissediyorum, kastettiğin buysa.

Bu da ne?! Üzgünüm, tamam mı?

Başka seçenek bırakmadınız!

Sean! Aç şu lanet kapıyı! Sean!

Öyle mi?

Ne yapacaksınız?

İşlemediğim bir cinayetle mi suçlayacaksınız?

Beni kilitleyip anahtarı mı atacaksınız?

**

Hatırlanacak şeyler. Dört. Adli Tıbbın ilk kuralı. Lockhart Teorisi. Her temas bir iz bırakır. Hiç bir yerde bir şey bırakmazsam izleyip beni bulabilecekleri bir şey olmaz.

**

Bak ne diyeceğim Veil vizualizasyon olayından korkmaya başladım. Orada oturduğunu hayal ettim ve oradasın. Biri kaderlerimizin kesiştiğini düşünebilir. Suçluyum dediğimi hayal etsene. Bakalım işe yaracak mı?

Saklayacak bir şeyim olsaydı, teslim olmazdım, değil mi?

Saklayacak bir şeyin olmasaydı, kaçmak zorunda kalmazdın.

15 Ekim 1998, Sean. Oradan başlayalım. Neredeydin?

Kiminleydin?

Ne yapıyordun?

Bizi tatmin edecek cevaplar ver... Siz de kanıtların tam aksini işaret etmesini sağlayın ve ben de 15 yıl, gün ışığı yüzü göremeyeyim. Bana kalsa 30 yıl.

- Bunu kullanabilir miyim?

- Bu yüzden burada. İşte oradayım. Demiryolu tecavüzcüsü değilim. Onu yakaladınız. Bunu biliyoruz, Sean. Nerede olduğunu bilmek istiyoruz. Portneath'te. Gün boyu ve gece oradaydım. Deniz kenarına gitmek için garip bir zaman. Bu yüzden gitmiştim. Tenha olur diye. Sonraki karede görebilirsiniz. Yıllar onu değiştirmemiş, değil mi, Mountjoy?

Dudağında bir kesik bile var. Uzman değilim ama, sanırım makyajdan faydalanıyorsun. Dün de çekilmiş olabilir.

Süre kodunu biliyor musunuz?

Evet. Kimi kameralarda değiştirilebildiğini de biliyorum. Olabilir, olmayabilir de. Ama bir gazetenin manşetini değiştiremezsin, değil mi?

Herkes bunun 15 Ekim 1998 olduğunu görebilir.

Bana inanmıyorsanız gazeteye bakabilirsiniz. Olabilir. Kütüphaneden bir nüshasını yürütmek de mümkün tabii.

Neyi ima ediyorsunuz bilmiyorum ama şunu biliyorum kanıtım var. Kanıtım sağlam.

**

Zihnimde daha fazla görüntü istemiyorum. Suçlarınla yüzleşmelisin, Sean. Terapi olarak gör. İlk adım, rehabilitasyona giden uzun zorlu yoldaki. Psikolog bir tanıdığım derdi ki... "Yüzleşmeden tedavi olmaz."

**

Aileni o mu öldürdü?

O muydu?

Biraz düşün. Jasper cinayetlerinden önce, neydi?

Senin gibi eski adi suçlularla uğraşan sıradan bir küçük kasaba psikoloğu. Geçmişini araştırdım.

Polis olmak istemiş, başaramamış! Reddedildiği bir meslekten, manşete taşınan bir cinayet işleyip, bunu çözmek için aralarına sızmaktan daha iyi nasıl intikam alınır ki?

Profil uzmanı olarak yükselmenin daha iyi başka yolu var mı?

Onu dinleme, Veil. Seninle oyun oynayan o. Beni sana öldürtmeye çalışıyor. Sözüm ona bir profil dehası için Seger her şeyi yanlış anlama yeteneğin inanılmaz.

Seni o öldürmeyecek. Ben öldüreceğim.

Hayır, bunun parçası olmak istemiyorum, lütfen. Başından beri parçasıydın. Sonunda da burada olabilirsin.

Lütfen. Burada olmaz.

Onu dinle, genç Jasper! Mantıklı konuşuyor. Ayrıca, beni öldürürsen, yanlış kişiyi öldürmüş olacaksın.

Beni öldürürsen, gerçek de benimle ölecek. Neden bahsediyor?

Kurtulmak için yine benim yaptığımı söyleyecek. Bunu yapmak için ahmak olmalı. Bu silahı evinde buldum, Seger! Onu test ettirdim!

- Parmak izlerini de test ettirdin mi?

- Parmak izi?

Anlamsızdı. Senin gibi adli tıp bilgisine sahip biri, izleri yok ederdi. Benim gibi biri en başta onu evinde tutmazdı. Parmağımı tetiğe koymakla aynı şey. Şimdi silahta parmak izim var. Eve benim koyduğumu söyleyecek. Yapacağı bu. Silahla ne yaptığını söyleyecek ya da ölecek! Söyleyeceği bu! Biri yolladı, tamam mı?

Ondan kurtulmalıydım ama koleksiyon hastalığım var. Kendi kara müzem için bir suç aletini hatıra olarak sakladım. Klasik seri katil davranışı, hatıratları saklamak. Kendi kitabında öyle diyor.

Koleksiyonerim Veil, katil değil. Yalancı pisliğin tekisin.

Onu sana kim yolladı?

Gerçek daima umduğumuz gibi her derde deva değildir, Katie Jasper. Ama gerçekten anneni ve kardeşlerini kimin öldürdüğünü bilmek istiyorsan...

İstiyorum. O zaman kendi kolunu kesmeni öneririm.

Ne?

Ailenin katilinin kanı, kendi damarlarında akıyor. Tabancayı baban yolladı, her şeyi itiraf eden bir notla Veil'in davasının düştüğü gün. Babanın kendini astığı gün.

Babam kendini, annem, Moira ve Maggie olmadan yaşayamadığı için astı. Onları öldürdüğü için demek istiyorsun. Annenin bir ilişkisi olduğunu sanıyordu. Moira ve Maggie'nin kendisinden olmadığını düşünüyordu. O yüzden onları yüzlerinden vurdu. Hayır. Nefretini göstermek için.

Tiksintisini. Hayır. Annen silahı almaya çalışmasaydı baban paçasını kurtaramazdı. Annen o mücadelede babanı yaralamasaydı. Ona kaçış yolu açtı, soruşturmayı kendinden uzaklaştıracak bir neden. Bu doğru değil! Bu yalan! Doğruysa niye anlatmadın?

Mesleğimde yeni bir yere gelmiştim. Sözlerimin ve Veil yaptı teorimin arkasında durmalıydım.

İtibarımın zedelenmesini en az senin kadar istemiyordum. Katilin kızı olarak anılmak istemediğin kadar.

**

Son on yılı nasıl yaşadığımı biliyor musun?

Neler çektiğimi?

Bahse girerim, Emeric bilmiyordur bile, değil mi?

Pislik benden nefret ediyor. Onunla mezarı boylamamı istiyor. Bu onu öldürüyor. Ve sen, sen... Bak, kimsenin ölmesi gerekmiyor, Veil. Kimsenin acı çekmesi gerekmiyor.

Şimdi, birbirimizin kirli çamaşırlarını öğrendik. Tek yapmamız gereken olanları unutmak hayatlarımıza devam etmek.

Seni hastalıklı pislik!

**

Kasetlerinin güvenilirliği sorgulanacaktı. Bunları nereden biliyorsun?

Onun kasetlerindeki delillerle seni yargılayabileceklerine karar verdiklerinde?

**

Hatırlanacak şeyler. Beş. Asla prezervatifsiz seks yapma. Asla. Bir kez spermini ele geçirdiler mi, mahvolursun.

Hatırlanacak şeyler. Altı. Kendini kaydetmeyi asla bırakma. Asla. Kamera kayıtta değilse, savunmasızsın.